MAGAZİN - 22 Nisan 2025 Salı 11:28

İstanbul trafiğine takılmamak için konserlerine Bursa’dan özel uçakla gidiyor

A
A
A

Türk müziğinin güçlü sesi Mehmet Çevik, İstanbul trafiğinde beklememek için konserlerine Bursa’dan özel uçakla gidiyor. Şimdileri öğretmen pilot eşliğinde yolculuk yapan ünlü şarkıcı, aldığı pilot eğitimleri tamamlandığında kendi uçağını kendisinin kullanacağını söyledi.

Yeni albümüyle müzikseverlerden büyük beğeni toplayan ve özellikle Aslı Hünel ile yaptığı "Ben Ordayım" düetiyle listeleri alt üst eden Çevik, yoğun konser temposuna ayak uydurmak için radikal bir karar aldı. Ünlü şarkıcı İstanbul’daki konserlerine Bursa’dan özel uçakla gidiyor.

Sanatçının bu kararı almasında İstanbul trafiğinin büyük etkisi var. Haftalık konser maratonunda zamanla yarışan Mehmet Çevik, bir süredir yaşadığı gecikmeler nedeniyle artık havayolunu tercih ediyor. Pilot olan yakın arkadaşının teklifini değerlendiren ünlü sanatçı, şehir dışı sahneleri için özel 2 kişilik uçağıyla öğretmen pilot eşliğinde yolculuk yapıyor.

İstanbul trafiğine takılmamak için konserlerine Bursa’dan özel uçakla gidiyor

Yunuseli Havaalanı’ndan İstanbul’a havalanmadan önce eşi ve çocuklarıyla vedalaşan Çevik, "Her hafta sahneye geç kalma stresi yaşamak beni çok yoruyordu. Artık İstanbul trafiğine değil, gökyüzüne güveniyorum" diyerek havadan ulaşımın kendisi için yeni bir dönem başlattığını belirtti.

Yıllardır sahne performansları ve duygusal yorumuyla gönüllerde taht kuran sanatçı, yeni albümüyle de adından söz ettirmeye devam ediyor. Özellikle Aslı Hünel ile birlikte seslendirdiği "Ben Ordayım" parçası, konserlerde dinleyicilerden büyük alkış alıyor. Mehmet Çevik, "Bu şarkıyla sahneye çıktığım an, salonun atmosferi değişiyor. O kadar güzel tepkiler alıyoruz ki anlatamam," diyerek dinleyicilerine teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.

Konser takvimi giderek yoğunlaşan ve Türkiye’nin dört bir yanında sahne alan Mehmet Çevik, özel uçakla yolculuk etmenin hem konforlu hem de zaman kazandırıcı olduğunu belirterek, "Gökyüzü, sahneye çıkan yolum oldu artık" dedi.

Emirhan Erzurum

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Vali Aksoy: "Çocuklar bir milletin umudu ve yarınlarının güvencesidir" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, çocukların, bir milletin umudu ve yarınlarının güvencesi olduğunu anlatarak, "Onların her biri ayrı bir dünya, eşsiz bir potansiyeldir" diye belirtti. Vali Aksoy’un 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Bizlere düşen en ulvi görev, bu potansiyeli sevgiyle, şefkatle ve adaletle beslemektir. Bu anlamlı gün, tüm çocukların doğuştan sahip oldukları; yaşama, barınma, sağlık, eğitim, istismardan ve şiddetten korunma gibi temel ve evrensel haklarının altını bir kez daha çizmemiz için önemli bir fırsattır. Bir çocuğun gülüşünden daha değerli hiçbir şeyin olmadığını bilerek, onların haklarını korumak yalnızca hukuki bir yükümlülük değil, her şeyden önce vicdani ve insani bir sorumluluktur" ifadeleri yer aldı. "Her çocuğumuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesi için çalışıyoruz" Devletin ’her çocuğun öncelikli yararı’ ilkesiyle hareket ederek çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan tam donanımlı bireyler olarak yetişmesi için tüm imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Vali Aksoy’un mesajı şöyle devam etti: "Eskişehir valiliği olarak bizler de ilimizdeki her bir çocuğumuzun sevgi dolu bir ortamda büyümesi, hayallerinin peşinden koşabilmesi ve kendini güvende hissetmesi için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta ilimizdeki evlatlarımızı olmak üzere tüm dünya çocuklarının 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor; onlara barış, sağlık ve mutluluk dolu aydınlık bir gelecek diliyorum."
İstanbul Uzmanından gıda zehirlenmelerine karşı mide koruyucu uyarısı Gıda zehirlenmelerinin kişiden kişiye farklı belirti ve etkiler gösterdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Filiz Çalışkan Esen, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Esen, özellikle mide koruyucu kullananların zehirlenmelere karşı daha açık hale geldiğini belirtti. Son günlerde yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları ve dört kişilik Böcek ailesinin hayatını kaybetmesi sonrası, gıda hijyeni konusu yeniden gündeme geldi. Beykent Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Filiz Çalışkan Esen, özellikle dışarıdan yiyip içmeyle ilgili vatandaşlara bazı uyarılarda bulunurken, zehirlenmelerin nasıl seyrettiğine dair önemli bilgiler verdi. Kümes hayvanları uyarısı Gıda zehirlenmelerinin en fazla tavuk, hindi gibi kümes hayvanlarından kaynaklandığını belirten Esen, çiğ yumurta, kıyma, kırmızı et, süt ürünleri, konserve ürünler ve kabuklu deniz mahsullerinin de zehirlenmelere yol açabildiğini belirtti. Bu ürünlerde bulunan toksin ya da bakteri oranına göre riskin değiştiğini belirten Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Gebeyse, bağışıklığını baskılayıcı başka hastalığı varsa, örneğin sirozsa, siroz hastalarının midye yemesi çok riskli, yaşlıysa, ek hastalığı varsa, kanser hastasıysa böyle kişilerde daha ölümcül seyretme ihtimali var" dedi. Karma zehirlenmelerin tedavisi daha zor Karma zehirlenmelerde tedavinin daha zor olduğunu belirten Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Karma zehirlenmelerin tedavisi çok daha zor. Buna bir salgın olabilecek şekilde yaklaşıyoruz. Daha kötü seyredebiliyor. Birçok yemekten zehir almış olabileceği için çok daha detaylı araştırıyoruz. Tekli zehirlenmelere göre daha kötü seyir ettiğini biliyoruz" diye konuştu. "Aynı üründe farklı miktarda toksin bulunabilir" Toksin birikmiş aynı ürünleri yiyenlerde farklı etkilerin ortaya çıkabildiğini belirten Esen, bu durumu şöyle açıkladı: "Zehirlenme herkeste aynı seyretmeyebiliyor. Örneğin midyenin bir kısmında toksin daha fazla olabilir, midyenin dış kısmında üremiştir iç kısmında yoktur. Birkaç yemek varsa toksin olan kısmı daha çok almıştır. Biri hafif bir mide bulantısıyla atlatırken bir diğeri ölebiliyor. Burada kişinin genetik bağışıklığının iyi olması, gebe olması, çocuk ya da yaşlı olması gibi birçok faktöre göre değişiyor ama en önemlisi toksinin ne düzeyde alındığı. Kenarında çok fazla toksin varsa siz oradan yediyseniz daha ağır geçirirsiniz. Ortada daha az varsa o kısımdan yiyen daha hafif geçirebilir. Mide koruyucu çok sık kullanıyoruz. Mide koruyucu kullanmak mide asiditesini düşürdüğü için bu tarz gastroenteritlerde enfeksiyona daha açık hale getirebilir. Mide koruyucu kullananların daha da dikkat etmesi gerekiyor." Dışarıdan yiyecek alırken bunlara dikkat edilmeli Dışarıdan yiyecek tüketirken dikkat edilmesi gereken noktalara değinen Dr. Filiz Çalışkan Esen, "Besin zehirlenmelerinden kaçınmak için hijyen çok önemli. Çiğ ve pişmiş besinlerin ayrı tahtalarda kesilmesi, aşçının burun taşıyıcısı olmaması, ellerini çok sık yıkamaları gerekir. Dışarıda buzlu şeyler tüketmemeliyiz. Çünkü buz üretiminde çok hijyenik su kullanılmayabiliyor. Hijyeninden emin değilsek çiğ salatalar çok tüketmemeliyiz. Midye, istiridye gibi kabuklu deniz ürünlerinden kaçınmamız lazım. Yurt dışında seyahatteysek bir yemeği meyve gibi soymuyorsak, pişirmiyorsak ya da kaynatmıyorsak o yemekten uzak durmamız lazım" ifadelerini kullandı.
Bursa Düşük kalorili ’salata menülerine’ ilgi artıyor Sağlıklı beslenme ve düşük kalorili öğünlere olan talep hızla yükselirken, ev yemeği tadında pratik salata menüleri de giderek daha fazla tercih edilmeye başladı. Yeni ürünler özellikle hızlı hayat temposunda sağlıklı seçim arayanların ilgisini çekiyor. Günlük hayatın temposu arttıkça, sağlıklı ve düşük kalorili öğünlere yönelim de belirgin biçimde yükseliyor. Spor yapanlar, ofis çalışanları ve hızlı hayat tarzına sahip bireyler; pratik, doğal ve besleyici seçeneklere daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bu talep, hazır gıda pazarında yeni ürün kategorilerinin oluşmasına zemin hazırlarken, salata menüleri son dönemin en ilgi gören seçenekleri arasında yer alıyor. Bugün sağlıklı hayat odaklı beslenme yalnızca sporcularla sınırlı değil; çalışan annelerden genç profesyonellere kadar geniş bir kesim düşük kalorili, doğal ve doyurucu ürünlere yöneliyor. Bu eğilim, üreticileri de menülerini daha sağlıklı içeriklerle zenginleştirmeye yönlendiriyor. Ev Dışı Tüketim (EDT) pazarında ev yemeği tadındaki ürünleriyle bilinen Bidaa, bu doğrultuda düşük kalorili yeni salata menülerini tüketiciyle buluşturdu. Firma, zaten geniş olan dünya mutfağı ürün gamını şimdi de fit hayatı destekleyen bir kategoriyle güçlendirmiş durumda. Bidaa, daha önce Türk mutfağının yanı sıra Uzakdoğu, Çin, Kore, Hindistan ve Avrupa mutfaklarından seçkin tatlarla menüsünü zenginleştirmişti. Yeni salata menülerinde ise dünya mutfaklarının hafif reçeteleri merkezde yer alıyor. Koruyucu içermeyen ürünler; taze sebzeler, bitkisel proteinler, özel soslar ve düşük kalori hedefiyle hazırlanan tariflerden oluşuyor. Ürünler derin dondurucuda 6 ay ile 1 yıl arasında güvenle saklanabiliyor ve yalnızca 3 dakikada tüketime hazır hale geliyor. Yeni ürün grubuna ilişkin değerlendirmede bulunan Bidaa Satış ve Pazarlama Müdürü Müge Gölcü, tüketici beklentilerindeki dönüşümün ürün geliştirme stratejilerini doğrudan etkilediğini belirterek şunları söyledi: "Sağlıklı ve düşük kalorili ürünlere olan yönelim artık geçici bir akım değil; geniş kitlelerin tercih ettiği kalıcı bir hayat şekline dönüştü. Biz de bu ihtiyaca cevap verebilmek için yeni salata menülerimizi geliştirdik. Tüm ürünlerimizde olduğu gibi burada da katkısız, doğal ve ev yemeği tadında bir lezzeti koruyoruz. Hızlı yaşayan, formuna dikkat eden ve güvenilir öğün arayışında olan herkesin rahatlıkla tercih edebileceği bir seçenek oluşturduk." Gölcü, gıda teknolojisinin sunduğu imkanları tüketici lehine kullandıklarını vurgulayarak, pratik hazırlanabilirliğin günümüz tüketici davranışlarında en etkili kriterlerden biri haline geldiğini ifade etti. Yeni salata menülerinin sadece diyet yapanlara değil; sporcular, çalışan kadınlar, genç profesyoneller ve gün içinde sağlıklı ara öğün arayan geniş bir kitleye hitap ettiği belirtiliyor. Bidaa’nın "Geleneğin Pratik Tadı" yaklaşımıyla geliştirdiği bu yeni ürün grubu, sağlıklı hayat trendinin yükseldiği dönemde katkısız, doğal ve pratik hazır gıda alternatifleri arayanlar için güçlü bir seçenek sunuyor.