ASAYİŞ - 31 Ekim 2024 Perşembe 14:05

Kiracısına horon dinleten kadın konuştu

A
A
A

Bursa’nın İznik ilçesinde 2 yıl önce "kiracısı evden çıksın" diye horon açarak kırdığı baca deliğinden dinleten ev sahibi, mahkeme tarafından 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı. Daha önceden bir sabıkası bulunmadığı için cezası ertelen ev sahibi; eski kiracısına seslenerek “Asla affetmiyorum onları, hakkımı da helal etmiyorum” dedi.

Olay, 2 yıl önce İznik ilçesi Yeşil Cami Mahallesi’nde bir evde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2 katlı evin alt katında ailesi işe yaşayan kiracı Nusret Durmaz, üst katında oturan ev sahibi Tenzile Bulunmuş’un psikolojik baskılarına maruz kalmıştı. Ev sahibi Tenzile Bulunmuş’un baskıları her geçen gün artınca, kiracı Nusret Durmaz ev sahibinin baskılarını cep telefonu ile kayda aldı. Kayıtlar sonrası İznik İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden Durmaz, ev sahibinden şikayetçi oldu. Ev sahibi baca deliğini kırıp gece geç saatlerde horon dinletmişti.

Kiracısına horon dinleten kadın konuştu

Mahkeme hapis cezası verdi

İznik Asliye Ceza Mahkemesi, ev sahibi Tenzile Bulunmuş’a, ’Huzur ve sükûneti bozma’ suçundan 6 ay 7 gün hapis cezası verdi. Adli sicil kaydı bulunmayan ev sahibi Tenzile Bulunmuş’un cezası 5 yıl ertelendi. Bulunmuş İHA’ya yaptığı açıklamada kiracısının bıraktığı evde 40 bin lira masraf çıkardığını belirterek, "Hakkımı helal etmiyorum. Çıkıp gittiler ama cezasını ben çektim. Evimi komple yaptırdım, 40 bin lira masraf çıktı. 23 bin lira mahkeme cezası ödedim. Evin parkeleri çürümüştü, onları kaldırdık, yeni parke döşedik. Komple badana ve sıva yapıldı. Bu masrafları kim ödeyecek bana. Evi bu şekilde bırakıp gitti, cezası bana kesildi. Asla affetmiyorum onları hakkımı da helal etmiyorum” dedi. Bulunmuş’un 82 yaşındaki yeni kiracısıyla mutlu bir şekilde yaşadığı öğrenildi.

Mehmet Buldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yürek ısıtan çalışma; engelli aracıyla okula tek başına gitmek isteyen Mehmet’in okul yolu asfaltlandı Hatay’da engelli aracıyla tek başına okula gitmek isteyen 11 yaşındaki SMA hastası Mehmet Bülent Dönmez’in hayali gerçeğe dönüştü. Dönmez ve ailesi, Başkan Mehmet Öntürk’ün talimatıyla asfaltlanan yol için teşekkür etti. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB), Arsuz’da yaşayan ve okula tek başına gitmek isteyen 11 yaşındaki SMA hastası Mehmet Bülent Dönmez’in hayallerini gerçekleştirmek için mesai yaptı. HBB Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Arpaderesi Mahallesi’nde ikamet eden Dönmez’in okuluna giden yolda asfalt serimi gerçekleştirdi. 8 yıldır başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birçok kuruma başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir çalışma yapılmayan ve kullanılamaz halde olan yol, ekipler tarafından süratle asfaltlanarak Dönmez’in tekerlekli sandalyesiyle okula rahatlıkla gidip gelmesi sağlandı. Hayallerine kavuşan Mehmet’in akülü aracıyla yolda gerçekleştirdiği ilk yolculuğundaki mutluluğuysa yüzüne yansıdı. Tekerlekli sandalyeyle okula gidip geldiği için yolun bozuk olmasından dolayı ciddi sıkıntılar çeken Dönmez ve ailesi, Başkan Mehmet Öntürk’ün talimatıyla asfaltlanan yol için teşekkür etti. Arpaderesi Mahallesi Muhtarı Mehmet Dönmez, “SMA hastası kardeşimiz okuluna tek başına gidip gelemediği için bozuk olan yolumuzu Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk’e bildirdik ve beton asfalt serildi. Kardeşimiz artık rahatlıkla okula gidip gelecek, kendisinden Allah razı olsun” dedi. Çalışma sayesinde tek başına okuluna gitmeye başlayan Mehmet Bülent Dönmez, “Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk’e yol için çok teşekkür ederim” diyerek vatandaşlardan da “Oyuncu Abi” isimli sosyal medya hesabına abone olmalarını rica ederek gülümsetti.
Aydın Aydın’a yerleşen yabancıların sayısı 1 yılda yüzde 5 azaldı Türkiye’nin önemli şehirlerinden olan ve demokrasinin beşiği olarak nitelendirilen Aydın’da, ikamet izni alan toplam 9 bin 748 yabancı yaşarken, son 1 yılda ikamet izni alan yabancıların sayısı yüzde 5 azaldı. Ünlü Tarihçi Heredot’un “Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü” olarak nitelendirdiği ve birçok insanın Ege’ye taşınma hayalini süsleyen Aydın, yabancı uyruklu vatandaşların da tercihleri arasında yer alıyor. Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nün geçici koruma dahilinde olan yabancılar ile düzensiz ve düzenli göçmenler hakkındaki verileri çerçevesinde Aydın genelinde 118 farklı ülkeden yabancı uyruklu vatandaş ikamet ediyor. 10 Kasım 2023 verilerine göre 11 bin 282 olan ikamet izinli yabancıların sayısı 7 Kasım 2024 verilerine göre 9 bin 748 oldu. Bir yıl içerisinde ikamet izni alan yabancıların sayısında yaklaşık yüzde 5 oranında azalma yaşanırken, toplam 534 yabancı uyruklu vatandaş ikametini Aydın’dan aldırdı. Öte yandan verilere bakıldığında Türkiye genelinde ise 7 Kasım 2024 verilerine göre toplam 1 milyon 23 bin 653 ikamet izni alan yabancı uyruklu vatandaş yaşıyor. Aydın’da ikameti devam eden yabancıların ilçelere göre dağılımına bakıldığında ise en fazla yabancı uyruklu vatandaş Kuşadası’nda yaşadığı öğrenilirken yabancıların uyruklarına göre dağılımına bakıldığında ise il genelinde en fazla İngiliz uyruklu vatandaşların olduğu öğrenildi. Geçici Koruma statüsünde Aydın’da yaşayan Suriyelilerin sayısı ise 7 Kasım 2024 verilerine göre 8 bin 340 oldu. Aydın’daki Suriyelilerin 1 milyon 161 bin 702 olan Aydın nüfusuna oranı ise yüzde 0,71 oldu.
Düzce 12 Kasım Düzce depreminin 25. yıldönümü Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, merkez üssü Düzce olan 12 Kasım 1999 depreminin 25. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Depremin doğal bir süreç olduğuna dikkat çeken Özlü, en önemli tedbirin teknoloji, bilim ile denetimin bir arada uygulandığı, sağlıklı ve güvenli yapılar inşa etmek olduğunu belirtti. Başkan Faruk Özlü, çeyrek asır önce merkez üssü şehrin doğusunda bulunan ilçesi Kaynaşlı olarak kayıtlara geçen 12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nin yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Deprem gerçeğinin sadece Düzce değil, Türkiye’nin en büyük meselesi olduğunu belirten Başkan Özlü, uygun yapılaşma ve denetimlerin yıkım ve zararları büyük ölçüde engelleyeceğine dikkat çekti. Başkan Özlü, mesajında şu ifadelere yer verdi: “17 Ağustos Marmara Depremi’nden sadece 87 gün sonra ikinci bir yıkımla karşılaşan Düzce’miz, merkez üssü Kaynaşlı olan 7,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Şehrimizden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın Kuzey kolunun kırıldığı bu iki depremde binlerce vatandaşımızı, zemine uygun olmayan, eksik malzemeli yapılar nedeniyle ebediyete uğurladık. Türkiye’nin en önemli meselesi depremdir ve ona karşı alınacak tedbirlerdir. Depremin doğal bir gelişim olduğunun farkında olmakla birlikte böyle bir durumdan etkilenmemek için izlememiz gereken en korunaklı yol; Cumhurbaşkanımızın da çağrı da bulunduğu gibi yatay mimari alışkanlığını yaygın ve kalıcı hale getirmek, uygun malzeme ve ölçümler ışığında konutlar inşa etmektir. Düzce yaşadığı iki büyük felaketin izlerini hızla silerken 3 ayda iki büyük sarsıntı ile yıkılmış şehrimizi yeniden inşa ettik. Özellikle son yıllarda Düzce Belediye Meclisi’mizin de desteği sayesinde İmar ve Şehircilik konularında önemli düzenlemeler yaptık. Şehrimizin yapı stokunu çok büyük oranda yeniledik. Denetim ve yaptırım mekanizmalarımızı titiz çalışmalarında destekledik ve bu konuda vatandaşlarımızda farkındalık oluşturmayı amaçladık. Düzce’mizde 20 metre genişliğindeki yol kenarları haricinde zemin üzeri iki kattan daha yüksek hiçbir yapının yapılmasına izin vermedik. Mevcut imar yönetmeliğimizde de bu karara uymak kesin olarak aradığımız kıstaslardan biridir. Bu açıdan yatay mimari konusunda Düzce’miz ülkemize örnek gösterebileceğimiz nadir bir şehirdir, bu bizim için bir gurur kaynağıdır. Nitekim en son yaşadığımız 23 Kasım Depremi’nde şehrimizde hiçbir yapının zarar görmemesi kararlı çalışmalarımızın ortaya koyduğu memnuniyet uyandırıcı sonuçtur. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acısı hala taze olan 6 Şubat depremleri ülkemizin deprem gerçeğine her zaman hazır olması gerektiğini kaybettiğimiz canlarla bir kez daha hatırlattı. Bu konuda hiç esnemeden üzerimize düşen ne ise yapmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile binlerce vatandaşımızı hayattan koparan depremlerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah, Düzce’mize, ülkemize ve milletimize böyle acılar bir daha yaşatmasın.”
İstanbul Ozon tedavisi ile vücudunuzu yenileyin Medipol Sağlık Grubu’ndan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Kıvanç Katmerlikaya, ozon tedavisinin son zamanlarda sağlık alanındaki kullanımının arttığını belirterek tedavi yönteminin detaylarını paylaştı. Ozonun, üç oksijen atomundan oluşan bir gaz olduğunu belirten Dr. Katmerlikaya, hastanelerde medikal oksijenin jeneratör aracılığıyla ozona çevrildiğini ve bu şekilde tedavide kullanıldığını ifade etti. Son yıllarda sağlık alanında hızla yayılan yenilikçi yöntemlerden biri olan ozon tedavisi, farklı hastalıklarda sağladığı olumlu sonuçlarla adından sıkça söz ettiriyor. Ozonun, özellikle eklem ağrıları, nörolojik hastalıklar ve bağışıklık sistemini düzenleme gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiği belirtiliyor. Medipol Üniversitesi Sefaköy Hastanesi’nden Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Kıvanç Katmerlikaya, bu modern tedavi yönteminin sağladığı faydaları ve nasıl uygulandığını anlattı. Çoklu hastalıklarda kullanılıyor Dr. Katmerlikaya, ozon tedavisinin özellikle kireçlenme ve eklem aşınmalarına bağlı problemlerde kullanıldığını belirterek, Parkinson, MS gibi nörolojik hastalıklarda da tedavi edici etkilerinin görüldüğünü söyledi. Hastanın tedavi için yalnızca 15-20 dakika ayırmasının yeterli olduğunuvurgulayan Dr. Katmerlikaya, bazı özel durumlar hariç birçok hastaya güvenle uygulayabiliyoruz. Halk arasında ‘bakla hastalığı’ olarak bilinen favizm ve tiroit fonksiyon bozukluğu olan hastalara bu tedaviyi uygulamıyoruz. Ayrıca gebelere de önerilmiyor” dedi. Nasıl uygulanıyor? Ozon tedavisinin nasıl uygulandığı hakkında bilgi veren Dr. Katmerlikaya, “Tedavinin iki temel yöntemi bulunuyor. Sistemik ve lokal uygulama. Sistemik uygulamada hastanın yaklaşık 100 cc kanı alınıp ozonla birleştirilerek tekrar vücuda veriliyor. Burada kullanılan malzemelerin ozona dayanıklı olması gerekmektedir. Aksi takdirde tedavinin etkisi düşmektedir. Lokal uygulamada ise ozonlanmış kan kas içine, genellikle omuz veya kalça bölgesine enjekte ediliyor. Tedaviyle hastaların kan dolaşımı iyileştirilmekte ve bağışıklık sistemi düzenlenmektedir” diye konuştu. Farklı hastalıklarda olumlu sonuçlar Ozon tedavisinin depresyon gibi psikolojik durumlarda serotonin seviyesini artırarak olumlu sonuçlar verdiğini dile getiren Dr. Katmerlikaya, şeker hastalarında diyabetik ayak tedavisinde de başarılı sonuçlar elde ettiklerini belirtti. Ozon tedavisinin bel ve boyun fıtıkları, kronik yorgunluk sendromu ve romatizmal hastalıklarda da etkili olduğunu söyledi. Eklem kireçlenmelerinde ozonun eklem içine uygulanabildiğini belirten Dr. Katmerlikaya, kas ağrıları olan hastalara ise uygun görülen noktalara uygulandığını dile getirdi. Yan etkisi yok, sonuçlar yüz güldürücü Ozon tedavisinin bilinen ciddi bir yan etkisi olmadığını vurgulayan Dr. Katmerlikaya, haftada bir ya da iki seans uygulanan tedavinin toplamda 10-12 seanslık kürler halinde yapıldığını ifade etti. Tedavinin sonunda yüz güldürücü sonuçlar aldıklarını belirten Katmerlikaya, “Hastanın durumuna göre tedavi süresi uzatılabiliyor ya da yıl içinde klinik değişikliklere bağlı olarak tekrarlanabiliyor” dedi. Ozon tedavisinin en büyük avantajlarından birinin düşük yan etki profili olduğunu dile getiren Dr. Katmerlikaya, tedavi sürecinde hastaların konforunun bozulmadığını sözlerine ekledi.