SAĞLIK - 17 Mayıs 2024 Cuma 16:29

Sağlık turizmi için iki şehir arasında güç birliği çağrısı

A
A
A
Sağlık turizmi için iki şehir arasında güç birliği çağrısı

Sağlık turizmine artan ilgiye dikkat çeken Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, “Bursa ve Afyonkarahisar’ın termal zenginliğini, sağlık turizmi anlamında geliştirmek istiyoruz. Dünyadaki pastadan daha fazla pay alabilmek için iki şehrin gücü birleşebilir” dedi.


Bursa Afyonkarahisarlı Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD), geçtiğimiz ay yapılan genel kurulda seçilerek göreve başlayan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İlker Duran, “Sivil toplum kuruluşları ve odalar içerisinde Tabipler Odası’nın özel ve ayrı bir yeri olduğunun farkındayız. Afyonkarahisarlı bir hemşerimizin böylesine önemli bir kuruluşun başında olmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Eminiz ki hem şehrimize hem de ülkemize önemli hizmetler vereceksiniz” dedi.


Duran: “Üzerimize düşeni yapacağız”


Bursa AFSİAD olarak hem Bursa’nın hem de Afyonkarahisar’ın sahip olduğu termal zenginliğin daha etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini belirten Başkan Duran, “Artık dünyada sağlık turizmi gibi bir gerçek var. Buradaki ticari pastadan ülkemizin daha büyük pay almasını sağlamalıyız. Türkiye bu alanda son dönemde gerçekten güzel çalışmalar yaptı. Özellikle gelişmiş ülke vatandaşlarının, sağlık için ülkemizi tercih ettiğini görüyoruz. Bu da sizlerin nasıl özel işler yaptığınızı gösteriyor. Ayrıca termal yer altı kaynakları, sağlık turizmi alanında oldukça önemli. Bursa ve Afyonkarahisar, oldukça zengin termal kaynaklara sahip. Afyonkarahisar dediğimizde ilk akla gelen sektörlerin başında ‘kaplıcalar’ gelmektedir. Bu konuyu biraz incelediğinizde, bölgedeki sıcak suların Frigyalılar zamanında keşfedildiğini görüyoruz. Bursa AFSİAD olarak önümüzdeki dönemde gerek Bursa gerekse Afyonkarahisar’ın termal zenginliğinin, sağlık turizmi anlamında gelişimiyle ilgili üzerimize düşeni yapacağız. Bu konuda iki şehrin arasındaki işbirliğini geliştirip, ortaya önemli bir sinerji çıkarmak istiyoruz” dedi.


100 milyar dolarlık pasta


Açıklamalarını sürdüren Başkan Duran, “Bursa AFSİAD olarak merkezimizde ticaret ve sanayi var. Ancak sağlık turizminin de son yıllarda çok ciddi bir potansiyele sahip olduğunu görüyoruz. Ülkemize geçtiğimiz yıl bir buçuk milyonun üstünde insan şifa bulmak için gelmiş. Diğer yandan yılda 500 milyon insanın sağlık bulabilmek adına başka ülkelere gittiğini biliyoruz. Dünyadaki 100 milyar dolarlık bu pastadan, çok daha büyük bir pay alabilecek potansiyele sahibiz. Bundan da payımızı en iyi şekilde almamız gerekiyor. İnşallah ileriki süreçte sizlerle nasıl projeler üretebiliriz konusunu masaya yatırmak istiyoruz. Bursa ve Afyonkarahisar’ın ortak çalışmasıyla ilgili sizlerle bir araya gelmeyi ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.


Merdiven altı tehdidi!


Aslen Afyonkarahisarlı olan Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Kadir Binbaş da Bursa AFSİAD Yönetimi’nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, sağlık turizminde merdiven altı tehdidine işaret etti. Binbaş, “Sağlık turizmi alanında yapılacak çalışmalarda hem bireysel, hem de kurumsal anlamda bizler de yer almaktan mutluluk duyarız. Bu konuda ülke olarak en iyi payı almamız gerektiğini düşünüyoruz. Sağlık turizminin bir ticari, bir de tıpla ilgili yanı var. Maalesef tıp tarafı pek iyi gitmiyor. Ülkemize şifa bulmak için gelenlerden bazıları bilmediği için merdiven altı dediğimiz yerlerde işini yaptırıyor. Bu durum da ticaretin sürekliliğine ilişkin bir darbe oluyor. Örnek vermek gerekirse İskoç bir misafirimiz dişlerini yaptırmak istiyor. Merdiven altı bir yerde ciddi bir enfeksiyon kapınca, bir daha onun bulunduğu bölgeden kimse ülkemize gelmiyor. Bu alanda hem devlet, hem de ilgili kuruluşların iyi bir denetim mekanizması oluşturması gerekiyor. Sanki birilerine engel çıkarıyormuşuz gibi gelebilir. Ama özü itibariyle bir hizmetin kaliteli ve nitelikli olmasını sağlamak istiyoruz. Eğer sağlık turizminde kaliteyi yakalayamazsak, merdiven altı yerlerde sağlık hizmetleri devam ederse ülkemiz adına kötü sonuçlar doğurur. Dünyadaki bu pastadan yeteri kadar pay almadığımız ortada. Ama imkanlarımız çok geniş. Benim ilk sağlık turizmine ilişkin bilgilerim hekim olmama rağmen memleketim Afyonkarahisar’da oluştu. Oradaki arkadaşlarım, sağlık kuruluşu sahibi yakınlarım uzun süredir bu işle ilgileniyor. Bunun nitelikli ve kayda değer olması için çabalamalıyız. Bu konuda Afyonkarahisar’ın ve Bursa’nın potansiyeli birleştirilebilir. Bizler tüm taraflarla, her türlü işbirliğine açığız” ifadelerini kullandı.



Sağlık turizmi için iki şehir arasında güç birliği çağrısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İletişim Başkanı Altun: "RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Anayasa’nın ve yasaların ortaya koyduğu çerçevede RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir" dedi. İletişim Başkanı Altun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeyi, kamu düzenini bozmayı, bireysel hak ve özgürlükleri baskı altına almayı hedefleyen yayınlar karşısında kamu otoritesinin takınması gereken tavır bellidir. Anayasa’nın ve yasaların ortaya koyduğu çerçevede RTÜK bir düzenleyici ve denetleyici kuruluş olarak görevini yapmak mecburiyetindedir. Medya kurum ve kuruluşlarına düşen sorumlu, ilkeli, ahlaki ve hakikat temelli yayıncılık yapmaktır. Eğer demokratik toplum düzenini muhafaza etmek, basın özgürlüğünü teminat altına almak istiyorsak öncelikle yapılması gereken budur" ifadelerini kullandı. Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye ve şiddet tırmandırmaya yönelik yayınların kabul edilemez olduğunu belirten Altun, "Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya, vandalizmi özendirmeye, şiddeti tırmandırmaya, terör örgütlerine zemin kazandırmaya ve yargı kurumlarını yıpratmaya yönelik yayınlar hiçbir surette savunulamaz. RTÜK’ün uyguladığı tedbirlere yönelik ağır eleştiriler yönelten kesimlere, öncelikle kendi ideolojilerine yakın eksende yayın yapan medya kuruluşlarında Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize karşı mütemadiyen dile getirilen ağır iftira, hakaret ve ithamları görmezden gelen tutumlarını terk etmeleri çağrısında bulunuyoruz" açıklamasında bulundu. Basın özgürlüğü adı altında kışkırtma, hakaret ve iftira edilerek yapılan yayınların son bulması gerektiğini vurgulayan Altun, "Basın özgürlüğü kisvesi altında son günlerde gördüğümüz kışkırtmaların, hakaretlerin, iftiraların, kişisel haklara tecavüz eden yayınların son bulması gerektiğinin ısrarla altını çiziyoruz. Bu çerçevede yayıncılarımıza bir kez daha sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, yayınlarında hakarete, iftiraya ve kişilik haklarına zarar veren eylemlere ve söylemlere yer vermemeleri gerektiğini önemle hatırlatıyoruz. Bizler, Milletimizin haklarını korumak için, büyük ve güçlü Türkiye için gece gündüz demeden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Nevşehir Başkan Arı: "Türkiye’nin Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı varsa Avrupa’nın da en az o kadar Türkiye’ye ihtiyacı var" Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu’nda "Avrupa Konseyi’nin misafirleri değil ev sahipleriyiz. Türkiye’nin Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı varsa Avrupa’nın da en az o kadar Türkiye’ye ihtiyacı var" dedi. Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın Fransa’nın Strazburg şehrinde gerçekleştirilen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi (YBYK) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma büyük yankı uyandırdı. Belediye Başkanı Rasim Arı konuşmasında, "Aslında bugün burada bambaşka bir konuşma yapmak istiyordum. Hukukun üstünlüğünden, demokrasiden, ağzımızdan hiç düşürmediğimiz insan haklarından bahsetmek istiyorum. Lakin beni getiren aracın yanlış bir yerde indirmesi sonucu gördüğüm manzaradan sonra söylesem kar etmiyor sussam gönlüm razı değil çerçevesinde birkaç kelam etmek istiyorum. Ülkemizde on binlerce insanımızın katledilmesine vesile olan hem ülkemizde hem de Avrupa’da terörist olarak ilan edilen bir terör örgütünün elebaşının tamda Avrupa’nın göbeğinde burada posterinin açılmış olmasından sonra ne söylersek hiç birinin kar etmediği anlaşılır. Şöyle düşünelim siz Türkiye’ye bir ziyaret yapsanız ve Avrupa’nın terörist olarak gördüğü bir organizasyonun bu denli bir propagandasının olduğunu görseniz ne yapardınız? Eminim ki bu gök kubbeyi başımıza yıkmaya kalkardınız. Ama biz onu yapmıyoruz ve sadece hakikatleri söylemek zorundayız" diye konuştu. "Türkiye Cumhuriyeti hala kabul edilmemiştir" "Biz birbirimize karşı açık şeffaf ve samimi olmak zorundayız" diyen Başkan Arı, şunları kaydetti: "Avrupa Konseyi’nin misafirleri değil ev sahipleriyiz. O günden bugüne konseyin kurulmasına vesile olan hiçbir ülke yok ki Avrupa Birliği’nin dışında olsun. Lakin Türkiye Cumhuriyeti hala kabul edilmemiştir. Siz bunu adaletli bir şekilde gereğini yapmadıktan sonra burada söylediğimiz söylenen hiçbir sözün Türkiye’de ne Halk tarafından ne de siyasetçiler tarafından ciddiye alınacağı mı zannediyorsunuz? O yüzden ülkemizin etrafında ki bu ateş çemberi, Dünya’nın Ortadoğu’nun yaşadığı bu süreçte bizim Avrupa’ya ne kadar ihtiyacımız var ise Avrupa’nın en az o kadar bize ihtiyacı var. Biz bu ikircikli tavırdan kurtulup samimi, objektif ve söylediklerimizin karşı taraf da tesir etmesini istiyorsak demokrasi de ve eşitlik de ortak noktada buluşmak zorundayız. Hepinize saygılar sunuyorum" diye konuştu.