EKONOMİ - 06 Temmuz 2025 Pazar 10:03

Türkiye’de yapılmayanı Uludağ eteklerinde deniyorlar dünyaya açılmayı hedefliyorlar

A
A
A
Türkiye’de yapılmayanı Uludağ eteklerinde deniyorlar dünyaya açılmayı hedefliyorlar

Bursa’nın Keles ilçesinde, Uludağ eteklerinde 1100 rakımda 30 bin ıhlamur fidanı üretmeye başlayarak kapasite olarak bir ilke imza atan Pınarcık Süs Bitkileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, azmi ve cesaretiyle örnek oluyor.


Kooperatif Başkanı Mehmet Sakarya, 2017 yılında kooperatifi kurduklarını belirterek, ilk 3 yıl Bursa Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle mevsimlik bitki üretimi yaptıklarını söyledi.


Bu yıl ise daha kalıcı ürünlere yöneldiklerini dile getiren Sakarya, ıhlamur, at kestanesi, sedir, kayın ve ladin ağaçların fidanlarını üretmeye başladıklarını anlattı.



Bu yıl özellikle ıhlamurda büyük bir risk olarak deneme üretimi yaptıklarını dile getiren Sakarya, şöyle konuştu:


"Başarılı olursak adetlerini çoğaltırsak çok daha iyi olur. 30 bin ıhlamur, 3 bin at kestanesi ile toros ve himayala sediri, mavi ladin gibi bitkiler de deniyoruz. Hangilerinde başarılı olursak ona ağırlık vereceğiz. Hedefimiz böle üreticilerine de alternatif ürünler sunabilmek. Yalova’da bir üretici yapıyordu ıhlamuru. Toprakta yetiştirmek avantajlı ama biz kapta çalışıyoruz. Yalova’daki arkadaşlar başarılı, onların 10 yıllık geçmişi var. Şu ana kadar sıkıntımız yok. Biz alt malzeme yapacağız. Büyük firmaların alt malzemesini yapıyoruz. 2 metre ile 2 metre 10 santimetre arasında boyu hedefliyoruz 2 yıl içinde."



Üye çiftçilerle en iyi ürünü yapmaya çalıştıklarını anlatan Sakarya, "Hata yapma şansınız yok. Ihlamurda bu yıl 30 bin diktik, fire verirsek önümüzdeki sene vazgeçeriz. Doğru iş yapmalıyız ki üreticilerimiz kazansın. Riskli bir iş yapıyoruz. 1100 rakımdayız. Kışın nasıl olacak bilmiyoruz. Yaşarsak göreceğiz" ifadesini kullandı.



Dünya piyasalarına bile hitap edebiliriz


Geçen yıl 2 milyon mevsimlik yaparken 1 milyona düşürdüklerini ve açtıkları alanda kalıcı ürünlerle ayakta durmaya çalıştıklarını vurgulayan Sakarya, "Ankara ve İstanbul büyükşehir belediyelerine ürün veriyoruz Bursa’ya veremiyoruz. Aile çiftçiliği yapıyoruz. Maliyetlerimiz çok daha düşük aslında. Kendi arazilerimizi kullanıyoruz. İşin başlangıcı çok ciddi paralar ödedik. İstihdam anlamında bu yıl nisan ayı itibarıyla 700 bin lira yevmiye ödedik. Bölgeye de nakdi faydamız oluyor" diye konuştu.



Sakarya, Türkiye’de 3-5 bin ıhlamur fidanı yapan olduğunu ancak 30 bini kendileri dışında deneyen, üreten olmadığını belirterek, "Biraz destek alsak bu rakamlar da düşük kalacak. Biz şimdi iç piyasaya hitap ederken dünya piyasasına hitap edebiliriz. Ürün hammadde bulmakta zorlanıyoruz. Orman Genel Müdürlüğü fide konusunda yardımcı olursa önümüz açık, çok daha büyük işler başarabiliriz" dedi.


Türkiye’nin bu tür ihtiyaçlarını yurt dışından ithal ettiğini ancak şimdilerde ihracatın yapıldığını vurgulayan Sakarya, "Özellikle Kestel bölgesinde çok iyi süs bitkisi üreticileri var" ifadesini kullandı.



Türkiye’de yapılmayanı Uludağ eteklerinde deniyorlar dünyaya açılmayı hedefliyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Kesmek için aldığı koyunlara şimdi antrenörlük yapıyor Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında yaşayan Erol Önal, kesmek amacıyla aldığı iki koyunla kurduğu bağ sayesinde kasabanın ilgi odağı oldu. Kendisine alışan koyunları kesmekten vazgeçen Önal, şimdi her sabah onlarla birlikte kilometrelerce yol yürüyerek spor yapıyor. İstanbul’daki çalışma hayatının ardından 45 yaşında emekli olan ve memleketi Araplı kasabasına yerleşen Erol Önal, vakit geçirmek amacıyla iki adet koyun satın aldı. İlk etapta kesmek ve beslemek için alınan koyunlar, kısa sürede sahiplerine bağlılık gösterdi. Koyunların kendisini bir gölge gibi takip ettiğini gören Önal, bu duruma kayıtsız kalamayarak onları kesmekten vazgeçti. Erol Önal ve koyunları arasındaki bu bağ, her sabah sıra dışı bir görüntüye sahne oluyor. Önal sabahın erken saatlerinde yürüyüşe çıktığında, iki koyunu da bir an olsun yanından ayrılmıyor. Kasaba yollarında Erol Önal önde, koyunlar arkada yapılan bu yürüyüşler hem hayvanların hem de sahibinin günlük spor aktivitesi haline geldi. Koyunların sadakati karşısında oldukça şaşıran Erol Önal, "Emekli olduktan sonra köyüme döndüm. İki tane koyun aldım kesmek için. Spora çok meraklıyım. En büyük hobim spor yapmak. Günlük burada yarım saat spor yapıyorum. Bu hayvanlar da benimle yarım saat koşuyorlar. Günümüzü böyle geçiriyoruz. Doğaya çıkıp mantar topluyorum, bana eşlik ediyorlar. Beni adım adım takip ediyorlar. Bana alıştılar, ben de kesmekten vazgeçtim. Onlara antrenörlük yapıyorum. 3 aydır böyle devam ediyoruz" dedi.
İzmir Aort damarı yırtılan Libyalı hasta, İzmir’de kapalı yöntemle tedavi edildi Libya’nın Mısrata şehrinde yaşayan, emekli ve 5 çocuk babası Alhussein Ahmed Mohamed Abdulkafi, hayati risk taşıyan aort damarı yırtılması nedeniyle yatırıldığı Acıbadem Kent Hastanesi’nde kapalı yöntemle gerçekleştirilen "stentli yapay damar" uygulamasıyla şifa buldu. Doç. Dr. Cüneyt Narin, hastada hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu (yırtılması) olduğunu belirterek, "Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Girişimsel yöntemle yırtığı kontrol altına aldık ve hastanın şikâyetlerinde belirgin düzelme sağladık. Sağlıkla ülkesine uğurladık" dedi. Uzun süredir yüksek tansiyon hastası olan ve daha önce kalp damarlarındaki darlıklar nedeniyle stent takılan Libyalı hastada, ani gelişen karın, sırt ve bel ağrıları üzerine yapılan tetkiklerde hayati risk taşıyan Tip 3 aort diseksiyonu tespit edildi. Yapılan tetkiklerde, aort damarının sol kol damarının çıktığı bölgeden başlayarak sol bacak damarına kadar uzanan ciddi bir yırtık olduğu belirlendi. "Tip III aort diseksiyonu" olarak adlandırılan bu hayati tablo, böbrek damarlarına giden kan akımını da azaltarak böbrek yetmezliğine yol açtı. Hasta bu süreçte diyalize alınmak zorunda kaldı. Tedavi amacıyla bir dönem Tunus’ta da izlenen hasta, daha sonra Türkiye’ye getirilerek farklı merkezlerde takip edildi. Şikâyetlerinin medikal tedaviyle gerilememesi üzerine 21 Ekim 2025 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesi’ne sevk edilen Abdulkafi, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Narin ve Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Parıldar tarafından multidisipliner olarak değerlendirildi. Stentli yapay damar uygulandı Hastaya, yırtılan damarın stabilize edilmesi ve yırtığın beyin damarları gibi hayati bölgelere ilerlemesinin önlenmesi amacıyla kapalı (anjiyografik) yöntemle operasyon planladıklarını belirten Doç. Dr. Narin, şu bilgileri verdi: "Hastamızda hayatı tehdit eden Tip III aort diseksiyonu mevcuttu. Çok şanslıymış. Yırtığın ilerleyerek beyin damarlarını etkileme riski vardı. Geçtiğimiz 23 Ekim’de Prof. Dr. Parıldar ile birlikte girişimsel yöntemle hem yırtığın başladığı bölgeye hem de yırtık nedeniyle kapanan sol böbrek atar damarına stentli yapay damar yerleştirdik. Uygulanan tedaviyle, aort damarındaki anormal kan akışı engellenerek kanın olması gereken damar boşluğundan akması sağlandı. Operasyon öncesinde sırt üstü yatmakta zorlanan, şiddetli karın ve bel ağrıları nedeniyle sürekli eğilmek zorunda kalan hastanın, işlem sonrası ağrıları geçerken, rahatça yürüyebilir ve günlük aktivitelerini sorunsuz şekilde yapabilir hale geldi. Tedavi sürecinde diyetisyen eşliğinde beslenmesi düzenlenen hastamız, haftada üç gün diyaliz programına alındı ve kalp ritim bozukluğu nedeniyle pıhtı önleyici tedavisi planlandı. Genel durumunun düzelmesi üzerine taburcu ettik ve ülkesine uğurladık." 2022 yılında sağlığının bozulduğunu, kalp damarlarından birine stent takıldığını, kalp kasında zayıflık, kol ve bacaklarında ödem olduğunu belirten Abdulkafi ise ülkesine yeniden doğmuş olarak döneceğini belirterek, "Ne oturabiliyor, ne yürüyebiliyordum. Sadece sağ tarafıma sabit yatıyordum. Aorttaki yırtık yaşamımı tehdit ediyordu. Yani her an ölümle burun burunaydım. Öldürmeyen Allah öldürmüyor, çok şanslıymışım. Libya’da bu tedaviler yapılmıyor, keza Tunus’ta da öyle. Ben de tedavi olmak için İzmir’e geldim. Çok çektim ama Acıbadem Kent Hastanesi’nde gördüğüm başarılı tedaviyle şikayetlerimden kurtuldum. Emeği geçen tüm doktorlarıma çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.