- 17 Nisan 2022 Pazar 13:35

Vatani görevi sırasında hayatını kaybetti, 69 yıl sonra şehitlik unvanı aldı

A
A
A
Vatani görevi sırasında hayatını kaybetti, 69 yıl sonra şehitlik unvanı aldı

Amasya’nın Merzifon ilçesinde vatani görevi sırasında silah kazası sebebiyle 1953 yılında hayatını kaybeden Şakir Ekizceli, kızının girişimleri ile 69 yıl sonra şehitlik unvanını aldı.

Amasya’nın Merzifon ilçesinde vatani görevi sırasında silah kazası sebebiyle 1953 yılında hayatını kaybeden Şakir Ekizceli, kızının girişimleri ile 69 yıl sonra şehitlik unvanını aldı. Şakir Ekizceli’nin kızı Gülbahar Dede’nin tek isteği ise ölmeden önce babasının mezarını bulabilmek.


Amasya’nın Merzifon ilçesinde 1953 yılında vatani görevi sırasında hayatını kaybeden Er Şakir Ekizceli, 73 yaşındaki kızı Gülbahar Dede’nin girişimleri ile 69 yıl sonra şehitlik unvanını aldı. Şehit düştüğü dönemde Merzifon’da defnedildiği öğrenilen Ekizceli’nin kızı Gülbahar Dede, babasının şehitlik unvanını alabilmesi ve ölmeden mezarını görebilmek için kayıp ve unutulmuş şehitlerin bulunması için çalışmalar yürüten Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Çankırı Şubesi’nden yardım istedi. Derneğin girişimleri ile Şakir Ekizceli’ye şehitlik unvanı verilirken, Ekizceli’nin kızı Gülbahar Dede ölmeden önce babasının mezarını bulabilmek için mücadelesini sürdürüyor.



“Bazı şehitlerimizi gün yüzüne çıkardık”


Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Çankırı Şubesi Başkan Yardımcısı Okan Sütçüoğlu, daha önce de kayıp şehitleri bulduklarını ifade ederek, “Türkiye genelinde kayıp ve unutulmuş şehitlerimizi bulabilmek için yürüttüğünüz faaliyetlerimiz çerçevesinde bazı şehitlerimizi gün yüzüne çıkardık. Bu şehitlerimizden birisi de Bayramören ilçemiz İncekaya köyü nüfusuna kayıtlı şehidimiz Bahattin Kara’ydı. Kendisinin 50 yıl sonra Muğla Eskimenteş mezarlığında kabrini bulduk, ailesi ile görüştüreceğiz” dedi.



“Bizim için şehitliğinden önemli olan şehidimizin nerede yattığını bulabilmek”


Faaliyetlerini gören Şakir Ekizceli’nin yakınlarının kendilerine ulaştığını söyleyen Sütçüoğlu, “Biz bu faaliyetlerimizi yaparken İstanbul ilinden bir şehit yakınımız ulaştı, kendisi Çankırı ili Kızılırmak ilçesi Tepealagöz köyü nüfusuna kayıtlı bir şehidimiz. Şehidimiz Şakir Ekizceli, 1953 yılında Merzifon’da vatani görevini yaparken doldur boşalt istasyonunda geçirmiş olduğu bir silah kazası sebebiyle şehit olmuş ve oraya defnedilmiştir. O zaman Gülbahar isminde bir tane çocuğu varmış. Gülbahar ve torunu Yasemin Hanım bizlere ulaştılar ve bu konu hakkında yardım istediler. Şakir amcamız vefat ettiği sene şehit olarak defnedilmemişti. Bizler ilk önce şahadet belgesini ve şehitliğini alabilmek için aile ile birlikte prosedürleri takip ettik. Birçok kurum ve kuruluşlara yönlendirme yaparak şehidimizin şehitliğini almış bulunmaktayız. Ama bizim için şehitliğinden önemli olan şehidimizin nerede yattığını bulabilmekti. Merzifon’da şube başkanımız Ziya Kutlu’ya durumu bildirdik. O da Merzifon Belediye Başkanlığını ve Amasya Valiliğini de harekete geçirdi ve şehidimizin bulunabilmesi adına ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Şu anda eskiden bir defin olduğu için bir mezar ismi veya herhangi bir yazım yapılmamış, aldığımız bilgilere göre de dönemin belediye kayıtlarında bir yangın sırasında yandığı söyleniyor. Bu yüzden bulunması biraz zor. Maalesef şu an şehidimizin nerede yattığını bilemiyoruz. Kızı Gülbahar Hanım ölmeden önce babasının mezarını görmek adına bir isteği var. Bizi şehit aileleri ve gazi temsilcileri olarak derinden etkiliyor, kendi ailemizin bir parçası gibi görüyoruz. İnşallah çalışmalarımız Başkanımız Şenol Bayram öncülüğünde devam edecektir. Biz Çankırı şubesi olarak da Amasya ve Merzifon’a da gideceğiz. Ailenin son bir talebi daha olacak, eğer kabir bulunursa Şakir amcamızı inşallah Kızılırmak ilçesine defnetme niyetleri var. Şakir amcamızın akrabası 15 Temmuz şehididir aynı zamanda, bunun mücadelesini vermek için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.



“İnşallah en kısa zamanda şehidimizi bulup Çankırı’ya yakışır bir şekilde defnedeceğiz”


Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Çankırı Şubesi Başkanı Şenol Bayram ise Şakir Ekizceli’nin mezarını bulabilmek için girişimlerini yoğun bir şekilde sürdürdüklerini ifade ederek, “Bizler Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Çankırı Şubesi olarak bütün şehit ve gazilerimizin yanındayız, ne yapılması gerekiyorsa yapıyoruz. Bütün şehit ve gazi yakınlarımızın yanındayız ve bütün sıkıntı ve sorunlarını yakından takip ediyoruz. En son yaptığımız araştırmalarımızın Şakir amcamızın şehit mezarı yok, sağ olsun yardımcımız Okan Sütçüoğlu bütün girişimleri yaptı. İnşallah en kısa zamanda şehidimizi bulup Çankırı’ya yakışır bir şekilde defnedeceğiz ve ailesini sevindireceğiz” diye konuştu.



“Ölmeden babamın mezarını bulmak istiyorum”


Babasının mezarını görmek istediğini söyleyen Gülbahar Dede ise, “1953 senesinde babam vatani görevine gidiyor. Orada vuruluyor, şehit oluyor. Biz o zamanın şartlarında oraya ulaşamamışız. Annem de cahil. İlgilenilmemiş, babamın künyesi de geç teslim edilmiş. Sonra babamın durumuna bakılmadı. Amcamlar, babaannem büyüttü. 12 yaşındayken de annem vefat etti. Sonra ben evlendikten sonra bu durum içimde ukde kaldı. Babamı görmek istedim. Merzifon’a gittim, bulamadık. Terörle Mücadele ve Vazife Kahramanları Derneği Çankırı Şubesi’ne başvurduk. İki yıldır arama yapıyoruz. Çalışmalarımızla babam şehitlik mertebesine ulaştırıldı ama mezarına ulaşamadık. Ölmeden babamın mezarını bulmak istiyorum” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Başı kesilerek su kanalına atılan cesedin kimliği belli oldu Kastamonu’da öldürüldükten sonra başı kesilerek su kanalına atılan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustasına ait olduğu kesinleşti. Kızının sosyal medyadaki paylaşımı ise yürekleri burktu. Olay, önceki gün Merkez ilçesine bağlı Dere köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, terk edilmiş bir araç bulan vatandaşlar, durumdan şüphelenerek ihbarda bulundu. İhbar üzerine köye gelen Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, terk edilmiş halde bulunan aracın yakınında su kanalının altına atılmış halde başı kesilmiş bir ceset buldu. Jandarma ekipleri Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde başlatılan soruşturma çerçevesinde olayla ilgili Ş.K., N.K. ve E.Ö.’yü gözaltına aldı. Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceleme ekiplerinin incelemesinin ardından ceset, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Cesedin baş kısmı ise henüz bulunamadı. Bulunan cesedin kimliği tespit edildi Öte yandan, bulunan cesedin 3 gündür kayıp olarak aranan inşaat ustası Adem Yeşilgil’e ait olduğu ortaya çıktı. 3 gündür kendisinden haber alınamadığı öğrenilen Yeşilgil’in cesedi ailesi tarafından teşhis edildi. Yeşilgil’in cenazesinin, yaşadığı Kastamonu’nun Araç ilçesi İğdir köyünde helallik alınmasının ardından, bugün ikindi namazına müteakiben memleketi Sinop’un Durağan ilçesi Alpuğan Köyünde toprağa verileceği öğrenildi. Kızının paylaşımı yürek burktu Adem Yeşilgil’in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ise yürek burktu. Kızı Hayriye Yeşilgil Doğan, babasının ölüm haberini duyurduğu sosyal medya paylaşımında, “Babam, babam kaç gündür biz senin yolunu bunun için mi bekledik. Babam bu kadar kolay mı, bizi bıraktın da gittin babam” ifadelerine yer verdi.
Muğla Muğla İl Müftülüğü’nden eğitim semineri Muğla İl Müftülüğü, gençlik çalışmalarını ve manevi danışmanlık hizmetlerini geliştirmek amacıyla "Gençlik Koordinatörleri ve Manevi Danışmanlar Eğitim Semineri" düzenledi. Seminer, Muğla İl Müftülüğü Konferans Salonu’nda gerçekleşti. Seminer, Kur’an tilaveti ile başladı ve açılış konuşmasını Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı yaptı. Çapçı, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanların, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gençlerle köprü kurulmasında önemli bir role sahip olduğunu vurgulayarak katılımcılara teşekkür etti. Birlik ve beraberlik içinde gençlere yönelik yapılan çalışmaların değerini vurgulayan Çapçı, GSB Yurtları ve Gençlik Merkezleri’nde milli ve manevi eğitimlerin verildiğini belirtti. Seminerde, Gençlik Hizmetlerinden Sorumlu İl Müftü Yardımcısı Erkan Saral, İl Gençlik Koordinatörü Cüneyt Çakır, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas ve diğer konuşmacılar kendi alanlarıyla ilgili sunumlar gerçekleştirdi. Seminer, gençlik ve manevi danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve koordinasyonun sağlanması adına önemli bir adım olarak değerlendirildi. Katılımcılar, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak gençlerin daha sağlıklı bir gelecek için desteklenmesine yönelik çalışmalarda işbirliği ve dayanışma içinde olacaklarını ifade etti. Programın sonunda, katılımcılar arasında toplu fotoğraf çekimi yapılarak etkinlik sona erdi. Eğitime, Muğla İl Müftüsü Yaşar Çapçı başta olmak üzere İl Müftü Yardımcıları Erkan Saral ve Sema Özbakış, Uluslararası Gençlik Merkezi Müdürü Dr. Oktay Tavas, eğitimciler, gençlik koordinatörleri ve manevi danışmanlar katıldı.
Siirt Siirt Pervari balı hastalıklara şifa oluyor Siirt’te doğanın zengin florasından beslenen arıların ürettiği bal, hastalıklara karşı şifa kaynağı oluyor. Türkiye’nin en kaliteli balları arasında yer alan Siirt Pervari balı, tadı ve kokusu ile ön plana çıkıyor. Pervari ilçesinin zengin doğasında beslenen arıların ürettiği balın, kalp ve sindirim sistemi başta olmak üzere göz, mide, tansiyon ve damar hastalıklarına iyi geldiği belirtildi. Pervari balının günümüzdeki hastalıkların şifası olduğunu belirten bal üreticisi Cemal Tomris; günümüzde elden düşmeyen akıllı telefonlar ile yorulan gözlere balın iyi geldiğini belirtti. Tomris; "Balımız insan beyni ve sindirim sistemine iyi gelerek mideyi ferahlatıyor. Akıllı telefonlar çıktıktan sonra insanoğlu gözlerini yormaktadır. Bu noktada balı tüketmenizi tavsiye ederiz, çünkü bal göze kuvvet verir. Aynı şekilde beynimizde yorulmaktadır. Bu noktada da yine bal şifa olarak imdadınıza yetişir. Bağırsak tembelliğinde balı ılık suyla birlikte şerbet halinde içtiğiniz vakit bunun şifasını da göreceksiniz. Mide için ferahlık göz için kuvvet verir. Göz yorgunluğu için muazzam bir şifa kaynağıdır" dedi. "Hakiki bal dondurularak test edilebilir" Tomris, balın hakiki olup olmadığının dondurularak test edilebileceğini belirterek, "Doğal süzme balı donduğu zaman böyle tereyağı gibi olur. Orijinal ballar da donar, kalitesiz ballar da donar, ama donma şekli farklıdır. Orijinal ballar krem şeklinde tereyağı gibi olur ve cam gibi parlak bir yüzey oluşturur. Gerek kara kovan petekli, gerek ise süzme balın kilogram fiyatı 800 TL’dir’’ diye konuştu.