EKONOMİ - 14 Mart 2025 Cuma 10:32

ÇAKÜ Teknokent yatırımcıların gözdesi oldu: Desteklerle ülke ihracatına katkı sağlıyorlar

A
A
A
ÇAKÜ Teknokent yatırımcıların gözdesi oldu: Desteklerle ülke ihracatına katkı sağlıyorlar

Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKU) Teknokent, şehrin ihracat potansiyelini artırarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. Çankırı, Ankara ve diğer bölgelerdeki yatırımcılara hizmet veren Teknokent, savunma sanayi, kimya, ilaç sanayi ve Türkiye’nin öncelikli alanlarında faaliyet gösteren firmalarla iş birliklerini güçlendiriyor. 2023 yılında anlaşma yapan firmaların ihracatı yaklaşık 100 bin dolara ulaşırken, 2024 yılında bu rakam 1 milyon dolara yaklaştı.


Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Teknokent, sunduğu yatırım ve proje destekleriyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 10 bin metrekarelik alana sahip olan Teknokent, Türkiye genelindeki 105 teknokent arasında ilk 30’a girerek kısa sürede yüzde 100’e yakın doluluk oranına ulaştı. Çankırı, Ankara ve diğer bölgelerdeki yatırımcılara hizmet veren Teknokent, savunma sanayi, kimya, ilaç sanayi ve Türkiye’nin öncelikli alanlarında faaliyet gösteren firmalarla iş birliklerini güçlendiriyor. 2023 yılında anlaşma yapan firmaların ihracatı yaklaşık 100 bin dolara ulaşırken, 2024 yılında bu rakam 1 milyon dolara yaklaştı. Teknokent, şehrin ihracat potansiyelini artırarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. Firmalara birçok teşvik sunan Teknokent’te faaliyet gösteren şirketler; sigorta muafiyetlerinden, ürettikleri ürünlerin satışında Katma Değer Vergisi (KDV) muafiyetinden ve personel maaşları için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklerinden faydalanabiliyor.



"Amacımız, ihracat potansiyelini çok daha yükseğe çıkartmak"


Teknokent sayesinde bölgesel kalkınmanın güçlendiğini söyleyen ÇAKÜ Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin özellikle stratejik planında hedeflerini ifade ettiği gibi bulunduğu bölgeye ve ülkenin öncelikli alanlarına katkı yapma amaçları doğrultusunda ÇAKÜ Teknokent’in kurulum aşamalarına 2018 yılında başlanmıştı. Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’mızın desteği ile 2023 yılında faaliyete geçmiştir. Organize sanayi bölgelerinin ve yatırımcıların yoğun olduğu Çankırı’da teknokentimiz ile sektörlere ciddi anlamda yatırım ve aynı zamanda proje desteği sunmaktayız. 10 bin metrekarelik teknokentimizle yaklaşık Türkiye’de 105 teknokent içerisinde ilk 30’a girmekteyiz. Kuruluşundan sonra firma talepleri değerlendirildiğinde, yaklaşık yüzde yüz doluluk oranına ulaştık. Teknokentimiz, Yakınkent Organize Sanayi Bölgesi’nde olmasından dolayı hem Çankırı’ya hem Ankara’ya hem de diğer bölgelerdeki tüm yatırımcılara hizmet verme noktasında gayret göstermektedir. Üniversitemizdeki danışman hocalarımızın desteği ile birçok firmaya yatırım gibi çeşitli hizmetler vermekteyiz. 40 firmamızın hizmet verdiği teknokentimizde, yatırımlarımız daha çok yazılım olarak şekillenmekte. Bunun yanında, savunma, kimya, ilaç sanayi ve Türkiye’nin öncelikli alanları ile ilgili de hizmet verecek firmalarla çalışmaktayız. Teknokentimizde, anlaşma yapan firmaların 2023 yılında 100 bin dolara yakın ihracatları söz konusuyken, 2024 yılında ise 1 milyon dolara yakın bir potansiyele geldi. Amacımız, ihracat potansiyelini çok daha yükseğe çıkartmak" diye konuştu.



"Yaklaşık 2 sene önce kurulmamıza rağmen doluluk oranımızda yaklaşık yüzde yüzlere ulaştı"


Teknokentin yüzde yüz doluluk oranına yaklaştığını ifade eden ÇAKÜ Teknokent Müdürü Doç. Dr. Hüseyin Gökçe, "Yaklaşık 2 sene önce kurulmamıza rağmen doluluk oranımızda yaklaşık yüzde yüzlere ulaştı. Burada firma kuranlar, geldikleri vakit çalıştırdıkları personellerin sigorta muafiyetlerinden yararlanabilecekler. Burada üretecekleri ürünlerin satışında ve ödemeleri gereken katma değer vergisi muafiyeti oluyor. Personel maaşlarının bir kısmını 2 yıl süre ile bakanlık tarafından desteklenecektir. Diğer firmalar ile iletişim halinde olacaklar ve birlikte çalışma imkanına sahip olacaklardır" şeklinde konuştu.



"Teknokent bizim gibi firmalara bir çatı oluyor"


Teknokent çatısı altında çalışan genç girişimci Muhammet Enes Ulusoylar ise, "Teknokente yaklaşık 1 ay önce katıldık. Burada bizim gibi birçok firma var. Bu firmalar ile de iş birliği içerisindeyiz. Yazılım, mobil uygulama ve internet hizmetleri vermekteyiz. Bu nokta da buranın yönetimi bize muhteşem bir destek sağlıyor. Teknokent bizim gibi firmalara bir çatı oluyor. Biz bu çatı altında birçok imkandan ve muafiyetten faydalanıyoruz. Bizim için her şey mükemmel gidiyor. İnşallah bu çatı altında uzun yıllar çalışırız" ifadelerini kullandı.



ÇAKÜ Teknokent yatırımcıların gözdesi oldu: Desteklerle ülke ihracatına katkı sağlıyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terörsüz Türkiye komisyonunda yeni adım Terörsüz Türkiye Komisyonu Grup Başkanvekilleri toplantısı düzenlendi. Terörsüz Türkiye adı ile bilinen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na katılan siyasi partiler raporlarını TBMM’ye sunmuştu. Toplantı ile ortak bir rapor düzenlenecek. TBMM Başkanlığı’nda düzenlenen toplantı öncesinde CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve HP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, toplantıya ilişkin olarak, "Ayrıntıları konuşmaya başlayacağız. Umarım kısa sürede hallederiz" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, toplantıya ilişkin olarak, "Müşterek bir rapor hazırlayacağız. Meclise çerçeve bir metin sunacağız. Bütün partilerin katkısı olacak bir ortaklaşma ile çıkarsa çok daha iyi olur. Ancak bu şu demek değil tabi tam birbirine uyumlu olması, tabi herkesin uyumlu olması düşünülemez. Şart değil zaten. Siyasi partiler ayrı ayrı fikirlerini yansıtmaya çalışacaktır" şeklinde konuştu. Yıldız, raporların çıkacak raporun ekinde sunulacağını söyleyerek, "Önemli olan müşterek noktalarınızın tespiti ve bunun da meclise sunulup milletvekillerimizin takdirine sunulmasıdır. Burada hazırlanan şey tabii terörsüz Türkiye için çıkılmıştır yola. Bunun sonucunun alınması için de Milliyetçi Hareket Partisi olarak hazırlamış olduğumuz raporda Türk Devleti’nin kırmızı çizgilerinin kuruluş felsefesinin dışında olması zaten düşünülemez. Anayasamızın ilk dört maddesi yine anayasamızdaki 42. madde 66. madde biz tartışmaların dışında düşünüyoruz. Bunlar temel devlet devletin temel direkleridir bunlar tartışılmaz tartışmaya açarlarsa tarafımızdan nezaketen dinlenilir ama itibar görmez. Çünkü burada yapılan şey devleti yeniden yapılandırmak değil terör terörün sonlandırılması için birlikte mesai harcamaktır" diye konuştu. Yıldız komisyonun yılbaşına kadar rapor hazırlayabileceğine dikkat çekerek, "Meclise sunulması milletvekillerinin bunu değerlendirmesi kanun teklifi şekline getirilmesi Ocak ayı içerisinde olacaktır. Komisyonun bu durumda uzaması lazım" ifadelerini kullandı.
Elazığ ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi Elazığ’da Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş heyeti, 8 Mart 2010 tarihinde yaşanan depremin ardından Beşiktaş tarafından Çakırkaş köyünde yaptırılan Beşiktaş Okulunu ziyaret ederek öğrencilerle bir araya geldi. Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş Kulüp Başkanı Serdal Adalı’nın eşi Eren Adalı, Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora ve beraberindeki heyet, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Elazığ’a geldi. 8 Mart 2010 tarihinde Karakoçan ilçesinde yaşanan depremin ardından Kovancılar ilçesine bağlı Çakırkaş köyünde Beşiktaş tarafından yapılan okulu ziyaret eden heyet, burada öğrencilerle bir araya gelerek hediyeler verdi. Okulu gezen ve yöneticilerden bilgiler alan heyet daha sonra öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Okulda öğrencilerle bir araya geldikten sonra açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora, "Elazığ Valiliğinin daveti üzerine ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi kapsamında Elazığ’dayız. Amacımız Elazığ’ı hem İstanbul’da taraftarlarımıza ve buradaki kardeşlerimizle ve dostlarımızla kalplerimizin ve yüreklerimizin bir olduğunu göstermek ve onlarla beraber paylaşmaktır. Bu iki günlük bir programdı. Sağ olsun valiliğimiz ve halkımız bizleri çok güzel karşıladı. Bugün Elazığspor’un maçına katılacağız, yarın da Beşiktaş U-17 ile Elazığspor U-17 takımlarımızın dostluk maçı olacak. Bu kapsamda çeşitli söyleşiler ve paneller yapıyoruz. Beşiktaş’ı Elazığ’da temsil ediyoruz. Aynı zamanda da Elazığlı kardeşlerimize ve dostlarımıza güzel bir anı bırakıyoruz. Bu program çerçevesinde 2010 yılında yaşanan deprem sonrasında Beşiktaş Kulübü tarafından yaptırılan Okullardan birisi olan Kovancılar İlkokulundayız. Muhteşem bir karşılama oldu. Kardeşlerimiz bizi burada harika karşıladı. Burada Elazığ’ın turistik gezilecek yerlerini Beşiktaşlılara tanıtıyoruz. Bir yandan da Beşiktaşlı kardeşlerimize Beşiktaş sevgisini her zaman yaşayamadıkları için onu yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.
İstanbul Bilal Erdoğan’dan "Filistin yürüyüşü" çağrısı: "Bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan ve TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, 1 Ocak 2026 tarihinde Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Filistin’e destek yürüyüşü için vatandaşlara buluşma çağrısında bulundu. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan açıklamasında, "Bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir ’İnsanlık İttifakı’na her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" dedi. Milli İrade Platformu tarafından, 1 Ocak’ta Galata Köprüsü’nde gerçekleştirilecek Gazze’ye destek gösterisine ilişkin Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi. "Sinmiyoruz, Susmuyoruz, Filistin’i Unutmuyoruz" ve "Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek" sloganlarıyla 1 Ocak saat 08.30’da yapılacak yürüyüş için ortak çağrı yapıldı. Toplantıya TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Beşiktaş Başkanı Serdal Adalı, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, Fenerbahçe yönetim kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi katıldı. "Bir ’İnsanlık İttifakı’na’ her zamankinden daha çok ihtiyacımız var" Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan meselenin siyaset üstü olduğunu belirterek, "Bunun bir soykırım olduğunu nice kuruluşlar, çeşitli bağımsız mahkemeler söylediler. Hatta İsrail’in kendi insan hakları örgütleri dahi Filistin’de gerçekleşenin bir soykırım olduğunu şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyledi. Dolayısıyla bu mesele, bir siyaset meselesi değil. Mesele siyaset üstü, insanlık vicdanını ilgilendiren bir mesele. Bu yüzden bir "İnsanlık İttifakı’na" her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu soykırımın arkasındaki İsrail Nazizm’inin yeniden hortlamaması için şu anda bir ateşkes dönemindeyiz ama bu ateşkes gerçek bir ateşkes olmadı. Gazze’de gerçek bir ateşkes olmadığı gibi Batı Şeria’daki sivillere yönelik saldırılar da hiçbir zaman olmadığı kadar artmış durumda. Bunu da bütün uluslararası kuruluşlar yerinde tespit ediyorlar. Onun için bu İsrail Nazizm’inin hortlamaması için ve bu bölgede gerçek bir barışın tesis edilmesi için, suçlunun sorumlu tutulması, bunun da savaş tazminatı ödemeye İsrail’in mahkum edilmesiyle ancak mümkün olacağını düşünüyoruz. Gazze’nin yeniden inşasının bu işin kabahatlisi konumunda olan ve bu soykırımı gerçekleştiren İsrail Nazizm’ine yaptırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Hızlı bir şekilde bu bölgede iki devletli çözümün hayata geçirilmesiyle ilgili de uluslararası toplumun hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz Cumhurbaşkanımızın bu konudaki samimi gayretine, güçlü liderliğine çok değer veriyoruz. Gerçekten bütün İslam ülkeleri bu liderlik etrafında, bu duruş etrafında keşke durabilseydi bugüne kadar diye değerlendiriyoruz. Yine ben bütün katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, bütün medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. 1 Ocak sabahı dünyaya yeniden güçlü bir ses vermek için Galata Köprüsü’nde buluşmak üzere diyorum" şeklinde konuştu. "Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı" TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci ise, "Bu vatan topraklarını canı pahasına koruyan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Hürriyet mücadelesi veren cesur Filistin halkını ve mazlum coğrafyaları tüm benliğimle selamlıyorum. Bugün, burada 400’e yakın sivil toplum kuruluşumuz ile Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı olarak; tarihe üçüncü kez not düşmek üzere toplandık. Filistin’de devam eden sistematik zulme karşı sessiz kalmayı, çifte standartlı açıklamaları, geciktirilen kınamaları, sessizliği, kayıtsızlığı, reddettiğimizi duyurmak üzere toplandık. 7 Ekim’den bu yana; yani 27 aydır Gazze’de yaşananlar, bütün dünyanın gözü önünde bir halkın adım adım, yavaşlatılmış bir şekilde yok edilme projesidir. O günden bugüne Gazze topraklarına; 210 bin ton bomba atıldı. 70 bin kişiyi aşkın şehit, 200 bin kişi yaralı düştü. 2 bin 600 ailenin tamamı nüfustan silindi. 5 bin aileden geriye sadece 1 kişi kaldı. 45 bine yakın Filistinli sakat kaldı. 20 binden fazla Filistinli gözaltına alındı. 12 bin Filistinli keyfi olarak tutuklandı. Konutların yüzde 92’si yıkıldı. Okulların yüzde 95’i bombalandı. Şehrin tamamının yüzde 87’si hasar gördü. Kağıt üzerinde imzalanan sözde ateşkes başladı. Sözde diyoruz çünkü ateşkes hala sürerken bile Gazze topraklarında ölüm, bir an bile durmadı, durmuyor. Sadece bu ateşkes sürecinde; 500’e yakın sivil vatandaş öldürüldü. Tıbbi tahliye bekleyen bin 92 hasta hayatını kaybetti. İnsanların yaşam alanları 413 kez bombalandı. Gazze şeridine girmesi gereken yaklaşık 42 bin yardım tırı yerine yalnızca 14 bin yardım tırı girebildi. Temel insani haklara erişimi konuşmuyoruz bile. Aslında 20 maddelik Gazze barış planının ilk aşaması, fiilen asla uygulanamadı. Çünkü görüyoruz ki katil İsrail bu süreçte; ölümü durdurmadı, yıkımı durdurmadı, kuşatmayı durdurmadı. Ve tüm bunlar yaşanırken soykırımcı, katil Netanyahu ve savaş suçluları hala bağımsız ve adil bir mahkeme önünde yargılanmadı. Sekiz aylık bir bebek, soğuktan çadırında donarak ölüyorsa hangi sistemden hangi insaniyetten hangi adaletten bahsedebiliriz. Bir tencere pilav binlerce kişiye paylaştırılmaya çalışılıyorsa hangi hakkaniyetten bahsedebiliriz. Hiçbir gerekçe olmadan binlerce insan üstleri başları soyularak tutuklanıyor ve türlerce işkenceye maruz bırakılıyorsa hangi hürriyetten bahsedebiliriz. Bunlar ve daha fazlası yaşanırken tamamına seyirci kalan hangi dünya düzeninden, hangi kurum ve kavramdan bahsedebiliriz" dedi. "Bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız" Dünya barışının, Batı’nın kukla liderlerinin insafına, hırsına, çıkarına ve kaprislerine terk edilmemesi gerektiğini söyleyen Beşinci, "Merhametini yitirmiş bir çağda bizler adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız. Tam da bu yüzden; Galata Köprüsü, mazlumun feryadını ümmetin vicdanına taşıyan bir şahitlik çizgisine dönüşüyor. Farklı şehirlerden, farklı dillerden, farklı hayatlardan katılanlara, tarihin önünde kurulmuş bir vicdan kürsüsü oluyor. Bu bir etkinlik ilanı değil; bir şahitlik çağrısıdır. Galata köprüsü, iki yakayı bağlayan bir geçit değil; bir vicdan çizgisidir. O çizgide durmak ’tarafsızlık’ değil; insan olabilmek, insan kalabilmektir. Orada yürümek, kalabalık olmak değil; tarihe ’Buradayım’ diye not düşmektir. Başkaldırmaktır. Dünyaya 5’ten büyük olduğunu göstermek demektir. 1 Ocak 2026 sabahı saat 08.30 da ’Unutmayız’ demekle yetinmediğimizi; unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı göstermek için Galata Köprüsü’ne gelin. Anneler, Babalar, Gençler. Suskunluğun duvarını yıkmaya, alışkanlığın zincirini kırmaya; Vicdanın merhametin temsilcisi olmaya gelin. Vakıflar, dernekler, cemiyetler, camialar. Kınama cümlelerinin ötesine geçin; sahaya, sokağa, şahitliğe gelin. Basın mensupları, fenomenler, sanatçılar. Bir manşet değil, bir hakikat taşıyın; mazlumun sesini satır satır dünyaya duyurmaya, tarihe vicdan kaydı düşmeye gelin. Gelin ki yeni yılın ilk mesajını tüm dünyaya hep beraber verelim. Sinmediğimizi, susmadığımızı, Filistin’i, unutmadığımızı, tüm dünyaya hep beraber gösterelim" şeklinde konuştu. 4 büyük kulüpten ortak çağrı Toplantıda konuşan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ise "Filistin’de yaşananların, Filistin’deki zulmün dünyaya duyurulmasında çok büyük destek olacak, bir etkinlik için buradayız. Galatasaray Spor Kulübü olarak Filistin’de yaşananların başladığı birinci gününden itibaren kulüp olarak hassasiyetimizi stattaki etkinlikte göstermiştik. Burada yaşanan insanlık dramına Galatasaray Spor Kulübü olarak duyarsız kalmamız mümkün değil. Temsil ettiğimiz kurumlar olarak da biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki çalışmalarına destek vermek zorundayız" dedi. Beşiktaş Başkanı Serdar Adalı ise, "Bu zulmün Filistin’deki soykırımın başladığı ilk günden itibaren gerek kulüp olarak gerek taraftar grubu olarak gerek derneklerimiz olarak bu konuda elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Bundan sonrada yapmaya devam edeceğiz. Maalesef bu ateşkes sözcüğünün çok açık şekilde yerine gelmediğinin farkındayız. Bunu gündemde tutmamız lazım. Taze tutmamız lazım ve mücadeleye devam etmemiz lazım" diye konuştu. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, "Bu gerçek anlamda bir insanlık suçudur, yıllardır süren katliam var, dünyanın hiçbir yerinde örneği yok. Bir şekilde bu insanlık suçunun bu çağda durdurulması gerekiyor, herkesin bu tepkiyi ufağına büyüğüne bakmadan vermesi gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Ertan Torunoğulları ise, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin bu konuda yapacağı bütün etkinliklerde camia olarak yanlarında olacağız. Bizler camiamız, diğer camialar hep birlikte 1 Ocak’ta dünyaya da güzel bir resim vererek gündeme getireceğiz" dedi.
Hakkari Şemdinli’de 24 sınıflı okul ile aile sağlığı merkezi açıldı Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde yapımı tamamlanan 24 sınıflı Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu ile aile sağlığı merkezi törenle hizmete açıldı. Şemdinli ilçesinde yapımı tamamlanan Cumhuriyet İlk ve Ortaokulu’nun yeni hizmet binası, düzenlenen törenle hizmete açıldı. 5 katlı ve 24 sınıflı okulun açılışında konuşan Hakkâri Valisi Ali Çelik, eğitimin bir ülkenin geleceği açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek. "Eğitim meselesi, bir ulusun yarınlara güvenle bakabilmesi için en hayati meseledir. Öğrenci ve öğretmenlerimizin en iyi fiziki şartlarda eğitim faaliyetlerini sürdürebilmeleri, sosyal, kültürel ve sportif etkinlikler gerçekleştirebilecekleri mekânlara kavuşmaları için ilimiz genelinde çalışmalarımız kararlılıkla devam ediyor" dedi. Türkiye’nin son yıllarda eğitim alanında büyük bir dönüşüm yaşadığını vurgulayan Vali Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen eğitim yatırımlarının meyvelerini verdiğini belirterek, "İlimizde en büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu modern eğitim yapıları sayesinde çocuklarımız daha nitelikli ortamlarda eğitim alırken, öğretmenlerimiz de öğrencileriyle daha verimli mekânlarda buluşma imkânı buluyor" diye konuştu. Hakkâri’de son 15 yılda yapılan eğitim yatırımlarına dikkat çeken Vali Çelik, özellikle son üç yılda inşa edilen yeni okul binalarıyla birlikte sınıf mevcutlarının 22 seviyesine düştüğünü ifade etti. Bu gelişmenin eğitim kalitesine doğrudan katkı sunduğunu belirten Vali Çelik, Milli Eğitim Bakanlığına teşekkür etti. Açılışın ardından okul binasını gezen Vali Çelik, sınıfları ziyaret ederek öğrencilerle hedefleri üzerine sohbet etti, öğretmenler odasında ise eğitimcilerle bir araya geldi. Vali Çelik, daha sonra beraberindekilerle yapımı tamamlanan Moda Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışına katıldı.