GENEL - 06 Kasım 2018 Salı 09:44

Kargı’da güreşlerinde şampiyon Ünal Karaman

A
A
A
Kargı’da güreşlerinde şampiyon Ünal Karaman

Asırlık Kargı Panayırı’nın en çok ilgi gören etkinliği olan güreşlere her yıl olduğu gibi ilgi bu yıl da artarak devem etti.

Asırlık Kargı Panayırı’nın en çok ilgi gören etkinliği olan güreşlere her yıl olduğu gibi ilgi bu yıl da artarak devem etti.


Sabahın erken saatlerinde güreş alanını dolduran güreş severler müsabakaları ilgiyle izledi. Toplam 14 ayrı kategoride 238 güreşçinin kol bağladığı Kargı güreşlerini yaklaşık 4 bin kişi izledi.


Kargı Belediye Başkanı Zeki Şen’in ev sahipliğinde Çayır Mevkii’nde gerçekleştirilen müsabakalara, AK Parti Çorum Milletvekilleri Ahmet Sami Ceylan, Oğuzhan Kaya, Erol Kavuncu, CHP Milletvekili Tufan Köse, İlçe Kaymakamı Hasan Taş, 22. Dönem Çorum Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, Tosya Belediye Başkanı Kazım Şahin, Oğuzlar Belediye Başkanı Orhan Ateş, Osmancık Belediye Başkanı Hamza Karataş, Ortaköy Belediye Başkanı Taner İspir, AK Parti Kargı İlçe Başkanı Sacit Özdemir, CHP İlçe Başkanı Hakan Çelik, ÇESOB Başkanı Recep Gür, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri, muhtarlar, dernek başkanları, kurum müdürleri ve binlerce kişi katıldı.


Er meydanına gelen AK Parti Çorum Milletvekilleri Ahmet Sami Ceylan, Oğuzhan Kaya ve Erol Kavuncu halkı selamladı. Vatandaşlarla ilgilenen milletvekilleri sohbet ederek talepleri olan vatandaşların problemlerini danışmanına not aldırarak ilgileneceğini söyledi.


Er meydanında konuşma yapan AK Parti Çorum Milletvekili Ahmet Sami Ceylan, Kargı güreşlerine gösterilen ilgiden oldukça memnun olduğunu belirterek, "Kargımızın asırlık panayırında gerçekleştirilen bu büyük etkinlikte aranızda olmaktan fazlasıyla mutluyum. Güreşlerde ter döken tüm güreşçilerimize başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı.


"Kargı güreşleri marka oldu"


Kargı Belediye Başkanı Zeki Şen ise Kargı güreşlerinin artık bir marka olma yolunda hızla ilerlediğini belirterek, "Panayır güreşlerimizi her yıl daha da geliştirmek için tüm imkanlarımızı kullanıyoruz. Türkiye’nin hemen hemen her yerinden toplam 238 güreşçimiz Kargı güreş alanımızda ter döktü. Güreşçilerimizin katılım da her yıl artıyor. Biz inanıyoruz ki Kargı Güreşleri bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor’’ diye konuştu.


Kargı güreşlerinin sezonun en son müsabakalarından biri olduğunun altını çizen Başkan Şen, "Yaz aylarına kadar Türkiye genelinde başka müsabaka olmayacağından panayırımızdaki güreşlere güreşçilerimiz daha fazla ilgi gösteriyor. Bizde bunu iyi bir şekilde kullanarak ilçemizi tüm Türkiye’ye tanıtma fırsatı buluyoruz" ifadelerini kullandı.


Başkan şen ayrıca güreş organizasyonun da görev alan tüm personele ve güreş antrenörü Kazım Karabıyık’a teşekkür etti.


Hüseyin Topçu panayır ağası oldu


Er meydanında güreşçiler ter dökerken, panayır ağalığında da kıyasıya mücadele vardı. Panayır ağalığı için birbiriyle yarışan adaylar kıyasıya mücadele etti. Çekişmeli geçen açık arttırmanın sonunda panayır ağalığını geçen yılın panayır ağası Hüseyin Topçu 12 bin liraya yeniden alarak ağalığını sürdürdü.


Koç ağası değişmedi


2016 yılından bu yana koç ağalığını sürdüren Ahmet Uğraşkan 4 bin lira ile bu yılda koç ağalığını sürdürdü.


Ünal Karaman Başpehlivan oldu


Güreş müsabakalarındaki mücadelelerin sonunda ise Ünal Karaman Başpehlivan, Ali Rıza Kaya ikinci, Ahmet Serbes üçüncü, İsmail Koç üçüncü, Abdullah Güngör beşinci, Murat Gençtürk altıncı, Mecit Yıldırım yedinci, Fatih Koyuncu ise sekizinci oldu.


Başaltı kategorisinde ise; Hakkı Ceylan birinci, M.Doğan Özkaya ikinci, Hüseyin Kalaycı üçüncü, Ahmet Arıcı üçüncü, Faruk Kalender beişinci, Fatih Kanbur altıncı, Mustafa Bayram yedinci, Ayhan Suzan ise sekizinci oldu.


Büyük ortada, Serhat Elvan birinci, Şakir Atak ikinci, İsmail Keskin üçüncü oldu. Küçük Orta Büyük Boy’da Bilal Akdağ birinci, Mürsel Kaya ikinci, Hamdi Tunç üçüncü, Küçük Orta Küçük Boy da Sinan Erol birinci, Nurican Ateş ikinci, Doğancan Ergin üçüncü, Deste Büyük Boy da Hamza Havran birinci, Ali Turan ikinci, İrfan Demirel üçüncü, Deste Orta Boy da Ali ErYücel birinci, Bilal Akbıyık ikinci, Yasin Havyar üçüncü, Deste Küçükboy da Muhammet Yıldırım birinci, Eren Kalkan ikinci, Ömer Yasin Aktaş ise üçüncü, Ayak da Faruk Bafralı birinci, Buğra Aktan ikinci, İbrahim Özdemir üçüncü, Tozkoparan da Hüseyin Basat birinci, Barış Kader ikinci, Batuhan Şahin Laik üçüncü, Teşvik 2 de Hamza Ali Küçük birinci, Alperen Düzenci ikinci, Faruk Damatoğlu üçüncü, Teşvik 1 de Fatih Özgen birinci, Ferhat Kaymaz ikinci, M. Fatih Rençber üçüncü, Minik 2 de Ferhat Yiğit birinci, Rıza Kayalı ikinci, Kerem Gökyer üçüncü, Minik 1 de ise Aşkın Gönültaş birinci, Uğur Dalbastı ikinci, Baki Akın ise üçüncü oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir" Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi. ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi. "Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir" Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi. Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.
Eskişehir Vali Hüseyin Aksoy, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası mesajı yayımladı Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası’yla alakalı bir mesaj yayımladı. Eskişehirlileri, Yunus’u okumaya, anlamaya ve anma etkinliklerine katılmaya davet ettiğini mesajında belirten Vali Hüseyin Aksoy, Yunus Emre’yi kardeşlik, hoşgörülük ve Türkçeyi duru kullanmasıyla örnek gösterdi. Vali Aksoy’un mesajının tamamı ise şöyle; "Yunus Emre’yi yüzyıllar öncesinden günümüze uzanan bir dil ve gönül köprüsü, kardeşlik ve hoşgörü abidesi olarak tanıyor ve seviyoruz. Bu yüzden onun düşüncelerinin, insan sevgisinin doğru biçimde bilinmesi ve gelecek nesillere aktarılması son derece önemlidir. Sevgi elçisi Yunus Emre tüm çağlara özgü bir çağrıda bulunmuştur: "Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz. Çağlar üstü çağrısıyla kimseye kalmayan dünyada kalıcı bir kelime olan sevgi ile insanlık trajedisinin kaynağını teşhis etmiştir. Hakikatin ve hikmetin yolcusu Yunus, sevgi ve sevinci Allah’ın armağanı olarak görmüştür. Duru Türkçesi ile her kelimesi, vicdan ve zihinlere Allah, evren ve insanın bütüncül zincirinin birer halkası olarak tefekküre ve sevgiye davet etmiştir. Yunus Emre’nin şiirleri sanat kaygısı taşımaksızın halkın ruhuna işleyen bir dille yazılmıştır. Yüzyıllardır büyük bir ilgiye mazhar olan Yunus Emre, kendi alanında aşılamamıştır. Sadece Anadolu insanının değil, Türkçe konuşan bütün halkların gönlünde yaşamaktadır. Herkesin Yunus’ta seveceği şiirler ve düşünceler bulması, onun büyüklüğünün bir delili olarak kabul edilmelidir. Yunus, söyledikleriyle insanları yok olmayacak, tükenmeyecek değerlere sevk etmeye çalışmıştır. Yüzyıllar geçtikçe kıymeti daha iyi anlaşılan, milli tarihimizin abide şahsiyeti Yunus Emre’nin çok büyük değer taşıyan düşüncelerinden barış, mutluluk, sevgi ve hoşgörüye susamış olan günümüz insanının alacağı çok şey vardır. Bulabildikleriyle, biriktirdikleriyle herkesin kendince algıladığı Yunus’un daveti dinmeyecek, çağlarca çağlayana dönüşecektir. Eskişehirlileri, Yunus’u okumaya, anlamaya ve anma etkinliklerimize katılmaya davet ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”