ÇEVRE - 21 Mayıs 2025 Çarşamba 17:58

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Çorum’da zirai dondan etkilenen ceviz bahçelerini inceledi

A
A
A
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Çorum’da zirai dondan etkilenen ceviz bahçelerini inceledi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çorum’da zirai dondan etkilenen tarım arazilerinde incelemelerde bulundu.


TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çorum’da ilk mevsimde etkilenen tarım arazilerinde incelemelerde bulundu. Bu çerçevede Çorum’un Merkez ilçesine bağlı Pınarcık köyündeki ceviz bahçelerini gezen Bayraktar, üreticilerden ve yetkilerden bilgiler aldı. Cevizlik alanda üreticilerle birebir görüşen Bayraktar, çiftçilerin taleplerini ve yaşadıkları mağduriyeti dinledi. İncelemelerin ardından açıklamalarda bulunan Bayraktar, üreticilerin yaşadığı kayıpların tespit edilerek gerekli desteklerin sağlanması gerektiğini vurguladı.



"Ben bu yaşa geldim, böyle büyük bir afet görmedim"


Gerekli hasar tespitlerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü belirten Bayraktar, "Türkiye’nin tabii her tarafında yaşadığımız bu büyük afeti görme imkanı buldum. Yaşadığımız en büyük afet diyebiliriz. Ben bu yaşa geldim, böyle büyük bir afet görmedim. Tarihin en büyük afetini yaşıyoruz ve bu afeti, üzülerek ifade ediyorum, 65 ilimizde yaşıyoruz. Geçen hafta ben Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeydim. Orada da ciddi bir kuraklık var. Hububat alanlarını etkilemiş ve çiftçimizi mağdur etmiş durumda. Tabii aslında bu mevsimsel kaymalar bundan sonra da devam edecek. Yani bunun tedbirlerini de şimdiden almak gerekiyor. Kışın sonbaharı yaşadık, ilkbahara geldik, ilkbahar ayında kışı yaşadık. Aslında Ocak ayından beri baktığımızda yağış bekliyoruz. Biz yağış beklerken bir karla karşılaştık. Tabii kar yağsın, önemli değil ama arkasından don hadisesi bizi perişan etti. Son 30 yılın en düşük sıcaklık değerleriyle karşı karşıya kaldık. Türkiye’de üzülerek ifade ediyorum, afet sayısı artıyor. 2014 yılında 500 olan afet sayısı, 2024 yılına geldiğimizde bin 457 rakamına ulaştı. Şimdi afet sayısının artmasının yanında, afetin asıl tehlikeli olanı, şiddeti artıyor. Bazı ürünleri kurtarmak bazı tedbirlerle mümkün olabilir. Ama sıfırın altında 10 dereceden sonra, sıfırın altında 15 derecelerde, sıfırın altında 20 derecelerde hiçbir ürünü kurtarma şansımız olmadı. Ve 65 ilimizde birçok, özellikle meyve bahçemiz perişan oldu" dedi.



"Bu taleplerin yerine gelmesi lazım"


Üreticilerin taleplerinin olduğunu ve bunların yerine getirilmesinin önemine dikkat çeken Bayraktar, "Çorum’da da, ceviz bahçesi, armut bahçesi, elma bahçesi ve diğer birçok meyvemiz zarar görmüş durumda. Burası da bir don felaketiyle karşı karşıya kalmış durumda. Üreticilerimizin beklentileri de bu afetin büyüklüğüne göre şekilleniyor. Burada da gördük. Dallar kurumuş, meyve ağaçlarının gövdeleri zarar görmüş. Bu, şu demektir; önümüzdeki yıllarda bu ağaçlar meyve tutumu yapmayacak demektir. Belki iyi bakım yapmamız kaydıyla, bazı bahçeleri kurtarmamız mümkün olabilir" diye konuştu.


Üreticinin afetten korunması için desteklerin sağlanması gerektiğini ifade eden Bayraktar, "Bu taleplerin yerine gelmesi lazım. Tabii biz bununla alakalı hem sahayı geziyoruz hem Ankara’ya geldiğimizde Sayın Cumhurbaşkanımıza, Maliye Bakanımıza, Çalışma Bakanımıza ve Tarım Bakanımıza sahada gördüklerimizi anlatıyoruz. Çiftçilerimizin taleplerini anlatıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızla 15 günde iki defa bir araya geldim ve sahada gördüklerimi anlattım. Bakanlarımıza anlattım. Bu sabah da yine bakanlıktaydım, sahadaki bu manzarayı kendileriyle paylaştım. Şimdi burada üreticilerimiz haklı olarak bir maddi destek istiyorlar. Bu bahçelere önümüzdeki yıl girebilmeleri için, bu bahçelere bakım yapabilmeleri için çiftçimizin maddi desteğe ihtiyacı var. Bugüne kadar yapılan maliyetlerle, masraflarla alakalı bir nakit yardımı düşünülüyor. Bunun çalışması şu an devam ediyor. Kısa sürede de bunu ödemeyi planlıyorlar. Ama tabii bizim farklı taleplerimiz de var. Şimdi şunu kabul edelim. Türkiye’de çiftçimiz özel bankalara, kamu bankalarına, Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlanarak üretim yapıyor. Çiftçi borçlanarak üretim yapıyor. Dolayısıyla bu sene bu ürünlerden para kazanamayacağı için borçlarını da ödeyemeyecek. Bu borçların muhakkak surette yapılandırılmasını istiyoruz. Bunu Cumhurbaşkanımıza da anlattım, ilgili bakanlara da söyledim. Bununla alakalı bir çalışma yapılması lazım. Bugün TARSİM Yönetim Kurulu Başkanıyla da bu konuyu paylaştım. TARSİM’le alakalı şikayetlerin de giderilmesi lazım. TARSİM’in alanlarda adil bir şekilde, hakkaniyetli bir şekilde tespit yapmasını istiyor çiftçimiz" şeklinde konuştu.



TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Çorum’da zirai dondan etkilenen ceviz bahçelerini inceledi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli İtfaiyesi, AFAD’ın en üst düzey arama kurtarma akreditasyonunu aldı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi, kapsamlı hazırlık ve tatbikatların ardından AFAD’ın ağır seviye arama kurtarma akreditasyonunu kazanarak afetlere karşı tam donanımlı hale geldi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı, uzun süreli hazırlıklar ve kapsamlı saha çalışmaları sonucunda AFAD’ın uluslararası standartlardaki en zor seviyesi olan "Kentsel Arama Kurtarma Ağır Seviye Ekip" Akreditasyon sınavını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, zorlu süreci tamamlayarak iki ayrı enkaz alanında 10 gün boyunca kesintisiz görev yapabilme kapasitesine sahip ağır seviye akredite ekipler arasına girdi. AFAD standartlarında en üst yeterlilik seviyesi AFAD’ın uluslararası akreditasyon kuralları doğrultusunda oluşturduğu sistem kapsamında, Türkiye genelindeki arama kurtarma ekipleri ortak bir operasyon dili ve koordinasyon anlayışıyla sınava tabi tutuluyor. Ekipler; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç seviyede sınıflandırılırken, ağır seviye akreditasyon arama kurtarma alanında ulaşılabilecek en üst yeterlilik olarak kabul ediliyor. Bu kapsamda büyükşehir itfaiyesi, bu zorlu akreditasyon testine katılarak, yetkinliğini ve başarısını bir üst seviyeye taşıdı. Tüm birimler sürece tam destek verdi Akreditasyon sürecinde büyükşehir belediyesinin ilgili tüm birimleri koordinasyon içerisinde görev aldı. Buna göre Afet İşleri ve Risk Yönetimi Dairesi Başkanlığı, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Yol Yapım Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı, Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı ve Antikkapı Hızır 41 ekipleri süreç boyunca tüm imkanları ile destek verdi. Ana kamp alanı kuruldu Akreditasyon kapsamında oluşturulan ana kamp alanında ekiplerin tüm ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kapsamlı bir kamp altyapısı kuruldu. Ana kamp alanında; yönetim ve haberleşme çadırları, sanitasyon ve arındırma alanları, banyo ve tuvaletler, 120 kişilik barınma alanı, yemekhane ve dinlenme alanları, arama kurtarma köpeği alanı ve köpek tedavi ünitesi, sağlık alanı ve bulaşıcı hastalık izolasyon bölgesi ve çay ocağı yer aldı. Gerçeği aratmayan zorlu saha uygulamaları Sahada gerçekleştirilen uygulamalarda ekiplerin teknik kapasitesi ve koordinasyon kabiliyeti test edildi. Gerçeği aratmayan zorlu saha çalışmaları kapsamında; 5 tonluk enkaz kütleleri domuz damı yöntemiyle kaldırılarak vinçle taşındı. Beton, çelik ve ahşap elemanları kesim yapılarak kontrollü şekilde ayrıldı. Oksijen-asetilen ile sıcak kesim uygulamaları yapıldı. İple erişim teknikleri kullanılarak yatay ve dikey kazazede tahliyeleri gerçekleştirildi. Temiz ve kirli çalışma yöntemleriyle beton kütlelerde enkaza giriş boşlukları 60x60 ölçülerinde açıldı. Güvenli çalışma için ahşap tahkimat ve destekleme yöntemleri uygulandı. Yaslama, kapı, pencere ve eğik tavan tahkimatları ile t-spot tahkimat uygulamaları başarıyla tamamlandı. Tüm bu zorlu aşamaları başarıyla tamamlayan ekipler AFAD’ın en üst yeterlilik seviyesine ulaştı. Büyükşehir afetlere karşı güçlü ve hazır Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin birbirleriyle koordine şekilde yürüttüğü bu süreç, Kocaeli’nin ağır seviye arama kurtarma kapasitesini güçlendirirken, afetlere karşı kurumsal hazırlık ve müdahale seviyesini en üst noktaya taşıdı. Türkiye’de afetlere karşı güçlü ve her daim hazır bir kent olarak bilinen Kocaeli, büyükşehir ekipleri sayesinde bu niteliğini bir kez daha ortaya koydu.
İstanbul İleri yaş grubuna uygulamalı spor aktivitesi Yakın Doğu Üniversitesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, egzersizin sağlıklı yaş alma sürecindeki kritik rolü bilimsel veriler ve uygulamalı çalışmalarla ele alındı. Sağlıklı yaş alma sürecine bütüncül bir bakış sunmak amacıyla düzenlenen "Sağlıklı Yaş Alma Yolculuğunda Egzersiz" etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği iş birliğinde, Lefkoşa Türk Belediyesi ev sahipliğinde Merkez Lefkoşa’da gerçekleştirildi. Akademisyenler ve uzmanların katılımıyla düzenlenen etkinlikte, egzersizin yaşlanma sürecindeki önemi teorik bilgiler ve uygulamalı çalışmalar eşliğinde ele alındı. Egzersiz yaşlanma sürecini yavaşlatıyor Etkinlik, Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adile Öniz Özgören ile Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Hatice Jenkins’in açılış konuşmalarıyla başladı. Konuşmalarda, artan yaşlı nüfusla birlikte sağlıklı yaş alma kavramının giderek daha fazla önem kazandığı vurgulandı. Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, sağlıklı yaş almanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve sosyal boyutları da kapsadığını belirterek "Sağlıklı yaş almak; bedeni, zihni ve ruhu birlikte koruyabilmekten geçer. Doğru yaklaşımlar benimsendiğinde ileri yaşlar daha üretken ve anlamlı bir yaşam dönemine dönüşebilir" dedi. Beslenmenin sağlıklı yaş alma sürecindeki rolüne de değinen Prof. Dr. Özgören, dengeli ve bilinçli beslenmenin kronik hastalık riskini azaltmada belirleyici olduğunu vurguladı. Akdeniz diyetinin yaşlılık döneminde en uygun beslenme modellerinden biri olduğunu ifade eden Özgören, düzenli ve basit egzersizlerin kas-iskelet sistemi sağlığını koruduğunu ve yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Kas gücü bağımsız yaşamın anahtarı İnsan ömrünün uzadığını ancak bu uzamanın büyük ölçüde yaşlılık döneminde gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Hatice Jenkins, bu sürecin sağlıklı geçirilmesinin bilinçli tercihlere bağlı olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Hatice Jenkins, "Ne kadar yaşadığımızdan çok, uzayan bu yılları nasıl yaşadığımız önemlidir. Yaş aldıkça kaslarımızı nasıl çalıştıracağımızı bilmek hayati önem taşıyor. Kas gücünün korunması, bireyin bağımsızlığını ve yaşam kalitesini doğrudan etkiler" diye konuştu. Son 30 yılda insan ömrünün ortalama 10 yıl uzadığına dikkat çeken Jenkins, gerçekleştirilen etkinliğin temel amacının, bireylerin yaşlanma sürecini daha sağlıklı ve aktif geçirebilmeleri konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu belirtti. Teorik bilgiler uygulamayla desteklendi Etkinlik kapsamında, Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Derneği Genel Sekreteri ve Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyesi Uzm. Fzt. Yelda Kıngır, "Kas-iskelet sistemi yaşa bağlı emekli olur mu?" başlıklı sunumunda, yaşlanmayla birlikte kas ve iskelet sisteminde meydana gelen fizyolojik değişimleri bilimsel veriler ışığında değerlendirdi. Kıngır, düzenli ve doğru egzersizin hareketsizliğin olumsuz etkilerini azalttığını ve fonksiyonel bağımsızlığın korunmasında kritik rol oynadığını vurguladı. Etkinliğin uygulamalı bölümünde ise Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Fzt. Nima Jabri, "Aktif Yaş Almada Egzersiz" başlığı altında katılımcılarla birlikte grup egzersizleri gerçekleştirdi. Jabri, ileri yaş bireyler için güvenli ve etkili egzersizlerin nasıl planlanması gerektiğini uygulamalı olarak gösterdi.