ASAYİŞ - 13 Şubat 2018 Salı 15:36

Denizli İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir: " FETÖ/PDY’yi ’Bylock’ konusunda yüzde 99 çözdük"

A
A
A
Denizli İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir: " FETÖ/PDY’yi ’Bylock’ konusunda yüzde 99 çözdük"

Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, 2017 yılına ait trafik, asayiş ve terör örgütü FETÖ’ye yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgiler paylaştı.

Denizli Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, 2017 yılına ait trafik, asayiş ve terör örgütü FETÖ’ye yönelik yapılan çalışmalar hakkında bilgiler paylaştı. Denetimlerin arttığını ancak trafik ceza oranlarının yaklaşık yüzde 25 azaldığını belirten Demir, FETÖ’ye yönelik yapılan operasyonda ’bylock’ kullananların yüzde 99 oranında çözüldüğünü söyledi.


Denizli İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde, geçtiğimiz yıla ait trafik, asayiş ve terör olaylarda yapılan çalışmalar ait verileri paylaştı. Emniyet ile milli eğitimin iş birliği içerisinde olduğunu ve okul çevresinde denetimlerin artırıldığını ifade eden Demir, okul çevresindeki uyuşturucu yakalama oranlarında ciddi bir artışın olduğunu, uyuşturucunun satıcıdan içiciye varmadan, güvenlik koridorunda yakalandığını kaydetti. Tarihi konağın yakılması ile ilgili konuşan Demir, orada anormal bir şeyin gözükmediğini belirten Demir, müphem ve muğlak bir durumun olmaması için her türlü tedbiri aldıklarını, failinin adliyeye çıkarıldığını söyledi.



"Halktan gelen çağrılarda yüzde 27’lik bir artış var"


ilk önce Denizli’deki asayiş olaylarına değine Demir, "Gelmeden önce iki yıllık bir mukayese yaptım. 2016 ve 2017yılındaki verilere baktım, Denizli’ye baktığımızda tabiri caizse bir huzur adası, bir huzur kenti olduğunu çok net bir şekilde ifade edebiliriz. Burada emniyet çalışıyor da diğerleri çalışmıyor manasına asla gelmemeli. Diğer kurumların ve başta halkın çok ciddi bir teveccühü var. 2016-2017 mukayesesi yaparken, muharebe şubesine gelen çağrılardaki oranda bunu görüyoruz. Halkın ciddi bir teveccühü var, ciddi bir rağbet gösteriyorlar. Önceki dönemlere bakıldığı zaman, gelen çağrılarda yüzde 27’lik bir artış var. Zaten bizim beklediğimiz de o ve o artışın geri bildirimin biz çok olumlu alıyoruz. Ön planda olmaktan ziyade, işin icrai tarafından olmak istiyoruz" diye konuştu.



"Olay yerine varmada 16 dakikadan 7,5 dakikaya düştü"


Asayiş ekiplerinin olay yerine varma noktasında da yüzde 50 oranında bir zaman kazanma olduğunu belirten Demir, "155 onlarca arama olmasına rağmen, biz trafik ve asayiş ekiplerini ikiye ayırdık. Olay yerine varma, olaya müdahalede baktığımız zaman ne kadar bir olumlu katkı var, baktığımız zaman işin açığı 16 dakikadan 7.5 dakikaya düşmüş durumdayız. Neredeyse bu iki katına varan olumlu ivme, bir taraftan talepler artıyor ama diğer taraftan tam tersine olumlu gelişme. Şu an yüzde yüz bir artışla, olumlu bir artış, yüzde 7’lere kadar düşürmüş durumdayız" ifadelerini kullandı.



"Ceza 40 milyondan 31 milyon TL’ye düştü, emniyet kemeri kullanım oranı yüzde 80 arttı"


Kentteki trafik verilerine yönelik bilgiler veren Demir, "Polis ve trafik şubede çalışan arkadaşlarımızın yaptığı önemli işlerden bir tanesi, her gün en az 15 şahsa ’niçin emniyet kemerin yok, ’niçin telefonla konuşuyorsun’ diye ikaz ediyorlar ve bunları da raporluyorlar, bir data oluşturuluyor. Daha sonra tekrarlandıktan sonra cezai müeyyide uyguluyoruz. Yani ilk önce ikaz, sonra ceza, böyle bir sistem belirledik. Önceki yıllara ait herhalde 120 binlere varan bir ikaz yapmışız. Yani bir önceki yıla göre, yüzde 30’luk bir artış, yani çok uygulama, az ceza uyguluyoruz. İşin ceza kısmına gelirsek, 2016 yılında Denizli’de yaklaşık 40 milyon TL bir ceza uygulaması var ama 2017 yılının sonuna bakıldığında bu 31 milyon TL’ye düşmüş durumda. Yani kontrollerde, uygulamalarda neredeyse yüzde 40’lara varan bir artış ama ceza yazmada da aksine ciddi bir düşüş var. Ama burada sevindirici bir şey daha var, emniyet kemeri takma oranı yüzde 50’lerden yüzde 80’lere çıktı. Bakıldığı zaman bu oran Türkiye ortalamasının çok üstünde" ifadelerine yer verdi.


Denizli’de yaklaşık 394-395 bin civarında trafiğe kayıtlı aracın olduğunu belirten Demir, "Buna ortalama yılda net olmamakla birlikte 23 bin 24 bin ilave araç var, bunun içinde sıfır ve ikinci el araç dahil, bu kadar yoğunluğu disiplinize etmek, tabanın, halkın desteği olmadan mümkün değil" dedi.



"FETÖ/PDY’yi ’Bylock’ konusunda yüzde 99 çözdük"


Terör olayları ile ilgili konuşan Demir, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) kullandığı şifreli haberleşe programın ’Bylock’ şüphelilerine yönelik çalışmaları aktardı. İllegalite ile mücadele konusunda her zaman diri olduklarını kaydeden Demir, "İllegalite ile ciddi mücadele var. Denizli’de de, yani biraz iddialı olacak ama bu temel parametreler baz alınırsa ilk sıradadır. Yani Denizli İl Emniyet Müdürü olarak söyleyebilirim, buradaki tüm resmi makamlar çok ciddi asılıyor. Yani emniyet çalışıyor da, falanca çalışmıyor, hayır. Yani Valinin duruşu belli, adliyenin duruşu belli, emniyetin duruşu belli, hadi duruşlar belli, neye göre belli, rakamlara göre bellidir. Geçen Bakanımıza da arz ettim, sadece ’Bylock’ olarak bakmıyoruz, total olarak bakıyoruz. Hakikaten Denizli o noktada çok iyi, Denizli Emniyeti çok iyi. Oran itibariyle ’Bylock’ta hatta yüzde yüz de denilebilir ama yüzde 99 çok rahat diyebilirim" şeklinde konuştu. Emniyet Müdürü Demir, daha sonra basın mensuplarıyla toplu fotoğraf çektirdi.


Denizli Gazeteciler Cemiyeti İlyas Haytan Toplantı Salonunda düzenlenen toplantıya Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Nuri Boyacı ve gazeteciler katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."