EKONOMİ - 19 Nisan 2025 Cumartesi 08:55

Ata mirası tohumlar milyonlarca fideye dönüştü

A
A
A
Ata mirası tohumlar milyonlarca fideye dönüştü

Honaz Belediyesi, Türkiye’nin dört bir yanından topladığı ve bu ata tohumlardan çıkarttığı fideleri vatandaşlarla buluşturuyor. Sağlıklı ve güvenli gıdanın önemini dikkat çeken Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, " sağlıklı gıdaya erişim konusunda Honaz Belediyesi olarak 5 yıldan bu yana fide üretiyoruz. Vatandaşlara dağıtmak için Fide talep başvuruların başlamasıyla yoğun ilgi oluştu. Ata tohumlarından çıkarttığımız milyonca fideyi vatandaşlarımıza ücretsiz dağıtacağız" dedi.



Honaz Belediyesi Yerel Tohum Merkezi Birimi tarafından yazlık sebze fidesi hibe dağıtımı için başvurular 9 Nisan tarihinde başladı. Tarımsal üretimin kesintiye uğramaması, üretime teşvik amacıyla ve genetiği oynanmamış gıdayı vatandaşlarla buluşturmak amacıyla ‘Ata Tohumlarından’ elde edilen milyonlarca fide Honaz Belediyesi tarafından halka ücretsiz dağıtılacak.


Honaz Belediyesi tarafından yaklaşık 5 bin metre karelik alanda 16 çeşit ata tohumlardan meyve ve sebze fidesi üretimi yapılıyor. Seralarda yetiştirilen fidelerin bir miktarı Honaz Belediyesine ait organik bahçelere dikildikten sonra orada olgunlaşan meyve ve sebzelerden alınan tohumlarla ata tohumunun devamlılığı sağlanıyor.


Her bir ata tohumu özenle toprakla buluşturduklarını belirten Ziraat Mühendisi Aslı Gökçen , "Toprak hazırlığımız torf ve perlit ile yapıyoruz. Tohum açma makinesinden açtığımız deliklerin içerisine tek tek tohumlarımızı bırakıyoruz. Üzerine vermikülit dediğimiz maddeyle kapatıyoruz ve nemlendiriyoruz. Tohumlarımız böylelikle daha sağlıklı çimleniyor. Vermikülit ile tohumu soğuktan koruyarak sıcak tutuyoruz. Böylelikle daha az fire ile daha hızlı çimlenme sağlıyoruz" diye konuştu.



Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarından birinin genetiği ile oynanmamış güvenli meyveler sebzelere ulaşmak olduğunu ifade eden Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek ise "Göreve geldiğimiz gün, Türkiye’nin en önemli ihtiyaçlarını düşündüğümüzde ata tohumları, güvenli gıda ve genetiğiyle oynanmamış ürünleri sofralarda bulunması olduğunu düşünerek ata tohumunu yerel yönetim olarak bir destekleme faaliyete geçirilmesi konusunda bir görüş birliğine ulaştık. 4 mühendisimiz ve 3 tane çalışanımızla bu işe başladık. Şuan Türkiye’de en çok ata tohuma sahip yerel yönetim biziz. Bu konuda çalışanlarımıza ve bizleri destekleyen halkımıza ve Türkiye’nin dört bir yanından ata tohumlarını bankamızda saklamamız için bizlere gönderen herkese teşekkür ediyoruz. Pandemi dönemi gösterdi ki bağışıklık sistemini en çok etkileyen şey kullandığımız gıdalar. Besleme ya bizi çok kötü bir hastalığa itiyor ya da bizlerin bağışıklık sistemini güçlü hale getirip sağlıklı yaşamamıza sağlıyor. O nedenle sağlıklı gıdaya erişim konusunda Honaz Belediyesi olarak 5 yıldan bu yana fide üretiyoruz ve halkımıza ücretsiz dağıtıyoruz ve kurumlara ulaştırıyoruz. Gecen yıl 27 kuruma ata tohumdan ürettiğimiz fideleri ulaştırdık. Bugünde talep toplamaya başladık ve ilk günden 300 bin üzeri fidemizi kurumlar talep etti. Vatandaşlarında yoğun ilgisine bu sayıya eklersek daha ilk günden milyonları ulaşacağı görülüyor. Bu talepte bizlere bu projenin vatandaşlarımız tarafından benimsendiğini gösteriyor, bu da bizleri mutlu ediyor" şeklinde konuştu.



"Ata tohumlarını gelecek nesillere ulaştırmak borcumuzdur"


Ata tohumu sahip çıkmanın ve tohumları gelecek nesillere ulaşmasını sağlamanın en önemli milliyetçilik olduğunu belirten Başkan Kepenek, "Ata tohumlarını gelecek kuşaklara da aktarmak için oluşturduğumuz bir ata tohum bankamız mevcut. Bu tohum bankamızda, ısısıyla, nem oranıyla ve saklama güvenliğini oluşturan tüm şartlara uygun şekilde saklanan yaklaşık 2 bin 500 çeşit ata tohumu gelecek kuşaklara aktarılması üzerine koruma altına alınmış durumda. Bu da aslında bizlerin gelecek nesillere olan bir borcumuz bir görevimiz. Bizlere ulaşan bu tohumlar 100 yaşındaki ak saçlı teyzemizin eşarbının içinde sakladığı tohumlar. Teyzem eşarbından çıkartıp bizlere emanet etti bu hatıraları hiç unutamam. Honaz Belediyesi olarak bu projelere devam edeceğiz çünkü, ülkemizi tohumlar bakımından diğer ülkelerin elinden kurtarmalıyız. Bu Anadolu toprakları binlerce yıldır verimin, sağlığın merkezi olmuş bu yolda yürümeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.



Ata mirası tohumlar milyonlarca fideye dönüştü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.