ASAYİŞ - 17 Ekim 2025 Cuma 10:25

Tartıştığı ağabeyini sokak ortasında bıçaklayıp evine döndü

A
A
A
Tartıştığı ağabeyini sokak ortasında bıçaklayıp evine döndü

Denizli’de psikolojik sorunları olduğu ileri sürülen ve aynı evde yaşayan iki kardeşin kavgası sokağa taştı. Evden çıkan ağabeyini sokak ortasında bıçakla yaraladı.


Olay, Merkezefendi ilçesi Değirmenönü Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, birlikte yaşayan ve psikolojik sorunları olduğu ileri sürülen Cevat Semerci (51), ve Ferhat Semerci (44), kardeşler evlerinde henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine ağabey Cevat Semerci, evden çıkarak uzaklaşmak istedi. O esnada arkasından gelen kardeşi Ferhat Semerci, ağabeyini sokak ortasında bıçakla yaraladı. Ağabeyini bıçakla yaralayan Ferhat Semerci, eve geri dönerken, çevredeki vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından olay yerinde ilk müdahalesi yapılan ve fazla kan kaybettiği değerlendirilen Cevat Semerci, ambulansla hastaneye sevk edildi. Hastaneye kaldırılan Cevat Semerci’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.


Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.



Tartıştığı ağabeyini sokak ortasında bıçaklayıp evine döndü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa YÖK Başkanı Özvar: "Yükseköğretim Kalite Kurulu, Avrupa Yükseköğretim Alanında Kalite Güvencesi bağlamında sınır ötesi akreditasyon yapma yetkisine kavuştu" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Yükseköğretim Kalite Kurulunun Avrupa Yükseköğretim Alanında Kalite Güvencesi (ESG) bağlamında sınır ötesi akreditasyon yapma yetkisine kavuştuğunu belirterek, "Bu kapasiteye ulaşmamız, Türk yükseköğretimini sadece kendi içinde değil, bölgesinde de kalite güvencesi üreten ve ihraç eden bir merkez haline getirecektir" dedi. YÖK Başkanı Erol Özvar, Bursa Uludağ Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen 9. Uluslararası Öğrenci Bilimler Kongresi’nin açılışında yaptığı konuşmada Filistin’deki büyük insanlık dramına dikkat çekerek, İsrail’in acımasız saldırıları sonucunda 70 bin masum insanın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Gazze’de varılan ateşkesin kalıcı olmasını dilediklerini belirten Özvar, Filistin halkıyla olan güçlü dayanışmayı göstermek adına bütün üniversitelerde, akademik açılış merasimlerinde Gazze meselesinin ele alındığını kaydetti. Özvar, Türk üniversitelerinin kapısının Filistinli öğrenci ve akademisyenler için açık kalmaya devam edeceğini vurguladı. "Avrupa yükseköğretim alanının en büyük kapasitelerinden birine sahibiz" Türkiye’nin yükseköğretim alanında çok boyutlu uluslararası ilişki ve iş birliklerini başarıyla yürüttüğünü belirten Özvar, "Türk yükseköğretim sistemi 208 üniversitesi, 7 milyona yakın öğrencisi ve 185 binin üzerinde akademik personeliyle Avrupa yükseköğretim alanının en büyük kapasitelerinden birine sahiptir. Bu büyük kapasite ile birlikte Türkiye, Avrupa Yükseköğretim Alanında kalite güvencesi ve akreditasyon konusunda da yüksek standartlara sahiptir" dedi. 2027 yılına kadar tüm üniversitelerin akreditasyon süreçlerini tamamlamasını ve akreditasyon raporlarının Avrupa Yükseköğretim Kalite Güvencesi Tescil Kuruluşu (EQAR) veri tabanında yayınlanmasını hedeflediklerini ifade eden Özvar, bu sürecin yükseköğretim sisteminin uluslararası standartlarla uyumunu görünür kıldığını ve üniversitelerin küresel bilim ağına entegrasyonunu güçlendirdiğini vurguladı. "Türkiye’nin son yıllarda ulaştığı ivmenin arkasında yükseköğretim sistemimizin kalite standartları konusunda ortaya koyduğu çabalar var" Türkiye’nin tüm üniversitelerinin Avrupa yükseköğretim alanındaki ülkeler tarafından tanındığını belirten Özvar, başta AKTS olmak üzere Bologna sürecini büyük bir ciddiyetle sürdürdüklerini ifade etti. Türkiye’nin 2024 yılı Bologna Değerlendirme Raporu’nda birçok değerlendirme kriterinde tam puan alarak çok başarılı sonuçlar elde ettiğine dikkat çeken Özvar, "Bu bakımdan Avrupa’nın en başarılı ülkeleri arasında yer alıyoruz. Uluslararası öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliğinde Türkiye’nin son yıllarda ulaştığı ivmenin arkasında yatan sebeplerden bir tanesi de yükseköğretim sistemimizin kalite standartları konusunda ortaya koyduğu çabalardır" şeklinde konuştu. Yurt dışında faaliyet gösteren üniversiteler ve fakülteler Uluslararası stratejilerinin Avrupa ile sınırlı olmadığını vurgulayan Özvar, şöyle devam etti: "Bakü’de 2024 yılında kurulan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi, benzer bir modelle bu yıl Taşkent’te kurulan Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi bu vizyonun somut neticesidir. Yurt dışında açtığımız üniversitelerin yanı sıra Somali, Filipinler, Özbekistan, Kazakistan ve Bosna Hersek gibi dost ülkelerde farklı üniversitelerimizin fakülteleri faaliyet göstermektedir. Şam’da Türkiye-Suriye Dostluk Üniversitesi kurulmasına yönelik çalışmalarımız tamamlanmak üzeredir. Ülkemiz, İslam coğrafyası ve Afrika ülkeleriyle de yükseköğretim alanındaki iş birliklerini sürekli olarak çeşitlendirmekte ve güçlendirmektedir." "Başlıca hedeflerimizden biri uluslararasılaşma" Yükseköğretim Kurulu olarak belirledikleri başlıca hedeflerden birinin uluslararasılaşma olduğunu ifade eden Özvar, bu hedefin en önemli unsurlarından birinin uluslararası öğrenci sayısını artırmak olduğunu kaydetti. Özvar, Türkiye’nin 198 ülkeden yaklaşık 360 bin uluslararası öğrenciye ev sahipliği yaptığını ve bu bakımdan dünyada 6’ncı sırada yer aldığını belirtti. Uluslararası öğrenci sayısının yalnızca rakamsal bir artış olarak değil üniversite ruhunu zenginleştiren niteliksel bir katkı olarak da çok kıymetli olduğunu anlatan Özvar, uluslararası öğrencilere şöyle seslendi: "Sizlerin farklı kültürlerden, dillerden, düşünce biçimlerinden ve akademik birikimlerden gelmiş olmanız; üniversite kampüslerimize evrensel bir nitelik kazandırmaktadır. Bugün üniversitelerimizin koridorlarında, sınıflarında, kütüphanelerinde ve araştırma laboratuvarlarında, aynı hedef doğrultusunda çalışan yüzlerce farklı ülkeden öğrencileri görmek bizler açısından mutluluk kaynağıdır. Bu tablo, Türk yükseköğretiminin dünyaya açılan yüzü olduğu kadar, insanlığın ortak geleceği adına da umut verici bir manzaradır." "Akademide yapay zekâ kullanımına ilişkin mevzuatı hayata geçiriyoruz" Özvar, yapay zekânın akademik çalışmalarda kullanılmasını etik veya ahlaki bir mesele olmanın ötesinde hukuki bir sorumluluk alanı olarak gördüklerini belirterek, "Geçtiğimiz yıl Üretken Yapay Zekâ Kullanımına Dair Etik Rehber ile yapay zekânın bilimsel araştırma ve yayın süreçlerinde nasıl kullanılabileceğine dair genel bir çerçeve oluşturmuştuk. Bugün bu adımı daha da ileri taşıyor; tez, makale ve tüm akademik çalışmalarda yapay zekânın hangi ölçülerde ve hangi kurallar çerçevesinde kullanılacağını belirleyen bir mevzuatı hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Bu doğrultuda hazırlanan yönetmelik ve yasal düzenlemeler kısa süre içinde yürürlüğe girecek ve yükseköğretim sistemimizde yapay zekâ kullanımına ilişkin etik, denetlenebilir ve şeffaf bir yönetişim yapısı oluşturulacaktır" dedi.
Ankara YÖK öğrenci ve akademisyen istatistiklerini açıkladı Yükseköğretim Kurulu (YÖK), güncel öğrenci ve akademisyen istatistiklerini açıkladı. Türkiye’de örgün öğretim, açık ve uzaktan öğretim dâhil olmak üzere toplam 6 milyon 715 bin 761 yükseköğretim öğrencisi bulunuyor. Örgün öğretimde kayıtlı 3 milyon 714 bin 449 öğrencinin 2 milyon 571 bin 297’si lisans, 1 milyon 143 bin 152’si önlisans programlarında öğrenim görürken, açık ve uzaktan öğretime kayıtlı 3 milyon bin 312 öğrencinin 1 milyon 921 bin 32’si önlisans, 1 milyon 80 bin 280’i ise lisans programlarında öğrenimine devam ediyor. Yükseköğretim sistemine kayıtlı 6,7 milyon öğrencinin 1 milyon 961 bin 195’i ikinci üniversite okuyan öğrencilerden oluşuyor. İkinci üniversite okuyan öğrencilerin 631 bin 542’si lisans, 1 milyon 329 bin 653’ü önlisans programına kayıtlı. İkinci üniversite okuyanlar hariç tutulduğunda güncel öğrenci sayısı 4 milyon 754 bin 566 kişi. Bunların 3 milyon 20 bin 35’i lisans, 1 milyon 734 bin 531’i önlisans programlarında öğrenim görüyor. Uygulamalı eğitim yaygınlaşıyor Uygulamalı eğitim veren programlarda öğrenim gören öğrenci sayısı 2 milyon 9 bin 572’ye ulaştı. Bunlardan 1 milyon 179 bin 435’i lisans, 830 bin 137’si önlisans düzeyinde öğrenim görüyor. Lisans düzeyindeki uygulamalı programlar içerisinde en fazla öğrenci 132 bin 1 ile Tıp olurken, onu 89 bin 570 öğrenci ile Hemşirelik ve 87 bin 788 öğrenci ile onu Bilgisayar Mühendisliği takip ediyor. Önlisans düzeyinde ise 56 bin 615 öğrenci sayısı ile Bilgisayar Programcılığı yer alıyor. Onu 38 bin 729 öğrenci sayısı ile Muhasebe ve Veri Uygulamaları, 32 bin 156 öğrenci ile Bankacılık ve Sigortacılık programı izliyor. Uygulamalı mesleki sağlık programlarına kadınların katılımı güçleniyor Verilere göre kadınlar özellikle sağlık alanındaki uygulamalı programlara yoğun ilgi gösteriyor. 2025 YKS’de kadın adayların en çok tercih ettiği lisans programı Ebelik, önlisans programı ise Tıbbi Sekreterlik oldu. Bu yıl ilk kez açılan "Tele-Sağlık Teknikerliği" ve "Tıbbi Veri İşleme Teknikerliği" ön lisans programları, alanında en çok kadın öğrenciye sahip bölümler arasında yer aldı. Akademi gençleşiyor, kadınların ağırlığı artıyor Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında toplam 186 bin 942 akademik personel görev yapıyor. Bunların 99 bin 172’si erkek, 87 bin 770’i kadınlardan oluşuyor. Böylece kadın akademisyenlerin oranı yüzde 47’e ulaşmış durumda. Bu oran 2018 yılında yüzde 43,6 idi. Akademisyenlerin 82 bin 579’u 40 yaşın altında, 104 bin 363’ü ise 40 yaşın üzerinde bulunuyor. Buna göre 40 yaşından genç akademik personel sayısı oranı yüzde 44,2 oldu. Öte yandan 45 yaşından küçük akademik personel sayısı 114 bin 207, 45 yaşından büyük akademik personel sayısı ise 72 bin 735 olarak gerçekleşti. Böylece 45 yaşından genç akademisyen oranı yüzde 61,1’e yükseldi.