ASAYİŞ - 21 Ekim 2023 Cumartesi 11:00

Vahşice öldürülen Mine’nin kocası, itirafına itiraz edip, ifade değiştirdi

A
A
A
Vahşice öldürülen Mine’nin kocası, itirafına itiraz edip, ifade değiştirdi

Denizli’de kocası tarafından öldürüp gömüldüğü arazide 6 ay sonra bulunan 1 çocuk annesi Mine Kocadağ’ın katil zanlısı kocası Mithat Kocadağ, hakkında ağırlaştırılmış müebbet istendiği davada canlı yayındaki itirafına itiraz ederek, ifadesini değiştirdi.


Pamukkale ilçesine bağlı Gözler Mahallesi’nde yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Mine Kocadağ (25) ile eşi Mithat Kocadağ (31) arasında yasak aşk iddiası yüzünden tartışma çıktı. 18 Ağustos 2022 gecesi eşiyle yaşadığı tartışmanın ardından evden ayrılan Mine Kocadağ’dan 6 ay boyunca haber alınamazken, genç annenin öldürülmüş olabileceği iddiası üzerine arama çalışmalarına bu yönde hız verildi. Aylardır suskunluğunu koruyan koca Mithat Kocadağ, canlı yayında suçunu itiraf ederek, cinayeti nasıl işlediğini anlattı.



Canlı yayında gelen itiraf


Mithat Kocadağ canlı yayında ekiplere genç kadını gömdüğü yeri tarif etti. Ekipler canlı yayında gelen itiraf ve yer gösterme sonrası kocanın tarif ettiği bölgeye geldi. Kocanın çuvala koyduğu eşini el arabası ile taşıyıp attığı ve üzerine çam ağaçlarının dalları ile örttüğü noktada, dallar titizlikle kaldırıldı ve bahsedilen çuval bulundu. Çuvalın ağzı açıldığında annenin cansız bedeni bulundu. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışmaların ardından cansız beden otopsi için adli tıp kurumu morguna kaldırıldı. Otopside ise boğazına düğümlenmiş şekilde havlu bulundu. Mithat Kocadağ itirafın ardından canlı yayında ekipler tarafından gözaltına alındı.



“Üzerine biraz toprak attım”


İstanbul’dan Denizli’ye getirilen Mithat Kocadağ ifadesinde, "Eşimin ilişkiye girdikten sonra boynunu 30 dakika boyunca sıktım. Olay gecesi saat 03.00’te mutfakta tartıştık. İttim, yere düştü. Başını vurdu ve öldü. Saat 05.00’e kadar yaklaşık 2 saat boyunca kanlar içinde yerde kaldı. Yerden kaldıramadım. Mine’nin yüzünü havluyla sildim. Sonra da sarılıp, öptüm. Cesedini mutfaktan, önce banyoya götürdüm. Sonra ise yatak odasındaki bazanın altına sakladım. Sabah duş aldım ve işe gittim. Ceset bazanın altında 2 gün boyunca kaldı. Cesedi bazanın altından çıkarıp, çarşafa sardıktan sonra çuvala koydum, o şekilde taşıdım. Kardeşimin otomobilinin bagajına koydum. Cesedi ilk önce köye götürmek istedim ama daha sonra çalıştığım yere götürdüm. Saat 06.00’da otelin bahçesine gömdüm. Cesedi el arabasıyla taşıdım, sera olan yerin yakınına gömdüm. Üzerine biraz toprak attım" diyerek tüyleri ürpertti. Emniyetteki işlemlerinin ardından katil koca tutuklanarak cezaevine gönderildi.


Tamamlanın soruşturmanın ardından Mithat Kocadağ hakkında, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianamede hazırlandı. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, sanık Mithat Kocadağ hakkında ’eşi kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve ’eşe nitelikli cinsel saldırı’ suçundan 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası istendi. İddianamede, çiftin boşanma aşamasında olduğu, Mithat Kocadağ’ın genç kadını bu fikrinden vazgeçirmeye çalıştığı kaydedildi.



’En kuvvetli zehir hangisidir?’


Düzenlenen iddianamede, şüphelinin cep telefonunda yapılan incelemelerde ’En etkili fare öldüren ilaç’, ’En kuvvetli zehir hangisidir?’, ’İnsanları tek yumrukta nasıl bayıltırız’ başlıklarında aramalar gerçekleştirildiği ayrıca, ’Zorla ilişkide çocuk olur mu’ şeklinde arama yapıldığının tespit edildiği yer verildi. Öte yandan, Mithat Kocadağ’ın eşiyle ölmeden önce birliktelik yaşandığı beyanına da dikkat çekilip, ancak boşanma aşamasında olmaları nedeniyle ’Mine Kocadağ’ın rızasıyla cinsel ilişkiye girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu’, bu nedenle birlikteliğin zorla cinsel saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiği de ifade edildi.



Aile yakınları duruşmada yerini aldı


Tekrardan yargılanmasına başlanan Kocadağ, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile bağlanırken, öldürülen Mine Kocadağ’ın annesi Ayşe Koç, babası Mustafa Koç, katil zanlısının annesi Ümmü Kocadağ ile babası İbrahim Kocadağ ile öldürülen Kocadağ ile ilişkisi olduğu ileri sürülen H.K.’nin de aralarında olduğu 6 tanık duruşma salonundaki yerlerini aldı.


Mithat Kocadağ ifadesinde, nasıl olduğunu kendisinin de bilmediğini, eşiyle mutfakta kahve içip, çikolata ve çubuk kraker yediğini ve eşinin kendisinin H.K. ile daha mutlu olduğunu söylemesi üzerine tartışma yaşadığını anlattı. Eşinin ’Sen ne biçim erkeksin’ dediği için ağzını kapattığını, daha sonra çocuğunun uyuduğu odaya geçip, yattığını söyledi. Öksürük seslerini duyması üzerine uyandığında hareketsiz yattığını gördüğünü, çocuğun görüp korkmaması için bazaya sakladığını ifade etti. Öldürme kastığının olmadığını ve olayı tasarlamadığını açıklayan Kocadağ, daha sonra cesedi çalıştığı otelin yakınlarına bıraktığını ve üzerini yırtıcı hayvanlar zarar vermesin diye branda ile örttüğünü söyledi.


Mahkeme heyetinin telefondaki aramalarına şu sözlerle cevap verdi; "Köy yeri sürekli bit, pire oluyor. Çocuğa bulaşmasın" diye ilaçlamak istedim o nedenle arama yaptım" dedi. Hamilelik konusundaki aramayı eşinin H.K. ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, bu nedenle yaptığını belirtirken ’İnsanları tek yumrukta nasıl bayıltırız?’ başlıklı arama için; eşim, ’Hüseyin seni döver’ demişti. Aramayı bu nedenle yaptım" ifadelerini kullandı. Telefonundaki diğer aramaları eşinin yaptığını savunan sanık Kocadağ, "Eşim benim telefonumu benden daha çok kullanıyordu. O aramaları hatırlamıyorum. Eşim yapmış olabilir" dedi.


Duruşmada tanıklardan H.K., Mine Kocadağ ile ilişkisini kabul etti. Bir başka tanık ise H.K.’nın da Mine Kocadağ’a şiddet uyguladığını söyledi. Mahkeme heyeti, diğer 5 tanığında dinlenmesi için duruşmayı erteleyip, sanık Kocadağ’ın tutuklunun halinin devamına karar verdi.



Vahşice öldürülen Mine’nin kocası, itirafına itiraz edip, ifade değiştirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri AKİB güçlü yapısı ve vizyonuyla dikkat çekiyor Avrupa’da faaliyet gösteren Kayserili iş insanlarını aynı çatı altında buluşturmayı hedefleyen Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB); kurumsal yapısı, vizyoner yaklaşımı ve geniş temsil gücüyle Avrupa’nın en güçlü sivil toplum kuruluşları arasında yer alıyor. Üyelik başvurularının yönetim kurulunun çoğunluk onayı ile kabul edildiği AKİB’in ana yönetiminde görev almak isteyen üyeler için ek kriterler uygulanıyor. Buna göre, adayların Avrupa’da oturum iznine sahip olmaları veya Avrupa’da aktif bir şirkete sahip olmaları ve aynı zamanda delege statüsünde bulunmaları zorunlu tutuluyor. AKİB; doğrudan dernek bünyesinde yatırım veya ticari faaliyet yürütmemekle birlikte, birlik çatısı altında yer alan iş insanları kendi aralarında bir araya gelerek kurdukları şirketler üzerinden yatırımlarını hayata geçiriyor. Bu yaklaşım; şeffaflık, sürdürülebilirlik ve profesyonel işleyiş ilkeleri istikametinde uygulanıyor. AKİB; bugün Avrupa’daki en büyük Kayseri diasporasını temsil eden yapıların başında gelirken, yaklaşık 400 bin Kayserilinin sesi olma misyonunu üstlendi. AKİB’e üyelik başvuruları devam ediyor Kurumsal yapısı, vizyoner bakış açısı ve güçlü temsil kabiliyeti sayesinde AKİB, hem yurt içinde hem de yurt dışında devlet büyükleri ve resmî kurumlar tarafından kabul gören saygın bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerine devam ediyor. AKİB’e üye olmak isteyen iş insanlarının, www.ak-ib.com adresi üzerinden üyelik müracaatlarını online olarak gerçekleştirebileceği bildirildi. AKİB yetkilileri birliğe katılmak isteyen adaylara; dayanışma kültürünü benimsemelerini, kurumsal vizyona katkı sunmaya hazır olmalarını ve aktif katılım göstermelerini tavsiye etti. Ali Hızar başkanlığındaki birliğin; Avrupa’daki Kayserili iş dünyasının gücünü daha da artırmak amacıyla nitelikli ve vizyon sahibi üyelerle yoluna kararlılıkla devam etmeyi hedeflediği bildirildi.
Kocaeli Darko Churlinov: "Son 2-3 maçta kendimi buldum" Kocaelisporlu futbolcu Churlinov, Türkiye’de futbol kalitesinin oynadığı diğer ülkelerden çok da farklı olmadığını, asıl farkın yaşam tarzında olduğunu söyledi. Adaptasyon sürecinin zaman aldığını vurgulayan Churlinov, "Son 2-3 maçta kendimi buldum" dedi. Trendyol Süper Lig’de ilk 17 haftalık bölümü 6 galibiyet, 5 beraberlik ve 6 mağlubiyet alarak 23 puanla tamamlayan Kocaelispor’da Ziraat Türkiye Kupası müsabakanın hazırlıkları başladı. Antalyaspor maçının ardından bir gün dinlenen takım bugün kupa mesaisine rejenerasyon (yenileme) antrenmanıyla başladı. Milli maçları nedeniyle ülkesinde olan Cafumana Show, dinlendirilen Serdar Dursun ve izinli olan Tarkan Serbest antrenmana katılmadı. Tayfur Bingöl ise takımdan ayrı çalıştı. Kocaelispor’da antrenmandan önce Darko Churlinov basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Son 2-3 maçta kendimi buldum ve performansım arttı" Kanat oyuncusu Churlinov, "Sezonla alakalı yani genel şunu söyleyebilirim; ilk 7 8 maç aslında birbirimizi tanımak için biraz zamana ihtiyacımız vardı. Birbirimize alıştıktan, birbirimizi tanıdıktan sonra da futbolumuzun geliştiğini, oyunumuzun geliştiğini söyleyebilirim. 2. yarıda bunun daha da iyiye gideceğini düşünüyorum. Kişisel olarak da; geldiğim zaman adapte olmak için süreye ihtiyacım vardı. Burası benim için farklı bir ligdi. Ben İngiltere ve Almanya’da oynadım. Adaptasyon süreci geçirmem gerekti. Orada farklı futbol anlayışı var. Son 2-3 maçta kendimi buldum. Performansım da arttı. Sezonun ilk yarısı iyi bir performans sergilemediğimin ben de farkındayım. Tabii ki hedefim ikinci yarı daha iyi bir performans sergilemek. Çünkü buraya gelirken benim hedefim Kocaelispor için her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaktı" dedi. "Futbol ve kalitede çok büyük farklılık yok. Farklılık yaşamda" Türkiye’ye geldikten sonra kendisini en çok zorlayan konulara dair de Churlinov yaşamın farklılığına dikkat çekti. Churlinov, "Oynadığım ülkelerle karşılaştırırsak; aslında kalite ve futbol anlamında çok büyük farklılık olmadığını söyleyebilirim. Ancak burada yaşam farklı. Tabii ki bunlara alışmak için biraz süreye ihtiyacım vardı ama ben ama ben bu zamanı iyi kullanıp alıştığımı düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Maç maçtır. Herkes her maçta yüzde 100’ünü vermek zorunda" Kupa maçlarının önemiyle ilgili ise Darko Churlinov, "Aslına baktığımızda söyleyecek çok farklı bir şey yok. Çünkü maç maçtır ve yakın bir maç, hemen oynayacağız. Bugün iyi bir yenileme yapıp hocamızın direktifleri doğrultusunda maçı hazırlanacağız. Bu sezonun ilk maçı ya da son maç olsun ya da kupa maçı olsun fark etmez, herkes her zaman yüzde 100’ünü verip elinden geleni iyisini yapmak zorunda" değerlendirmesinde bulundu. "İstatistikler maalesef bazı şeyleri göstermiyor" Antalyaspor maçına, camialar arası dostluğa ve ön bölgedeki bitiricilik sorununa dair soruları da yanıtlayan Darko Churlinov, "Oynadığım takımlardan aslında Schalke ve Nürnberg arasında bu tarz bir dostluğa şahit olmuştum. Bu çok hoş bir olay. Yani iki takımın taraftarlarının böyle bu şekilde bir dostluk kurup bu şekilde maçı izlemesi bence çok önemli bir önemli ve keyifli bir olay. Maçla alakalı; en iyi maçımız olduğunu söyleyemem. Özellikle önde bitiricilikle alakalı bazı sorunlar yaşadık. Bizim için aslında katkıyı kimin yaptığı önemli değil. Belki de taraftarımız için önemli ama bizim için katkının kimden geldiği önemli değil. Çünkü futbolun da bizler alan açarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ve bu alanı kimlerin açtığı aslında çok da önemli değil. Mesela maçta Tayfur’a asist yaptığım yani yardımcı olduğum için ve puanı 3 puan aldığımız için çok mutluyum. Ama istatistikler maalesef bazı şeyleri göstermiyor" sözlerini kaydetti.
Ankara Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan’dan BM’de Gazze tepkisi Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çatısı altındaki toplantıda Gazze’de yaşanan insani trajediye dikkati çekerek, "Bu gerçeği görmezden gelen bir bilgi toplumu ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan, sosyal medya hesabından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çatısı altında düzenlenen WSIS+20 Yüksek Düzeyli Toplantısı’na ilişkin paylaşım yaptı. Sayan, Gazze’deki durumu bilip gerçeği görmezden gelen bir bilgi toplumunun ne kapsayıcı ne de insan merkezli olabileceğini ifade etti. "Türkiye Yüzyılı dijitalleşmenin de yüzyılı olacak" Türkiye’nin dijital dönüşüm hedeflerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki ’Milli Teknoloji Hamlesi’ doğrultusunda yürüttüğünü belirten Sayan, teknolojinin bir egemenlik meselesi olduğunu vurgulayarak, "Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, teknolojinin sadece teknik bir konu değil, bir egemenlik, adalet ve haysiyet meselesi olduğuna inanıyoruz. Hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nın aynı zamanda dijitalleşmenin de yüzyılı olmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Gazze’deki trajediyi görmezden gelen bir anlayış ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir" Dijital geleceğin en önemli köşe taşının küresel adalet olması gerektiğini ifade eden Sayan, "Küresel adaletin ve herkes için eşitliğin; Filistin ve Gazze dahil tüm çatışma bölgelerinde dijital geleceğin temeli olması gerektiğine inanıyoruz. Gazze’deki durumu bilip de kapsayıcı, insan odaklı bir bilişim toplumundan nasıl söz edebiliriz? Bu trajediyi görmezden gelen bir anlayış ne kapsayıcıdır ne de insan merkezlidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu salonda ifade ettiği gibi; adalet ve eşitlik pazarlık konusu edilemez değerlerdir ve güvenilir bir dijital düzenin temelidir" diye konuştu. "Teknoloji, güce değil, insan onuruna hizmet etmeli" Yapay zeka ve yeni nesil teknolojiler konusundaki etik tartışmalara da değinen Sayan, önümüzdeki on yılın uluslararası toplumun inandırıcılığı için bir test olacağını söyledi. Teknolojinin bir güç enstrümanı olmaması gerektiğini kaydeden Sayan, "Ya zekanın insanlığa hizmet etmesini sağlayacağız ya da teknolojinin insanlığı yeniden tanımlamasına izin vereceğiz. 2035 yılına kadar teknoloji, güce değil, insan onuruna hizmet etmeli ve temel hakları korumalıdır" dedi. Sayan ayrıca, Türkiye’nin BM Teknoloji Bankası’na ev sahipliği yaparak dijital fırsatların en az gelişmiş ülkeler için de sürdürülebilir kalkınmaya destek vermesi adına çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
İstanbul Bahçelievler’de çiğ köfte festivali: 5 ton çiğ köfte dağıtıldı Bahçelievler Belediyesi tarafından gerçekleştirilen "5. Geleneksel Doğu Güneydoğu Çiğ Köfte Festivali" renkli görüntülere sahne oldu. 5 ton çiğ köftenin dağıtıldığı festivale katılan binlerce vatandaş hem yöresel lezzetleri tattı hem de doyasıya eğlendi. Bu yıl 5’incisi düzenlenen "Geleneksel Doğu Güneydoğu Çiğ Köfte Festivali" İstanbul Bahçelievler’de vatandaşların yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır’ın katılımıyla düzenlenen festivalde çiğ köfte dağıtımı, yöresel halk türküleri ve yöresel yemeklerin bulunduğu çeşitli etkinlerde vatandaşlara renkli anlar yaşattı. Binlerce vatandaş, dağıtılan 5 ton çiğ köfteden yiyebilmek için onlarca metre uzayan kuyruklarda sıra olurken, Başkan Bahadır elleriyle yoğurduğu çiğ köfteyi yine kendisi vatandaşlara dağıttı. Ardından ise Güneydoğu bölgesinin yöresel müzik grubu Harfane sahneye çıkarak kulakların pasını sildi. Festivale katılan vatandaşlar ise doyasıya eğlenirken, festivalin gelecek yıllarda da devam edeceği öğrenildi. "Çiğ köfte bizim, Anadolu’nun kültürü" Festivalde çiğ köfte yoğuran ve vatandaşlara dağıtan Bahçelievler Belediye Başkanı Dr. Hakan Bahadır, "Biliyorsunuz ki çiğ köfte bizim, Anadolu’nun kültürü. Bu bir yemek değil, bir kültür, birleştirici bir güçtür. Bizlerin karnını doyurduğu, dinlendiği hatta biraz da eğlendiği bir yemek. Nasıl çiğ köftemizde acısı da var, tatlısı da var, ekşisi de varsa aynı Türkiye gibidir. Bugün 5 ton çiğ köfte dağıtacağız. Bu festivalde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim" dedi.