SPOR - 19 Nisan 2017 Çarşamba 11:07

Sena Kızılaslan, Türkiye Şampiyonu oldu

A
A
A
Sena Kızılaslan, Türkiye Şampiyonu oldu

65 ilden 2 bin 750 sporcunun katıldığı Türkiye Yıldızlar Karate Şampiyonası’nda rakiplerini bir bir mağlup eden Sena Kızılaslan şampiyon oldu.

65 ilden 2 bin 750 sporcunun katıldığı Türkiye Yıldızlar Karate Şampiyonası’nda rakiplerini bir bir mağlup eden Sena Kızılaslan şampiyon oldu. Bu başarısı ile birlikte Milli Takım’a seçilen Sena, Balkan Karate Şampiyonası’nda Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı.


Spora 3 yıl önce başlayan 12 yaşındaki Sena Kızılaslan, kısa süre içinde kendisini kanıtlayarak müsabakalarda boy göstermeye başladı. Henüz 3 aylık sporcuyken ilk madalyasını kazanan Sena, daha sonra Diyarbekirspor Kulübü’nde spor hayatına devam etti. Elde ettiği başarılarla özel okulda tam burslu eğitim almaya da hak kazanan Sena Kızılaslan, geçtiğimiz günlerde Antalya’da düzenlenen Türkiye Yıldızlar Karate Şampiyonası’nda mindere çıktı. 65 ilden 2 bin 750 sporcunun katıldığı müsabakalarda rakiplerini bir bir devirerek şampiyon olan Sena, elde ettiği başarının ardından Milli Takım’a seçildi ve Türkiye’yi Balkan Karate Şampiyonası’nda temsil etmeye hak kazandı.



3 yılda zirveyi gördü


Sena’nın antrenörü Ayşe Meryem Yazar, genç sporcunun yaklaşık 3 yıl önce kulübe geldiğini belirterek, ondaki yeteneği potansiyeli gördükten sonra üzerine eğilmeye karar verdiklerini söyledi. Sena’nın, emeklerini boşa çıkarmadığını belirten Yazar, "3 yıl gibi kısa bir sürede Türkiye Şampiyonluğu’na ulaştı. Bunun haricinde birçok uluslararası müsabakalarda da başarıya ulaştı. 19-21 mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek Balkan Karate Şampiyonası’nda Sena, Diyarbakır’ı ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edecek. 65 ilden 2 bin 750 sporcunun yer aldığı maçta Diyarbakır adına şampiyon olması bizim için çok büyük bir sevinç oldu" dedi.



Diyarbakır’dan milli takıma giden kız sporcu sayısı arttı


Sena’nın Türkiye şampiyonluğunun herkesi mutlu ettiğini fakat en çok kendisinin mutlu olduğunu kaydeden Yazar, "Çünkü bundan 3-4 yıl öncesine kadar maçlara sürekli ben gidiyordum, antrenmandaki arkadaşlarımda da hep erkekti hiç kız yoktu. Yıllarca bundan hep şikayetçi oldum. Maçlarda da tek kız olmanın hep bir garipliği vardı üzerimde. Başka takımların kız arkadaşları varken hep takım arkadaşlarım erkekti. Ama Diyarbakır gibi bir yerde Güneydoğu Anadolu’nun en zor ilinde 3-4 yıl öncesine kadar ben tek başıma ulusal ve uluslararası maçlara tek başıma giderken, şu an birden fazla kızımız ulusal ve uluslararası maçlara katılıyor ve ilimizi, ülkemizi en iyi şekilde temsil ediyorlar. Kadın antrenör olarak bu beni her şeyden çok daha mutlu ediyor" diye konuştu.



Hedef Balkan Şampiyonu olmak


12 yaşındaki 3 yıllık sporcu Sena, ilk maçını Batman’da henüz 3 aylık sporcu iken yaptığını ve bu turnuvada 3. olduğunu söyledi. Sena, "Ulusal ve uluslararası derecelerim var. Son gittiğim turnuvada Türkiye şampiyonu oldum. 2 bin 700’den fazla sporcu katılmıştı. Bu şampiyonada birinci olduğum için Balkan Karate Şampiyonası’na gitmeye hak kazandım. Milli takım arkadaşım Zeynep Akçakmak ile birlikte ülkemizi temsil edeceğiz. TED Diyarbakır adına, okullar arası Türkiye Şampiyonası’na katılacağım. Allah’ın izni ile oradan şampiyonlukla döneceğim. Arkadaşlarıma önerim spora yönelsinler, her zaman artısını gördüm hem eğitim de hem normal yaşantımda. Bana maddi manevi destekte bulunan Diyarbekirspor Kulüp Başkanı Fevzi İlhanlı’ya teşekkür etmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.