POLİTİKA - 18 Haziran 2017 Pazar 20:12

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Diyarbakır’da

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Diyarbakır’da

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin terör yüzünden 40 yılda 1,5 trilyon dolar fatura ödediğini, bu zarar olmasaydı Türkiye’de şu an kişi başına milli gelirin 25 bin dolar seviyesinde olacağını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin terör yüzünden 40 yılda 1,5 trilyon dolar fatura ödediğini, bu zarar olmasaydı Türkiye’de şu an kişi başına milli gelirin 25 bin dolar seviyesinde olacağını kaydetti. Kurtulmuş, Katar krizinde Suudi Arabistan Kralı’na düşenin krizi çözmek olduğunu, Ortadoğu’da yeni bir krize yer olmadığını vurguladı.


Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çeşitli incelemelerde bulunmak ve programlara katılmak amacıyla Diyarbakır’a geldi. Öğle saatlerinde kente gelen Kurtulmuş, Eğil ilçesini gezdikten sonra, Sur ilçesindeki tarihi İçkale’de incelemelerde bulundu. İncelemelerinin ardından açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Diyarbakır’da çok büyük medeniyetlerin iz bıraktığını belirterek, Diyarbakır’ı yeniden barış içerisinde, halkının sokaklarda rahatlıkla gezebildiği, kimsenin hiçbir tehdit ve korku altında tutulmadığı, kültürün, medeniyetin, sanatın ve her şeyin cıvıl cıvıl işlediği bir şehir haline getireceklerini ifade etti. Yıkılan ve yakılan Sur’un imar ve inşası ile ilgili çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Kurtulmuş, bütün ilçelerde belediyenin ve devletin yapmış olduğu hizmetlerin güzel bir şekilde vatandaşa döndüğünü dile getirdi.



“Şimdi hafızalardan silme vaktidir”


Kabus dolu günlerin geride kaldığına işaret eden Kurtulmuş, “Şimdi onu hafızalardan silme zamanıdır. Bütün onları Diyarbakır halkımızın hafızalarından sileceğiz. Diyarbakır turist ve kültür merkezi olacak. Yine Diyarbakır’a, İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın ve başka şehirlerin insanları yerli turistler olarak gelecekler. Ülkemizin bu coğrafyasının güzelliklerine şahit olacaklar. Emeği geçen bütün kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. El birliği ile Diyarbakır’ı ayağa kaldırmak hepimizin vazifesidir. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, hükümetimiz, valilerimiz, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ilgili bütün görev yapan arkadaşlarımız ve en önemlisi Diyarbakır halkımız hep beraber burayı örnek bir şehir haline getireceğiz. İnsanlar evlerinden oldular, en kısa zamanda kavuşacaklar. Barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacaklar. Bu topraklarda huzursuzluğa ayrılığa yer yoktur, olmamalıdır. Biz asırlardır burada Selahattin Eyyubi’nin torunları ile Kılıçarslan’ın torunları yan yana, kol kola olduk. Bütün şehirlerimize hem Kılıçarslan’ın hem de Selahattin Eyyubi’nin ruhunu nakşettik. Anadolu böyle fethedildi ve milletimizin yurdu oldu. Dolayısıyla bu ayrılıkları, gayrılıkları hiç kimsenin bir daha ortaya koymasına fırsat vermeyeceğiz. Barışı, dostluğu ve kardeşliği kalpten isteyerek, yolumuza devam edeceğiz. İnşallah çok daha güzel günlere gideceğiz” dedi.



“Ortadoğu’da yeni bir krize yer yok”


Kurtulmuş, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Katar krizi ile ilgili sorusunu cevaplayan Kurtulmuş, şunları söyledi:


“Bunu konuştuk çok konuştuk. Katar krizine, kriz bile demeye gerekmez. Yapay bir şey. Herhangi bir şekilde tarihsel, sosyolojik ya da şuanda var olan siyasi çatışmalar üzerinden ortaya konulmuş olan bir kriz değil. Suni bir şekilde ortaya çıkarılmıştır. Bizim Türkiye olarak tavrımız ilk andan itibaren bellidir. Biz kardeşlerimizin arasını düzeltmeye gayret ederiz. Sayın cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren büyük bir mekik diplomasisi dokuyor. Telefonlarla bütün devlet başkanlarıyla konuşuyor. Dışişleri Bakanımız ve bütün ilgili birimlerimiz bu sorunun bir an evvel çözülmesi için gayret ediyor. Ortadoğu’da bu kadar çok sorun var. Suriye 6 yıldır bir iç savaşın içinde. Irak’ın bütün şehirleri bölünmüş, parçalanmış şekilde. Yemen aynı şekilde. Libya hala bir siyasi istikrara kavuşamadı. Bu kadar krizin olduğu Ortadoğu’da yeni bir krize yer yok. Bunun için de Türkiye olarak büyük bir gayret sarf ediyoruz. Bu kriz yapaydır, ama potansiyeli itibariyle genişleme ihtimali olan bir krizdir. Ama kimseye faydası yoktur. Bir an evvel bunun diplomasi yoluyla çözülmesi lazım. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak bütün gayretiyle işin içerisindedir. Ve İnşallah çözülür. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Bayrama kalmadan çözülür’ diyordu. Ümit ediyoruz ki bayrama kalmadan çözülür. Çünkü çözülmeyecek, paylaşılmayacak bir şey yok. Farklı fikirlerden dolayı ortaya çıkan bir şey yok. Biraz da dış etkiler nedeniyle ortaya çıkan bir kriz. Suudi Arabistan’ın sayın kralı kutsal iki haremin hizmetkarı sıfatını da taşıyor. Biliyorsunuz Osmanlı padişahlarının kullandığı bir sıfattır. Ona düşende, bu sıfatı taşıyan biri olarak, Katarlı kardeşleriyle aralarındaki bu krizi çözmektir ve olumlu adım atmaktır. Ve bu krizi bir an evvel geride bırakmaktır.”



“Hep birlikte terörü geride bırakacağız”


Kurtulmuş, bir gazetecinin terörün Türkiye’ye ne kadar zarar verdiğine ilişkin sorusuna ise, şu yanıtı verdi:


“Türkiye bu bölgede neredeyse 40 seneye yakındır terörle mücadele ediyor. Bu terörün maliyeti ne oldu diye geçmişte bir çalışma yapmıştık. Terör olduğu zamanlarda turizm, tarım ve hayvancılık geri gidiyor, risk birimleri yükseliyor, şehirler yıkılıyor, mağdurlara tazminat ve saire çok sayıda maliyet var. Yaklaşık 1,5 trilyon dolar. Türkiye’nin 40 yılda terör dolayısıyla harcamış olduğu maliyetler. Yazık günah değil mi. Türkiye 40 yıl içerisinde bu parayı terörden dolayı bir fatura zarar olarak ödemeseydi bugün Türkiye’de kişi başına milli geliri 11 bin dolar değil, en az 25 bin dolar seviyesinde olacaktı. Kardeşlerimiz bize pusula veriyor, kulağımıza eğilip iş istiyor. Türkiye teröre bu kaynakları harcamamış olsaydı bugün Türkiye istihdam sorununu, şehirleşmeyle ilgili sorunları geride bırakmış olurdu. 40 yıldır teröre destek verenler, terörü Selahattin Eyyubi ve Kılıçarslan’ın çocukları arasına bir fitne olarak koyanlar, bunların dışarıdaki bağlantıları tam da bunun için terörü destekliyorlar. Türkiye güçlenmesin, Diyarbakırlı kardeşlerimiz zengin olmasın, Bitlis’te, Ankara’da oturan kardeşlerimiz bir takım zorluklar yaşasın istiyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bunun yolu mübarek Ramazan günü hep birlikte o kardeşliği hissetmek ve samimi olarak bunu yaşayabilmektir. Bu memlekette yaşayan Türk Ahmet ile Kürt Ahmet arasında ne fark vardır. Birçok şeyimiz müşterek, anadilimiz bırakın farklı olsun. Anadilde ana sütü gibi helaldir. Herkes ana sütü gibi kullanır. Kimse dilini, etnik yapısını, ailesini seçerek bu dünyaya gelmedi. Bu farklılığımız zenginliğimiz olmak mecburiyetindedir. Zenginliğimiz olursa bu bölgede yaşayan bütün kardeşlerimiz, Türkiyemiz bundan istifade eder. Farklılıklarımız ayrılık haline getirmeye çalışanlara aman ha dikkat edin. Farklılıklarımız bizim zenginliğimiz. Bütün bu zenginlikler Anadolu topraklarını çok daha güçlü olmasını sağlayacak etkenlerdir. Terör, fitne ve fesat peşinde koşanlara da diyoruz ki, ‘Bundan size ekmek çıkmaz, size bir gelecek yok.’ Bu millet kararlıdır, 80 milyon kol kola girmiş vaziyette hep beraber terörü geride bırakacağız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’de baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez düzenlenen etkinlikle kutlandı Tabiatın canlanması, toprağın bereketlenmesi ve Hazreti Hızır ile İlyas peygamberlerin buluştuklarına inanılan ’Hıdırellez’ Niğde’nin Yeşilburç Köyü’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı. İl Kültür Müdürlüğü ve Yeşilburç Muhtarlığı işbirliğinde organize edilen Hıdırellez Şenliği renkli görüntülere sahne oldu. Şenliğe, Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkıs Baştürk, Yeşilburç köyü sakinleri ve il merkezinde yaşayan vatandaşlar katıldı. Köy sokaklarında temizlik yapılması ile başlayan kutlama programında köydeki evlerin kapılarına çiçekler asıldı, köy halkı tarafından misafirlere ikramlarda bulunuldu. Şenlik alanında bir araya gelen köy sakinleri müzik eğlence eşliğinde sohbet edip renkli yumurta tokuşturdular, ateş üzerinden atladılar. Şenlikte konuşan Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik burada yaptığı konuşmada şunları söyledi; "Bilindiği üzere Hıdrellez, dünya tarihinin en eski mevsimlik bayramlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde de bu bayram, baharın başlangıcının kutlatması ve doğanın uyanışını, canlanışının simgelenmesi olarak değerlendirilmektedir. Hıdrellez, aynı zamanda hoşgörü, yardımlaşma ve doğa sevgisi gibi değerleri pekiştirmek için önemli bir fırsattır. 2017 yılında ülkemiz tarafından UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesine kaydettirilerek insanlığın ortak mirası ilan edilen ’Bahar Kutlaması Hıdrellez’ her yıl 6 Mayıs’ta yurt genelinde kutlanmaktadır. Bugün bizler de kültürel faaliyetleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Şehrimizin güzide köyü Yeşilbuç’ta kıymetli hemşerilerimizle Baharın gelişini müjdeleyen Hıdrellez etkinliklerine katılmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. Hıdrellezin, doğanın uyanışıyla birlikte insanların da ruhsal ve fiziksel olarak yenilenmeye ihtiyaç duyduğu bir döneme denk gelmesi, bu tür etkinliklerin önemini daha da arttırmaktadır. Bu vesileyle, geleneksel kültürümüze sahip çıkmak ve doğayı koruma bilincini yaygınlaştırmak adına düzenlenen Hıdrellez’ in anlam ve önemini vurgulayan bu programa katılmaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum."
Uşak Başkan Yalım’dan Tarhana Festivali ve Murat Dağı ile ilgili açıklama Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım, Gediz Belediye Başkanı Necdet Akel’in açıklamalarına karşılık olarak sosyal medya hesaplarından açıklamalarda bulundu. Bu karara istinaden Gediz Belediye Başkanı Necdet Akel gerçekleşen toplantıda alınan karara yönelik sosyal medya hesaplarından kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım’da yapılan açıklamaya karşılık olarak sosyal medya hesaplarından bir açıklama yayınladı. İşte Özkan Yalım’ın açıklamaları; "Komşu ilçemizin Belediye Başkanı Sayın Necdet Akel, hem Murat Dağına hem de tarhanaya sahip çıkması sevindirici olduğu kadar bizi bu kadar yakından takip ve taklit etmesi de işi ehlinden öğrenme gayreti içerisinde olduğunu göstermektedir ki bu da bizim açımızdan sorun teşkil etmemektedir. Uşak Tarhanamız coğrafi işaret olarak 209 Tescil numarası ile; 31.07.2016 tarih ve 29787 sayılı Resmi Gazetede ilan olunup, 21.03.2017 tarihinde coğrafi işaret olarak tescil edilmiştir. Dolayısıyla coğrafi işaret olarak tescil ettirdiğimiz bir değerimizle ilgili festival yapmamız sizleri neden rahatsız etmiştir anlamış değiliz. Temmuz ayında yapacak olduğumuz Tarhana festivalimizde stant talebiniz olursa da yardımcı olacağımızdan şüpheniz olmasın. Keşke el birliği güç birliği ile ortak değerlerimizi nasıl tanıtabiliriz bununla ilgili ortak ne gibi çalışmalar yapabiliriz kaygısı gütmeniz memleket namına daha faydalı olabilirdi. Ayrıca Yine ortak değerimiz olan Murat dağının Uşak ilimiz sınırları içerisinde etekleri bulunmaktadır. Bizde ilimizin bir doğal güzelliği olan Murat dağının yok olmaması talan edilmemesi ile ilgili maddi manevi katkılar sunarken eylemler yaparken sizi yanımızda göremedik. Uşaklı ve Gedizli hemşerilerimiz bu eylemlerimizde bize destek olurken Murat Dağına sahip çıkmak şimdi aklınıza gelmiş olmalı. Yine de bu açıklamanız talihsiz ve acemice bir açıklama olarak görerek ortak değerlerimizle ilgili yapılacak her türlü çalışma ve işbirliğine açık olduğumuzu bildiriyor kolaylıklar diliyorum." ifadelerini kullandı.
Gümüşhane Türkiye’nin 33. Fabrika Voleybolu Gümüşhane’ye açıldı Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) tarafından 6-12 yaş çocukların voleybol ile tanıştırılması ve lisanslı sporcu sayısının artırılması amacıyla kurulan voleybol okulu Fabrika Voleybol’un 33.’sü Gümüşhane’de açıldı. Yaz aylarında yüksek rakımlı yaylalarında ve kış mevsiminde de köylerinde kar üstünde voleybol oynanan, bir zamanlar voleybol süper liginde ve birinci ligde hem erkek hem de kadın takımları olan Gümüşhane’de Fabrika Voleybol düzenlenen törenle faaliyetlerine başladı. Aydın Doğan Spor Salonu’nda gerçekleştirilen program, saygı duruşunda bulunulması İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. “Bu bizler için, Gümüşhanemiz için çok önemli bir proje” Türkiye Voleybol Federasyonu tarafından gönderilen tshirt, file, top gibi malzemelerin dağıtıldığı törende konuşan Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay, “Fabrika Voleybol 2013 yılında federasyonumuz tarafından başlatıldı. 6-12 yaş grubundaki çocuklarımız hedef kitlemizdi. Türkiye’de 33. okul Gümüşhane’mizde açıldı. Bu bizler için, Gümüşhanemiz için çok önemli bir proje. Milli takımımıza bu çocuklarımızdan sporcular kazandırmış, iyi voleybolcular yetiştirmiş olacağız, sporu hayat tarzına dönüştüren bireyleri de yetiştirmiş olacağız. Türkiye’nin birçok yerinde bu okullar ücretli olarak açılırken federasyonumuz bize jest yaptı ve Gümüşhane’de sosyal sorumluluk projesi kapsamında ücretsiz oldu. Federasyonumuza bu konuda teşekkür ediyorum. Projemiz hayırlı olsun” dedi. Federasyon temsilcileri, antrenörler ve velilerin de katıldığı programda daha sonra çocuklar tarafından çeşitli gösteri antrenmanları ve maçlar yapıldı. Gümüşhane Voleybol İl Temsilcisi Atilla Ayvaz da Fabrika Voleybol’un 1 Temmuz 2013 tarihinde Türkiye Voleybol Federasyonu bünyesinde faaliyetlerine başladığını ve 6-12 yaş grubundaki çocukların sporla tanışmalarını ve sporu severek yaşamlarının bir parçası haline getirmelerini sağlamayı amaç edindiğini söyledi. “Gümüşhane Fabrika Voleybol, 33. fabrika voleybol okulu olarak faaliyetlerine başlamıştır” Fabrika Voleybol Okullarının eğitim sisteminin uygulanan çalışma planlarının yaşa özgü olması ve her öğrencinin kendi yaş grubundaki bireyler ile çalışmasına yönelik hayata geçirilmiş bir eğitim sistemi olduğunu ifade eden Ayvaz, “6-12 yaş gurubundaki çocukların voleybol ile tanışmalarını sağlamak, sporu severek hayatlarının bir parçası haline getirmelerine yardımcı olmak ve sporcu sayısını arttırmak amacıyla Türkiye Voleybol Federasyonu bünyesinde hayata geçirilen Fabrika Voleybol Okulları 32 merkezde faaliyetlerini sürdürmektedir. Fabrika Voleybol projesinin uygulamaya konulması hazırlanmış modüller aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Fabrika Voleybol modülleri çocukların farklı yaş ve gelişim özelliklerine (6-7 Yaş Temel Hareket Eğitimi, 8-9 Yaş Mini Voleybola Geçiş, 10-12 Yaş Mini Voleybol) göre gelişimsel ve bütüncül olarak üç düzeyde hazırlanmıştır. 32 ayrı merkezde faaliyet gösteren Fabrika Voleybol Okullarının bünyesinde özenle ve bölgesel olarak seçilmiş toplamda 114 antrenör görev yapmaktadır. Fabrika Voleybol okullarında 2024 yılı itibariyle aktif olarak çalışmalarına devam eden yaklaşık 4 bin 100 öğrenci bulunmaktadır. 5 Mayıs 2024 tarihi itibariyle Gümüşhane Fabrika Voleybol 33. Fabrika Voleybol okulu olarak faaliyetlerine başlamıştır” ifadelerini kullandı. “Bu proje Türkiye’de çeşitli illerimizde var fakat biz bunu sosyal bir proje olarak aldık” Gümüşhane’nin voleybol duayenlerinden, Fabrika Voleybol proje koordinatörü ve Beden Eğitimi öğretmeni Ümit Terzi de, “Fabrika Voleybol projesinin asıl amacı Türkiye’de voleybol oynayan oyuncu sayısını artırmak. Bu proje Türkiye’de çeşitli illerimizde var fakat biz bunu sosyal bir proje olarak aldık. Bizim ilimizde 7. sosyal proje olarak açıldı. Daha önce ücretli olan bu projeyi biz Gümüşhane’ye federasyon başkanımızın ve İl Müdürümüzün çabasıyla tüm öğrencilere fırsat eşitliği doğması için ücretsiz olarak getirdik” dedi. “Fabrika Voleybol projesi bizim için voleybol geliştirilmesi için iyi bir fırsat olmuş oluyor” Tecrübeli antrenörlerle amaçlarının Gümüşhane’de yıllardır var olan erkek voleybolunun yanında kadın voleybol oynayan sayısını artırmak olduğunu kaydeden Terzi, “Onun için de Fabrika Voleybol projesi bizim için voleybol geliştirilmesi için iyi bir fırsat olmuş oluyor. Projeye baktığımızda Gümüşhane için en önemli güzelliği ise 2006 yılında başlayan voleybol marka olma yönünde çalışmalarımız oldu. Daha önce efeler liginde oynayan kulüplerimiz vardı. Şimdi birinci ligde 2 tane kulübümüz var Gümüşhane’de. Bunun gururunu yaşıyoruz. Bunun gururunu yaşarken de gelecek nesillerin de voleybola devam etmesi için Fabrika Voleybol projesini de başlatmış olduk. İnşallah nesillere daha iyi ve hayırlı olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Sporculardan 6. sınıf öğrencisi Berra Turgut ise “Voleybolu çok seviyorum. Gümüşhane’ye Fabrika Voleybol açıldığı için çok mutlu olduk. İlerde de voleybolcu olmayı hedefliyorum” ifadelerini kullanırken Öykü Okumuş ise “Gümüşhane’ye voleybol okulu açıldığı için mutluyum. Fabrika Voleybol inşallah bize katkılar sunar. Büyüdüğümde voleybolcu olmak istiyorum” dedi.
Eskişehir ESO model fabrika ile firmalarda yüzde 200 verimlilik artışı sağlandı Eskişehir Sanayi Odası (ESO) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğinde sanayide verimliliği artırmak ve dijital dönüşümü hızlandırmak amacıyla kurulan ’ESO Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezi-Model Fabrika’nın 1’inci Öğren-Dönüş Programı Sonuç Toplantısı gerçekleştirildi. ESO Model Fabrika projesi çerçevesinde ilk Öğren-Dönüş Pilot Uygulaması, farklı sektörlerden gelen 4 katılımcı firmayla Nisan 2024’te tamamlandı. Proje çerçevesinde, 4 aylık süreçte firmalar, yüksek verimlilik oranlarını, program sayesinde kazandıkları yalın üretim yetkinliklerini Eskişehirli firmalar ile paylaştı. "Öğren-Dönüş kazanımlarını değerlendireceğiz" Toplantının açılışında konuşan ESO Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, “Pilot uygulama programına katılan 4 firmamız, yaklaşık 4 ay süren program boyunca yalın üretim ve kaynak verimliliği alanlarında yoğun bir eğitim danışmanlık sürecine dahil oldular. Bugün elde edilen sonuçları ve verimlilik artışlarını bizzat kendilerinden dinleyeceğiz. Kazanımları siz değerli sanayicilerle paylaşmak, vermiş olduğumuz bu hizmeti sizlerden gelecek tavsiyelerle ileriye taşımak ve sonuçları yaygınlaştırmak ESO olarak en temel vazifemiz” dedi. "Kalkınma için verimlilik şart" Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Abdullah Başar, yaptığı konuşmada Öğren-Dönüş programı hakkında bilgi vererek, “Verimlilik bir ülkenin kalkınması adına oldukça önemli, hatta şarttır. Ülkemiz olduğu kadar firmalarımız için de önem arz etmektedir. İsrafın önlenmesi, zamanın doğru kullanılması ve verimliliğin artırılması adına büyük kazanımlar sağlayan bu programa katılan, Eskişehir Sanayi Odası üyesi 4 firma, 4 aylık edindikleri tecrübeleri paylaşacak ve sizlerin daha sağlıklı değerlendirme yapmanıza katkı sunacaklar. Tüm katılımcılarımıza şimdiden teşekkür ediyor, verimli bir toplantı olmasını diliyorum” diye konuştu. "Yüzde 200 verim artışı" Açılış konuşmalarının ardından programı başarıyla tamamlayan firma temsilcileri, Yalın Liderler tarafından elde edilen kazanımlar anlatıldı. Firmalarda program sonucuna göre, yüzde 200’e varan üretkenlik artışları, fazla mesai ihtiyacında yüzde 99 azalma ve zamanında teslimat oranlarında yüzde 40 iyileşmeler ile yüzde 50’ye varan makina ekipman verimliliği (OEE) artışı, Model Değişim (setup) sürelerinde yüzde 90 azalma sağlandı ve firmalar üretim alanlarından yüzde 40 tasarruf elde etti. Toplantı sonunda düzenlenen törenle katılımcı firmalara plaketleri ve katılım belgeleri takdim edildi. ESO Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kesikbaş, Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Abdullah Başar, Verimlilik Uygulamaları Daire Başkanı Dr. Yücel Özkara, ESO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Fatih Düş, Sinan Özeçoğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Korkmaz, Meclis Üyeleri Mehmet Eren, Evren Şahin, ESO Model Fabrika Direktörü Sema Şahin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Muhammet Taha Güven, KOSGEB İl Müdürü Tarık Yılmaz, sanayici ve iş insanları katıldı.