EKONOMİ - 09 Aralık 2025 Salı 13:15

Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor

A
A
A
Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor

Diyarbakır’ın tescilli Karacadağ pirinci, 6 yılda bir nadasa bırakılan volkanik arazilerde yetiştirilirken, zengin mineral oranıyla Lyra markasıyla istenildiği kadar paketlenip talep edilen yerlere gönderiliyor.


Diyarbakır’ın Karacadağ bölgesinde nadasa bırakılan volkanik arazilerde 6 yılda bir yetiştirilen tescilli pirinç, mineral oranıyla dikkat çekiyor. Glisemik endeksi düşük olan, sporcular, çocuklar ve diyabet hastaları için olabildiğince protein oranı yüksek olan bu pirinç, Lyra markasıyla paketlenip istenilen adreslere gönderiliyor.


Firmanın yöneticisi İclal Beşenk, Karacadağ pirincini Diyarbakır ve eşi sayesinde keşfettiğini söyledi. Kimsenin bu pirincin bilincinde olmadığını fark ettiğini belirten Beşenk, "Bununla ilgili tanıtım ve insanların bu sağlıklı pirinci tadabilmesi için bir girişimde bulunuyorum. Volkanik, verimli topraklarda yetişmiş, kar suyu ile beslenmiş, mineral açısından çok zengin bir pirinç. Uzun yıllardır zevkle kullanıyoruz. Birçok insanın da bunu tanımasını istiyorum. Sağlık açısından analiz raporları sonucunda protein oranı çok yüksek. Glisemik endeksi düşük, diyabet hastaları, çocuklar, sporcular için olabildiğince vitamin kaynağı bir pirinç" dedi.



6 yıllık nadas sonrası ortaya çıkıyor


Bunun tanıtılması açısından çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Beşenk, "Lyra markası da bereketli hasadı ifade ettiği için onu seçtik. İnsanların en azında bunu tatmasını istiyoruz. Dünyada, değerinin hak ettiği yere gelmesi için uğraşıyoruz. Nisan-mayıs aylarında ekiliyor, eylül ayı sonu, ekim başı gibi hasat yapılıyor. İlaçsız topraklarda ve ilaçsız bir şekilde üretilen bir pirinç. 6 yıl boyunca nadasa bırakılan topraklarda yetişen bir ürün. Topraklar ve üretim şartları sebebiyle protein oranı çok yüksek" diye konuştu.


Beşenk, Karacadağ pirincinin normal pirinçlerden daha koyu bir renge sahip olduğunu ifade ederek, "Şekil olarak da diğer pirinçler gibi düzgün şekilde değil. Bunun sebebi, tarladan alınıp direkt tüketicinin sofrasına iletmek istiyoruz. Fabrika aşamasında her hangi bir beyazlatma, ya da uzun ömürlü olabilmesi için her hangi kimyasal işleme maruz kalmıyor. Siparişle istenildiği kadar paketleyip evlerine gönderilen bir pirinç. Olabildiğince sürecin ve kendisinin doğal kalması için uğraşıyoruz" şeklinde konuştu.



Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesi 8 yataklı palyatif bakım servisi hizmet vermeye devam ediyor Silvan Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesi iç hastalıkları uzmanı ve palyatif servis hekimi Uz. Dr. Yunus Demirkol, palyatif servisinde yapılan işlemler ve vatandaşlara sunulan hizmetler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Dünya Sağlık Örgütünün palyatif bakımı, hasta ve ailesinin yaşamı tehdit eden sorunlarla karşılaştığında, ağrının ve diğer fiziksel, psikososyal ve manevi problemlerin erken dönemde belirlenmesi, dikkatlice değerlendirilmesi ve tedavi edilmesiyle acının önlenmesi, böylece hasta ve ailesinin yaşam kalitesinin artırılması olarak tanımladığını dile getiren Uz. Dr. Demirkol, palyatif bakım merkezlerinde kanser, Parkinson, Alzheimer, ileri evre kalp ve böbrek yetmezliği, geçirilmiş serebrovasküler olay olmak üzere birçok hastalığa hizmet verdiklerini söyledi. Demirkol bu hastalıklara bağlı gelişen şiddetli ağrılar, bası yaraları, enfeksiyonlar, beslenme bozuklukları ve solunum sıkıntılarının başlıca hasta profilini oluşturduğunu ifade etti. Palyatif serviste doktor liderliğinde multidisipliner bir ekip ile hizmet verdiklerini vurgulayan Demirkol, bu ekipte hemşire, psikolog, diyetisyen, sosyal çalışmacı, fizyoterapist ve manevi destek için din görevlilerinin yer aldığını aktardı. Palyatif bakım ile yoğun bakım arasındaki farklılığa da değinen Demirkol, yoğun bakımda hastanın primer hastalığına yönelik küratif bir tedavi hedeflediklerini, palyatif bakımda ise hastalığa yönelik değil, bu hastalıkların yol açtığı semptomlara yönelik tedavi uyguladıklarını belirtti. Palyatif bakım kavramının olmadığı eski dönemlerde hasta yakınlarının hastayla yapayalnız kaldığını bildiren Demirkol, primer hastalık tedavisi bittikten sonra ailelerin ne yapacaklarını bilmez halde eve gitmek zorunda kaldığını ifade etti. Palyatif serviste verilen eğitimler sayesinde hasta yakınlarının, eve döndüklerinde nasıl bakım vereceklerini öğrendiklerini belirten Demirkol, bası yarası olan bir hastaya pansuman yapmayı, mide ile cilt arasına yerleştirilen beslenme tüpü ile beslenmeyi öğrenen yakınların aldıkları eğitimle güvenle eve dönebildiklerini söyledi. Bazı hastaların kısa süreli, bazılarının ise 1-2 ay gibi uzun sürelerle serviste kaldığını ifade eden Demirkol, bilinci kapalı ve yemek yiyemeyecek halde gelen bir hastanın, tedaviler sonrası dualar ederek evine dönebilmesinin bütün yorgunluklarını unutturduğunu söyledi. Tescilli 8 adet tek kişilik yataklı odada hizmet verdiklerini anlatan Demirkol, serviste, hasta ve yakınlarının ortak kullanımına açık mutfak, ibadethane, taziye alanı ve dinlenme-aktivite odası bulunduğunu aktardı. Demirkol ayrıca yalnızca Silvan ve Diyarbakır’dan değil, Batman, Siirt ve Muş gibi çevre illerden gelen hastalara da hizmet verdiklerini, toplumdaki farkındalığı artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Kocaeli Apartman boşluğundaki gürültü taksiciyi 26 bıçak darbesiyle ölüme götürmüş Kocaeli’nin İzmit ilçesinde taksici Emre Bayram’ı öldüren komşusu mahkeme karşısına çıktı. Merdiven boşluğuna düşen sineklik nedeniyle başlayan tartışmanın 26 bıçak darbesiyle ölümle sonuçlandığı ortaya çıktı. Olay, 21 Ocak tarihinde Arızlı Mahallesi’nde meydana geldi. Yol kenarında kanlar içinde hareketsiz yatan Emre Bayram’ı (44) gören vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Sağlık ekipleri, çeşitli yerlerinden bıçaklanan Bayram’ı ilk müdahaleyi yaptı ancak kurtaramadı. Yapılan araştırmalarda ölen Emre Bayram’ın taksici olduğu belirlendi. Bayram’ın 41 T 0534 plakalı ticari taksisi ise olay yerinin 600 metre ilerisinde bulundu. Olaya ilişkin çalışma başlatan ekipler, Bayram’ın komşusu Murat G.’yi (50) gözaltına aldı. İfadesi alınan komşu, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Maktulün göğüs ve boynun olmak üzere 26 bıçak yarası olduğu raporda yer aldı. "Olay günü apartmanın içinden çok şiddetli gürültü geldi" "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanan sanığın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık Murat G., maktulün eşi, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olay gününü anlatan sanık Murat G., "Maktul benim komşumdu, ben alt dubleksteydim, o da en üst dubleksteydi, aramızda bir husumet yoktu, aksine aramız çok iyiydi. Olay günü apartmanın içinden çok şiddetli gürültü geldi. Devamında bir kez daha tekrarlandı. Yeğenim uyandı ve korktu, biz de korktuk. Ne olduğunu anlamak için kapıya yöneldim, karşı komşum kapıdan yukarıya doğru bağırıyordu, ’İşe gideceğiz, terbiyesizlik yapmayın’ dedi. Apartman içinde sineklikler, parçalar, karton kutuların hepsi zemindeydi. Kim atıyor diye baktım sonra maktulün eşi Tuğçe’yi gördüm. ’Tuğçe çocuk uyuyor, ne oluyor. Emre beni arasa, ben onları aşağıya indirirdim’ dedim ve eve girdim" dedi. "Emre benim; eşine ’hayırdır lan’ diyerek el hareketi yaptığımı söyleyerek benimle tartışmaya başladı" Bir süre sonra maktulü aradığını söyleyen Murat G., "Emre’ye yaşananları anlattım, o ise üst perdeden konuştu. Benim; eşine ’hayırdır lan’ diyerek el hareketi yaptığımı söyleyerek benimle tartışmaya başladı. Ben alttan alıyordum. Karşı komşum Emine’yi bize davet ederek durumları konuştuk. Bir süre sonra kapının zili çaldı, kapıyı açtığımda Emre, ’Gelsene, konuşalım’ dedi. Dışarıya çıktık, araca çağırdı, bindim. Olay yerinde indik, bana canavarca bağırmaya başladı, yumruk atmaya ve kafa atmaya çalışıyor, ’Seni oraya sokmam, ateş ederim’ şeklinde sözler söylüyordu" diye konuştu. "Bu mahkemede bir tane fail var, o da Tuğçe’dir" Tahrik edildiğini söyleyen sanık Murat G., "Emre beni hiç konuşturmuyordu. Ben de ’Yeter’ dedim ve ittirdim. O sırada Emre bıçak çıkararak üzerime geldi. Boğuştuk ve bıçağı kaptım. Sırt üstü yere düştüm o da üstüme geldi. Bıçağı almak için bayağı boğuştuk, sırtını ısırmaya başladım, en son çektim bıçak bende kaldı. Bu sefer ben yerde sırt üstüyken o hala bıçağı almaya çalışıyordu, kaburgalarımı ezecek kadar bastırdı. Ben de mecburen bıçağı salladım, neresine isabet ettiğini bilmiyorum, ben kaç defa vurduğumu bilmiyorum. Amacım öldürmek değildi, uzaklaşmasını sağlamaktı. Bıçak darbelerine rağmen halen elimdeki bıçağı almaya çalışıyordu. Beni kilitledi, en son kurtulup Emre’nin taksisi ile kaçtım daha sonrasında jandarmaya teslim oldum. Arabadaki kanlar bana aittir, kaçarken elim kesilmişti. Arabaya o şekilde bulaşmıştır. Bu mahkemede bir tane fail var, o da Tuğçe’dir" şeklinde konuştu. "Husumetimiz yoktu, ancak barışmamıştık" Sanıktan şikayetçi olan maktulün eşi müşteki Tuğçe Bayram (34), "2015 yılı ya da 2016 yılında bahçe konusunda sanık ile eşim arasında kavga çıktı. Dava açtık ve kazandık. Olay gününden hemen öncesinde devam eden bir husumetimiz yoktu ancak barışmamıştık. Sanık ve ailesi bir dönem taşındılar, bu olaydan bir kaç sene önce geri geldiler. Eşime aralarında bir sorun olup olmadığını sordum, o da olmadığını söyledi. Olaydan bir gün önce eşim evi satın almak için bakmaya geleceklerini söyledi, benden temizlik yapmamı istedi. Ben de çatının bir arası var oda gibi, orayı temizledim. O gün 20 kez apartmandan aşağıya indim, ses çıkmasın, komşular rahatsız olmasın diye çöpleri o şekilde götürdüm" ifadelerini kullandı. "Sanık Murat, ’Emre gel konuşalım’ diye bağırıyordu" Temizlik sırasında ayağının kaydığını ve sinekliğin elinden apartmanın boşluğundan zemine düştüğünü söyleyen Tuğçe, "Emine abla evinden çıkarak bağırdı. Bana yardım eden Suna abla, ’Tuğçe sesini çıkartma, olay uzamasın’ dedi. Ben sustum, Emine abla sert bir şekilde kapıyı kapattı. 5 dakika sonra sanık gelerek, ’Hayırdır’ dedi. Yanlışlıkla düşürdüğümü, ses çıkmasın diye 20 kere aşağıya indiğimi söyledim. Murat ise ’Böyle olmaz ki çocuk zıpladı’ diye konuşa konuşa aşağıya indi. Kısa süre sonra eşim beni arayarak bana kızdı, ’Ne düşürdün, herkes beni aradı’ dedi. 10 dakika sonra telefon konuşması duydum sanık Murat, ’Emre gel konuşalım’ diye bağırıyordu. Emre tekrar beni aradı, ’Allah hakkı için o sinekliğin yanlışlıkla düştüğünü söyledin mi?’ dedi. Ben de ’Evet’ dedim, sonrasında eşimden haber alamadım. Eşim bıçak taşımıyordu, sanıktan şikayetçiyim" dedi. "Eşim temizlik yaparken elinden sinekliği düşürmüş" Tanık olarak dinlenen tarafların komşusu Abdulhalim B., "Bildiğim kadarıyla taraflar arasında husumet yoktu, olsa Emre bana söylerdi. Olay günü eşim Emine beni aradı, ’Yukarıda aşağıya birileri bir şey atıyor, Emre’ye sorar mısın’ dedi. Eşim sinirliydi. Emre’yi aradım ve yukarıda ne olduğunu sordum. Eşi Tuğçe’yi arayıp dönüş yapacağını söyledi. 2 dakika sonra beni aradı. Emre, ’Eşim merdiven boşluğunu temizliyor. Fareler uyutmuyor. Eşim temizlik yaparken elinden sinekliği düşürmüş. Hatta eşim yanlışlıkla olduğunu söylemiş. Merdiven boşluğunda kimin eşyası varsa onunla temizleyin. Az daha eşimde düşüyormuş. Gerekirse düşen şeyleri poşete koysunlar beraber atarız seninle’ dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra Emre beni tekrar aradı, ’Abi Murat beni aradı, ben onunla konuşmaya gideceğim’ dedi. Morali bozuk ve sinirli gibi sesi geldi. Akşam olanları duydum, bildiklerim bundan ibarettir" diye konuştu. "Öğle saatlerinde apartmanda şiddetli bir gürültü koptu" Tanık olarak dinlenen sanığın kız kardeşi Dilek G. ise "Olay günü sabahı annemlere gitmiştim. Öğle saatlerinde apartmanda şiddetli bir gürültü koptu, çocuğum uyandı korktu, tekrar bir ses oldu, bunun üzerine abim Murat kapıya çıktı. Moloz atıldığını görmüş, bunun üzerine molozları atan kişinin eşini aradı. Abim Emre’ye, ’Toplantı yapalım, konuşalım’ dedi. Emre ise ’Gelemem, işim gücüm var, çok rahatsız oluyorsan taşınır gidersin’ dedi. Karşı taraf agresifti, üst perdeden konuşup bağırıp çağırıyordu, abim alttan alıyordu. Abim Emre’ye ’Söyleseydiniz bende yardım ederdim’ dedi. Emre ise ’O zaman şimdi çık, yardım et’ şeklinde konuştu. Telefon konuşmalarında Emre Bayram’ın tehditkar konuşmaları vardı. Emre Bayram bu konuşmadan kısa bir süre sonra geldi, abim montunu alıp evden çıktı" dedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.