GENEL - 26 Temmuz 2017 Çarşamba 18:56

15 Temmuz’u şehit yakınları ve gaziler anlattı

A
A
A
15 Temmuz’u şehit yakınları ve gaziler anlattı

15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında gazi olan ve yakınlarını şehit veren aileler, Düzcelilere o gece yaşananları anlattı.

15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında gazi olan ve yakınlarını şehit veren aileler, Düzcelilere o gece yaşananları anlattı.


FETÖ terör örgütü üyeleri tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminde şehit olanların yakınları ve gazileri o gece yaşananları anlattı. Düzce Hamit Şerifoğlu Ortaokulu konferans salonunda gerçekleştirilen “Direnişten Dirilişe 15 Temmuz Destanı” programına Programa Vali Zülkif Dağlı, İl Jandarma Komutanı Yılmaz Özdemir, Beyköy Belediye Başkanı Osman Kılıç, İl Müftüsü Selami Emen, Kurum Müdürleri, 15 Temmuz şehidimiz Ufuk Baysan’ın Babası Ramazan Baysan, öğrenciler ve vatandaşların katıldığı programa 15 Temmuz gazileri de konuk oldu.


Programın açılışında konuşan Düzce Valisi Zülküf Dağlı, şehit ve gazilere minnet borçlu olduğumuzu dile getirdi. Dağlı, “Dünyada da darbeye bu şekilde dur diyen millet olduğumuzu tekrar göstermiş olduk. Sizlere müteşekkiriz. Canlarınızı ortaya koydunuz. Biz ne dersek diyelim bu duygulara tercüman olmamız mümkün değil. Biz ancak dua edeceğiz milletimiz ve ülkemizin selameti için. Kendi içimizden yetiştirilen insanların karşımıza nasıl geldiğini görmüş olduk. Artık o geçmiş yüzyıllardaki sömürge dönemleri bitti, 20. yüzyıl itibariyle bize karşı iç düşmanlarımızla mücadele başladı. Hiçbir zaman bunların neler yaptığını unutmayacağız” dedi.


15 Temmuz’da Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda görevli şehit 4. sınıf Emniyet Müdürü Ufuk Baysan’ın babası Ramazan Baysan geldi. Acılı baba duygulu anlar yaşadı, konuşmakta zorlandı. Baysan, kendilerini akıllı zanneden bir grubun darbeye kalkıştığını ancak unuttukları şeyin memleketini seven 81 milyon kişinin onlardan daha akıllı olduğunu söyledi. Ramazan Baysan, “Baysan, “ Bundan sonra kimse cesaret edip de böyle rezalet kalkışmaya cesaret etmeyecektir. Çünkü bizim insanımız buna müsaade etmeyecektir. Dedelerimiz babalarımız bu vatanı yolda bulmadı, kan döktüler can verdiler. Yeni nesi geçmişi net bir şekilde bilmeli” dedi.


Programda son olarak kürsüye 15 Temmuz gazisi Safiye Bayat çıktı. Darbe hainlerine tek başına karşı koyan demokrasi kahramanı kadın olarak tarihe geçen Bayat, “Şehitlerimiz bize seslerini bıraktı” diyerek konuşmasına başladı. Safiye Bayat; “ İşte biz vatan deyince neye bürünüyoruz görsünler. Elimizden geldiğince, yüreğimiz elverdiğince, Allah sevgisini gözeterek, inan sevdiğimiz için, Allah’a inancımız için yaptık biz bunları. Geleceğimize güzel, nefes alınabilir, yeşillikler içerisinde ve bize ait olan topraklar bırakabilmek bizim amacımız. İstikbalimize ve istiklalimize sahip çıktığımız günden beri bu böyle. Her karış toprağımın altında yatan şehidim var benim. Ne yaparlarsa yapsın hainler, biz insanlığımızdan, inancımızdan ve toprağımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."