POLİTİKA - 21 Ağustos 2025 Perşembe 18:27

Bakan Yumaklı: "Fındık stratejik bir ürün, dünyada birinciyiz"

A
A
A
Bakan Yumaklı: "Fındık stratejik bir ürün, dünyada birinciyiz"

Düzce’de düzenlenen Fındık Hasat Şenliği’ne katılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, fındık topladı. Bakan Yumaklı, Türkiye’nin fındık üretiminde dünyada birinci olduğunu belirterek,"Ülkemizin güçlü olduğu her noktayı farklı şeyler ortaya koyarak perdelemek isteyen maalesef anlam veremediğimiz bir anlayış var" dedi.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Düzce’nin Beçiyörükler köyünde düzenlenen Fındık Hasat Şenliği’ne katıldı. Bakan Yumaklı, burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin her noktasında bakanlığın çalışanlarının izi olduğunu belirterek, "Her şeyden önce ben ülkemizin gıda arz güvenliği konusunda bütün unsurlarıyla üretmeye devam eden üreticilerimizi ve onlarla her daim onların yanında olmakla ilgili irade gösteren, çaba sarf eden mesai arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz büyük. Hangi ürün olursa olsun, verimli, kaliteli, sürdürülebilir, kayıtlı, sektörün yatırım aldığı bir üretim sistematiğini güçlendirerek devam ettirmek en önemli hedefimiz. Üretimin ve üreticinin yüzyılı dedik. Bunu sağlamak adına gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz. Tekrar etmemiz gerekiyor. Ülkemizin güçlü olduğu her noktayı farklı şeyler ortaya koyarak perdelemek isteyen maalesef anlam veremediğimiz bir anlayış var. Bizim ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada da ilk 7 ülke arasındayız. İşte bunun mimari, burada oturan değerli üreticilerimiz ve onların nezdinde hangi üründe olursa olsun üretmekten asla vazgeçmeyen, emeğini, alın terini bu işe adayan üreticilerimize teşekkür ediyorum" dedi.



"Suyu merkeze aldık"


Suyu merkeze alan üretim planlamasını gündeme getirdiklerini söyleyen Bakan Yumaklı, konuşmasına şöyle devam etti:


"Stratejik önemden bahsediyoruz. Gıdaya olan ihtiyaç asla ve asla modası geçmeyecek, ertelenemez. Önemi itibarıyla siz ona ne derseniz deyin mutlaka ihtiyaç. Bizim bunun adına stratejik dememiz ya da demememiz bir şey ifade etmez. Hayatımızı devam ettirmek için gıda arz güvenliğini sağlamak ve soframıza bu ürünleri getirmek zorundayız. Önümüze çok farklı sınamalar geliyor. Bunu bu yıl çok farklı yönleri ile yaşıyoruz. Sudan bahsediyorum. Su konusu bizim bundan sonraki dönemlerde de artık onu stratejik görüp görmememizle ilgili bir konu değil. Su konusu dünyada bütün ülkelerin önem itibarıyla veya hayatın devamı itibarıyla birinci sıraya koyduğu bir husus. Biz de bu noktada suyu merkeze alan üretim planlamasını gündeme getirdik ve 2025 yılından itibaren bu uygulamaya başladık. Sadece üretimi planlıyoruz demedik. Bütün destek sistemlerimizi, bütün kredi sistemlerimizi, bütün hibe sistemlerimizi, dönemsellik itibarıyla önem arz eden bütün hususları buna yönlendirdik. İlk defa tarımsal destekler üretim sonrasında değil, 3 yıl önceden açıklandı."



"Düzce üretimde önemli bir yer"


Bakan Yumaklı, Düzce’nin üretim gücü itibarıyla önemli bir şehir olduğunu belirterek, "Fındık üretimi konusunda da kıymetli. Bunun için önemli bir alt yapı gerekiyordu. Bu konuda da Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm ülkeye olduğu gibi Düzce’ye de yatırımlar yapıldı. Son 23 yılda tarım, orman ve su sektöründe Düzce’ye yapılan yatırım toplam tutarı bugünün fiyatları ile 27 milyar lira. 47 su ve sulama eseri hizmete alındı. İnşallah biz de bugün merkez içme suyu arıtma tesisinin temelini atmış olacağız. Önümüzdeki yıl bitmeden bunu devreye almış olacağız. İnşallah Düzce’miz için hayırlara vesile olur. Düzce yeşil bir şehir ancak biz onu yeterli görmüyoruz. Daha da güçlü yapmak için güçlü ormanlarına güç katmak adına bugüne kadar 60 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Değerli başkanımız söyledi. Tarım toprağı önemli. Çünkü alternatifiniz yok. Oturup da fabrikada onu üretemezsiniz. Cenab-ı Hakk’ın bahşettiği şekilde olduğu gibi kullanmanız gerekiyor. Dolayısıyla bununla ilgili de 271 bin dekarı koruma altına aldık. Ben buradan değerli Düzce Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Üretimin ana damarı, can damarı olan tarım toprağına verdiği kıymet için. Düzce’ye has ürünler var, Düzce’ye has yemekler var. Düzce’ye has gastronomi var. Bizim için önemli olan çok kıymetli bu değeri Düzce’nin sınırları dışına taşımak. Biz de elimizden geleni yapacağız" dedi.



"Fındık stratejik ürün"


Türkiye’de 700 bin çiftçinin fındık üretimi yaptığını belirten Bakan Yumaklı, "Fındık stratejik bir ürün. Ekonomik değeri itibarıyla son derece önemli. Aile işletmeleri için kıymetli bir gelir kapısı. 42 ilde 744 bin dekarlık alanda 700 bin çiftimiz, üreticimiz var. Dünya üretiminin yüzde 70’ini Türkiye gerçekleştiriyor. Bu son derece önemli bir güç. Türkiye dünyada bu konuda birinci. Bunu hepimiz biliyoruz. Hiç bahsedilmeyen bir konu var. Türkiye içinde kişi başı fındık tüketimi 1 kilo 300 gram. Bunun arttırılması için çalışmamız gerekir. Yıllık 2 milyar dolarlık ekonomiye katkıda bulunan son derece önemli büyüklüğe sahip. Yüzde 80’ine yakınını Avrupa Birliği ülkelerine ihraç ediyoruz. Düzce’den tarımsal üretime emek veren üreticilerimize teşekkür ediyorum. Fındıkta Düzce 5. sırada. Tarım alanının yüzde 85’ini oluşturuyor. Tarım konusu, kapalı alanlarda olan bir şey olmadığı için dış etkenlere son derece açık. Hepimiz yaşadık, maalesef zirai don hadisesi önce şubatta, daha sonra nisanda birçok ürünümüzü etkiledi. Fındık da bundan nasibini aldı. Türkiye genlinde fındıkta zirai don hadisesinden kaynaklı ödenecek olan tazminat yaklaşık 2,3 milyar lira olacak. Bunun 300 milyon lirası ödendi. Ödenmeye devam edecek. Ben hasadımızın hayırlı olmasını diliyorum. Üretimimizin kaliteli olması gerekir, verimli olması gerekir. Bir ocaktan aldığımız ürünün arttırılması ve kalitesinin bozulmadan ürün alınması gerekir. Bakanlığımızın TAGEM diye bir birimi var. Burada tescilli 23 çeşit fındık var. Bunların 17’si TAGEM sayesinde tescillendi. Fındık yan kaynaklarımızın da koruma altında olduğunu belirtmek istiyorum" şeklinde konuştu.



"Zararlılarla mücadele ediyoruz"


Zaralılalrla mücadeleyle ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, "Son dönemde iklim değişikliğinin birçok etkisini gördük. Kuraklık oldu, sel oldu, zirai don oldu. Ancak başka bir hasar daha vermeye başladı. Zararlılardaki artış. Kahverengi kokarca konusunu hepiniz biliyorsunuz. Hakikaten muazzam bir mücadele yürüttüğümüzü burada söylemek istiyorum. Bu zararlı serbest bıraktığınızda önüne gelen her şeyi yok edecek kabiliyete sahip. Hiç gevşemeye gelmez. Ben buradan bütün üreticilerimize Tarım İl Müdürlüğümüzün yaptığı mücadeleye destek vermeye davet ediyorum. İstirham ediyorum, şakaya gelecek yanı yok. Son derece önemli. Bu konuda hem ilaçlamalar hem bunun düşmanı olan samurai arısı dediğimiz biyolojik mücadele devam ediyor. İlaç kullanımı konusunun da belirtilen şekilde yapılması gerektiğini belirtmek istiyorum. Bu zararlıyı o ilaca bağışıklı hale getirirsek hakikaten büyük bir problem yaşarız. Dolayısı ile ilacı değil biyolojik mücadeleyi önceliyoruz. Tarım İl Müdürlüğümüzde il müdürü arkadaşımıza söyledik. 1 milyon samurai arısı üretildi, üretmeye devam ediyoruz. Bu zararlının düşmanının yaygınlaştırılması için talimatımızı verdik" ifadelerini kullandı.



"Açıklanan fiyatlar bir baz fiyattır"


Bakan Yumaklı, TMO’nun ticaret yapma görevi olmadığını belirterek, "Her sene beklenen bir şey TMO’nun fındık alım fiyatlarını açıklamısı. Ben burada şunun altını çizmek istiyorum. Devlet olarak, hükümet olarak TMO’nun ticaret yapma gibi bir görevi de yok, kendilerine bu şekilde verilen talimat yok. Bizim yapmamız gereken veya bizim üzerimize görev olarak verilen husus piyasayı regüle etmektir. Ticaretin içinde olmak değil. Dolayısı ile açıklanan fiyatlar da bu anlamda bir baz fiyattır. TMO şunu söylüyor; bu fiyatın altına gelirse ben piyasayı regüle edeceğim. Üreticiyi koruyacağım, tüketiciyi de kollayacağım. Makul fiyatı söylüyorum. Bunun üzerinde olursa helali hoş olsun, satılsın. Nitekim bu sene de aynı olacak. Piyasayı da takip ediyoruz, görüyoruz. Ben yıllar itibarıyla buradaki üreticilerimizin tecrübesi bizim yaşımız kadar. Onlar bunu en iyi biliyorlar. Bütün gelişimini biliyorlar. Fındık 5 doların üzerine çıktıysa AK Parti hükümetlerinin, Cumhurbaşkanımızın bizzat takibi ve talimatlarıyla olmuştur. 25 Ağustos’tan itibaren 16 noktada TMO alım noktasını açmış olacak. Ben buradan bütün çiftçilerimize, üreticilerimize bereketli sezon diliyorum. Biliyorum rekoltede çok ciddi düşüş oldu. Biz kısmı zararlıdan, bir kısmı zirai dondan. Bu yılı da olması gerektiği gibi en iyi şekilde geçireceğiz. Bizim teşviklerimiz, sektörün de gayreti ile markalaşma konusunun artık Türkiye’de fındık anlamında belli bir noktaya gelmesinin önemini belirtmek istiyorum. Eğer siz bu ürünün bütün zorluklarını yaşıyorsanız, katma değerli bir satışın avantajını kaçırıyorsanız burada büyük problem var demektir. Gerek sanayi bakanımız gerek ticaret bakanımız ile birlikte katma değerli ürün oluşturma konusunda kafa kafaya vermiş durumundayız. Sizin desteklerinizle bunu halletmiş olacağız" dedi.



Yangın uyarısı


Bakan İbrahim Yumaklı, konuşmasında son olarak orman yangınlarına değinerek, "Elbette orman yangınları konusu başka bir başlık. Çok fazla bir şey söylemek istemiyorum ama yarından itibaren başlayacak yine bir aşırı sıcak hava dalgası, anormal hava hareketleri ile ilgili uyarı var. Kapalı alanların dışında ateş yakılmaması ya da açık alanlarda yapacağımız faaliyetin bir ateş, bir aleve dönüşmemesi için gereken hassasiyeti Düzce’den bütün milletimize iletmiş ve istirham etmiş olayım. Bir kıvılcım bir ormanı yok ediyor" dedi.


Konuşmasının ardından Bakan Yumaklı, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi 16. Etap Programı kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan üreticilere hediye çeklerini verdi. Çek takdiminin ardından Bakan Yumaklı, fındık bahçesine girerek fındık topladı.



Bakan Yumaklı: "Fındık stratejik bir ürün, dünyada birinciyiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Minibüs caddedeki çukur yüzünden az kalsın devriliyordu Eskişehir’de bir minibüsün devrilme tehlikesi atlatmasına sebep olan çukurla ilgili açıklama yapan AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" dedi. Çamlıca Mahallesi Birlik Caddesi’nde henüz bilinmeyen sebeple büyük bir çukur oluştu. Çukurdan dolayı geçtiğimiz gün bir minibüs devrilme tehlikesi atlattı. Caddedeki trafiği olumsuz yönde etkileyen durum, vatandaşların tepkisini çekti. AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, konuyla ilgili açıklamada bulunarak Tepebaşı Belediyesi’ni eleştirdi. "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" Başkan Tunç’ın açıklamasında, "Hayat Tepebaşı’nda diyerek yola çıktınız, ama bugün Tepebaşı’nda hayat ilerlemiyor, araçlar ilerleyemiyor. Birlik Caddesi’nde yaşanan bu manzara bir kaza değil; yıllardır ihmal edilen altyapının, denetlenmeyen çalışmaların ve yönetilemeyen bir belediyecilik anlayışının sonucudur. Yağmur yağınca çöken yollar, otobüsü çukura teslim eden asfalt, sorunun nerede olduğunu açıkça gösteriyor: Sorun yol değil, yönetimdir. Sloganlarla şehir yönetilmiyor, afişlerle çukurlar kapanmıyor. Tepebaşılı her gün yeni bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Bir şehir çukura batıyorsa, bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" ifadelerini kullandı.
Kastamonu "Benim arazim" dedi, köy yolunu kestirdi Kastamonu’da bir vatandaş, tapulu arazisinden geçtiğini kanıtlandığı ve yaklaşık 50 köye ulaşım sağlayan grup yolunun kendi mülkü üzerinde kalan kısmını dilekçe vererek kaldırttı. Bölgede yaşayan vatandaşlar, daralan yolun kazalara sebep olabileceğini söyleyerek çözüm bulunmasını istedi. Kastamonu’da yaşayan F.A. isimli bir vatandaş, il merkezinden yaklaşık 50 köye ulaşım imkanı sunan grup köy yolunun bir bölümünün kendi arazisinden geçtiğini belirterek köy muhtarlarından ödeme talep etti. Muhtarların bu talebi kabul etmemesi üzerine F.A., Kastamonu İl Özel İdaresi’ne dilekçe vererek yolun geçtiği alan için ücret istedi. İl Özel İdaresi, yapılan inceleme sonucunda ücret talebini uygun bulmayarak reddetti. Bunun üzerine F.A., tapulu arazisinden geçen yolun kaldırılması için yeniden başvuruda bulundu. Başvurunun ardından İl Özel İdaresi ekipleri, tapulu arazi sınırları içerisinde kaldığı belirlenen yaklaşık 140 metrekarelik asfalt bölümü söktü. Asfaltın kaldırılmasının ardından arsa sahibi F.A., tarlasının sınırlarını belirlemek amacıyla alana demir kazıklar çaktı. Grup yolunun daraltılması, bölge halkının tepkisine neden oldu. Vatandaşlar, daralan yolun trafik kazalarına sebep olabileceğini belirterek, yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. "Yol daraldığı için kaza burada kaçınılmaz hale geldi" Merkez ilçeye bağlı Akdoğan köyünde muhtar azalığı yapan Mehmet Ali Bacıroğlu, yetkililerden çözüm beklediklerini ifade ederek, "Burada kaza kaçınılmazdır. Yukarıdan gelen araç ile aşağından gelen araç, yol tek şeride düştüğü için çarpışabilir. Özellikle kışın don olursa duramazlar. Bu yüzden burası kazaya sebebiyet verir. Kadastro memuru burasını nasıl yazdı, benim aklım ermedi. Bu yol neredeyse 200 senelik bir yol. Arkadaş müracaat edince İl Özel İdaresi’nden gelerek buradaki asfaltı kestiler. Buradaki kesilen asfaltı iş makinesiyle kaldırdılar. Buradaki yol daraldı, yol daralınca buradan iki aracın geçmesi mümkün değil. Buradan 2 araba gelse kaza kaçınılmaz olur. Çünkü her an burada ölüm var" dedi. Yolun yaklaşık 20 gündür bu şekilde olduğunu söyleyen Bacıroğlu, "Yolumuz, yaklaşık 20 gündür bu şekilde daralmış tek şeride düşmüş halde duruyor. Buraya 20-25 gündür ne gelen var ne giden var. Yetkililer çözüm bulacak, biz bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Eskişehir 6 gündür kayıp olan öğretmeni bulmak için çalışmalar devam ediyor Eskişehir’de 6 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı, bulmak için AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki 40 kişilik ekip, havadan ve Porsuk Çayı’nın içinde arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 6 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı arama çalışmaları devam ediyor. Öğretmenin son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında Eskişehir İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 9, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 5, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, Şişecam’ın Acil Vaka Ekibi (SAVE) 4, itfaiyeden 6,Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) 5 ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 40 kişilik ekiple aramalar, öğretmenin kaybolmasının 6’ıncı gününde devam etti. Havadan dron ve su da ise hem ekiplerin girmesi hemde botlarla yapılan aramalar sabah saatlerinde başladı. Ankara’dan ve Bursa’dan getirilen özel burunlu köpeklerin işaret ettiği yerde arama çalışmaları yoğunlaştı. Ekiplerin kıyı taraması da sürüyor. Tuncay Arslan’ın yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.
Kahramanmaraş MADO’dan "Salep Manifestosu" MADO, Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan salebe yönelik yaklaşımını "Salep Manifestosu" ile kamuoyuyla paylaştı. Manifestoda salebin bir içeceğin yanı sıra, kültürel miras, doğaya saygı ve sürdürülebilir üretim vurgusu öne çıktı. MADO tarafından yapılan açıklamada, salebin Anadolu’nun bin yıllık topraklarında, Torosların eteklerinde yetişen orkide köklerinden elde edildiği hatırlatılarak, her fincanın bu coğrafyanın belleğini taşıdığı ifade edildi. Salebin geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran bir sembol olduğuna işaret edildi. Kültürel miras olduğu da vurgulandı. Manifestoda, MADO’nun salebi yalnızca bir ürün değil, kültürel bir miras olarak ele aldığı belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de tescilli salep yetiştiriciliği yapan ilk markalardan biri olunduğu, kendi tarlalarında üretim yapıldığı ve orkide koruma ile yaygınlaştırma projelerinin yürütüldüğü kaydedildi. Salep üreticilerine alım garantisi sunularak sürdürülebilir tarımın desteklendiği aktarıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştirildiği, Salep çalıştayları ve farkındalık programlarıyla üreticiler, öğrenciler ve kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. "Katkısız ve sürdürülebilir üretim" Doğallık ve saflık başlığı altında, ürünlerde katkı maddesi ve sentetik aroma kullanılmadığı belirtilirken, salep orkidesinin doğadaki dengesini korumak amacıyla kontrollü kök kullanımı ve sürdürülebilir hasat uygulamalarının hayata geçirildiği bildirildi. Manifestoda, gerçek salebin sabır ve ustalık gerektirdiği vurgulandı. MADO üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin çağdaş tekniklerle birleştirildiği, her aşamanın deneyimli ustalar tarafından denetlendiği belirtildi. Salep kıvamı ve aromasının nesiller boyu korunan orijinal MADO reçetesiyle sağlandığı, bu bilgi birikiminin usta-çırak eğitim programlarıyla aktarıldığı kaydedildi. MADO’nun salebi yalnızca kış mevsimiyle sınırlamadığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de soğuk salep ürününü ilk kez ticarileştiren marka olduğu hatırlatıldı. Soğuk salep ve incirli, Antep fıstıklı, Türk kahveli gibi yeni çeşitlerle genç neslin damak zevkine hitap edildiği ifade edildi. "Her Mevsim Salep" vizyonu doğrultusunda global lansmanlar gerçekleştirildiği bildirildi. MADO, Salep Manifestosu kapsamında salebi çeşitlendirmeyi, geliştirmeyi ve yeniliklerle zenginleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı. Soğuk salep çeşitleri ve farklı tat kombinasyonlarıyla salebin geleceğin içeceği haline getirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, salebin Türk mutfak kültürünün evrensel elçisi olarak dünyaya tanıtılacağı vurgulandı. Orkide koruma ve sürdürülebilirlik konusunda da daha kapsamlı adımlar atılacağı ifade edildi.