KÜLTÜR SANAT - 13 Mayıs 2025 Salı 09:36

Öğrencilerinden unutulmaz performans

A
A
A
Öğrencilerinden unutulmaz performans

Düzce Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri tarafından düzenlenen ve "III. Sahne Sanatları Günleri" kapsamında sahnelenen "Gonzago’nun Öldürülmesi" adlı tiyatro oyunu seyirciyle buluştu.


İstiklal Konferans Salonu’nda Sahne Sanatları Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hatice Şaşmaz’ın yönetmenliğini üstlendiği tiyatro oyunu, Nedyalko Yordanov’un kaleme aldığı ve Shakespeare’in ölümsüz eseri Hamlet’ten uyarlandı. Hamlet’in trajik öyküsünü merkezine alan oyunda, Prens Hamlet’in amcası Claudius’un kralı öldürüp tahta geçmesi ve Hamlet’in annesiyle evlenmesiyle başlayan olaylar dizisi, öğrencilerimiz tarafından sahneye taşındı.


Tamamı Sahne Sanatları Bölümü öğrencilerinden oluşan oyuncu kadrosu ve teknik ekip, profesyonel düzeydeki performanslarıyla izleyicilerden tam not alırken, oyunun yardımcı yönetmenliğini Mihraç Marduk üstlendi.


Oyuncuların dakikalarca alkışlandığı gösteride, "Bir öğrenci projesi için geldik, profesyonel bir gösteriyle karşılaştık" yorumlarında bulunan izleyiciler, oyunun tekrar sahnelenmesini talep etti. Her yaştan seyircinin beğeniyle izlediği oyun, Sahne Sanatları Bölümü öğrencileri için büyük bir gurur kaynağı olurken, Düzce Üniversitesi’nin sanata ve sanat eğitiminin uygulamalı yönüne verdiği değeri bir kez daha gözler önüne serdi.



Öğrencilerinden unutulmaz performans

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Karneler alındı, yaz tatili başladı: Öğrencilere "dijital bağımlılık" uyarısı Kırıkkale’de karne törenine katılan Vali Mehmet Makas, öğrencilere karnelerini aileleriyle birlikte takdim etti. Çocuklara kitap ve hediyeler verilirken, dijital bağımlılığa karşı da dikkat çekici mesajlar verildi. Kırıkkale’de, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarında eğitim gören 45 bin 259 öğrenci karne heyecanı yaşadı. Gazi İlkokulu ve Ortaokulu’nda düzenlenen karne törenine katılan Kırıkkale Valisi Mehmet Makas, öğrencilere karnelerini velileriyle birlikte verdi. Öğrencilerle yakından ilgilenip sohbet eden Vali Makas, dijital bağımlılığa dikkat çekerek, yaz tatili boyunca çocukların günde 15 dakikadan fazla telefonla zaman geçirmemesi gerektiğini vurguladı. Törende öğrencilere karnelerinin yanı sıra kitaplar ve çeşitli hediyeler de verildi. Okuma-yazma birincisi olan ilkokul öğrencisi Merve Berin Cihangiroğlu, "Çok kitap okudum, çok çalıştım. Bu sayede kazandığım için çok mutluyum" dedi. Annesi Aysema Cihangiroğlu ise, "Kızımın başarısının arkasındayım. Her şekilde desteklemeye çalıştım. Bu aynı zamanda hocamızın da başarısı" ifadelerini kullandı. İlk karne heyecanını yaşayan veliler de duygularını paylaştı. Senem Erman, "Çok mutluyum, ilk karne günü çok heyecanlıyız. Karneyi oğluma Vali Bey’in eşliğinde verdik" dedi. İlkokul öğrencisi Defne Ergün ise "Kitaplar okuyacağım, dersimi yapacağım. Arkadaşlarımı çok seviyorum, onlarla iyi vakit geçireceğim" şeklinde konuştu.
Kocaeli Enes’in son anları kamerada: "Takip edildi" Kocaeli’nin İzmit ilçesinde meydana gelen kazada hayatını kaybeden 18 yaşındaki Enes Ağaç’ın, olaydan dakikalar önce motosikletinin kimliği belirsiz sürücüye ait otomobil tarafından durdurulduğu ve takip edildiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Acılı baba Erkan Ağaç, oğlunun sıkıştırılarak silahla tehdit edildiğini ve kaza yapmaya zorlandığını iddia ederek, "Bana göre bu otomobil cinayete teşebbüs etti" dedi. Olay, 16 Mayıs Cuma günü Turan Güneş Caddesi’ndeki Selvi Cami önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Enes Ağaç (18) idaresindeki motosiklet, U.D. hakimiyetindeki minibüs ile çarpıştı. Kazada Enes Ağaç hayatını kaybetti, arkasındaki yolcu K.K. (16) ağır yaralandı. Gözaltına alınan sürücü U.D’ye, ev hapsi cezası verildiği öğrenildi. Kaza anı, çevredeki güvenlik kamerasına da yansıdı. Ağaç’ın cenazesi, 17 Mayıs’ta Tavşantepe Ulu Camisinde kılınan namazın ardından Tavşantepe Mezarlığı’nda defnedildi. K.K. ise tedavisinin ardından taburcu edildi. Öte yandan, kazadan dakikalar önce Enes Ağaç’ın motosikletinin, plakası ve sürücüsü öğrenilemeyen siyah bir otomobil tarafından takip edildiği ve durdurulduğu anlar da güvenlik kamerasına yansıdı. "Çocuğuma silah çekildi" Enes’in babası Erkan Ağaç, olay günü motosikletin başka bir otomobil tarafından sıkıştırıldığını iddia ederek, "Enes, Şirinevler mevkisinden Seymen Sapağına geçerken karşı yönden gelen bir arabayla münakaşa ediyorlar ama bunu tam olarak görmüyoruz. Enes kendi yolundan giderken, otomobil de kendi yolundan geri istikamete dönerek çocuğumun peşine gidiyor. Enes’i 100 metre ileride sıkıştırıyor. Sıkıştırdığında 3 görgü tanığı var, karşıdan görüyorlar. Sıkıştırdığında 15-20 saniye kadar bekleniyor, çocuğuma orada silah çekiliyor. Enes, otomobilden kaçmaya başlıyor. Kaza anına kadar, kasisin oraya gelene kadar çocuğum hızlı bir şekilde ilerliyor. Kasisten geçtiği sırada frene bassa peşinde kovalayan otomobil onu ezecekti. Frene basmadan kasisin yanından doğru geçiyor ve orada kaza oluyor" dedi. "Enes kaçarken başka bir araca çarptı" Ağaç, yaşananlara ilişkin güvenlik kamera görüntülerinin ve görgü tanıklarının olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Enes’in arkasındaki otomobilde hızlı bir şekilde geliyor ve kasisten geçiyor. Otomobilin önü kalkıyor, kamera kayıtlarında da var. Araba hiç durmadan kaçıyor. Görgü tanıkları sayesinde olaydan haberimiz oldu. Enes’in Seymen Sapağında birisiyle hafif ağız dalaşına girdiğini, o araba kendi istikametinden bırakıp benim çocuğumun peşine geçtiğini, benim çocuğum bariyer dibine sıkıştırdığını, görgü tanığından öğrendik. Kamera kayıtlarını da araştırıyoruz, hepsi gerçek. Çocuğumu resmen sıkıştırmış, silah çekmiş, çocuğum korkmuş. Arabanın içerisinde kaç kişi var bilemiyorum ama görgü tanıklarının söylediğine göre, benim çocuğuma silah çekiliyor, Enes ondan korkup geriye geliyor, ondan kaçıyor. Kaçarken başka bir arabaya çarpıyor. O da şu şekilde; normal istikametinden tali yola bodoslama giriyor, hiç sinyal vermeden bodoslama girince benim çocuk da hızlıydı, kaza oluyor. Karşı tarafta ana yoldan tali yola bodoslama girdi. Hiç sağına, soluna, karşısına bakmadan. O anda benim çocuğum rahmetli oldu, arkasındaki çocuk da yaralandı" "Bu otomobil cinayete teşebbüs etmiştir" Yetkililere seslenen acılı baba, "Ben bu siyah otomobil için savcıma sesleniyorum. Lütfen sayın savcım, bu konunun üstünde durun, bu otomobili bulun. Bana göre bu otomobil cinayete teşebbüs etti" şeklinde konuştu.
Kahramanmaraş Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aliyev’i evinde ağırlayan anne: "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" Kahramanmaraş’ta Cumhurbaşkanları Erdoğan ile Aliyev’i yeni teslim edilen evinde ağırlayan 3 çocuk annesi Leyla Altun, eşini gözlerinin önünde kaybettiğini, kendisinin ise 3 gün sonra AFAD ekipleri tarafından kurtarıldığını belirterek yaşadığı buruk sevinci paylaştı. Hatıralarının olduğu yıkılan evinin olduğu yerde evine kavuşan Altın "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" dedi. 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depremde eşi Yavuz Altun’u kaybeden kendisi ise 3 gün sonra AFAD ekipleri tarafından sağ olarak kurtarılan 3 çocuk annesi Leyla Altun’a, Azerbaycan’ın desteğiyle yapılan evi teslim edildi. Yıkılan evinin olduğu yerde kendisine ev verilen Altun dünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i, ağırladı. Deprem günü yaşadıklarını anlatan ve evinde misafir ettiği cumhurbaşkanlarıyla ilgili konuşan Altın, yaşadığı buruk sevinci, "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" diyerek ifade etti. Eşinin son anlarını gördü Deprem gününü anlatan Leyla Altun, "Depremde evdeydim ve uyumuyordum, ayaktaydım. Eşim yatıyordu. Tam saat 4’te ben balkona çıktım, balkondan dışarıya baktım. Sonra dedim ki, çok kötü bir hava var, Allah’ım hayır getirsin dedim. Sonra biraz dua okudum, içeriye girdim ve eşim lavaboya kalktı. Sonra işte tam yatak odasına yöneldik biz sarsıntı başladı, şiddetli bir şekilde sarsıntı. Tavanlar dökülüyordu, sonra eşim çok panik yaptı. Yani duvarı tuttu, dolabı tuttu, oturma odasına geçtik, yoldan tarafa. O oturma odasına geçmemizle eşim kendini balkona attı, balkondan belki dışarıya atlamayı düşündü. Orada B blok bizim apartmanın üzerine devrildi, bütün balkonları aldı indirdi. Eşim arasında kaldı, onu birebir gözlerimle gördüm. Ben her şeye hazırdım, ya ölecektim ya kalacaktım. Dua ediyordum, sürekli dua okuyordum. Sonra üzerime tavan indiğini hissettim ve boynum kırıldı o anda. Yer vakumladı beni, dizimin üstüne yerlere çöktüm. Belden aşağım toprağın altında kaldı ve kayınvalidem vardı. O da kanepenin üstünden benim üstüme doğru geldi. Ve o şekilde kaldık yani"diye konuştu. "AFAD ekibinin beni bulmasıyla çok ağladım, çok sevindim" O şekilde 3 gün enkaz altında kaldığına değinen Altın," O 3 günün içinde bilincim yerindeydi. Sürekli dua okuyordum, işte çocuklarım öldü diyordum. Beni arayan yok, soran yok diyordum. Hiç kimsenin sesini duymuyordum. Dışarıyla hiçbir hava bağlantımız yoktu. Yani ne bir ses, ne bir ışık, ne bir karanlık, hiçbir şey görmüyorsun. Sonra aradan bayağı geçti işte, bazı rüyalar görüyordum işte. Çok güzel şeylerle de karşılaştım. Kurtarma ekibi geldi. Seslendiler aslında, hiç ümit yoktu yani. Bir ses duydum. Ben var gücümle , sesimi duyan var mı diye bağırdım. Tabii ağzım böyle çok kuru, çok susuzdum zaten. Ses verdim, onlar da beni duydular. Onların duymasıyla kurtarışlar gerçekleşti. İlk karşı karşıya AFAD ekibi işte beni bulmasıyla göz göze gelmemiz çok müthiş bir duyguydu, çok ağladım, çok sevindim"diyerek o anları anlattı. Depremde yıkılan binalarının aynı yerinde yeni yuvalarına kavuştuklarını belirten Altun, "Eski oturduğum evim de tam şu anki taşındığım bina. Burada yıkıntı yaşadık. Burada eşimi kaybettim. Buradayım. İşte insan unutamıyor hiçbir acısını, hiçbir geçmişini"ifadelerini kullandı. "Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek güç veriyor" Azerbaycan devletine de teşekkür eden Altun," Onlara tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar bizim can kardeşimiz. Cumhurbaşkanımız çok değerli. Bizi yalnız bırakmadı, arkamızda olduğunu hissettirdi. Ya bu güzel, çok güzel bir duyguymuş.Devletimizin arkamızda olduğunu hissetmek daha bir güç veriyor"şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanları Erdoğan ve Aliyev’i evinde ağırlayınca çok duygulanıp sevindiğinin altını çien Altın, " Herkese nasip olmaz bir şeydi. Evimde ağırladım. Çok çok teşekkür ediyorum. Eşimden konuştuk, evimizden konuştuk. Neler yapabileceklerinden konuştuk"diyerek sözlerini tamamladı. (HLL-HİV-