GÜNDEM - 17 Haziran 2025 Salı 09:29

Sağlıklı yaşamın anahtarları

A
A
A
Sağlıklı yaşamın anahtarları

Düzce Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından düzenlenen II. Sağlıklı Yaşamın Anahtarları Sempozyumu: Eski Çağlarda Sağlık ve Günümüzde Çölyak Farkındalığı gerçekleştirildi.


Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda ki programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Koca Çalışkan, sempozyumu toplumsal katkı projesi olarak düzenlediklerini belirterek ‘Eski Çağlarda Sağlık ve Günümüzde Çölyak Farkındalığı’ gibi hem tarihi derinliği olan hem de güncel bir sağlık sorununa ışık tutan sempozyumda bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.


Çalışkan, "Günümüzde eski çağlardaki tedavi yöntemleri yerini; modern, bilimsel araştırmalara dayanan, kanıta dayalı tıp uygulamaları almıştır. Sempozyumun ana başlıklarından çölyak da bunlara en güzel örnektir. Çölyak hastalığı buğday ve arpa gibi tahıllarda yer alan gluten proteinine karşı oluşan, ince bağırsakta hasara yol açan kronik bir otoimmün hastalıktır. Toplumda yeterince tanınmamış, sıklıkla yanlış teşhis edilmiş bir durumdur. Bu sempozyum geçmişin bilgelikleri ile günümüzün bilimsel gelişmelerini harmanlayarak sağlıklı yaşam için gerekli anahtarları bize sunacaktır" şeklinde konuştu.



"Çölyak hastalarını önemsiyoruz"


Düzce Belediyesi Başkan Yardımcısı Ayşe Kılıç, sağlığı insanların en değerli varlığı olarak tanımlayarak artan çölyak hastalığını konuşmak üzere bir arada olduklarını dile getirdi. Belediye olarak halkın güvenli gıdaya ulaşabilmeleri için 9 halk ekmek büfesinde glutensiz ekmek satışına başladıklarını, her yıl Ramazan ayında çölyak hastalarına gıda kolisi hediye ettiklerini söyledi. Düzce Belediyesi olarak çölyak hastalarını önemsediklerini belirten Kılıç, programın önemli bir farkındalık oluşturacağını söyledi.



"Gittikçe artan bir hastalık"


Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, sempozyumun adında olduğu gibi oldukça anahtar bir konuda katkı sunduğunun altını çizdi. Sağlığın insan hayatındaki önemine değinen Sözbir, çölyak hastalığının gittikçe arttığını ifade ederek Düzce Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin sempozyumla toplumsal katkısının çok değerli olduğunu vurguladı. Çölyak hastalığıyla ilgili farkındalık oluşturmanın ve kamuoyuna duyurmanın önemli olduğunu dillendiren Sözbir, programda emeği geçenlere teşekkür etti.



Katılımcılar bilgilendirildi


Açılış konuşmalarının ardından programın sunumlar bölümüne geçildi. Programın ilk konuşmacısı İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Savaş Gür, "Nedir Bu Çölyak Dedikleri? Gluten Dokununca Çölyak mı Olunuyor?" başlıklı sunumunda, çölyak hastalığının nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi yolları hakkında önemli bilgiler paylaşırken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Balaban, "Çölyak Dışı Gluten Duyarlılıkları" hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Glutensiz diyete başlamadan önce çölyak hastalığıyla ilgili mutlaka test yaptırılması uyarısında bulunan Balaban, tıp hekimlerinin gözünden konuyu özetledi.


Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Birsen Sarıcı ise, "Otoimmün Hastalıklarda Gıda Güvenliğinin Önemi" ile ilgili dikkat çekici tespitlerde bulundu. Hititolog-Müze Araştırmacısı Mine Çiftçi, "Hitit Çivi Yazılı Belgeler’e Göre Hastalıklar ve Tedavi Yöntemleri" konusunda sunumunu gerçekleştirirken, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görevli Arkeolog Aynur Talaakar, "Geçmişte Buğday", yine Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görevli Arkeolog Nurgül Kocakahya Yıldız, "Tıbbın Mucidi: Asklepios", Hemşire Filiz Elif Samancı ise "Çölyaklının Penceresinden Glutensiz Bakış" başlıklı sunumlarıyla farklı bakış açılarının geliştirilmesine ve çölyak farkındalığı oluşturulmasına katkı sağladı.



Sağlıklı yaşamın anahtarları

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış Kayak Merkezi’nde hafta sonu yoğunluğu Dünyada sadece Alpler’de ve Sarıkamış’ta görülen eşsiz kristal kar yapısı ve sarıçam ormanları arasındaki güvenli pistleriyle ünlü Sarıkamış Kayak Merkezi, Aralık ayının son hafta sonunda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı. Son yağan kar ile birlikte pistlerinde 80 santim kar bulunan Sarıkamış Kayak Merkezi yerli ve yabancı kayak severleri ağırlıyor. 2 bin 634 rakımlı kayak merkezinde vatandaşlar bir taraftan kayak kayarken, diğer yandan da güneşli havanın tadını çıkarıyor. Sarıkamış Kayak Merkezi’nde kar kalitesinin kayak ve snowboard için en üst seviyede olması, çevre iller başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden gelen tatilcilerin akına uğradı. Hafta sonunu değerlendirdiklerini ifade eden kayak severler, "Dünya da nadir görülen kristal karın yağdığı Sarıkamış’a geldik. Pistler çok güzel, orman içinde kaymak çok güzel, tatilin keyfini çıkarıyoruz" dediler. Sarıkamış’ta çığ tehlikesi olmadan kaydıklarını belirten kayak severler, "Ortam çok kalabalık, çok güzel, çok güzel bugün burası, herkesi de bekleriz" şeklinde konuştular. Öte yandan kayakseverler, 5 telesiyej ve toplam 30 kilometreyi bulan farklı zorluk derecelerindeki 10 pistte güneşli havanın tadını çıkardı. Sadece kayakçılar değil, çocuklarıyla gelen aileler de kızak pistlerinde yoğunluk oluşturdu. Bölgedeki otellerin doluluk oranlarının hafta sonu itibarıyla yüzde 90 seviyelerine ulaştı. Bazı otellerde ise akşam saatlerinde meşaleli kayak gösterileri ve Kafkas halk oyunları performansları sergileniyor.
Diyarbakır Bakan Yumaklı: ’’Silvan Projesi tamamlandığında 305 bin kişiye istihdam sağlamış olacak’’ Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bulunan Babakaya iletim tüneli inşaatında incelemelerde bulundu. Bakan Yumaklı burada yaptığı açıklamada, ’’2002 yılına kadar GAP’ta 200 bin hektarlık bir alan sulamaya açılmışken son 23 yılda yapılan yatırımlarla 683 bin hektarlık alan sulamaya açıldı’’ dedi. Bakan Yumaklı, bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi. Bakan Yumaklı, daha sonra Silvan ilçesinden yapımı devam eden Babakaya iletim tüneli inşaat alanına geçti. Bakan Yumaklı’ya Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu, Mehmet Sait Yaz ve Suna Kepolu Ataman, kamu kurum müdürleri ve STK temsilcileri katıldı. İnceleme sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, Türkiye için tarımsal yatırımların çılgın projesi, Silvan Projesinin kalbi Babakaya tünel açılımı için toplandıklarını söyledi. 17 Nisanda Cumhurbaşkanının himayelerinde Silvan Tünelinin tünel kazı çalışmasını başlattıklarını belirten Bakan Yumaklı, burada çok ciddi bir çalışmanın devam ettiğini dile getirdi. Çalışmaların Dicle havzasının berekete, üretime, emeğe dönüşmesi için gerekli olan yatırımlar olduğunu kaydeden Bakan Yumaklı, ’’İnşallah bunun sonunda hem ülkemiz için Hem bölge için, hem bölge insanı için ve ülkemiz tarımı için çok önemli bir sonuca ulaşmış olacağız. Kıymetli basın mensupları, ülkemizin en büyük projelerinden birisi GAP. Cumhuriyetimizin en büyük kalkınma hamlelerinden bir tanesi. 2002 yılına kadar GAP’ta 200 bin hektarlık bir alan sulamaya açılmışken son 23 yılda yapılan yatırımlarla 683 bin hektarlık alan yani 6 milyon 830 bin dekarlık alan sulamaya açıldı ve bu bereketli topraklar suyla buluştu. Şu anda 380 bin hektarlık alanda planlama çalışmaları, proje çalışmaları, yatırım çalışmaları devam ediyor. GAP’ın en önemli projelerinden birisi de Silvan projesi. Silvan projesi 8 barajıyla 23 sulama tesisiyle çok önemli bir bileşenden oluşmakta’’ diye konuştu. ‘’Babakaya tüneli tamamlandığında saniyede 212 metreküp suyu taşıyacak’’ Babakaya sulama tünelinin de Silvan Projesinin omurgalarından biri olduğuna değinen Bakan Yumaklı, ’’Tünel 7 metre çapında ve 5 bin 320 metre uzunluğunda iki ayrı tüpten oluşuyor. Bu tüplerden bir tanesinin çalışması hemen hemen bitmiş durumda. Ama bugün düğmesine bastığımız dualarla, hayır dualarla tamamlanması için harekete geçirmiş olduğumuz tünel açma işlemi de inşallah ikinci tüp olarak çalışmaları bittiğinde artık Silvan Barajı’nın suları önce bu iki tüpten Babakaya tünelinden 150 metrelik bir açıklık alana, oradan da Silvan tüneline ve oradan da 2 milyon 350 bin dekarlık bir alanın sulaması için bereketli topraklara kavuşmuş olacak. Babakaya tüneli tamamlandığında saniyede 212 metreküplük bir suyu taşıyacak. Bu şu demek hafızalarda canlanması için bir olimpik havuzu sadece ve de Sadece 13 saniyede doldurabilir bir debi ile akıyor olacak. Yani ülkemizin en büyük ve en hızlı debisiyle akan Çoruh Nehrini düşündüğümüzde oradaki debiden, oradaki hızdan çok daha yüksek bir hızla akıyor olacak. Yani bu tünellerin içerisinden devasa nehirler akacak inşallah. Bugün kazı çalışmalarına başladığımız bu tünelin maliyeti 8.8 milyar lira’’ şeklinde konuştu. Tünelin hizmete girmesi ile Silvan Barajında su tutulacak Tünelin 2027 yılında bütün bileşenleriyle birlikte tamamlanacağını ve kullanıma hazır hale geleceğini bildiren Bakan Yumaklı, şunları söyledi: ’’Babakaya tünelinin devreye girmesi ile Silvan Barajında da su tutmaya başlamış olacağız inşallah. Silvan Barajı ile ilgili birkaç bilgi vermek istiyorum. Silvan Barajı 7 milyar metreküp su tutma kapasitesine sahip. Yani ülkemizin bir yıllık bütün içme suyunu, bütün kullanma suyunu karşılayacak bir kapasiteye sahip. Dolayısıyla bu kadar önemli 175.5 metre yüksekliğindeki bu baraj su tuttuğu andan itibaren Silvan ovası da dahil olmak üzere yani bu bahsetmiş olduğumuz 2 milyon 350 bin dekarlık alan da dahil olmak üzere çok önemli bir alanı sulamış olacak. Silvan Projesinin toplam maliyeti bugünkü rakamlarla 300 milyar liraya ulaşmış olacak. Değerli arkadaşlar, birçok yatırım yapılıyor ülkemizde. Ancak yine altını çizerek ifade etmek istiyorum bu proje tamamlandığında sulayacağı alan 330 bin futbol sahası büyüklüğünde olacak. Buradaki tarımsal ürünler sadece ülkemiz için değil, ülkemizin etrafında bu gıda ürünlerine ihtiyaç duyacak ülkelerin de tedariği için çok önemli olacak. 305 bin kişiye istihdam sağlamış olacak bu proje inşallah. Bu projenin hayata geçirilmesi için herkes omuz omuza vermiş durumda. Ben inanıyorum ki Allah herhangi bir kaza bela vermesin. İnşallah bu proje tam zamanında takvimine uygun olarak tamamlanmış olacak. Ben ülkemiz için büyük hayalleri gerçeğe dönüştürme adına Bakanlığımıza düşen kısmıyla gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz.’’
Eskişehir Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülleri sahiplerini buldu Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülleri 2025 Töreni, Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon, Özsoy Ailesi, Türkiye Toplum Hizmetleri Vakfı (TOVAK) Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Özel Eğitimciler Derneği Genel Başkanı Gazi Acar, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden ödül alan ekipler ve proje danışmanları ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katılım sağladı. "Prof. Dr. Yahya Özsoy özel eğitim alanında ilk lisans programının üniversitemizde kurulmasına ve öğretmen yetiştirilmesine öncülük etti" Törenin açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı ve Organizasyon Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon, 1997 yılında anma toplantıları olarak başlayan etkinliğin 2008 yılında ödül törenine dönüştüğünü ve ödül töreninin 2008 yılından bu yana 18 yıldır aralıksız sürdürüldüğünü belirtti. TOVAK’ın 1993 yılında Prof. Dr. Tahir Özgü tarafından kurulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ergenekon, Anadolu Üniversitesi’nin 2006 yılından bu yana vakfın kurumsal üyesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Ergenekon konuşmasını şöyle sürdürdü: "Değerli hocamız Prof. Dr. Yahya Özsoy, Türkiye’de ilk kez lisans programları yoluyla özel eğitim alanında öğretmen yetiştirme programının kurulmasına öncülük etmiştir. Bu yıl 13 farklı üniversitenin 8 farklı fakültesinden ve 10 farklı bölümünden toplam 23 proje başvurusu aldık. Titiz bir değerlendirme süreci sonunda 4 proje ödüle layık görüldü." "Öğrencilerimizi topluma hizmete teşvik ediyoruz" Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Veda Aslım Yetiş konuşmasında Prof. Dr. Yahya Özsoy’u ebediyete intikalinin 29. yılında andıklarını belirtti. Prof. Dr. Yetiş, "Hocamız, özel eğitim alanının kurucularından biri olarak bizlere daima ilham veriyor. Bu törenin amacı, tüm lisans öğrencilerimizi topluma değer katan projeler geliştirmeye teşvik etmektir" dedi. "Eğitim bir toplum hizmetidir" TOVAK Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, eğitimin bir toplum hizmeti olduğunu ve gönüllülük esasına dayalı sivil toplum kuruluşlarının bu noktada kritik rol üstlendiğini ifade etti. Prof. Dr. Cavkaytar, Prof. Dr. Yahya Özsoy’un son doktora öğrencisi olmaktan gurur duyduğunu belirterek projelerde emeği geçen gençlere teşekkür etti. Ödüller sahiplerini buldu Törende dört farklı kategoride verilen ödüller şu isimlere takdim edildi: Prof. Dr. Yahya Özsoy Toplum Hizmetleri Ödülü: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan "Bir İdik Bin Olduk - Yeni Bir Sen" adlı proje. TOVAK Prof. Dr. Tahir Özgü Toplum Hizmetleri Teşvik Ödülü: Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencileri tarafından gerçekleştirilen "İrem ve Maşallah Oktan Yaşayan ve İlham Veren Kütüphane" adlı proje. ÖZDER Özel Eğitimciler Derneği Özel Ödülü: Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencileri tarafından hazırlanan "Nefes Alan Aileler, Sosyalleşen Bireyler: Otizm Spektrım Bozukluğu Dostu Mola-Moral Destek Modeli" adlı proje. Anadolu Üniversitesi Eğitimi Destekleme Vakfı (EDEV) Rektörlük Teşvik Ödülü: Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü öğrencisi tarafından hazırlanan "Engelsiz Hareket: Engelli Bireyler İçin Temel Motorik Hareket Gelişimi ve Aktif Yaşam Projesi" adlı proje. Ödül kazanan isimlere ödülleri; Özsoy ailesi adına oğlu Bekir Özsoy ve torunu Beril Özsoy, TOVAK adına TOVAK Akademi Bilim Kurulu ve Kurultay Üyesi Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, ÖZDER adına Özel Eğitimciler Derneği Başkanı Gazi Acar ve EDEV adına Prof. Dr. Veda Aslım Yetiş tarafından takdim edildi. Ödüllerin sahiplerine verilmesinin ardından ödüllerin parasal yönünü karşılayan Özsoy Ailesi adına Bekir Özsoy’a, TOVAK adına Prof. Dr. Atilla Cavkaytar’a ve ÖZDER adına Gazi Acar’a teşekkür belgeleri ve plaketleri takdim edildi. Ödül töreni toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.
Ankara Bakan Memişoğlu: "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" dedi. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından sağlıkta dijital dönüşümün yerli ve milli teknolojilerle güçlendirildiğini, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi hızlandıran mobil sağlık uygulamaları ile etkin ve güvenli çözümler sunduğunu belirtti. Aynı zamanda Memişoğlu, 2025 yılında 79 milyonu aşkın vatandaşa hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’nin kullanıcı dostu bir ara yüzle yenilendiğini ifade etti. "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Bakan Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında, 79 milyonu aşkın vatandaşımıza hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yeniledik. Dijital Organ Bağışı düzenlememizi hayata geçirerek, son 2 ayda 45 binden fazla vatandaşımızı e-Devlet ve e-Nabız üzerinden güvenli dijital bağış sürecine dahil ettik. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelikten doğuma, lohusalık ve bebek bakımına kadar tüm süreçlerde on binlerce anne ve aileye rehberlik ediyoruz. NeyimVar? Uygulaması ile 5,9 milyon vatandaşımızın klinik bulgularına göre ihtiyaçlarına uygun branşa hızlı ve doğru şekilde yönlendirilmesini sağladık. ESİM Mobil Uygulaması üzerinden son bir yılda 109 binin üzerinde işitme engelli vatandaşımıza erişilebilir sağlık hizmeti sağladık. Sağlıkta dijital dönüşüm hamlelerimizle, Türkiye Yüzyılı’nda geleceğin sağlık teknolojilerini insanı merkeze alan, sürdürülebilir ve tam bağımsız bir yapıda kararlılıkla inşa etmeye devam ediyoruz."