Son Dakika
|
Depremde ailesinden 6 kişiyi kaybeden yaşlı kadının acısı dinmiyor
Tuzla’da kauçuk fabrikasında korkutan yangın
İBB davasında yeni karar: Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplar belli oldu
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Direksiyon başında sızıp kaza yapan sürücü, 3 saatlik uğraş sonunda cam kırılarak uyandırıldı
Maltepe’de 11 kişinin yaralandığı minibüsün devrilme anı kamerada
Komşusunun ağaç kesimine yardım ederken hayatını kaybetti
Uludağ yolu buz pistine döndü
Çekmeköy’de kontrolden çıkan otobüs yan yattı
Esenyurt’ta park yeri kavgasında bıçaklar konuştu
Feke’de ev yangını: bir ev kül oldu, lojman zarar gördü
EĞİTİM
İtalyan öğretmenler Mudanya’da
07 Aralık 2025 Pazar - 15:01:59
Bursa’nın Mudanya ilçesindeki Mütareke İlkokulu, Erasmus+ Projesi kapsamında İtalya’dan gelen öğretmenleri ağırlayarak, çevre ve sürdürülebilirlik odaklı örnek bir programa imza attı. 1-5 Aralık tarihleri arasında Istituto Comperensivo IC Malfer İlkokulu’ndan Maria Dall Agnola, Francesca Pezzin, Federica Ritacca ve Dina Lorenzi, işbaşı gözlem etkinliği için Mudanya’ya gelerek, Mütareke İlkokulu’nda çeşitli sınıf içi çalışmalara katıldı. Ziyaret boyunca geri dönüşüm, sıfır atık ve sürdürülebilir yaşam başlıklarında yapılan etkinlikler incelenerek, öğrencilerin geri dönüşüm malzemelerinden geliştirdiği projeler, oyunlar ve modeller uygulamalı olarak deneyimlendi. Öğrenciler, hazırladıkları materyalleri İtalya’daki yaşıtlarına hediye olarak göndermek üzere paketledi. Programda konuk öğretmenler Bursa, Mudanya, Trilye, İznik ve Gölyazı’da kültürel geziler de gerçekleştirdi. Faaliyetin son gününde Okul Müdürü Hayrettin Minare’nin ev sahipliğinde İlçe Milli Eğitim Müdürü Suat Topal ve şube müdürleri sınıfları ziyaret ederek, çalışmaları yerinde gördü. Topal, bu projelerin öğrencilerin dil becerilerine, kültürlerarası iletişimine ve akademik gelişimine önemli katkı sağladığını vurgulayarak, hem okul yönetimine hem de misafir öğretmenlere teşekkür etti. Etkinliklere damga vuran çalışmalar ise Mütareke İlkokulu 4/A sınıfından geldi. Öğrenciler, atık malzemelerle hazırladıkları el yapımı gitarlarla "Geri Dönüşüm" şarkısını seslendirdi, makrome iplerinden yaptıkları anahtarlıklarla da "Geri dönüşüm bir alışkanlıktır" mesajını pekiştirdi. İngilizce Öğretmeni Yeliz Mehmetoğlu Kılınç’ın rehberlik ettiği soru-cevap bölümünde İtalyan öğretmenler memnuniyetlerini dile getirerek, öğrencilerle keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Programın sonunda konuk öğretmenler, okul yönetimi ve öğrencilere misafirperverlikleri için teşekkür ederek, ilerleyen süreçte yeni projelerde yeniden bir araya gelme dileğiyle Mudanya’dan ayrıldı.
07 Aralık 2025 Pazar - 14:56
İtalyan öğretmenler Mudanya’da
Bursa’nın Mudanya ilçesindeki Mütareke İlkokulu, Erasmus+ Projesi kapsamında İtalya’dan gelen öğretmenleri ağırlayarak çevre ve sürdürülebilirlik odaklı örnek bir programa imza attı. 1-5 Aralık tarihleri arasında Istituto Comperensivo IC Malfer İlkokulu’ndan Maria Dall Agnola, Francesca Pezzin, Federica Ritacca ve Dina Lorenzi, işbaşı gözlem etkinliği için Mudanya’ya gelerek okulda çeşitli sınıf içi çalışmalara katıldı. Ziyaret boyunca geri dönüşüm, sıfır atık ve sürdürülebilir yaşam başlıklarında yapılan etkinlikler incelendi; öğrencilerin geri dönüşüm malzemelerinden geliştirdiği projeler, oyunlar ve modeller uygulamalı olarak deneyimlendi. Öğrenciler hazırladıkları materyalleri İtalya’daki yaşıtlarına hediye olarak göndermek üzere paketledi. Program sürecinde konuk öğretmenlere Bursa, Mudanya, Trilye, İznik ve Gölyazı’da kültürel gezi rotaları da sunuldu. Faaliyetin son gününde Okul Müdürü Hayrettin Minare’nin ev sahipliğinde İlçe Milli Eğitim Müdürü Suat Topal ve şube müdürleri sınıfları ziyaret ederek çalışmaları yerinde gördü. Müdür Topal, bu projelerin öğrencilerin dil becerilerine, kültürlerarası iletişimine ve akademik gelişimine önemli katkı sağladığını vurgulayarak hem okul yönetimine hem de misafir öğretmenlere teşekkürlerini iletti. Etkinliklere damga vuran çalışmalar ise Mütareke İlkokulu 4/A sınıfından geldi. Öğrenciler, atık malzemelerle hazırladıkları el yapımı gitarlarla "Geri Dönüşüm" şarkısını seslendirdi; makrome iplerinden yaptıkları anahtarlıklarla da "Geri dönüşüm bir alışkanlıktır" mesajını pekiştirdi. İngilizce Öğretmeni Yeliz Mehmetoğlu Kılınç’ın rehberlik ettiği soru-cevap bölümünde İtalyan öğretmenler memnuniyetlerini dile getirerek öğrencilerle keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Programın sonunda konuk öğretmenler, okul yönetimi ve öğrencilere misafirperverlikleri için teşekkür ederek, ilerleyen süreçte yeni projelerde yeniden bir araya gelme dileğiyle Mudanya’dan ayrıldı.
07 Aralık 2025 Pazar - 12:23
Hasan Hastürer: "Yüz bin kere doğsam yine gazeteci olurum"
Deneyimli gazeteci ve köşe yazarı Hasan Hastürer, Yakın Doğu Üniversitesi’nde genç iletişimciler ile bir araya gelerek köşe yazarlığının hayata dokunan yönlerini anlattı. Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen "Hayatla Harmanlanmış Köşe Yazarlığı" başlıklı seminerde, deneyimli gazeteci ve köşe yazarı Hasan Hastürer öğrencilerle bir araya geldi. İletişim Fakültesi Turuncu Salon’da gerçekleştirilen etkinlik, öğrenciler ve akademisyenlerden yoğun ilgi gördü. Seminer boyunca köşe yazarlığının etkileri, gazetecilikte etik sorumluluklar ve yazarlığının hayata dokunan yönleri ele alındı. Moderatörlüğünü, Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Ufuk Çelik’iin üstlendiği seminerin soru cevap bölümünde ise öğrenciler Hasan Hastürer’e meslekle ilgili sorular yönetti. Konuşmasında, köşe yazarlığının yalnızca bilgi aktarmak değil, aynı zamanda okurla düşünsel ve duygusal bir bağ kurmak olduğunu vurgulayan Hasan Hastürer, yazının insanı çoğaltan bir güç olduğunu söyledi. Genç iletişimcilere eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri gerektiği mesajını veren Hastürer, gazetecilikte güvenilirlik ve cesaretin daima temel unsur olduğunu belirtti. Öğrencilerin hazırladığı sürpriz pasta duygulandırdı Gazeteci üzerinden güç gösterisi yapmaya çalışan siyasetçilere karşı gençleri uyaran Hasan Hastürer, "Haberde tarafsız, yorumda özgür olun ve bunu hissettirin. Cesur ama terbiyeli olun, saygınlığınızı koruyun. Sizinle aynı görüşte olmayanlar bile size saygı duymalı" dedi. Eleştirel bakışın önemini vurgulayan Hastürer, "Analitik bakın, analitik düşünün, sorgulayın. Yazılarınızda yeni bilgilere yer verin. İyi bir ekibiniz olsun; gazetecilik bir ekip işidir. Sosyal medyada fikir savuran biri olmayın; ekip ruhu ile, bir ekibin parçası olarak birer başarılı gazeteci olun" dedi. Konuşmasının sonunda, gençlerle karşılıklı etkileşim kurarak soruları yanıtlayan Hastürer, mesleğe duyduğu bağlılığı ise; "Yüz bin kere dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum. Asla pişman olmadım" ifadeleriyle dile getirdi. Hastürer, etkinliğin sonunda sahnede öğrencilerin hazırladığı sürpriz pasta ile doğum gününü kutladı. Ne iş yaparsanız yapın, mutlaka kendi imzanızı katın Etkinlikte konuşan deneyimli gazeteci ve köşe yazarı Hasan Hastürer, iletişimin temelinin hayatın kendisi olduğunu vurgulayarak sözlerine başladı. "İletişimin zemini hayattır. Göz göze iletişim kurmayı çok seviyorum; bana göre başarının en etkili yollarından biridir" diyen Hastürer, her insanın parmak izi gibi benzersiz bir üsluba sahip olması gerektiğini söyledi. Küçük bir adada, az nüfuslu bir yerde büyümenin sorumluluk bilincini artırdığını belirten Hastürer, "Bu coğrafyada doğup büyümek, topluma karşı sorumluluğunuzu daha da çoğaltıyor" ifadelerini kullandı. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimine de değinen Hastürer, gençlere "Ne iş yaparsanız yapın, mutlaka kendi imzanızı katın. Yüzlerce yazı da yazsanız, okurlarınız yazının size ait olduğunu hissedebilmeli. Bilim ve bilgi yuvaları doğurgandır; hayatın her alanında bilgi sahibi olun" ifadelerini kullandı. Geçmişten bugüne yazı yazma tekniklerindeki dönüşümü anlatan Hastürer, daktilodan elektrikli daktiloya, oradan bilgisayara geçiş sürecini aktardı. "Teknoloji ilerledikçe gelişip buna ayak uydurmanız gerekir. Daktiloyu kucağımda taşırken dünyanın en ileri teknolojisi gibi görüyordum. Sonra bilgisayarı, ardından interneti öğrendim. Yazmak ve dünyaya açılmak için fırsatlarımız çoğaldı" diye konuştu. Genç gazetecilere seslenen Hastürer, "İşinizi ciddiye alın. Yazmak dünyalı olmaktır. Gazeteci dünyanın sonsuzluğunu bilmeli. Yazmak ve üretmek için önce bilgi sahibi olun, sonra fikir sahibi olun, ardından sorgulayın. Tümünü harmanlayın" ifadelerini kullandı. Bir gazetecinin statüsünü kimsenin küçümsememesi gerektiğini vurgulayan Hastürer, "İyi bir gazetecinin özgüveni yüksek olmalı. Karşınızda kim olursa olsun cevap verebilme cesaretiniz olmalı" dedi.
07 Aralık 2025 Pazar - 12:02
Mersin’de giyim üretim kurslarına büyük ilgi
Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MERCEK Mesleki Eğitim Merkezlerinde verilen ’Giyim Üretim Teknolojileri Kursu’, temel dikişten profesyonel dikim tekniklerine kadar uzanan kapsamlı içeriğiyle büyük ilgi görüyor. Katılımcılar hem tekstil sektöründe iş bulabilecek nitelikler kazanıyor hem de belediyenin Kıyafet Evi için çocuklara kıyafet üreterek sosyal dayanışmaya katkıda bulunuyor. Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde yürütülen kurslarda, haftanın 6 günü 09.00-17.00 saatleri arasında 5 grup halinde eğitim veriliyor. Temel seviyeden ileri aşamalara kadar ilerleyen programda kursiyerler; dikiş makinesi kullanımından kumaş dikimine, kalıp hazırlamadan model uygulamaya kadar bir kıyafetin üretim sürecinin tüm aşamalarını öğreniyor. Eğitimlerde ayrıca overlok, reçme, kesim ve profesyonel dikim teknikleri de öğretiliyor. Kursları tamamlayan katılımcılar, tekstil atölyelerinde iş bulma şansı elde ederken; evde üretim yaparak ya da sosyal medya üzerinden satış yaparak kendi girişimlerini başlatabiliyor. Kursiyerler hem öğreniyor hem de Kıyafet Evine destek oluyor MERCEK’in giyim atölyeleri, aynı zamanda sosyal dayanışmaya da katkı sunuyor. Kursiyerler, belediye tarafından sağlanan kumaşlarla 5-13 yaş arası çocuklar için kıyafetler dikerek Kıyafet Evine destek oluyor. MERCEK Koordinatörü Gül Kadem Maya, Giyim Üretim Teknolojileri alanında toplam 12 kursun aktif olduğunu belirterek, Yenişehir, Halkkent, Hal ve Karacailyas şubelerinde giyim üretim kurslarının sürdüğünü söyledi. Maya, "Eğitimlerimiz temelden ileri seviyeye kadar gruplarla devam ediyor. Kursiyerlerimizin seviyelerini belirleyerek uygun gruplara yerleştiriyoruz" dedi. Maya, kursların istihdama olumlu katkı sunduğunu vurgulayarak, "Overloktan reçme makinesine, kalıp çıkarmadan kesime kadar birçok alanda eğitim veriyoruz. Sıfırdan başlayıp tekstil sektöründe iş bulan kursiyerlerimiz var. Kendi evinde üretim yapan ya da sosyal medya üzerinden satış yaparak marka oluşturan kursiyerlerimiz de mevcut" diye konuştu. "2,5 ayın sonunda kursiyerler kendi kıyafetlerini dikebiliyor" Yenişehir MERCEK’te Giyim Üretim Usta Öğreticisi Pınar Fidanoğlu, eğitim sürecine ilişkin, "Önce makine kullanımıyla başlıyoruz. El hakimiyeti geliştikten sonra kumaş dikimine, ardından kalıp hazırlamaya geçiyoruz. Kursiyerler, kendi bedenlerine göre kalıp çıkarıp tasarladıkları modeli uyguluyor. Yaklaşık 2,5 ay sonunda kendilerine kıyafet dikebilecek seviyeye geliyorlar" dedi. "Kurs sayesinde sosyalleşiyor, üretime katılıyoruz" Kursiyerlerden Özlem Sağlam, MERCEK’te birden fazla eğitim aldığını belirterek, "Hem öğreniyoruz hem de keyifli zaman geçiriyoruz. Sosyalleşmek için de çok güzel bir ortam" ifadelerini kullandı. Dikişe ilgisi olduğunu söyleyen Yasemin Rahat, "Kısa sürede çok şey öğrendim. Kendime, eşime ve çocuğuma kıyafet dikebiliyorum" diye konuştu.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
04 Aralık 2025 Perşembe- 09:23
Siirt’te bu okul fabrika gibi çalışıyor: Yıllık 2 milyon ciro
2
03 Aralık 2025 Çarşamba- 12:51
Kütahya’da akşam çiftçi toplantıları başladı
3
06 Aralık 2025 Cumartesi- 11:27
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü personeline silah eğitimi
4
23 Kasım 2024 Cumartesi- 09:11
Serebral palsi hastası öğretmen 22 yıldır öğrencilerine ’rehber’ oluyor
5
03 Aralık 2025 Çarşamba- 12:27
Polisten 500 öğrenciye SİBERAY egitimi
23 Kasım 2025 Pazar - 12:43
Görme engeline inat başarıya yürüyen öğretmen: Şimdi özel öğrencilerine rehberlik ediyor
Kırıkkale’de özel eğitim uygulama okulunda rehber öğretmeni olarak görev yapan görme engelli İsmail Üstün, kendi yaşam deneyiminden aldığı güçle öğrencilerinin dünyasına dokunarak onlara yön veriyor. Üstün, özel eğitimde görev yapmanın kendisi için "öğretmenlik mesleğinin adeta zirve yaptığı yer" olduğunu belirtti. Kırıkkale Mehmet Işıtan Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda 20 yıldır görev yapan rehberlik öğretmeni İsmail Üstün (44), doğuştan gelen görme engeline rağmen mesleğini ilk günkü heyecanla sürdürüyor. 1981’de Kırıkkale’de dünyaya gelen Üstün, ailesinin yönlendirmesiyle ilkokul ve ortaokulu Görme Engelliler Okulu’nda tamamladı. Liseyi Keskin’de bitiren Üstün, daha sonra Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü’nü kazanarak 2005 yılında mezun oldu. Göreve Tekirdağ’da başlayan Üstün, 5 yıllık hizmetin ardından memleketi Kırıkkale’ye dönerek yaklaşık 15 yıldır özel eğitim öğrencileriyle çalışıyor. Her sabah sınıfa adımını atan Üstün, öğrencilerinin sesleriyle dünyasının renklendiğini söylüyor. Özel eğitimin sabır, sevgi ve anlayış gerektiren bir alan olduğuna dikkat çeken Üstün, engellerin aşılabileceğini kendi yaşam hikâyesiyle öğrencilere gösteriyor. 20 yıldır yüzlerce öğrencinin hayatına dokunan görme engelli öğretmen, hem rehber hem rol model olarak özel eğitim sınıflarında iz bırakmaya devam ediyor. "Ailem beni okumaya yönlendirdi" Üstün, yaşadığı zorlukları öğrencilerine rehberlik etmeye dönüştürdü. Doğuştan görme engelli olan Üstün, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminden itibaren eğitim hayatını kararlılıkla sürdürdüğünü ve özel eğitimi gönülden seçtiğini söyledi. Doğuştan görme engeli bulunduğunu ifade eden Üstün, "1981 Kırıkkale doğumluyum. Doğuştan gelen görme engelim vardı. Ailemin bilinçli tutumu ve bu durumu erken yaşta kabullenmeleri sayesinde küçük yaşlardan itibaren beni okumaya yönlendirdiler. Görme Engelliler Okulu’nda ilkokul ve ortaokulu okudum. Liseyi Keskin’de tamamladım. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi’ni kazanarak Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden 2005 yılında mezun oldum ve göreve başladım" dedi. "Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarla çalışmak bambaşka bir duygu" Tekirdağ’da 5 yıl görev yaptıktan sonra memleketine dönerek Kırıkkale’de hizmet etmeyi tercih ettiğini anlatan Üstün, Kırıkkale Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladığını kaydetti. Yaklaşık 15 yıldır özel eğitim okulunda görev yaptığını belirten Üstün, özel eğitimi seçme nedenini ise şu sözlerle anlattı: "Çünkü ben de özel eğitim ihtiyacı olan bir bireydim. Ailemle birlikte yaşadığımız sıkıntılar kolay değildi. Akranlarım gibi her kaynağa, her mekana kolayca erişemiyordum. Benim gibi olabilen, benim gibi hissedebilen öğrencilere ve benim ailem gibi zorluk yaşayan ailelere yardımcı olmak istedim. Bu tamamen gönülden gelen bir şey; yoksa herhangi bir okula atanabilir ve orada da severek çalışabilirdim. Elbette her okulda görev yapmak çok mukaddes, çok kutsaldır. Ancak özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarla çalışmak bambaşka bir duygu. Öğretmenlik mesleğinin adeta zirve yaptığı yer diyebiliriz." Özel eğitim alanındaki görevinin kendisine büyük anlam kattığını belirten Üstün, "Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarla hemhâl olabilmek, onlarla vakit geçirebilmek ve bir rehber öğretmeni olarak onlara gerçekten rehberlik edebilmek; mesleğimi tam anlamıyla icra ettiğimi hissettiriyor" dedi.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:28
Göz teması olmasa da gönül bağı kurup öğretiyorlar
Görme engelli öğretmenler öğrencileriyle göz teması kuramasa da kurdukları gönül temasıyla hiçbir engel yaşamadan eğitim-öğretim hizmeti veriyor. Sivas’ta Halk Eğitim Merkezi’nde öğretmenlik yapan görme engelli Selman Devecioğu ve Hayri Yılmaz, mesleki başarıları ve azimleriyle dikkat çekiyor. Ders anlatırken öğrencileriyle göz teması kuramasalar da kurdukları gönül bağıyla tüm engelleri ortadan kaldırıyorlar. Sivas Halk Eğitim Merkezi Akşam Okulu’nda sınavlara hazırlık kursları başta olmak üzere birçok alanda ders veren görme engelli öğretmenler, mesleklerine olan aşklarıyla görme engelli diğer bireylere de hem örnek oluyor hem de umut veriyorlar. Selman Devecioğu, 2014 yılından bu yana mesleğini severek yaptığını belirterek "Öğretmenlik engelli engelsiz herkesin yapabileceği kutsal mesleklerden birisidir. Öğretmenlik yaparken en büyük beklentimiz herhangi bir önyargı ile karşılaşmamaktır. Öğretmen olabilmek için engelli adaylar da engelli olmayan adaylar da aynı yollardan geçiyor. Öğrencilerimize kavuşma isteğimiz hepimiz için de aynı. Aynı düzey sınavlardan geçerek öğretmen oluyoruz. Öğretmen olduktan sonra da insanları engelli veya engelli olmayan bireyler olarak değil de herkesi bir insan olarak görmek ve değerlendirmek lazım" dedi. "Göz teması kuramamak engel olmuyor" Devecioğlu, öğrencileriyle göz teması kuramamanın kendileri için engel teşkil etmediğini ifade edip, "Bugüne kadar beni inciten ve kıran bir öğrencim olmadı. Bana, ‘Öğrencilerinle göz teması kuramayınca sıkıntı olmuyor mu’ diye soranlar oluyor. Yetişkin öğrencilere eğitim veriyoruz. Gönüller birbirine uyduğu zaman göz temasına gerek kalmıyor. Gözlerimizle yaşadığımız ufak tefek sorunlar oldu ancak bunlar hiçbir zaman disiplini bozacak seviyeye ulaşmadı. Bir öğrencimin sınıfta telefonla oynadığını hissedebiliyorum ve uyarıyorum. Mesleğe ilk başladığım zamanlarda öğrencilerimden biri sınıfta makyaj yapıyordu, bunu ojenin kokusundan anlayıp öğrencime gülerek ‘Makyaj mı yapıyorsun’ diye sordum. O da çok şaşırmıştı, ‘Hocam siz nasıl gördünüz’ diye. Eğer görme engelli bir öğretmenseniz sınıf hakimiyetini sağlayabilmek için dört duyu organınızın çok iyi olması lazım. Ben bütün engelli öğretmenlerimize her zaman söylüyorum. Hangi duyu organımız engelli olursa olsun diğer duyu organlarınızı geliştirmeye bakın ki sınıf hakimiyetiniz iyi olsun" diye konuştu. "Öğretmenler günü bizim için daha fazla önem arz etmeli" Görme engelli öğretmen Hayri Yılmaz, öğretmenler gününün kendileri için daha fazla önem arz etmesi gerektiğine dikkat çekip, "2017 yılından itibaren öğretmen olarak görev yapıyorum. Sivas Halk Eğitim Merkezi’nde çeşitli kurslar açarak mesleğime devam ediyorum. Görme engelli bir birey olunca dışarıda ‘öğretmenim’ dediğiniz zaman bir şaşkınlık nidası ile karşılaşabiliyoruz. İster istemez attığımız adımlarda teknolojiden sıkça faydalanıyoruz. Derslerimizde bilgisayar temelli eğitimler vermek zorundayız. Öğrenciye akıllı tahta ve projeksiyon yardımı ile aktarmamız gerekenleri aktarmaya çalışıyoruz. Öğretmenler Günü bütün öğretmenler için önem arz eden bir gün. Görme engelli öğretmenlerimiz ve diğer engelli öğretmenlerimiz için daha fazla önem arz etmesi gereken bir gün. Bugün toplumla iletişimi güçlendirmek, öğretmen ve öğrenci arasındaki bağı güçlendirmek için kullanılması gereken bir gün. Öğrencilerimiz sağ olsunlar bizlere değer verdiklerini hissettiriyorlar. İdarecilerimiz de bugünle alakalı çeşitli faaliyetler düzenleyerek bizim de bir öğretmen olarak hissetmemiz için ellerinden geleni yapıyorlar" şeklinde konuştu.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:26
Sultangazi’de anlamlı Öğretmenler Günü yürüyüşü: Şehitler ve Gazze de ki kadınlar unutulmadı
Sultangazi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, yaklaşan Öğretmenler Günü öncesinde düzenlediği orman yürüyüşüyle hem Gürcistan’da ki şehitlerimiz, hem de Gazze’de katledilen kadınlar unutulmadı.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:16
‘Kitap Kaşifleri Kulübü’ minik öğrencileri kitap okumaya yönlendiriyor
Van’ın Edremit ilçesindeki Salih Yıldız Ortaokulu Rehberlik Öğretmeni Erkan Görmüş, kurduğu ‘Kitap Kaşifleri Kulübü’ ile minik öğrencilere okuma kültürünü aşılayıp farklı bakış açısı yakalamalarını amaçlıyor. Kitap Kaşifleri Kulübünde ilk olarak 11-13 yaşındaki 20 öğrenciyle kitap okumaya başladıklarına dikkat çeken Görmüş, "Her ay bir çocuk kitabı belirliyoruz. Bu kitabımızı da sonraki ayın ilk haftasında okul saati dışında belirlediğimiz bir gün ve saatte tahlilini yapıyoruz. Okulumuzda benimle birlikte Türkçe öğretmenimiz Nazlı Serdar Taş moderatörlük yapıyor. Kitap üzerine sohbeti daha çok öğrenciler kendi aralarında beyin fırtınası yaparak değerlendiriyor. Bu çalışmadaki amacımız, öğrencilerin kitap okumaya ilgilerini artırmak ve tahlil yaparak farklı bakış açısı fark etmelerini sağlamaktır" dedi. Kulübe katılan öğrenciler ise çok güzel bir uygulama olduğunu belirterek, arkadaşlarının da bu tür bir okuma faaliyetine katılmasını tavsiye ettiler.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:12
Depremde 92 öğrencisini kaybeden öğretmen acı dolu süreci anlattı
Kahramanmaraş merkezli depremlerde 117 öğrencisinden 92’sini kaybeden kişisel gelişim uzmanı ve eğitim gönüllüsü öğretmen Metin Acıpayam, "Her 24 Kasım geldiğinde acımız tazeleniyor. 92 canımızı, bu ülkenin 92 geleceğini kaybettik" dedi. Kahramanmaraş’ta yaşayan öğretmen Acıpayam depremde hayatını kaybeden 97 öğrencisinin bulunduğu mezarlığı ziyaret etti. Deprem döneminde en büyük acıyı çocuklarla birlikte yaşadıklarını belirten Acıpayam, 24 Kasım Öğretmenler Günü yüreklerinin yandığını belirtti. Öğretmen Acıpayam, "Bir çocuk bir ülkenin geleceği demek. Biz 92 geleceği kaybettik. Her 24 Kasım’da, her 6 Şubat’ta mezarlıklarını ziyaret ediyoruz. Onların hatıralarını yaşatmaya çalışıyoruz. Enkazdan kalan defterleri, kalemleri, kitapları küçük bir müzede sergilemek için hazırlıyoruz. Anne babalardan sonra bu acıyı en çok öğretmenler yaşadı. Çünkü öğretmenler çocukların hayatında ikinci sıradadır. Hüzünle öğretmenler günümüzü kutluyoruz" ifadelerini kullandı. ‘Ölüm şiiri yazan öğrencim ölümü tattı’ Depremden kısa süre önce ölüm üzerine şiir yazmak isteyen bir öğrencisinin hikâyesini anlatan Acıpayam, "O çocuğum çok güzel bir şiir yazmıştı. Ben de ona edebiyatımızın ölüm şairi Cahit Sıtkı’yı örnek göstermiştim. 6 Şubat gösterdi ki o çocuk şiiri yazmakla kalmadı, ölümü bizzat tattı. Bir başka öğrencimiz de deprem anında bana ‘Hocam iyi misiniz?’ diye mesaj attı. Çok değerliydi. Enkazdan çıkardık ama bacağını kaybetti. Yaklaşık 15 gün sonra vefat etti" diye konuştu. ‘İsmi olan bir mezarlığa gömmek bile mutluluktu’ Depremde ailesini kaybeden ve kimsesizler mezarlığına gömülme riski taşıyan birçok çocuk için mücadele verdiklerini vurgulayan öğretmen, "Bu çocukların anne babalarının kim olduğunu bulmak, kayıtlarını çıkarmak için uğraştık. İsmi olan bir mezarlığa defnedilmeleri bile bizi mutlu etti. Resmi kayıtlara yansımayan 24 kayıp çocuk var. Ne biz bulabildik ne de devlet kayıtlarında yer aldı. Onların mücadelesini de hâlâ veriyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:09
Başkan Erdoğan; Toplumsal değerlerin kaynağında öğretmenlerimizin yaktığı ışık vardır"
DENİZLİ (İHA) – Eğitim camiasının 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Uğur Erdoğan, öğretmenleri ‘Türkiye’nin geleceğini inşa eden mimarlar’ olarak nitelendirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Milletleri kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir" sözünü hatırlatan Başkan Erdoğan, eğitimi ve eğitimcileri her zaman önemsediklerini ve desteklerini vurguladı. Başkan Erdoğan, mesajında; Atatürk’ün bizlere emanet ettiği; çağdaş, bilgiyi rehber alan, akıl ve bilim yolunda ilerleyen Türkiye’nin temeli öğretmenlerin omuzlarındadır. Bu şehrin ticaretinde, sanayisinde ve toplumsal gelişiminde onların emeği vardır. Tüm öğretmenlerimize minnettarız" diyen DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, Denizli Ticaret Odası olarak eğitimi ve eğitimcileri her zaman önemsediklerini ve desteklerini ifade etti. Başkan Erdoğan, "Teknolojiyle hızla dönüşen dünyada, öğretmenlerin rolü daha da kritik bir hâle gelmiştir. Bir ülkenin üretim gücünden girişimcilik ruhuna, ticari vizyonundan toplumsal dayanışmasına kadar her değerin kaynağında öğretmenlerin yaktığı ışık vardır. Denizli Ticaret Odası olarak üretimin de ticaretin de eğitimle güçleneceğine inanıyoruz ve öğretmenlerimizin emeğini, alın terini ve değerini her platformda savunuyoruz. Başta Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bugün artık aramızda olmayan tüm öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anıyor; görevini özveriyle sürdüren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz" dedi.
23 Kasım 2025 Pazar - 11:08
Denizli Milli Eğitim Müdürü Çalışkan; "Öğretmenliğe meslek desek de aslında bir ömürdür"
Denizli İl Milli Eğitim Müdürümü Emre Çalışkan, Öğretmenler Günü mesajında; "Öğretmenlikte; sevgiyi sakınmak, bilgiyi saklamak, hoşgörü ve sabırdan ayrılmak yoktur. Kendinden tükenirken öğrencilerinle çoğalmak vardır" dedi. İl Milli Eğitim Müdürümü Emre Çalışkan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı. Meslektaşlarının gününü kutlayan Çalışkan, "Öğretmenliği birkaç cümlenin süslü ifadelerinde anlatmak kifayetsizliktir aslında. Çünkü ne söz yeter dolu dolu anlatmaya ne de büyük teşekkürler yeter bu fedakârlığın altından kalkmaya. Öğretmenliğe meslek desek de aslında bir ömürdür. Kalem tutmayı bilmeyen ellerin emanet edildiği, bir harfin kırk yıllık ağırlığının taşındığı, öğrencilerimizin bir evlat gibi büyütüldüğü daimi bir öğrenciliktir. Yaşı ne olursa olsun, 7’den 70’e, bilgi için vatan için hizmet etmektir. Çok sevdiği evladını emanet eden anne-babanın telaşını yüklenmektir. Gönül koymadan, zorluklara aldırmadan çalışmaya devam etmektir. Çünkü öğretmen bilir ki, bugünün çocukları yarının büyükleridir. Öğretmenlikte; sevgiyi sakınmak, bilgiyi saklamak, hoşgörü ve sabırdan ayrılmak yoktur. Kendinden tükenirken öğrencilerinle çoğalmak vardır. Bir insanın, koca bir dünyayı değiştireceğine olan inanç vardır. Bu nedenle her çocuğumuz özel, her insanımız kıymetlidir. Ve tüm öğrencilerimiz, bizim en kıymetli emanetimizdir. Milli Eğitim Bakanlığımızın hayata geçirdiği Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli uygulamalarında da önceliğimiz budur. Köklerden geleceğe kendine güvenen bireyler yetiştirmek ve varlığıyla gurur duymak. Çünkü bizler, insanlık tarihini değiştiren nice büyüklerin evlatlarıyız. Nice kazanılmaz denilen mücadelenin nesilleriyiz. Nice bilgiyi dünyaya hediye edenlerin torunuyuz. Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi bilen, en küçük çakıl taşından toprağa köklenen fidanına hürmet gösterenleriz. Bu kadim bilgeliği taşıyan milletimiz çok kıymetli ve içinden yetişen öğretmenlerimizin sorumluluğu da çok büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin Denizli’den parlayan yıldızları değerli öğretmenlerimiz, 24 Kasım Öğretmenler Günümüz kutlu olsun" ifadelerini kullandı.
23 Kasım 2025 Pazar - 10:47
Vefat eden öğretmenler için Aydıntepe’de mevlit okutuldu
Aydıntepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Aydıntepe Merkez Camii’de ebediyete irtihal eden öğretmenler için Mevlid-i Şerif okutuldu. Programa İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Bilgin’in yanı sıra ilçedeki birim amirleri ve öğretmenler katıldı. İlahilerin seslendirildiği, vefat eden öğretmenlerin rahmetle anıldığı mevlit programında, İlçe Müftüsü Yakup Halil tarafından dualar yapıldı.
23 Kasım 2025 Pazar - 10:45
3 Müzik öğretmeni bir araya geldi, çocuklar söyledi, onlar ‘İyi ki öğretmenim’ dedi
Yozgat’ta görev yapan üç fedakâr müzik öğretmeni, çocuklara müziğin çok sesli dünyasını açmak amacıyla gönüllü bir girişim başlattı. Üç öğretmen bir araya gelerek, tamamen gönüllülük esasına dayanan Polifonik Çok Sesli Çocuk Korosu kurdu. Üç müzik öğretmeni, müziğin birleştirici gücünü kullanarak Yozgatlı çocukların sanatsal gelişimine katkıda bulunmayı hedefledi. Yoğun mesai saatlerinin ardından gönüllü olarak bir araya gelen öğretmenler, koro için yaptıkları seçmelerle 8-14 yaş arasındaki yetenekli öğrencileri bir çatı altında topladı. Koro ile geçtiğimiz yıl 23 Nisan’da konser veren öğrenciler sahne deneyimi yaşarken öğretmenlerini de gururlandırdı. "Çocukların sahnedeki heyecanını görünce ‘İyi ki öğretmeniz’ diyoruz" Müzik Öğretmeni Kübra Mutlu Yozgat Polifonik Çok Sesli Çocuk Korosunu 3 öğretmenin hayaliyle oluşturduklarını söyledi. Mutlu, "Koro içerisinde çocukların, müziğin birleştirici gücünü kullanarak bir disiplin ve özgüven içerisinde birlikte üretim yapmaları, müziği icra etmeleri, koro içerisinde kendilerini keşfetmelerini sağlamayı hedefledik. Biz üç öğretmen gönüllü olarak çalışıyoruz. Polifonik çok sesli koro daha önce kurulmamış. Çocuklar birbiriyle iletişim halinde olsun, özgüven kazansınlar, sahne deneyimi kazansınlar istedik. Hedefimize ulaşma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Geçen yıl 23 Nisan’da ilk konserimizi verdik. Bizim için çok güzel bir ambiyans oldu. Öğrencilerimiz olmasaydı bizim mesleğimizin hiçbir anlamı olmazdı. Konser hazırlığı yaparken çok yoğun programlar içerisinde çalışıyoruz, çok yoruluyoruz. Çocukların sahnedeki heyecanı, özgüvenli duruşları, gülüşleri bizim bütün yorgunluğumuzu alıyor. O anda ‘İyi ki öğretmeniz, iyi ki bu işi yapıyoruz’ diye düşünüyoruz" dedi. "Konserdeki heyecanımız yaşamaya değer" Müzik Öğretmeni Belgüzar Akgül "Bu yolda çok mutlu, keyifli ve başarılı yürüdüğümüzü düşünüyorum. Mesleki anlamda konsere çıktığımız o an dizlerimizin titremesi, heyecan yaşamaya değer. Tadı hiçbir şeyle hiçbir alternatifle alınmayan şey. İnci gibi karşımıza dizildiler. Bizler eğitim aldığımız alanla onlara ne gerekiyorsa destek verdik. Güzel bir atmosfer oluşturduğumuzu düşünüyorum. Konser sonrasında öğretmenliğin hazzını hep birlikte yaşadık" ifadelerini kullandı. "Çocukların arasında ben de bir çocuğum" Müzik Öğretmeni Okan Bozkurt ise "Koromuzda piyano eşliklerini yazıyor ve düzenliyorum. Saatlerce vakit harcıyoruz, güzel bir iş çıkarmaya çalışıyoruz. Her eserde ayrı ayrı emeklerimiz var. Ben onlarla birlikte keyif alıyorum. Çocukları çok seviyorum onların arasında ben de bir çocuğum aslında. Genelde gülüyoruz, eğleniyoruz. Hocalarımdan çok şey öğrendim. Güzel bir proje yapmaya çalışıyoruz" cümlelerine yer verdi. Koroda yer alan öğrencilerden Yağmur Selin Uyar gönüllü öğretmenleri ve arkadaşları olmasa bu noktaya gelemeyeceklerini söyledi. Uyar, "Hepimiz evlerimizde şarkılar söylerdik. Burada konser ve sahne deneyimini yaşamak hepimiz için ayrı bir duygu. Başladığımızda 30 kişiydik. Şu an 50 kişiyiz. Hepimizin burada olması büyük bir başarı. Hocalarımız can bağımız, hepimiz aile gibiyiz" diyerek yaşadığı mutluluğu belirtti. Öğrenci velisi Terane Mehrevar torununu koroya getirdiğini belirtti. Mehrevar, "Torunum çok mutlu. Ondan önce ben kendim mutluyum. Böyle öğretmenler benim torunumla çalışıyor. Çocukluğumu hatırladım. Torunum evde de şarkılar söyler. Mutlu oluyorum. Öğretmenlerin zahmeti büyük. Çok teşekkür ederim" dedi. Veli Sevim Taşdemir 8 yaşındaki kızı Beren’in koroda olduğunu söyledi. Taşdemir, "Kızım koroya bu sene dahil oldu. İlimiz için çok güzel bir proje. Öğretmenlerimiz bunu gönüllülük esaslı yapıyorlar. Bu daha da kıymetli. Bizim için paha biçilemez bir değer. Kızım koroda olduğu için çok mutlu. Hocalarıma bu projeyi yaptıkları için teşekkür ediyorum" dedi. Veli Mehmet Nurdoğdu oğlu Çınar’ın koroya bu yıl dahil olduğunu ifade etti. Nurdoğdu, "Ben de her ebeveyn gibi çocuklarımın bir yeteneğe sahip olmasını isterdim. Koroya seçildiği için çok mutluyum. Burada yapılan çalışmayı görünce duygulanmamak elde değil. Kıymetli öğretmenlerimizin emekleri büyük. İnşallah güzel bir konserle bunu taçlandıracağız. Herkese teşekkür ederim" şeklinde konuştu. İlerleyen zamanda yarışmalara katılmayı hedefleyen koro ekibi, heyecanla provalarını sürdüreceklerini ifade etti.
23 Kasım 2025 Pazar - 10:18
Aydıntepe’de emekli öğretmene vefa ziyareti
24 Kasım Öğretmenler Günü kapsamında Aydıntepe’de uzun yıllar öğretmenlik yaparak çok sayıda öğrenci yetiştiren emekli öğretmen Nejdet Kardeş, evinde ziyaret edildi. Aydıntepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Bilgin ile Şube Müdürü Adem Saka, emekli öğretmene sürpriz ziyaret gerçekleştirerek, Nejdet Kardeş’in Öğretmenler Günü’nü kutladı. Bilgin, eğitime sunduğu katkılar dolayısıyla Kardeş’e teşekkür ederek, emeklerinin unutulmadığını vurguladı. Kardeş ise, nazik ziyaretlerinden ötürü Bilgin’e ve Saka’ya şükranlarını sundu.
23 Kasım 2025 Pazar - 09:52
BTÜ’den Türkiye’de bir ilk: Lise öğrencileri bir ay boyunca üniversiteli oldu
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) tarafından Türkiye’de ilk kez uygulamaya konulan "Tercihten Önce Üniversiteni Yaşa" projesi öğrencilerini ağırlamaya başladı. Lise son sınıf öğrencilerini tercih döneminden önce üniversite atmosferiyle buluşturan proje, gençlere meslek seçimlerini daha sağlıklı yapabilmeleri için gerçek bir kampüs deneyimi sunuyor. BTÜ ile Bursa İl Millî Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen proje kapsamında öğrenciler, tercih yapmalarının ardından not ortalamasına göre yerleştirildikleri bölümlerde bir ay boyunca derslere giriyor. Öğrenciler, üniversitenin kütüphane, laboratuvar, yemekhane ve sosyal alanları dâhil tüm imkânlarını tıpkı bir üniversite öğrencisi gibi kullanıyor. Kampüsteki günlük akışa dahil olan gençler, hem akademik ortamı yakından tanıyor hem de üniversite hayatını birebir deneyimliyor. Türkiye’de benzeri bulunmayan proje, öğrencilere üniversite yaşamını bizzat deneyimleme, ilgi alanlarını keşfetme ve meslek tercihlerine daha bilinçli karar verme fırsatı sunmasıyla dikkat çekiyor. "Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje" Üniversitede doğru tercih için projenin önemli olduğunu vurgulayan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Biz Üniversite olarak "Tercihten önce üniversiteni yaşa" projesine başlarken asıl hedefimiz, gençlerimiz hayatını planlarken tercihlerini doğru yapabilmesine odaklanmıştık. Biliyorsunuz öğrencilerimiz tercihlerini yaparken genelde başkalarının deneyimiyle tercih yapıyor. Biz kendileri tecrübe ederek tercih yapmalarına odaklandık. Dolayısıyla buradaki asıl hedef geleceğini planlayan gençlerimizin doğru tercih yapmalarına yardımcı olmak. Aslında projenin odak noktası kendilerini tanımak üzerine oturuyor. Lisedeyken üniversite ortamı görmeden kendini tanımamadan dolayı farklı ve kendisine uygun olmayan bölümleri tercih edebiliyor. Buradaki hedef öğrencinin kendisini tanıyıp en uygun bölümü seçmesine yardımcı olmak Dolayısıyla biz öğrencilerimize 5 bölüm tercih etme hakkı verdik. 1 bölüme yerleştiler ama diğer tercih ettikleri bölümlerin derslerine de girebilme imkanı sunduk. Aynı bizim kendi öğrencilerimiz gibi tüm imkanlardan faydalanarak üniversite ortamını, laboratuvarlara gitmeyi, derse katılmalarını hedefledik. Bu proje Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje, bu anlamda üniversite olarak da gururluyuz. İnşallah gençlerimiz faydalı bir süreç yaşamış olurlar" ifadelerini kullandı. "Her üniversitenin bu imkanı sağlaması lazım" Başkalarının deneyimlerinden yararlanmanın yetersiz olduğunu ve BTÜ sayesinde kendi üniversite tecrübesinin kazanan Muhammet Hamza Bayrak, "Bilgisayar mühendisliği düşünüyorum, dolayısıyla Bursa Teknik Üniversitesi’nde de bilgisayar mühendisliği bölümünü seçtim. Birçok derse girdim, dersler gayet güzel geçti. Bilgisayar mühendisliğine gittiğim zaman beni nasıl bir ortamın bekleyeceğini görmek çok iyi geldi. Burası çok güzel bir üniversite, imkanlara ve çok iyi hocalara sahipler. Bursa’da olması da önemli, İstanbul’dan sonra tercih edilebilecek en güzel şehirlerden biri. Bu da Bursa Teknik Üniversitesi’ne çok büyük bir artı katıyor. Bir yere gitmeden önce oradaki ortamı deneyimlemek her zaman daha iyidir. Ortaokuldan liseye geçerken çok bir fark olmayabilir ama liseden üniversiteye geçerken çok büyük farklar ortaya çıkıyor. Hem üniversite ortamını görmek, hem seçeceğiniz bölümü görmek tercihi büyük oranda etkileyebilir. Üniversiteye gitmek eğitimden sonraki hayatınızı şekillendiriyor. Belki 30 yıl seçtiğiniz mesleği yapacaksınız. 18 yaşındaki birine sen hangi bölümü seçmek istiyorsun demek yerine bu şekilde imkan sağlanması lazım" şeklinde konuştu. "BTÜ öğrencisi gibi hissediyoruz" Proje sayesinde sadece üniversite ortamı değil merak edilen birçok bölüm hakkında da bilgi aldığını söyleyen Büşra Ünsal, "Burada Denizcilik Fakültesi derslerine girdim. 5 tercih yaparak buraya geliyoruz ama tercih etmediğimiz bölümlerin derslerine de girebiliyoruz. Diğer bölümler hakkında da bir fikrimiz oluşuyor. Üniversiteye gitmeden 1 yıl önce burada edindiğimiz tecrübe ile daha hazırlıklı olacağız. Mesela buraya gelmeden önce üniversite denince aklımıza anfi sınıflar, kampüs gibi heyecan verici şeyler aklımıza geliyordu. Buraya geldikten sonra hem daha eğlenceli hem de daha ciddiyetle yaklaşmamız gerektiğini öğrendik Burada girişte ve çıkışta okuttuğumuz kartlar burada bir öğrenciymiş gibi hissettiriyor" dedi.
23 Kasım 2025 Pazar - 09:50
Ordu’da 27 yıllık öğretmen, yetiştirdiği eski öğrencisiyle omuz omuza görev yapıyor
Ordu’nun Ünye ilçesinde yaşayan 51 yaşındaki Türkçe Öğretmeni Hanife Gül, yıllar önce dersine girdiği 32 yaşındaki eski öğrencisi Özel Eğitim Öğretmeni Songül Cüni ile aynı okulda omuz omuza görev yapıyor. Ünye Toki Ömer Çam Ortaokulu’nda görev yapan Türkçe Öğretmeni Hanife Gül, 18 yıl önce 63 kişilik kalabalık sınıflarda ders verdiği eski öğrencisi Toki Ömer Çam İlkokulu Özel Eğitim Öğretmeni Songül Cüni ile yıllar sonra aynı okul çatısı altında meslektaş oldu. Ortaokul yıllarında hocasının belirlediği imzasını taşıyan 10 yıllık öğretmen Songül Cüni, aynı okulda öğretmeniyle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyor. "Kalabalıkta fark edilebilen nadir öğrencilerdendi" Birlikte omuz omuza aynı okulda eski öğrencisi ve meslektaşı olan Songül Cüni’nin kalabalık bir ortamda kendisini fark ettirebilme başarısı olduğunu ifade eden Toki Ömer Çam Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Hanife Gül, "Ben 1998 yılında ilk öğretmenlik mesleğine başladım. 2000 yılında Ordu’nun Çaybaşı ilçesi İlküvez Mahallesinde bulunan okula tayin oldum. Songül ile tanışıklığımız yine o yıllara denk geliyor. O zamanki görevimde ben onun okulunda 3 yıl boyunca Türkçe derslerine girdim. Songül’ün eğitim gördüğü yıllarda çocukların öğrenim görme şartları oldukça zordu. Biz 63 kişilik sınıflarda ders verdik. Songül’ünde sınıfı bayağı kalabalıktı. Songül’ü de o yıllardan derslerinde düzenli, tertipli ve özellikle uyumlu bir öğrencim olarak hatırlıyorum. Öğrencilerin, o kadar kalabalık ortamlarda kendilerini iyi hissettirmeleri ve öğretmenlerine fark ettirmeleri oldukça zordu. Songül ise bunu başarabilen çocuklarımdan bir tanesidir. Ben de onu tebrik ediyorum" dedi. "Aynı okulda öğretmenlik görevini yapıyor olmak gerçekten büyük bir gurur" Yıllar sonra öğrencisi Songül Cüni ile aynı okulda, aynı mesleği yapıyor olmanın kendisi için büyük bir gurur olduğunu ifade eden Hanife Gül, "Hayatın değişik sahalarında mezun ettiğimiz öğrencilerle arada sırada karşılaşıyoruz. Bu bizde çok güzel bir duygu oluşturuyor. Songül’de yıllar sonra aynı okulda karşılaşmış olmak ve aynı öğretmenlik görevini yapıyor olmak gerçekten büyük bir gururdur. Hatta biz bir gün yıllar sonra Songül ile bir markette karşılaştık. Songül bana benim görev yaptığım Toki Ömer Çam Ortaokulu’nu tercih yaparak isteyeceğini söyledi. Ben de o anda mutlu oldum. Daha sonra seminer döneminde Songül’ün adını listede gördüğümde onun okulumuza tayin olduğunu öğrendim. Ben de okuldaki arkadaşlarıma o benim eskiden öğrencimdi bu okula gelecek diyerek sevincimi paylaştım. Gün içerisinde Songül özel eğitim öğretmeni olduğu için çok fazla görüşemiyoruz okulda ama, sadece teneffüslerde ve sabahları okula geldiğimizde birbirimizle karşılaşıyoruz. Songül ve arkadaşlarına ders verdiğim yıllarda sınıflarına özgü yazmış olduğum bir şiir var. Ben güzel bir meslek sahibi olan Songül öğrencimin yeni ve güzel nesiller yetiştireceğine inanıyorum" diye konuştu. "Öğretmenimle aynı okulda görev yapmak benim için büyük bir fırsattır" Mesleğinde onuncu yılında yeni atamayla öğretmeniyle aynı okulda göreve başlamanın mutluluğunu yaşayan Toki Ömer Çam İlkokulu Özel Eğitim Öğretmeni Songül Cüni, "Önceden Tekirdağ ve Ağrı’da çalıştım. Ünye’de ise dördüncü yılım oldu. Toki Ömer Çam İlkokulu’na ise bu sene daha yeni atandım. Hanife hocamın bu okulda görev yaptığını bilmiyordum. Hanife hocamla bir gün markette karşılaştık. O zaman ben okul tercihlerimi yapmıştım. Hanife hocamın bu okulda görev yaptığını bilmiyordum. Hocam da bana ben de o okulda görevliyim dediğinde kendimi çok güvende hissettim. Orada tanıdık birilerinin olması ve Hanife hocamın orada olması beni duyduğumda çok mutlu etti. Öğretmenimle aynı okulda görev yapmak benim için büyük bir fırsattır. Hem kişisel olarak hem de mesleki anlamda beni çok motive ediyor. Tabi burada hocamın olması beni çok gururlandırıyor. Hanife hocam çok sakin ve hoşgörülü bir insandır" şeklinde konuştu. Sınıf defterine attığım her imzada Hanife hocamın izi var" Öğretmeni Hanife Gül’ün emeğini hayatının her noktasında hissettiğini ve bu durumun en güzel örneğinin ise kullandığı imzada olduğunu ifade eden Özel Eğitim Öğretmeni Songül Cüni, "Ben özel eğitim öğretmeni olarak, bizim ilk ve en önemli amacımız öğrencimizle bir gönül bağı kurmaktır. Ben öğrencilerimle gönül bağı kurmakta hiç zorlanmadım. Çünkü bunu yıllar öncesinde Hanife hocam sayesinde deneyimlemiştim. Her yeni okul öğretmen için daima yeni bir sayfadır. Ben bu okula Hanife hocamla ilk başladığımda çevrem bana ne kadar şanslı olduğumu söylemişti. Ben hocamın emeğini hayatımın her noktasında hissediyorum. Çünkü bu gün sınıf defterine attığım her imzada Hanife hocamın izi vardır. İmzamızı ben o ortaokul yıllarında hocamla birlikte belirlemiştik. Ve ben de hala hocamla beraber belirlediğim o imzamı kullanıyorum" ifadelerini kullandı.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder