EKONOMİ
Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasına giren SANKO’nun 4 şirketi ödüllendirildi 21 Aralık 2025 Pazar - 15:18:49 Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından düzenlenen Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreninde Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasına giren 4 SANKO şirketine başarı plaketi takdim edildi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Sahnesi’nde düzenlenen törendeki konuşmalarında, Gaziantep ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Konuşmaların ardından, İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye’nin 500 büyük ve ikinci 500 büyük sanayi kuruluşu arasına giren GSO üyesi firmalara ödül verildi. GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, ödül alan firma temsilcilerine ödülleri protokol üyeleriyle birlikte sundu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasındaki ÇİMKO Çimento’nun ödülünü ÇİMKO Çimento CEO’su Dr. Önder Kırca’ya, SANKO Tekstil’in ödülünü ise SANKO Tekstil Genel Müdürü Gökhan Aydın’a takdim etti. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasındaki SANKO Enerji’nin ödülü SANKO Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yiğitcan Konukoğlu’na, Süper Film Ambalaj’ın ödülü de Süper Film Ambalaj Genel Müdürü Ozan Güven’e AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül tarafından verildi. İstanbul Sanayi Odası tarafından, şirketlerin 2024 yılı üretimden net satışlar baz alınarak yapılan araştırmaya göre, ÇİMKO Çimento ve Beton 94’üncü, SANKO Tekstil İşletmeleri 177’nci, Süper Film Ambalaj 306’ncı, SANKO Enerji ise 337’nci sırada yer almıştı.
21 Aralık 2025 Pazar - 12:29 DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Avrupalı turistlerin dönüşüyle 2026 Pamukkale ve Karahayıt için yıldız yıl olacak
17 Kasım 2025 Pazartesi - 13:08 Avrupalı turistlerin dönüşüyle 2026 Pamukkale ve Karahayıt için yıldız yıl olacak UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Pamukkale ve Karahayıt termal suları son dönemlerde Avrupa ülkelerin ilgisi çekmeye başladı. Avrupa tur şirketlerinin bölgede faaliyet gösteren otellerle yeni sözleşmeler imzalaması ve 2026 rezervasyonlarına sezon öncesi gösterilen ilgi 2026 yılının Pamukkale ve Karahayıt için yıldız bir yıl olacağına işaret ediyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Pamukkale Hierapolis Örenyeri, her yıl yaklaşık 2,5 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Genel olarak yereli turistleri ve Uzak Doğu ülkelerinden ve Latin ülkelerinden turistleri ağırlayan Pamukkale ve Karahayıt artık Avrupa ülkelerinin de dikkatini çekiyor. Son yıllarda Avrupa ülkeleri tarafından gösterilen ilgi Avrupa tur şirketlerininde dikkatini çekerek bölgedeki oteller ile yeni sözleşmeler imzalamaya başladı. Uzak Doğu ve Latin ülkelerinin yanı sıra artık Avrupa ülkelerinden turist kafilelerini ağırlamayı hazırlanan Pamukkale ve Karahayıt için 2026 yılında ziyaretçi sayısının rekor kırması bekleniyor. 2026 yılı için Pamukkale ve Karahayıt’a ilginin yoğun olduğunu ve bölgede faaliyet gösteren birçok otelin 2026 rezervasyonlarını doldurduğunu belirten Adempira Termal Otel Genel Müdürü Recep Altuntaş, "2026 yılı sezonunda Ocak, Şubat ve Mart aylarına olan ilgi yoğun ama Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarının rezervasyonlarında geçen yıla kıyasla bir düşüş var ama sezon gelinde güzel bir ilgi var. Sezon geneline bakıldığında bölgedeki tüm otellerimiz hemen hemen dolu. Yıl sonuna kadar yoğun bir ziyaretçiyle sezonu tamamlayacağımıza inanıyoruz. 2026 yılının Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yani son baharda ziyaretçi sayısında rekor kıracağımıza inanıyoruz. Kış sezonunda da iç pazar adı verdiğimiz etken devreye giriyor. Yılbaşı tatili, sevgililer günü ve okulların yarı yıl tatiline girmesi gibi özel günler kış sezonunu hareketlendiriyor" dedi. Son dönemlerde Avrupa ülkelerinden bölgeye yoğun ilgi göstermeye başladığını ifade eden Recep Altuntaş, "Pamukkale ve Karahayıt Termal kaplıcalarına son dönemlerde, Uzak Doğu ve Latin ülkelerinden yoğun bir ilgi var. Önceden Avrupa ülkelerinden çok bir ilgi görmüyorduk ama yine son dönemlerde oralardan da yeni misafirlerimiz ilgi göstermeye başladı. Bölgemizde yeni tur şirketlerin anlaşmalar yapıyor. Bölgemize yeni şirketlerin gelmesinin de 2026 sezonuna büyük katkı sağlayacağına ve yıldız bir sezon yaşayacağımıza inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Fırat EDAŞ, zorlu kış şartlarına karşı sahada önlemlerini aldı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:57 Fırat EDAŞ, zorlu kış şartlarına karşı sahada önlemlerini aldı Fırat EDAŞ, zorlu mevsim koşullarına karşı saha ekipleri ve operasyon ağıyla Doğu Anadolu’da kesintisiz enerji sağlamak için çalışmalarına devam ettiğini duyurdu. Doğu Anadolu Bölgesi’nde kesintisiz elektrik dağıtım hizmeti sunan Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. (Fırat EDAŞ), zorlu kış şartlarına karşı hazırlıklarını tamamladı. Bölgenin sert iklim koşullarına rağmen enerji arzında kesinti yaşanmaması için sahadaki tüm ekip ve ekipman gücüyle koordineli biçimde çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan açıklamaya göre; bölge genelinde 589 arıza, onarım ve bakım çalışanı, 200 araç, 2 mobil trafo ve 100 mobil jeneratör ile 7/24 görev başında olan şirket, geniş operasyon ağı sayesinde enerji sürekliliğini güvence altına alıyor. Fırat EDAŞ yetkilileri, hava koşullarının en zorlu olduğu dönemlerde dahi abonelere güvenli ve sürdürülebilir enerji ulaştırmak için kararlılıkla çalıştıklarını vurguladı. Şirketten yapılan açıklamada, "Fırat EDAŞ olarak önceliğimiz, mevsim koşulları ne olursa olsun enerjinin sürekliliğini sağlamak. Bölgemiz coğrafi yapısı ve iklim koşulları açısından zorlu bir bölge olsa da saha ekiplerimizin özverili çalışmaları ve güçlü operasyon altyapımız sayesinde vatandaşlarımızın yaşam konforunu kesintisiz enerjiyle desteklemeye devam ediyoruz. Kış aylarına yönelik tüm hazırlıklarımızı tamamladık; olası riskleri önceden tespit ederek gerekli bakım ve güçlendirme çalışmalarını planlı bir şekilde gerçekleştirdik. Hedefimiz, her zaman olduğu gibi bu kış da bölge halkına güvenli, kaliteli ve sürdürülebilir enerji sunmak" ifadelerine yer verildi.
Garanti BBVA ve Togg iş birliği ile dijital taşıt kredisi entegrasyonu
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:44 Garanti BBVA ve Togg iş birliği ile dijital taşıt kredisi entegrasyonu Garanti BBVA, Togg ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında tüzel müşterilerine yönelik dijital taşıt kredisi entegrasyonunu hayata geçirdi. Togg’un mobil uygulaması Trumore üzerinden araç seçimi yapan tüzel müşteriler, Garanti BBVA fiyatlamasıyla ön onay limitlerini görüntüleyebilecek, şubeye gitmeye gerek kalmadan mobil üzerinden kredi kullanımını tamamlayabilecek. Garanti BBVA, Türkiye’nin mobilite alanındaki önde gelen girişimlerinden Togg ile iş birliğini geliştirerek tüzel müşterilere özel dijital taşıt kredisi entegrasyonunu devreye aldı. Bu yeni süreç sayesinde tüzel müşteriler, Togg’un mobil uygulaması Trumore üzerinden araçlarını seçerken Garanti BBVA’nın kredi tekliflerini görebiliyor ve ön onay limitlerini görüntüleyebiliyor. Krediyi kullanmak istediklerinde ise mobil uygulamaya yönlenerek tüm süreci dijital olarak, şubeye gitmeye gerek kalmadan tamamlayabiliyor. Garanti BBVA Tüketici Finansmanı Direktörü Koray Öztopçu şunları söyledi: "Garanti BBVA olarak vizyonumuz, müşterilerimizin finansal yolculuklarının her adımında yanlarında olmak ve onlara en iyi deneyimi sunmak. Türkiye’nin önemli değerlerinden biri olan Togg ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği ile tüzel müşterilerimizin araç sahibi olma süreçlerini tamamen dijital, kolay ve erişilebilir bir hale getiriyoruz. Müşterilerimiz artık Trumore üzerinden araçlarını seçerken, kredi süreçlerini de hızlı ve güvenli bir şekilde dijital olarak tamamlayabiliyor. Biz bu entegrasyonu sadece bir finansman kolaylığı olarak değil, aynı zamanda müşteri deneyimini iyileştiren ve sürdürülebilir mobilite ekosistemine katkı sağlayan önemli bir adım olarak görüyoruz."
Malatya’da zirai donun etkileri için Üniversite ve Borsa arasında iş birliği protokolü imzaladı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:36 Malatya’da zirai donun etkileri için Üniversite ve Borsa arasında iş birliği protokolü imzaladı Malatya Ticaret Borsası ile İnönü Üniversitesi arasında ’Zirai Don Felaketinin Malatya’nın Sosyal ve Ekonomik Hayatına Etkisinin Analizi’ protokolü imzalandı. Ticaret Borsası’nda yapılan imza protokolüne Malatya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel, Dekan Yardımcısı Murat Sezik, İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur ve İktisat Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfur Bayat katıldı. 12 Nisan’da etkili olan zirai don olayının Malatya ekonomisine etkisini analiz etmek amacıyla hazırlanan projenin imza protokolünde konuşan Malatya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, "Türkiye genelinde 12 Nisan’da etkili olan zira don felaketinde Malatya etkilendi. İnönü Üniversitesi, zirai don sonrasında yaşanan her sıkıntıda bizlerle beraber iş birliği yaptı. Çok teşekkür ediyorum. 12 Nisan zirai don hadisesini 3 aşamada ele alacağımız bir çalışma yapacağız. Bu çalışmada birinci aşamada özellikle Malatya’da yaşanana zirai donun önce kayısı ağaçları üzerinde oluşturduğu etki, bununla beraber projenin ikinci aşamasında da özellikle zirai donun neden olduğu ekonomik kaybı, Malatya ekonomisine vermiş olduğu zararları hep beraber çalışacağız. Üçüncü aşamasında da bu projeyle zira donun sosyal etkisini ölçülmesini sağlayacağız. Bunu İnönü Üniversitesinden hocalarımızla araştırıp, raporlaştırıp yetkili kurumlara ileteceğiz, Malatyalılarla paylaşacağız" dedi. Başkan Özcan bu projenin zirai donun kayısı ağaçlarına, üreticilerin ve şehrin ekonomisine verdiği zararı ortaya koyacağını söyledi. Projenin ikinci paydaşı olan İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel ise, zirai don hadisesiyle birlikte büyük bir ekonomik kaybın olduğunun altını çizdi. Dekan Prof. Dr. Gökhan Tuncel, "Kayısının ekonomik girdisi şehrin can damarlarından birini oluşturuyor. Bu girdi birçok sektörü birbiriyle destekliyordu. Biz bu sektörlerin analizlerini yapmak istiyoruz. Hangi sektör nasıl etkilendi. Ekonomik etkiyle beraber sosyal açıdan da etkilenmeler oldu. Beyaz eşyanın alımından ev, otomobil ve hatta evlenmelere kadar bu süreçte etkilenmeler oldu. Bu tür sosyal etkilerin tamamını ele alan bir çalışma yapmak istiyoruz. Bundan sonraki süreçlere de rehberlik edecek bir çalışma olacak. Sahadan aldığımız veriler üzerine sistematik bir raporlama yapacağız. Burada kurumlar arası iş birliği önemli. Ticaret Borsası ile yakından çalışma imkânı bulduk. Bu çalışmaya sahip çıkılması lazım" diye konuştu.
Edremit zeytinyağı ve yeşil çizik zeytini için coğrafi işaret başvuruları başladı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:31 Edremit zeytinyağı ve yeşil çizik zeytini için coğrafi işaret başvuruları başladı Edremit Ticaret Odası tarafından yürütülen coğrafi işaret çalışmaları kapsamında "Edremit Zeytinyağı" ve "Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini" ürünleri için 2025-2026 yılı başvuru takvimi açıklandı. Edinilen bilgiye göre, coğrafi işaret başvurularında birinci dönem 5 Kasım - 25 Kasım 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu döneme ait numune alımları ise 25 Kasım - 25 Aralık 2025 tarihleri arasında yapılacak. İkinci başvuru dönemi 5 Mayıs - 25 Mayıs 2026 olarak belirlenirken, numune alımları 25 Mayıs - 25 Haziran 2026 tarihleri arasında tamamlanacak. "Edremit Zeytinyağı" coğrafi işareti için başvuru yapacak üreticilerden Tarım ve Orman Bakanlığı Edremit İlçe Müdürlüğünden alınacak güncel ÇKS belgesi, tasiriye (zeytin sıkım belgesi) faturası, fason sıkım ve dolum sözleşmeleri, müstahsil makbuzu, marka tescil belgesi ve işletme kayıt belgeleri talep edilecek. "Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini" başvurularında ise güncel ÇKS belgesi, işletme kayıt belgeleri, marka tescil belgesi, müstahsil makbuzu veya faturalar ile fason üretim ve dolum sözleşmeleri istenecek. Her iki ürün için de üretim izlenebilirlik takip belgelerinin ibraz edilmesi gerekiyor. Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin, coğrafi işaret sürecinin Edremit bölgesinin tarımsal değerlerine ulusal ve uluslararası ölçekte katkı sağlayacağını belirterek üreticileri başvuru dönemlerine ilişkin takvime dikkat etmeye çağırdı.
Balık tezgahlarına yakın markaj: 109 kişi ve işletmeye 2,5 milyon TL ceza
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:28 Balık tezgahlarına yakın markaj: 109 kişi ve işletmeye 2,5 milyon TL ceza Samsun’da İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri balık kaynaklarının korunması adına tezgahlardaki balık boylarını yakından denetiliyor. Ekipler, 2025 yılının 10 aylık döneminde yaptıkları 3 bin 384 denetimde 109 kişi ve işletmeye yaklaşık 2 milyon 432 bin TL ceza uyguladı. Samsun’da 45 kişilik bir ekiple su ürünleri denetimleri aralıksız sürerken, tezgâhlarda yasal boyun altındaki balıkları satanlara 7 bin 549 TL ile 1 milyon 511 bin TL arasında idari para cezası uygulanıyor. Kentte bu sezon yoğun olarak avlanan hamsilerin 10–11 santimetre boylarında olduğu, havaların soğumasıyla birlikte daha da yağlanıp büyümesinin beklendiği belirtiliyor. İl genelinde 1 Ocak–30 Ekim 2025 tarihleri arasında yapılan 3 bin 384 denetimde, kurallara uymayan 109 kişi ve kuruluşa toplam 2 milyon 432 bin TL ceza kesildi. "Balık tezgahlarında küçük boy balık gördüğünüzde ihbar edin" İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri Samsun Büyükşehir Belediyesi Balık Satış Pazarı’nda denetimler yaptı, balıkların boyunu ölçtü. Burada açıklamalarda bulunan Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, "Balık kaynaklarının korunması adına denetim faaliyetleri, böylesine potansiyeli olan bir ilde oldukça büyük önem taşıyor. Bu kapsamda İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzde görevli denetim ekipleri tarafından sürekli olarak kontroller gerçekleştiriliyor. Bu konuda 45 personelimiz görev yapıyor. Balıkçı barınaklarında, balık halinde, yol kontrollerinde ve perakende satış yerlerinde düzenli denetimler yapılıyor. Şu anda yoğun olarak avlanan balıklara baktığımızda hamsi ve istavrit avcılığının öne çıktığını görüyoruz. Son günlerde hamsinin de artmaya başladığını gözlemliyoruz. Bunun dışında mezgit ve barbuna da rastlamamız mümkündür. Denetim sayılarına baktığımızda; il genelinde 1 Ocak’tan itibaren 3 bin 384 denetim gerçekleştirildi. Balıkçılık sezonunun açılışının yapıldığı 1 Eylül’den 30 Ekim’e kadar ise yoğun bir şekilde yapılan kontroller sonucunda bin 105 denetim tamamlandı. Bu dönemde bazı uygunsuzluklar tespit edildi ve bunlar arasında 109 kişi ve kuruluşa idari yaptırım uygulandı. Buradan özellikle vatandaşlarımıza, tüketicilerimize seslenmek istiyorum: Lütfen tezgâhlarda gördüğünüz küçük boydaki balıkları ihbar edin. Bu balıkları satın almayarak yapılan çalışmalara katkı sağlayabilirsiniz. Balıkçılara da ayrıca seslenmek istiyorum: Getirilen yasaklara uydukları takdirde balık kaynaklarının sonraki nesillere aktarılmasına imkân sağlamış oluruz. Bu noktada hem balıkçılarımızı hem de tüketicilerimizi duyarlı olmaya davet ediyorum. Yapılan bu denetimler sonucunda 109 kişi ve kuruluşa toplam yaklaşık 2,5 milyon TL ceza uygulandı. Bundan sonraki süreçte de denetimlerimiz aralıksız devam edecek" dedi.
Samsun, "betonarme prefabrik su deposu" üreten şehir oldu
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:17 Samsun, "betonarme prefabrik su deposu" üreten şehir oldu Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü Beton Boru Fabrikası’nda "betonarme prefabrik su deposu" üretimine başlandı. Samsun’un içme suyu ihtiyacını kesintisiz karşılamak, kırsal bölgelere yeni içme suyu depoları kazandırmak ve mevcut içme suyu depolarını yenilemek amacıyla prefabrik betonarme su deposu üretimini kendi bünyesinde hayata geçiren SASKİ Genel Müdürlüğü, kısa sürede önemli bir başarı elde etti. Tekkeköy ilçesindeki Beton Boru Fabrikası’nda, SASKİ Tesisler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen hummalı çalışmalar sonucunda ilk depo üretimi tamamlandı. Deneme üretiminin başarılı olmasıyla birlikte proje artık seri üretim aşamasına geçti. Yıllık 120 depo üretilecek, tasarruf 10 milyon lira Tamamen SASKİ’nin kendi imkânlarıyla üretilecek olan depolar 25 ve 10 metreküp hacminde olacak. Her yıl 120 adet üretilmesi planlanan depolar; hızlı kurulumu, yüksek dayanıklılığı ve uzun ömrüyle dikkat çekiyor. Yeni nesil bu depolar, özellikle kırsal bölgelerde su temininde yaşanan zorluklara kalıcı çözüm sunacak. Samsun’dan Türkiye’ye örnek model SASKİ Genel Müdürlüğü’nün bu yenilikçi projesiyle Samsun, su altyapısında kendi deposunu üreten ve yerli üretimle tasarruf sağlayan şehir haline geldi. Proje, hem yerli mühendislik gücünün hem de belediyenin üretken vizyonunun somut bir göstergesi oldu. Başkan Doğan: "Bu sadece bir altyapı yatırımı değil" Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, projenin Samsun’un geleceğine yatırım olduğunu vurgulayarak, "Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğümüzce yürütülen Prefabrik Betonarme Su Deposu Üretimi Projesi başarıyla hayata geçti. İlk depomuz üretildi. Kısa sürede üreteceğimiz bu depoları ihtiyaç duyulan kırsal mahallelerimize anında kuracağız. Bu çalışma sadece bir altyapı yatırımı değil; yaşam kalitesini artıran sürdürülebilir bir çözüm örneğidir" dedi. Başkan Doğan ayrıca, yerli üretim sayesinde hem ekonomik tasarrufun hem de hizmet hızının artacağını sözlerine ekledi.
"Değer barışı ile emlak vergilerinde kolaylık sağlanabilir"
17 Kasım 2025 Pazartesi - 12:03 "Değer barışı ile emlak vergilerinde kolaylık sağlanabilir" Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "Ülke genelinde rayiç değer haritaları oluşturulduktan sonra, bir defaya mahsus yapılacak bir ‘değer barışı’ ile emlak vergilerinde kolaylık sağlanabilir. Böylece sistem daha sağlıklı ve düzenli hale gelir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emlak vergisinde yaşanacak fahiş artışların önüne geçecek düzenlemeyi yakında Meclis’e sunacaklarını açıkladı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Altın Emlak Global Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, artışların sadece emlak vergisi ile ilgili olmadığına dikkat çekerek, veraset ve intikal vergilerinden, değerli konut vergisine, emsal kira değerinden, tapu harcına kadar birçok kalemi etkilediğini söyledi. Emlak vergisini belirleyecek olan rayiç değerlerde bu yıl yaşanan artışların uzun süredir kamuoyunun gündeminde olduğunu hatırlatan Özelmacıklı, "4 yılda bir toplanan takdir komisyonları cadde ve sokak rayiç değerleri yeniden belirlendi. Arsa değerlerinde yaşanan yüksek artış, emlak vergisini de otomatik olarak artırıyor ve mükellefleri ciddi şekilde etkiliyor" ifadelerini kullandı. "Üst sınır getirilebilir" 2025 yılında yapılacak düzenlemenin, 2026 ile 2029 yılları arasında uygulanacak rayiç bedelleri belirlediğini kaydeden Özelmacıklı, "1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu kapsamında takdir komisyonunun dört yılda bir toplanması sonrasında bir değer belirleniyor. Komisyonun toplanmadığı yıllarda bu artışlar, yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde yapılıyor. Örneğin 2024 yılında yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 çıkmıştı. Buna göre 2025 yılında emlak vergilerindeki artış yüzde 21,96 ile sınırlı kalmıştı. 2026 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 25,49 oldu. Belki ‘En fazla bir kat artırabilir’ gibi bir ek düzenlemeyle üst sınır gelebilir. Ayrıca yıllık artışlar yeniden değerleme oranının oranında yapılabilir. Aralık ayı içinde bu düzenlemenin çıkmasını bekliyoruz" dedi. Değer barışı önerisi Özelmacıklı, gayrimenkulde gerçek değerlerin şeffaf biçimde beyan edilmesi için yeni bir sisteme ihtiyaç olduğunu belirterek "değer barışı" önerisini şu ifadelerle dile getirdi: "Bugün en büyük sorun, alım-satım işlemlerinde gerçek satış bedeli yerine belediye rayicinin gösterilmesi. Bu hem kayıt dışılığı artırıyor hem de vergilerde ciddi dengesizliklere yol açıyor. Tapu harçlarının düşürülmesi gibi adımlarla vatandaşın gerçek değeri beyan etmesi teşvik edilebilir. Ayrıca ülke genelinde rayiç değer haritaları oluşturulduktan sonra, bir defaya mahsus yapılacak bir ‘değer barışı’ ile emlak vergilerinde kolaylık sağlanabilir. Böylece sistem daha sağlıklı ve düzenli hale gelir."
Batıçim, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:55 Batıçim, 2025 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı Batıçim Batı Anadolu Çimento Sanayii A.Ş, 2025 yılının üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre grup üretimi tek merkezde toplayacak, Aliağa yatırımıyla kapasiteyi artıracak, enerji ve sürdürülebilirlik yatırımlarına hız verecek. Batıliman’ı halka arz sürecine hazırlayan grup Bornova’daki araziyle de gayrimenkul varlığında değer oluşturmaya odaklanıyor. Ege Bölgesi’nin köklü sanayi topluluklarından Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun amiral gemisi Batıçim, üçüncü çeyrekte hem iç hem dış pazarlarda dengeli bir performans sergiledi. KAP’a yapılan açıklamaya göre şirket, üçüncü çeyrekte finansal disiplinini koruyarak brüt karını yaklaşık 1,2 milyar TL seviyesinde gerçekleştirdi ve brüt kâr marjını yıllık bazda yüzde 11,4 düzeyine taşıdı. Konsolide ciro, geçen yılın aynı dönemine göre nominal olarak artış göstermesine rağmen, enflasyon muhasebesinin etkisi ve önceki yıl aynı dönem rakamlarının bu yılın üçüncü dönem satın alma gücüne taşınması sonucunda reel bazda yüzde 21 oranında geriledi. Ancak, operasyonel kârlılığı destekleyen maliyet odaklı aksiyonlar, alternatif yakıt kullanımındaki artış, ihracat hacmindeki gerek miktarsal gerekse tutarsal büyüme ile Batıliman’da devreye alınan yatırımlar, kârlılık üzerinde dengeleyici bir etki oluşturdu. Toplam finansal borçluluk ise 6,2 milyar TL’den 5,7 milyar TL’ye düşerek yaklaşık yüzde 7,7 oranında azaldı. Yapılan KAP duyurusunda Batı Anadolu Şirketler Topluluğu’nun stratejik dönüşüm ve büyüme programının ana unsurları da kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre Grup; çimento üretimini tek merkezde toplamayı, Aliağa yatırımının devreye girmesiyle kapasite artırmayı, ihracat bazlı satışlarında büyümeyi ve nakliye maliyetlerinde önemli bir avantaj elde etmeyi, sürdürülebilirlik yatırımlarıyla enerji verimliliğini güçlendirmeyi ve karbon emisyonlarını azaltmayı, Batıliman’ı halka arz sürecine hazırlamayı ve Bornova’daki arazi üzerinden gayrimenkul değer realizasyonu oluşturmayı hedefliyor. KAP açıklamasında duyurulan 5 adımlı stratejik dönüşüm programının ana hatları şöyle: Tek çatı yapılanması Batıçim Bornova tesisinin Batısöke’ye kiralanarak üretim operasyonlarının tek merkezde birleştirilmesi planlanıyor. Bu adım, maliyet avantajı oluştururken operasyonel yükü azaltacak; Batıçim’i varlık yönetimi, portföy optimizasyonu ve iştiraklerde strateji geliştirme eksenine daha fazla odaklanan bir yapıya taşıyacak. Kapasite genişletme Aliağa-Nemrut bölgesinde planlanan kapasite artışı, grubun uzun vadeli büyüme planının ana eksenini oluşturuyor. Yatırımın 2027-2028 döneminde devreye alınması hedefleniyor; çimento satış hacminin 4,9 milyon tona ulaşması ve ihracat payının orta vadede yüzde 45-50 bandına taşınması öngörülüyor. Bu genişleme, Ege Bölgesi’ni ihracata en entegre üretim merkezlerinden biri haline getirmeyi amaçlıyor. Sürdürülebilirlik yatırımları WHR (Atık Isı Geri Kazanımı) yatırımı ile yılda 70-75 GWh elektrik üretimi hedeflenirken, ATY (Alternatif Yakıt) uygulaması sayesinde 50 bin ton kömür ikamesi sağlanması planlanıyor. Bu yatırımların yıllık 5-5,5 milyon dolar düzeyinde ek EBITDA katkısı oluşturması bekleniyor. Sürdürülebilirlik odaklı aksiyonlar hem karbon azaltımına hem de maliyet yapısının iyileşmesine katkı sunuyor. Batıliman’ın halka arzı Batı Liman’da iskele ve rıhtım genişleme yatırımlarının önemli kısmı tamamlandı. Kayıtlı sermaye sistemine geçiş başvurusu yapıldı ve halka arz planlanıyor. 2030 hedefleri arasında 75 milyon USD ciro, 47 milyon dolar EBITDA ve yüzde 63 seviyesinde EBITDA marjı yer alıyor. Bu yapı, limanın orta-uzun vadeli değer potansiyelini güçlendiren temel kaldıraçlardan biri olarak konumlanıyor. Gayrimenkul değer realizasyonu Bornova’daki taşınmazın GYF veya PGF-GYO modelinde değerlendirilmesi planlanıyor. Amaç, düzenli nakit akışı oluştururken, portföy değerini artırmak ve grubun varlıklarının potansiyelini ortaya çıkarmak. Bu adım, gelir çeşitliliğini büyütmeyi hedefleyen uzun vadeli stratejinin bir parçası olarak ele alınıyor. Bölge ve ülke için üretmeye devam Üçüncü çeyrek sonuçlarını ve grubun stratejik dönüşüm programını değerlendiren Batı Anadolu Şirketler Topluluğu İcra Kurulu Üyesi ve Mali İşler Grup Başkanı Reşat Bağış Güngör, gelecek beş yıla yönelik vizyonun entegre üretim modeli, kapasite yatırımları ve kurumsal yapılanma ekseninde güçlendiğini söyledi. Güngör açıklamasında şu bilgileri paylaştı: "Şirket olarak üretim, enerji, lojistik ve liman faaliyetlerimizi tek çatı altında daha entegre ve rekabetçi bir yapıya taşıyacak kapsamlı bir dönüşüm programı yürütüyoruz. Üretim tesislerimizi konsolide eden, kapasitemizi Aliağa yatırımıyla güçlendiren ve iştirakimiz Batıliman’ı halka arz sürecine hazırlayan stratejik planımız; sürdürülebilirlik, verimlilik, finansal dayanıklılık ve uzun vadeli değer oluşturma odağında şekilleniyor. Bu dönüşümü yalnızca operasyonel değil, aynı zamanda kurumsal şeffaflık, uluslararası entegrasyon ve sermaye piyasalarıyla uyum perspektifiyle ele alıyoruz. Grup şirketlerimizin tamamının halka açık yapıya uygun hale getirilmesine yönelik programımızı yürütüyor, yeni halka arz planlarımızı hazırlıyor ve global standartlarda şeffaf bir yönetim modeli inşa ediyoruz. Ayrıca yurt dışında kurulacak yeni iştiraklerle ihracat hacmini büyütmeyi, yeni pazarlara erişimi artırmayı ve dış ticaret ağımızı çeşitlendirmeyi hedefliyoruz." Enerji, yakıt ve lojistik maliyetlerinin sektör üzerindeki etkisine dikkat çeken Güngör, enerji verimliliği teknolojileri, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, yenilenebilir enerji çözümleri ve lojistik optimizasyon projeleri gibi maliyet avantajı sağlayacak yatırımların devrede olduğunu belirtti. Tüm süreçlerde çevresel etkinin azaltılmasına ve karbon ayak izinin düşürülmesine öncelik verildiğini aktardı. Güngör, stratejik dönüşüm programının tamamlanmasıyla operasyonel verimlilik, FAVÖK performansı ve ihracat kapasitesinde kalıcı artış beklediklerini belirterek, 2030 yılı projeksiyonlarında çimento, beton, liman, lojistik ve enerji iş kollarında toplam 500 milyon doların üzerinde ciro ve yüzde 28’in üzerinde sürdürülebilir EBITDA marjı hedeflendiğini ifade etti. Bu projeksiyonlara gayrimenkul ve proje geliştirme iş kolunun potansiyel gelirlerinin dahil olmadığını, bu alan için ayrıca bir ‘Master Plan’ çalışmasının sürdüğünü söyledi. Güngör şöyle devam etti: "Batı Anadolu Şirketler Topluluğu olarak, sahip olduğumuz tüm şirketlerin gerçek potansiyelinin farkındayız. Amacımız, şirket değerini maksimize eden, uluslararası rekabet gücünü artıran, sürdürülebilir büyümeyi garanti eden kalıcı bir kurumsal yapı inşa etmek. Ülkemiz ve bölgemiz için değer üretmeye, istihdam sağlamaya, ihracat kapasitemizi büyütmeye ve sürdürülebilir kalkınmaya katkı sunmaya devam edeceğiz."
Türk otomotiv endüstrisi, Schaeffler alım heyetini ağırladı
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:41 Türk otomotiv endüstrisi, Schaeffler alım heyetini ağırladı Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) ve Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Türk otomotiv endüstrisinin küresel pazarlardaki gücünü tanıtmak ve yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirmek amacıyla Schaeffler satın alma heyeti ile bir araya geldi. OİB’den yapılan açıklamaya göre, OİB ve Schaeffler arasındaki görüşmeler, Türkiye otomotiv sektörünün uluslararası alandaki konumunu güçlendirmeye yönelik önemli bir adımı temsil etti. Programın ilk gününde heyet, Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin yapısı, üretim kapasitesi ve yatırım potansiyeli hakkında detaylı bilgi almak üzere TAYSAD’ı ziyaret etti. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, sektörün genel görünümü ve uluslararası rekabetçiliğine ilişkin bir sunum gerçekleştirdi. TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, görüşmelere ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Schaeffler gibi küresel bir tedarikçiyle bir araya gelmek, Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin uluslararası pazarlardaki güçlü konumunu bir kez daha göstermektedir. 540’tan fazla üyemizle ve sağlam mühendislik ile Ar-Ge yetkinliğimizle sektörümüz yalnızca yüksek kaliteli bileşenler üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bilgi birikimini ve inovasyonu da ihraç ediyor. Bu tedarikçi günü, iş birliği fırsatlarını keşfetmek ve küresel mobilite ekosisteminde sürdürülebilir büyüme için ortak stratejiler geliştirmek adına değerli bir platform olmuştur." Türk ihracatçılar, doğrudan iletişim kurma fırsatı yakaladı OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, program kapsamında yaptığı değerlendirmede "Düzenlenen alım heyetinin temel amacı, ülkemiz otomotiv OEM ve aftermarket sektöründe faaliyet gösteren ihracatçılarımızı, dünyanın en önde gelen otomotiv markalarından biri olan Schaeffler Grubu ile buluşturmaktır" ifadesini kullandı. Çelik, sektörün ihracat performansındaki istikrarlı artışı vurgulayarak şunları kaydetti: "TAYSAD ve OİB merkezinde gerçekleştirilen B2B görüşmelerinde 30’dan fazla Türk ihracatçı, Schaeffler temsilcileriyle doğrudan iletişim kurma fırsatı yakaladı. Bu görüşmeler, Türk tedarikçilerin üretim kabiliyetlerini küresel devlere tanıtmaları açısından büyük önem taşıyor. OİB olarak hedefimiz, bu tür stratejik iş birlikleriyle Türkiye’nin otomotiv ihracatındaki gücünü daha da pekiştirmektir." Etkinlik, Türk firmaları ile Schaeffler heyeti arasında potansiyel iş birliği fırsatlarının değerlendirildiği ikili görüşmelerle sona erdi.
"2026’da işletme sermayesi yönetimine odaklanan şirketler kazanacak"
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:13 "2026’da işletme sermayesi yönetimine odaklanan şirketler kazanacak" Dünya Bankası’nın 2024 tarihli Enterprise Surveys (İşletmeler Anketi) verilerine göre, Türkiye’de işletmelerin üçte biri finansmana erişimi en büyük zorluk olarak görüyor. Uzayan tahsilat vadeleri ve artan işletme maliyetleri, işletme sermayesini 2026’nın en kritik gündemlerinden biri haline getiriyor. Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, "İşletme sermayesini doğru yöneten şirketler önümüzdeki dönemin kazananları olacak" dedi. OECD’nin 2025 KOBİ Finansmanı ve Girişimcilik Görünümü raporuna göre küçük ve orta ölçekli işletmeler, artan faiz oranları ve küresel belirsizlikler nedeniyle giderek sıkılaşan finansman koşullarıyla karşı karşıya. Dünya Bankası’nın 2024 tarihli Enterprise Surveys (İşletmeler Anketi) verilerine göre, Türkiye’de işletmelerin yüzde 33’ü finansmana erişimi en büyük zorluk olarak görüyor. Bu tablo, şirketlerin nakit akışlarını yönetmesinin kritik önemini gözler önüne seriyor. Araştırmalara dayalı bu tabloyu değerlendiren Octet Türkiye CEO’su Derya Ekemen Fidan, "İşletme sermayesini çevik bir yaklaşımla yöneten kurumlar, ekonomideki belirsizliklere karşı daha dayanıklı hale geliyor. Uzayan vadeler ve artan finansman maliyetleri ise şirketlerin sürdürülebilirliğini olumsuz etkiliyor. 2026’da işletme sermayesini etkin yöneten işletmeler kayda değer bir rekabet avantajı sağlayacak" dedi. Son dönemde şirketlerin finansal önceliklerinin değiştiğini söyleyen Ekemen Fidan, sözlerine şöyle devam etti: "2020 ve sonrasında işletmeler için en büyük risk, nakit akışındaki kırılganlık oldu. Artık her ölçekten firma, ödeme ve tahsilat süreçlerini gerçek zamanlı izlemek ve yönetmek istiyor. Fintek çözümleri tam da bu noktada devreye giriyor." "Vadeye dayalı işlemler artık sadece finansal değil, stratejik bir tercih" Octet verilerine göre ödeme süreçlerinde taksit sayısını artırma eğiliminin arttığı gözlemleniyor. 2024’ün üçüncü çeyreğine kıyasla 2025’in aynı döneminde tek çekim işlemlerin payı azalırken, 3 ve 12 taksitli işlemlerde belirgin bir artış görüldüğüne işaret eden Ekemen Fidan, 3 taksitli işlemlerin yüzde 59; 12 taksitli işlemlerin ise yüzde 52 oranında büyüdüğünü ve bu tablonun, işletmelerin daha kontrollü hareket ettiğini kanıtladığını belirtti. Bu eğilimin işletmelerin nakit akışını yayarak yönetmeyi ve ödeme vadelerini stratejik biçimde planlamayı tercih ettiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Ekemen Fidan, "Vadeye dayalı işlemler artık yalnızca finansal değil, stratejik bir tercih. Şirketler satışlarını artırırken aynı zamanda nakit dönüş hızlarını optimize etme ve işletme sermayelerini sürdürülebilir biçimde yönetme hedefiyle hareket ediyor" dedi. "Tahsilat hızını artırmak işletmelerin sürdürülebilirliğini belirliyor" Derya Ekemen Fidan, işletmelerin yeni büyüme alanının odağında finansal teknolojilerin bulunduğunu söyleyerek, "Tahsilat süreçleri geciktikçe işletmelerin esnek hareket edebilme kabiliyeti azalıyor. Bu kapsamda tahsilat hızını artırmak, işletmelerin büyüme stratejilerinin temel unsuru haline geldi. Biz de Octet Türkiye olarak, tahsilat ve ödeme çözümlerimizle şirketlerin nakit akışlarını rahatlatıyor ve işletmelerin operasyonel sürdürülebilirliğine katkı sağlıyoruz" şeklinde konuştu.
Artvin’de Butko Zeytininin hasadı devam ediyor
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:06 Artvin’de Butko Zeytininin hasadı devam ediyor Artvin’in Yusufeli ilçesinde yetiştirilen ve uluslararası alanda "Üstün Lezzet Ödülü" kazanan Butko Zeytini’nin hasadı devam ediyor. 2006 yılında Çin’in başkenti Pekin’de düzenlenen Uluslararası Zeytinyağı Fuarı’nda "Üstün Lezzet Ödülü" kazanan Butko Zeytini, Çoruh Vadisi’nin mikroklima özelliği sayesinde Türkiye’nin farklı bölgelerinden yoğun talep görüyor. Yaklaşık 880 dekarlık alanda 25 bin zeytin ağacının bulunduğu bölgede, ağaçların boyları 8 ila 12 metre arasında değişiyor. Yüksek ağaçlardan zeytin toplamak için üreticiler merdiven kullanırken, toplanan zeytinler daha sonra sofralık ve yağlık olarak ayrılıyor. Zeytin hasadının devam ettiği bölgede zeytinlerini toplayan Mehmet Boztepe (69), zeytin ağaçlarına çocukları gibi baktıklarını söyledi. Boztepe yaptığı açıklamada "Babalarımız, dedelerimiz bu zeytin üretimini yaptılar, bizde onlardan devraldık. Biz suni gübre kullanırız. Ağaçlarımız sürekli sulanır. Bizde zeytin ağacı sallanmaz. Biz dalından tek tek toplarız. Bu nedenle yumuşamaz. Ama yere düşerse yumuşar. Suyumuz dağdan geliyor. Belli aralıklarda sulama yaparız" dedi. 95 yaşında zeytin hasadına katılıyor 95 yaşındaki Abdullah Toraman ise "Zeytin ağaçlarımızın en yaşlısı 100 yaşında olabilir. Bunu kimse bilmez. Çocukken zeytin toplamaya başladık. Köyden eşekle gelirdik zeytin toplamaya. Zeytini yükler geri götürürdük. Bu zeytinleri toplamak için ağaç merdivenleri yaptık. Şimdiki merdivenlerden daha sağlam onlar" ifadelerini kullandı. Bir başka üretici Aziz Yılmaz ise, "Biz zeytini sofralık ayırırız, yağlık ayırırız bi de beyaz ayırıyoruz üç çeşit. Yağımızı yağ fabrikasına çıkartırız. Asit oranı çok düşük olduğundan lezzet ödülü olmuştur. Çok ünlü bir yağımız var. Zeytinimizin özelliği de şudur; kabuğu incedir. Bir haftaya tatlanır. Zeytin bağlığımızın ne zaman oluştuğunu kimse bilmiyor. Yanı asırlık zeytin ağaçları. Biz ağaçlarımıza çok iyi bakarız. Çocuklarımıza bakar gibi bakarız" diye konuştu. Öte yandan Artvin’in Yusufeli ilçesinde yetişen ve "Üstün Lezzet Ödülü" ile uluslararası tanınırlık kazanan Butko Zeytini için coğrafi işaret tescil süreci başlatıldı. Bölge halkı tarafından nesiller boyu korunan asırlık zeytin ağaçları, hem ekonomik hem de kültürel değer olarak öne çıkarken, Artvin Ticaret Borsası’nın yürüttüğü çalışma ile ürünün marka değerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.