EKONOMİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye dijitalleşme ile yapay zekayı kalkınma stratejisinin merkezine yerleştiren yaklaşımı kararlılıkla hayata geçirmektedir" 25 Aralık 2025 Perşembe - 21:35:05 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dijitalleşme ve yapay zekanın günümüzde ekonomik büyüklükleri, rekabet gücünü ve devletlerin hareket alanını yeniden tanımlayan temel unsurlar haline geldiğine dikkati çekerek, "Türkiye, dijitalleşme ile yapay zekayı kalkınma stratejisinin merkezine yerleştiren yaklaşımı kararlılıkla hayata geçirmektedir" dedi. Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından dijitalleşme ve yapay zekâ alanında hayata geçirilen ve gerçekleştirilen dijital dönüşüm çalışmalarıyla 2025 Dünya Odalar Yarışması’nda ATO’ya ’En İyi Oda İnovasyonu Projesi’ kategorisinde dünya birinciliğini kazandıran ’ATONET Akıllı Asistan’ projesinin, dünya birinciliği lansman programı ATO Congresium’da gerçekleştirildi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra ATO Başkanı Gürsel Baran, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve sektör temsilcileri katıldı. "Türkiye dijitalleşme ile yapay zekayı kalkınma stratejisinin merkezine yerleştiren yaklaşımı kararlılıkla hayata geçirmektedir" Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, dijitalleşme ve yapay zekanın günümüzde ekonomik büyüklükleri, rekabet gücünü ve devletlerin hareket alanını yeniden tanımlayan temel unsurlar haline geldiğini ifade ederek, "Üretimden ticarete, kamu yönetiminden küresel değer zincirlerine kadar uzanan bu dönüşüm; ülkelerin bugünkü performansının yanı sıra gelecekte hangi ligde yer alacağını da belirlemektedir. Türkiye, bu dönüşümü doğru okuyan ve dijitalleşme ile yapay zekayı kalkınma stratejisinin merkezine yerleştiren bütüncül bir yaklaşımı kararlılıkla hayata geçirmektedir" diye konuştu. Pandemi öncesine göre sanayi üretimini yüzde 30,6 artıran Türkiye’nin, Almanya ve İtalya gibi sanayi devlerinin gerileme yaşadığı bir dönemde Avrupa’nın üretim lokomotifi konumuna yükseldiğini ifade eden Yılmaz, imalat sanayii katma değerinde dünya 14’üncüsü olan bir Türkiye gerçeğinin var olduğunu söyledi. Yılmaz, 2002 yılında bir milyar dolayı bulmayan Ar-Ge harcamalarının 2024 yılı itibarıyla 19,9 milyar dolara ulaştığını, bu harcamaların milli gelir içindeki payını yüzde 1 buçuğa ulaştığına dikkati çekti. "Mal ve hizmet ticaretimiz 393 milyar dolara ulaşmış durumda" Türkiye’nin mal ihracatının 271 milyar dolara ulaştığını aktaran Yılmaz, "Hep unutuyoruz bir de hizmet ticareti ve hizmet ihracatı var. Hizmet ihracatımızı ise 122 milyar dolara ulaşmış durumda. İkisini topladığınızda mal ve hizmet ticaretimiz 393 milyar dolara ulaşmış durumda. Hizmetlerin şöyle bir özelliği var; mal ticaretinde petrol ve altın ihracatından kaynaklı bir miktar açık veriyoruz ancak hizmet ticaretinde fazla veriyoruz. Cari dengemizi düzeltme konusunda hizmet ticaretimizin çok büyük katkısı var. Önümüzdeki yıllarda da bu ticaretin artarak devamını diliyoruz ve bu yönde politikalar izliyoruz" ifadelerini kullandı. Dijital altyapının Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu çerçevesinde yapay zeka odaklı bir sıçramaya yöneldiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, nihai hedefin yapay zeka devriminin Türkiye Yüzyılı’nın ana kaldıraçlarından biri haline getirmek olduğunu da sözlerine ekledi. "ATO’nun yenilikçi ruhunu temsil eden proje hepimizi gururlandırmıştır" Türkiye’nin teknoloji ve dijitalleşme vizyonunun dönüşmesinde en stratejik paydaşlarından birinin ATO olduğunu dile getiren Yılmaz, "Hükümetimizin kararlılıkla yürüttüğü dijital dönüşüm hamlesini rehber edinen odamız, ticaretin geleceğini teknolojiyle inşa etme yolunda çok kıymetli mesafeler kat etmiştir. Bu kararlı yürüyüşün başarılarını, 2023 yılında Cenevre’de gördük. Bugün de Melbourne’da aynı başarının sağlandığını gururla takip etmiş bulunuyoruz. ATONET Akıllı Asistan, bu birikimin ve süreklilik gösteren dönüşüm anlayışının yapay zeka alanındaki doğal devamı olarak şekillenmiştir. Ankara Ticaret Odası’nın yenilikçi ruhunu temsil eden bu proje, 2025 Dünya Odalar Yarışması’nda bir kez daha dünya birinciliğine ulaşarak hepimizi gururlandırmıştır" dedi. "Bu proje, bir teknoloji yatırımı olmanın yanı sıra iş dünyamızı geleceğe taşıma hedefimizin de güçlü bir yansımasıdır" ATO Başkanı Gürsel Baran ise, ATONET Akıllı Asistan üyelerinin 7 gün 24 saat bilgiye, belgeye ve hizmete akıllı, hızlı ve güvenli biçimde ulaşmasını sağlayan bir yapay zeka çözümü olduğunu kaydederek, "Bu proje, bir teknoloji yatırımı olmanın yanı sıra, üyelerimize değer katma, ticareti kolaylaştırma ve iş dünyamızı geleceğe taşıma hedefimizin de güçlü bir yansımasıdır. Günümüz dünyasında rekabet, yalnızca sermaye, üretim gücü ya da coğrafyayla değil; dijitalleşmeye hakim olmak, veriyi doğru kullanmak ve süreçleri hızlı yönetmekle kazanılıyor. Cumhuriyetimizle yaşıt köklü geçmişe sahip odamızın, bugün yapay zeka ile dünyaya örnek gösterilen bir başarıya imza atmasının haklı gururunu yaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da ATO’nun 150 ülkeyi temsil eden odaların yer aldığı küresel platformda birinciliğe ulaşmış olmasının kendisi için ayrı bir mutluluk ve gurur vesilesi olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "ATO, bu ödüle ulaşma yolunda son derece çetin ve güçlü bir rekabet sürecinden geçmiştir. Zira dünyanın dört bir yanından odalar, hayata geçirdikleri projelerle 6 farklı kategoride bu prestijli yarışmaya katılmıştır. Ankara Ticaret Odamız, 41 ülkeden 83 projeyi geride bırakarak bir kez daha birinciliğe ulaşmıştır. Dünya Odalar Federasyonu Başkanı olarak, 150 ülkenin odalarını temsil eden bu büyük ailenin zirvesinde, bu başarının Türkiye’den ve başkentimiz Ankara’dan çıkmış olmasından büyük bir onur duyduğumu özellikle ifade etmek isterim."
25 Aralık 2025 Perşembe - 18:30 Bursa’da metal işçileri ayağa kalktı: Prysmian’da eylem başladı Bursa’da metal işçileri toplu sözleşme görüşmelerinde istediklerini alamayınca eylem süreci başlattı. Mudanya’da bulunan Prysmian Fabrikası çalışanları da üretimden gelen güçlerini kullanıp üretimi durdurdu. Disk Birleşik Metal İş Başkanlar Kurulu, 24 Aralık 2025 Çarşamba günü toplanıp işyerlerinde ve ülkede yaşanan sorunların yanı sıra MESS ile sürdürülen grup toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde gelinen aşamayı değerlendirdi. Yapılan değerlendirme sonrası Genel Yönetim Kurulu tarafından bir dizi eylem kararı alındı. Buna göre metal işçileri, üretimden gelen gücü kullanarak 1 saatlik üretim durdurma eylemi gerçekleştirecek. Eylemlerin 25 Aralık 2025 Perşembe, 2 Ocak 2026 Cuma ve 8 Ocak 2026 Perşembe günlerinde de devam edeceği bildirildi. Bu karar doğrultusunda Mudanya’daki Prysmian Fabrikası çalışanları iş bırakma eylemi yaptı. Ayrıca 26 Aralık Cuma günü Bursa’nın Mudanya ilçesinde yürüyüş ve kitlesel basın açıklaması yapılacağı belirtildi. İşyerlerinde kokart takma eyleminin sürdürüleceği ifade edildi. Genel Yönetim Kurulu kararları kapsamında, 29 Aralık 2025 Pazartesi gününden itibaren ikinci bir karara kadar fazla mesailerin durdurulacağı, fazla mesaiye kalınmayacağı açıklandı. Öte yandan grev kararlarının alınmasının ardından, tüm temsilcilerin tam gün izinli sayılacağı ve grev hazırlıklarının etkin şekilde yürütüleceği kaydedildi. Açıklamada, metal işçilerinin hakları için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceği vurgulandı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 17:05 Bolu Belediyesi’ne AB’den 700 bin euroluk iklim hibesi Bolu Belediyesi, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye tarafından finanse edilen hibe programı kapsamında hazırladığı ‘Bolu GreenCycle’ projesi ile 700 bin euro hibe almaya hak kazandı. Bolu Belediyesi, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteğiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen AB-TR İklim Değişikliği Hibe Programı (AB-TR CCGP) kapsamında 700 bin euro hibe almaya hak kazandı. İklime duyarlı, düşük karbonlu ve kaynak verimli kentsel hizmet yaklaşımını esas alan proje için hibe sözleşmesi, dün Ankara’da Bakanlıkta düzenlenen programda imzalandı. Bolu Belediyesi Araştırma, Proje ve Koordinasyon Birimi tarafından hazırlanan "Bolu GreenCycle: Turning Waste into Resilient and Sustainable Futures" başlıklı proje, hibe desteği almaya hak kazanan projeler arasında yer aldı. Yaklaşık 36 milyon Türk lirası tutarındaki hibe kapsamında Bolu Belediyesi, Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde pilot bir organik atık yönetim sistemi kurmayı ve geliştirmeyi hedefliyor. Akıllı sistemlerle organik atık yönetimi Proje kapsamında sensör tabanlı akıllı konteynerler, EcoTrack dijital izleme platformu kullanılarak organik atıklar gerçek zamanlı olarak izlenecek, toplama süreçleri optimize edilecek ve bilimsel kompostlama yöntemleriyle işlenecek. Pilot uygulama, Düzce Üniversitesi’nin akademik ve teknik desteğiyle yürütülecek. Projenin, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ve kentsel atık yönetiminde verimliliğin artırılmasına doğrudan katkı sağlaması hedefleniyor. Kompost ürünler kamusal alanlarda kullanılacak Pilot uygulama sonucunda elde edilecek kompost ve toprak iyileştirici ürünler; parklar, yeşil alanlar, refüjler ve diğer kamusal peyzaj alanlarında kullanılacak. Böylece organik atıkların yerinde değerlendirilmesiyle depolamaya giden atık miktarı azaltılacak, sera gazı emisyonlarında somut düşüş sağlanarak kentin iklim dayanıklılığı güçlendirilecek. Proje; belediye personeli, çiftçiler, kooperatifler ve vatandaşlara yönelik kapasite geliştirme ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenecek. Bu sayede Bolu için örnek ve çoğaltılabilir döngüsel bir organik atık yönetim modeli oluşturulması hedefleniyor.
DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı
14 Kasım 2025 Cuma - 11:07 DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı DenizBank, hissedarı Emirates NBD (ENBD) liderliğinde OYAK Grubu ile 1 yılı ödemesiz, toplam 6 yıl vadeli 400 milyon dolar tutarında ortak kredi (club loan) anlaşması imzaladı. OYAK Grubu ilgili kaynağı, sürdürülebilir büyüme hedeflerine yönelik stratejik yatırımların finansmanında değerlendirecek. DenizBank ve ENBD, OYAK Grubu ile 400 milyon dolarlık krediye imza attı. DenizBank’ın koordinatörlüğünde yürütülen işlem, Körfez Bölgesinin en büyük bankalarından olan ENBD’nin Türkiye ekonomisine olan inancını güçlü şekilde gösterirken; Türkiye’nin önde gelen kurumsal gruplarından OYAK’ın uluslararası sermaye piyasalarındaki erişim gücünü de bir kez daha teyit etti. Sözleşmenin imza töreninde konuşan DenizBank Genel Müdürü Recep Baştuğ, "OYAK Grubu, güçlü finansal yapısı ve uzun vadeli büyüme vizyonu ile ülkemizin en köklü kuruluşları arasında yer alıyor. Banka olarak Grup’un faaliyetlerini yurt içinde ve dışında destekleyerek Türkiye’ye sağladığı katma değeri artırması hedefindeyiz. Hem hissedarımız ENBD’nin hem bizim Türkiye’nin potansiyeline olan inancı tam. Hissedarımızın Türkiye’ye katkılarını artırarak sürdürme konusundaki kararlı yaklaşımı da motivasyonumuzu artırıyor. Bu işlem, OYAK’a duyulan güvenin somut bir göstergesi olduğu gibi Bankamızın kurumsal finansman alanındaki lider konumunu ve uluslararası ağını ortaya koyması açısından da değerli. Ülkemize olan uzun vadeli taahhüdümüzü bu kredi plasmanı ile bir adım öteye taşıyor; OYAK’ın sürdürülebilir büyüme stratejisine katkı sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu. OYAK Genel Müdürü Murat Yalçıntaş ise yaptığı değerlendirmede, "DenizBank ile gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma, OYAK’ın büyüme ve verimlilik odaklı yatırım stratejisinin önemli bir adımını oluşturuyor. Uzun yıllardır Türkiye’nin kalkınmasına katkı sunan sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Sağlanan bu kredi olanağıyla finansman yapımızı güçlendirirken, farklı sektörlerdeki faaliyetlerimizde verimliliği artıracak ve küresel rekabet gücümüzü pekiştirecek yatırımlara odaklanacağız. Bankanın ve hissedarı ENBD’nin ülkemize ve OYAK’a duyduğu güven, bizim de uzun vadeli hedeflerimize olan inancımızı güçlendiriyor. Türkiye ekonomisine değer katmaya, istihdamı ve üretimi artırmaya kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 10:48 Bakan Bayraktar: "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirterek, "‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Enerji Uzmanları Derneği bünyesinde kurulmuş olan ve faaliyetlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) çatısı altında sürdüren düşünce, paylaşım ve gelişim platformu EPIX’in (Enerji, Paylaşım, İlham ve X) ‘Enerji, Vizyon ve Bir Portre’ temalı söyleşisinde enerji uzmanları ile bir araya geldi. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz’ın da iştirak ettiği programa EPDK başta olmak üzere enerji sektöründe çalışan yaklaşık 700 genç enerji uzmanı katıldı. Bakan Bayraktar, 7 gün 24 saat Türkiye’deki 86 milyona kesintisiz elektrik ve doğal gaz götürebilmek, 32 milyon araca yakıt sağlamak için çalıştıklarını ifade etti. Türkiye’nin enerji faturasını düşürmesi, katma değerli ürün üretmesi ve karbon nötr bir ekonomi olması gerektiğine işaret eden Bayraktar, tüm politikaları bu hedeflere yönelik olarak geliştirdiklerini anlattı. "Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım" Enerjide bir ‘Türk yolu’ geliştirdiklerini ifade eden Bayraktar, "Bu modelin içerisinde yenilenebilir enerji var. Yenilenebilir enerji kaynaklarını maksimum düzeyde ekonomimize katmamız lazım. Enerjisini verimli kullanan bir Türkiye var. Enerjimizi verimli kullanmamız lazım. Petrol ve doğal gazını arayan, bulan, üreten bir Türkiye var. Bunu hem Türkiye’de hem de yurt dışında yapan bir Türkiye var. Nükleeri mutlaka enerjiye katmış bir Türkiye olmamız gerekiyor. Madenlerini de katma değerli bir şekilde ekonomisine katan bir Türkiye var; vizyonumuz budur" açıklamasında bulundu. Bayraktar, Türkiye’nin dengeli, çok katmanlı ve çok boyutlu bir enerji politikası yürüttüğünü ifade etti. "Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik" Bakan Bayraktar, 2016’da bir strateji değişikliğine gittiklerini belirterek, bu strateji değişikliği ile Türkiye’nin denizlerde kendi gemileri ve kendi mühendisleriyle petrol ve doğal gaz aramaya başladığına, Gabar’da petrol keşfettiğine vurgu yaptı. Bayraktar, "Türkiye Petrolleri 2016’da günde 30-36 bin varil petrol üretirken, sadece Gabar’dan bugün 80 bin varil petrol üretilir hale geldik. Yani, 2,5 katına çıkardık" ifadelerini kullandı. "Gabar’ın üzerine çıkabilecek potansiyel" Kaya gazı ve kaya petrolüyle ilgili çalışmalar yürüttüklerini de aktaran Bakan Bayraktar, "Diyarbakır’da ve Trakya’da potansiyeline inandığımız, piyasada ‘kaya gazı, kaya petrolü’ diye bilinen ve Amerika’yı dünyanın bir numaralı petrol ve doğal gaz üreticisi yapan alanda şimdi yeni bir çalışmamız var. Onu hayata geçiriyoruz. Bu, yeni bir alan ve buradan çok ümitli olduğumuzu söyleyebilirim. Bu Gabar’ın da üzerine çıkabilecek potansiyele sahip bir alan" şeklinde konuştu. "Enerjide merkez ülke olmaya altyapımız müsait" Türkiye’nin enerjide merkez ülke olma hedefi bulunduğuna vurgu yapan Bayraktar, "Neden merkez ülke olmayalım; buna coğrafyamız, enerji altyapımız, hukuki altyapımız, regülasyon altyapımız, pazarımız müsait" açıklamasını yaptı. Gazı gaz ile rekabet ettirebilecek bir altyapıya sahip olduklarını ifade eden Bayraktar, "Zaten bu altyapı bizi otomatik olarak enerjide merkez ülke haline getiriyor. Bugüne kadar olduğu gibi transitin ötesinde güvenilir bir tedarikçi olma noktasında da adımlar atıyoruz. Bu altyapıya sahibiz, bu insan kaynağına sahibiz. Gelişmiş piyasamızla biz merkez ülke olmayı hedefliyoruz. Elektrikte aynı şeyi söyleyebilirim. Elektrikte de Türkiye, komşularıyla enterkoneksiyonu arttırmış, kendi üretim kapasitesi artmış bir ülke" değerlendirmesinde bulundu. "Enerjide bağımsız bir Türkiye hedefinde en önemli görev enerji uzmanlarına düşüyor" Enerji sektöründe en önemli paydaşlardan birinin enerji uzmanları olduğunu belirten Bayraktar, kouşmasında şu ifadelere yer verdi: "Çünkü işin hem strateji tarafında hem bunları hayata geçirme noktasında, işin tasarımından projelerin hayata geçmesine, onların denetimine birçok alanda çok önemli rolleri var. ‘Enerjide bağımsız bir Türkiye’ hedefiyle yürüdüğümüz yolda en önemli görev onlara düşüyor" dedi. Enerji uzmanlarının verileri görev ve dünyadaki gelişmelere göre politika önerisi getirecek kişiler olduğunu aktaran Bayraktar, "Onların büyük resmi görmeleri benim için en değerli kısımlardan bir tanesi. Dünyanın nereye gittiğini okumaları lazım. Bu kadar önemli yetkinliği olan bir ekiple bizim daha iyi işler çıkarmamız lazım, daha çok çalışmamız lazım" diye konuştu.
Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül
14 Kasım 2025 Cuma - 10:05 Garanti BBVA’ya Sardis Ödülleri’nde 7 ödül Garanti BBVA, finans ve teknoloji dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan Sardis Ödülleri’nde bu yıl da önemli başarı elde etti. Banka; üreticilik, inovasyon, girişimcilik, teknoloji ve sosyal etki alanlarında toplam 7 ödül kazanarak müşteri odaklı yaklaşımı, yenilikçi ürünleri ve topluma değer katan projeleriyle öne çıktı. Garanti BBVA, bu yıl düzenlenen Sardis Ödülleri’nde üreticilikten inovasyona, sosyal sorumluluktan dijital dönüşüme kadar farklı kategorilerde 4 altın ve 3 gümüş ödülün kazananı oldu. Bankanın projeleri; müşterilere sunduğu yenilikçi çözümler, teknolojiyle şekillenen ürün ve hizmetleri ile toplumsal fayda oluşturma vizyonu doğrultusunda değerlendirildi. Üreticilik ve marka deneyimi alanında 3 ödül Banka, üreticilik kategorisinde; 19 Mayıs Gençlik ve Atatürk’ü Anma Bayramı kapsamında Atatürk’ün sevdiği şarkıları sevilen sanatçıların sesinden dinleyiciyle buluşturduğu "Şarkılarda Sen" filmi ile "En İyi Özel Gün Filmi" altın ödülünü kazandı. Aynı kategoride, "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyasıyla "En İyi Entegre Kampanya" dalında altın ödülün sahibi oldu. ‘Ada ile Dijital Günlük’ projesi ise ‘En İyi Dijital Fikirler’ dalında gümüş ödüle layık görüldü. İnovasyon ve sosyal etki alanında altın başarılar İnovasyon alanında ‘Bonus Platinum Dinamik’ projesi ‘Bankalar’ kategorisinde altın ödül, Pozitif Sosyal Etki alanında ise kurucusu ve daimi destekçisi olduğu ‘Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV)’ ile ‘Toplumsal Sosyal Sorumluluk’ kategorisinde altın ödül kazandı. Garanti BBVA Kripto’ya çifte ödül Garanti BBVA Kripto, Dijital (Kripto) Varlık Platformları başlığı altında değerlendirilen projeler arasında hem ‘Teknolojinin Yenilikçi Kullanımı’ hem de ‘Girişimcilik’ kategorilerinde gümüş ödül kazandı. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ceren Acer Kezik, "Sardis Ödülleri’nde elde ettiğimiz bu başarı, bankamızın hem yenilikçi gücünün hem de müşteriye ve topluma değer katma kararlılığının güçlü bir yansıması. Garanti BBVA’da müşteri deneyimi, bankacılığın kalbinde yer alan bir değer. Bizim için bu sadece bir iş alanı değil, tüm stratejimizin, inovasyon kültürümüzün ve teknoloji yatırımlarımızın çıkış noktası. ‘Radikal Müşteri Perspektifi’ yaklaşımımızla tüm süreçlerimizi müşterinin gözünden yeniden tasarlıyor, her temas noktasında empati, güven ve kolaylık oluşturmaya odaklanıyoruz. Bu anlayışın en güçlü yansımalarından biri, dijital dönüşüm alanındaki kararlılığımız ve insan odaklı teknoloji vizyonumuz. Sardis Ödülleri’nde kazandığımız başarılar, yalnızca geçmişteki projelerimizin değil, geleceğe dönük vizyonumuzun da bir göstergesi. Özellikle iştiraklerimiz Garanti BBVA Kripto ve Garanti BBVA Ödeme Sistemleri A.Ş.’nin ödüllerle taçlandırılması, fintek alanındaki öncü rolümüzü bir kez daha ortaya koydu. Bu projeler, teknolojiyi insana dokunan bir değer haline getirme kararlılığımızın somut örnekleri. Pazarlama alanında ise uzun süredir insan hikâyeleriyle duygusal bağ kuran bir marka dili benimsiyoruz. "Şarkılarda Sen" ve "Garanti BBVA’lıyız, Birlikte Yaparız!" kampanyaları, bu anlayışın en güzel yansımaları. Her iki proje de markamızın üreticiliğini, duygusal zekâsını ve birlikte başarma kültürünü güçlü bir biçimde ifade ediyor. Diğer yandan kurucusu ve daimi destekçisi olduğumuz Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ile kazandığımız ödül, toplumsal etkiyi sürdürülebilir kılma vizyonumuzun altını çiziyor. Eğitim, bizler için yalnızca destek verdiğimiz bir alan değil; toplumun geleceğini dönüştürmenin en anlamlı yolu. Banka olarak, teknolojiyle güçlenen, insana dokunan ve topluma değer katan bir bankacılığı geleceğe taşımaya kararlıyız. Bu yolculukta emeği, fikri ve tutkusu ile katkı sunan tüm ekip arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması
14 Kasım 2025 Cuma - 09:53 İTO Başkanı Avdagiç’ten "kur geçişkenliği" açıklaması İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "TCMB yönetiminin ‘TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına’ yönelik tespitini önemli buluyoruz. Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" ifadelerini kullandı. İTO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Kasım ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avdagiç, konuşmasına Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen C130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan 20 askerimize Allah’tan rahmet dileyerek başladı. Avdagiç, "Milletçe büyük bir acıya düçar olduk. Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’daki görevinden dönen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet ve kederli aileleri ile silah arkadaşlarına baş sağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Vatanımız payidar olsun" açıklamasını yaptı. Ekonomideki gelişmelere değinen İTO Başkanı Avdagiç, dünyada sağlık, ekonomi ve jeopolitik alanda tarihin nadiren gördüğü kadar çapta değişim sürecine girilirken bu süreçte küresel üretim, ticaret ve güç merkezlerinin yeniden konumlanmasının fırsatlar oluşturduğuna dikkat çekti. Avdagiç, Türkiye’nin yeniden çizilen ticaret rotaları ve tedarik zincirlerinde aktif rol almak ve küresel ticaret dengelerini son 25 yılda elde ettiği güçlü liderlikle kendi lehine değiştirmek için büyük çaba gösterdiğini kaydetti. Avdagiç, "Küresel değer zincirinde daha üst basamaklara çıkma kapasitemiz çok yüksek. 2026’ya hazırlanırken çok kutuplu ticaret düzeni Türkiye için lojistik, üretim ve enerji geçiş yollarında stratejik fırsatlar barındırıyor" değerlendirmesinde bulundu. "Hizmet enflasyonu yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde" Dezenflasyon programına değinen Avdagiç, bu süreçte Eylül ve Ekim aylarında gözlenen yavaşlamanın TCMB ve ekonomi yönetiminin de işaret ettiği üzere önemli ölçüde kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda arzındaki sıkıntı ve buna bağlı yükselen gıda fiyatlarından kaynaklandığını söyledi. Hizmet fiyatlarındaki artışın yavaşlamış olmasının da önemli bir gelişme olarak öne çıktığını belirten Şekib Avdagiç, "Ekim ayında hizmet fiyatlarındaki artış, mal fiyatlarındaki artışın altında kaldı. Ancak hizmet enflasyonunun yıllık bazda hâlâ yüksek seviyelerde olduğunu belirtmek gerekir" ifadelerini kullandı. Şüphesiz enflasyonun yüzde 75’lerden yüzde 30’lara indirilmesinin kolay başarılmadığına dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: "Önümüzde çok daha önemli bir süreç var. Bu da belli noktalara kadar sıkıştırılan katılığın tamamen kırılması süreci. Bize göre 2026’nın yüzde 16’lık enflasyon hedefinin yakalanması kuşkusuz TCMB’nin kararlı duruşu, maliye politikasının etkin desteği ve özel sektörün ‘olumlu’ fiyatlama davranışından oluşan üçlü sac ayağının başarısı ile olacaktır." Avdagiç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2026 yılı için vergi ve harçlardaki güncellemenin, enflasyon hedeflerini dikkate alarak yeniden değerleme oranından daha makul oranda yapılması hususunun gündemde olduğunu açıklamasını önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Avdagiç, bu öneriyi İTO Meclisi kürsüsünden sıklıkla dile getirdiklerini vurgulayarak, "Talebimizin yankı bulmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Hemen ifade etmeliyim, bir anlamda kamunun olumlu fiyatlama davranışı niteliğindeki bu adım, özel sektör için de örnek oluşturacaktır" dedi. Avdagiç, Türkiye ekonomisinin sıkı para politikası ve enflasyonla mücadele önlemleriyle ılımlı bir büyüme patikasında ilerlediğini, öncü göstergelerin yılın ilk yarısındaki güçlü performansın, üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ettiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, negatif etkiler olarak çıkan küresel yavaşlama, deprem harcamaları ve yüksek enflasyon baskılarına rağmen, yıllık büyümenin yüzde 3,1-3,5 arasında gerçekleşmesi beklendiğini belirtti. "İşletmelerimiz değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılı" Avdagiç, olumsuz dış talep koşullarına rağmen ihracat artışımızın sürdüğünü ve bunun üç önemli nedeni olduğunu söyleyerek, "Birincisi işletmelerimiz gerçekten dayanıklı bir yapıya sahip. İkincisi, değişen pazar koşullarına adaptasyonda başarılıyız. Üçüncüsü de özel sektörümüz hakikaten özverili şekilde gayret gösteriyor. Bunun sonucu da ihracatta artış. Hiç kuşkusuz hükümetin bu süreçte ihracata sağladığı desteklerin de önemli katkısı olduğunu da belirtelim. Bu arada cari açık son aylarda yukarı yönlü bir ivmeye işaret etse de GSYH’ya oranı itibariyle ödemeler dengesindeki kırılganlığın, önemli ölçüde risk alanı dışına çıktığını gösteriyor" açıklamasını yaptı. Merkez Bankası yönetiminin, "TL’deki değer kaybının, enflasyon üzerindeki etkisinin zayıfladığına" yönelik tespitini de önemli bulduklarını ifade eden Avdagiç, "Kur geçişkenliğinin azalması anlamına gelen bu gelişmenin, döviz kuru ile enflasyon arasında bozulan korelasyonun yeniden dengelenmesine yönelik bir sinyal olmasının beklentisi içindeyiz" yorumunu yaptı. Avdagiç, 2025’te artan jeopolitik gerilimler, enflasyon dalgalanmaları ve politika belirsizlikleriyle küresel ekonominin artık yeni bir döneme girdiğini ifade etti. Avdagiç, paradigmanın değiştiği bu dönemde şirketlerin proaktif stratejilere yönelmek zorunda olduklarını, riskleri minimize ederken, sürdürülebilirliğe odaklandıklarını kaydetti. Şirketlere 5 proaktif strateji önerisi Avdagiç, bu yeni paradigmanın yeni stratejileri konusunda öne çıkan 5 başlık bulunduğunu belirterek, bu 5 başlığı şöyle sıraladı: "Birincisi risk değerlendirme ve izleme. Ya da bir tür risk okur-yazarlığı. Şirketlerin politik ve jeopolitik alanlarda risk analizlerine dayalı erken uyarı sistemleri kurmaları, tedarik zincirlerini yeniden haritalayıp senaryo planlaması yapmaları gerekiyor. İkinci başlık çeşitlendirme ve yerelleştirme. Tek bir ülkeye veya tedarikçiye bağımlılığı azaltmak kritikleşti. Tedarik zincirlerini kısaltmak (nearshoring) ve tedariki güvenilir-müttefik (friendshoring) noktalara kaydırmak kaçınılmaz bir değişim süreci olarak şekilleniyor. Üçüncü strateji ise direnç ve koruma önlemleri. Veri, BT altyapısı ve operasyonları tek coğrafyada yoğunlaştırmak riske açık bir yapı oluşturacağından, bu yapıların sanal yedeklerinin oluşturulması riskleri azaltacaktır. Şirketlerin yönelmek zorunda oldukları bir diğer strateji de hızlı yanıt ve senaryo planlaması: En iyi, kötü ve olası senaryoların modellenmesi ve güncellenmesi, fırsatlara daha hızlı erişim ve büyüme sınırlamalarını aşmada önemli bir işlev görebilir. Ve elbette liderlik, yönetişim ve yatırım odaklı yaklaşım stratejisi önem taşıyor. Belirsizlikleri analiz etme, buna göre etkili, esnek ama tutarlı stratejiler oluşturma yetisi rekabette önemli avantaj unsuru oldu." "Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz" Avdagiç, KOBİ’ler için bu sürecin aynı zamanda kurumsallaşma, verimlilik ve rekabet gücü artışı için bir fırsat penceresi olduğuna dikkat çekti. Dezenflasyon sürecinde KOBİ’lere önerilerde bulunan Avdagiç, şöyle devam etti: "İş dünyamızın nakit akışlarını etkin ve disiplinli biçimde yönetmeleri, finansal dayanıklılıklarını artıracak tedbirler almaları ve maliyet kontrolünü sistematik hale getirmeleri önem arz ediyor. Ayrıca iş dünyamızın bir koordinasyon içerisinde hareket etmesi de çok önemli. Bu süreçten yeni başarı hikayeleri çıkarabiliriz. Yeter ki çağın dili dijitalleşme ve verimlilik artışını destekleyen modellere yatırım yapılsın. Kur-enflasyon makası sebebiyle fiyatlarda rekabetçiliğimizin azalmasına karşı farklı rekabetçilik unsurlarını öne çıkartmaya gayret etmeliyiz."
Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor
14 Kasım 2025 Cuma - 09:37 Ticaret Bakanlığı yerli plakalı taşıtların gümrük işlemlerini hızlandırıyor Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm projesiyle, trafik sicil verilerinin anlık aktarımı ve yerli plakalı taşıtların gümrük geçiş işlemlerini daha hızlı tamamlanacak. Ticaret Bakanlığı, yerli plakalı taşıtların, gümrük kapılarında gerçekleştirilen giriş-çıkış işlemlerinin daha hızlı ve doğru şekilde tamamlanmasını sağlayacak önemli bir dijitalleşme adımını devreye aldı. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada tescil edilen taşıtlara ilişkin bilgilerin, trafik sicil kayıtlarından anlık olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılmasına yönelik düzenleme, 18 Kasım 2025 itibarıyla tüm gümrük idarelerinde uygulanmaya başlanacak. Yerli plakalı taşıtların yurt dışına çıkış ve yurda giriş işlemlerinde, tescil aşamasında gerekli taşıt bilgilerinin, gümrük memurlarınca manuel olarak sisteme kaydedilmesi nedeniyle; özellikle turizm dönemlerinde bekleme sürelerinde artış yaşanabilmekteydi. Ticaret Bakanlığı’nın dijital dönüşüm projesi ile taşıtların geçiş işlemleri çok daha hızlı tamamlanacak Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen dijital dönüşüm çalışmaları neticesinde, söz konusu bilgiler artık trafik sicil kayıtlarından eşzamanlı olarak Ticaret Bakanlığı sistemlerine aktarılabilecek duruma getirildi. Bununla birlikte tescil işlemleri sırasında harcanan süre önemli ölçüde azaltılarak, gümrük kapılarında işlem akışı hızlanacak. Ticaret Bakanlığı’nın gümrüklerde yürüttüğü dijitalleşme çalışmaları sayesinde, yerli plakalı taşıtların tescil işlemleri artık daha hızlı biçimde gerçekleştirilerek; gümrük kapılarındaki bekleme süreleri daha da azaltılması hedeflendi.
"Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor"
14 Kasım 2025 Cuma - 09:30 "Yerel yönetimlerin beceriksizliği kentsel dönüşümü geciktiriyor" Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmaları ağır ilerliyor. Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu bakanlık yetkilileriyle belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" dedi. Ülkemizde 6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gözler önüne serilirken İstanbul harici geri kalan neredeyse hiçbir ilde kentsel dönüşüm çalışmaları istenilen oranda artmadı. Uzmanlar, belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmalarında yetersiz kaldığını analiz ederken birçok yapılan araştırmada ise kentsel dönüşüm ile derme çatma yapıların ortadan kalkmasının asayiş olaylarını da azalttığını belirlendi. "Anadolu bu konuda yavaş ilerliyor" Konuyla ilgili Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, açıklamalarda bulundu. Adana başta olmak üzere birçok ilde kentsel dönüşüme başlanılamadığını ve belediyelerin yetersiz kaldığını belirten Karslıoğlu, "Kentsel dönüşüm projelerine hükümetimiz büyük bir önem gösteriyor. Bu projelere önem gösteren belediyelerimiz de var ancak kentsel dönüşümde sadece İstanbul yok. Geriye 80 vilayetimizde kalıyor ve Anadolu maalesef bu konuda yavaş ilerliyor" ifadelerini kullandı. "Birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile belediyelerin koordineli çalışamadığına da atıfta bulunan Mustafa Karslıoğlu, "Prosedürler çok ve yerel belediyelerin yetkisinde olan konularda yerel belediyelerin beceriksizliğinden, bakanlığa ayak uyduramayıp, profesyonelleşememesi nedeniyle kentsel dönüşüm yeterince hız alamıyor. Kentsel dönüşüme gidecek alanda müteahhit para kazanmak, vatandaş ise metrekaresinin gitmemesini istiyor. Burada da belediyeler yoğunluk ile alakalı çalışmalı. Bunu yapamadıkları için birçok ilde kentsel dönüşüm projeleri kördüğüm gibi bekliyor. Bu kısır döngüyü aşmanın yolu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileriyle birlikte belediyelerin koordinasyonlu bir şekilde çözüm önerisi bulması" diye konuştu. Kentsel dönüşümün asayiş olaylarını azaltmak için önemli olduğunu belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, daha sonra şunları söyledi: "Eğer bir öneri bulunmazsa kentsel dönüşüm böyle çok ağır gider. Her şeyi devletten beklememek gerek. Belediye başkanları kentsel dönüşümü masasında 1 numaralı gündem olarak bekletmeyip artık sahaya inmeliler. Kentsel dönüşüm en başta asayiş için önemli. Bugün itfaiyenin, emniyetin, ambulansın giremediği sokaklar var. Anadolu’daki birçok ilde sayısız çıkmaz sokak var. Buraları artık yaşanabilir hale getirmeliyiz. Düzgün mahallelerde yaşamak her insanımızın hakkı."