ÇEVRE - 07 Aralık 2021 Salı 12:45

Elazığ’da çiftçiye 68 bin 500 adet badem fidanı dağıtıldı

A
A
A
Elazığ’da çiftçiye 68 bin 500 adet badem fidanı dağıtıldı

Elazığ’da ’Badem Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi’ projesi kapsamında çiftçilere 68 bin 500 adet badem fidanı dağıtıldı.

Elazığ’da ’Badem Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi’ projesi kapsamında çiftçilere 68 bin 500 adet badem fidanı dağıtıldı.


Doğu Anadolu Kalkınma İdaresi (DAP)’in destekleriyle Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından çiftçilere yüzde 70 hibe destekli 68 bin 500 adet badem fidanı dağıtıldı. ’Badem Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi’ Projesi kapsamında 150 çiftçiye dağıtılan fidanların 2 bin dekar alana dikileceği bildirildi. Özelikle geç çiçeklenen ve bölgeye adapte olan Ferragnes ve Ferraduel çeşitleri tercih edilerek dağıtılan fidanların 1 hafta içinde toprakla buluşturulacağı öğrenildi.


Proje hakkında açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Turan Karahan, “Elazığ’da Tarım ve Orman Teşkilatı olarak valiliğimiz önceliğinde Tarım ve Orman Bakanlığı’mızdan, GAP’dan, İl Özel İdare’den ve birçok kaynaktan almış olduğumuz projelerle ilimizin tarım ve hayvancılığı daha ileri bir noktaya taşımak ve üreticinin kazancını artırmak için çalışmaları peş peşe hızlı bir şekilde yürütüyoruz. Son dönemlerde Türkiye’de 81 il içerisinde badem yetiştiriciliğinde modern kaplama meyve bahçesi şeklinde en çok artış trendi içerisinde olan ilerden bir tanesi Elazığ’dır. Elazığ’da badem, tarlaları birbirinden ayırmak için kullanılan bir meyve ağacı iken, şu anda Ağın, Keban ve merkez köylerimiz başta olmak üzere birçok ilçemizde artık modern kaplama meyve bahçesi şeklinde dizayn edilerek 20 bin dekara ulaşmıştır" dedi.


Yılda 4 bin tonun üstünde bir verim söz konusu olduğunu aktaran Karahan, "Bu gelişimi daha da hızlandırmak ve buna katkıda bulunmak üzere bakanlığımıza sunmuş olduğumuz yaklaşık 1 milyon liralık proje var. Aynı şekilde DAP ‘a bulunmuş olduğumuz projeyle birlikte toplam 2 milyon liralık bir kaynakla 2 bin dekar alana dikilmek üzere 150 çiftçimizi destekleyeceğiz. Yüzde 70 hibe ile bu gün tedarik etiğimiz badem fidanlarımızı üreticiyle buluşturtacağız. Üreticiler bir hafta içerisinde bunların dikimlerini gerçekleştirecek birkaç yıl sonra bunlar verim olarak ilimiz ve ülkemize rekolte olarak katkı sağlayacak” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.