GENEL - 14 Nisan 2019 Pazar 14:04

‘Hilal’ mimarili camide son aşamaya gelindi

A
A
A
‘Hilal’ mimarili camide son aşamaya gelindi

Elazığ’da Fırat Üniversitesi Kampüsü içerisinde yapımına 5 yıl önce başlanan ve ‘hilal’ mimarisiyle dikkat çeken Murat Camii’nin Ramazan ayında açılması planlanıyor45 bin öğrencisi bulunan Fırat Üniversitesi Kampüsünde 2 bin metrekare alan üzerinde yapılması planlanan Murat Camii’nin temeli 2012 yılında atıldı.

Elazığ’da Fırat Üniversitesi Kampüsü içerisinde yapımına 5 yıl önce başlanan ve ‘hilal’ mimarisiyle dikkat çeken Murat Camii’nin Ramazan ayında açılması planlanıyor


45 bin öğrencisi bulunan Fırat Üniversitesi Kampüsünde 2 bin metrekare alan üzerinde yapılması planlanan Murat Camii’nin temeli 2012 yılında atıldı. Üniversite ve hayırseverlerin desteğiyle 5 yıldır yapım aşaması süren ‘hilal’ şeklindeki mimarisiyle dikkat çeken cami de son aşamaya gelindi. Yaklaşık 1 aylık çalışma sonrasında caminin eksikliklerinin giderilerek Ramazan ayının ilk gününden ibadete açılması planlanıyor. Caminin iç kısmında 2 bin kişinin namaz kılacağı alan bulunurken, "Hilal" kısmında ise öğrenci ve vatandaşların katılabileceği ebru, hat, minyatür, telkâri, origami ve sedef kakmacılık gibi kurslar düzenlenmesi planlanıyor.



Camide Türk-İslam sanatları ile ilgili uygulamalar da yapılacak


Caminin temelinin 2012 yılında atıldığını anımsatan FÜ Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Cami Derneğinin Başkanı Prof. Dr. Vedat Tanyıldızı, “Bugün bitme aşamasına gelen camimizin bir ana binası bir de külliye diyebileceğimiz farklı amaçlarla kullanılacak revakları var. Camii dendiği zaman ibadetgah akla geliyor. Ümit ediyoruz, bizim camimiz ibadetgah olmanın ötesinde hizmetler olacaktır. Cami, alt ve üst katlar, ana mekanlar yaklaşık 650 metrekaredir. Alt ve üst son cemaat yerler ile birlikte kapalı mekan 2 bin kişilik" dedi.


Revaklarda ve alt katın son cemaat yerinde özellikle Türk-İslam sanatları ile ilgili uygulamalar ve eğitim faaliyetleri olacağını dile getiren Prof. Dr. Tanyıldızı, "Üst katta bir toplantı salonumuz var. Her zaman olduğu gibi gençliğin ciddi desteğe ihtiyacı var ama bugün başka türlü bir çalışma ve destek planlamak zorundayız. Tabiatıyla hem İlahiyat Fakültesi hem de özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülüğün desteği ile eğitim faaliyetlerini sürdürmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.



"Ramazan ayında teravih namazları kılınacak"


Caminin Ramazan ayına yetişeceğini düşündüklerini de aktaran Tanyıldızı, “Şu anda alt kattaki pencere kenarlarının bantları üst katta minber, mihrap, vaaz kürsüsü, müezzin mahfili ve camlar bu hafta takılmaya başlanacak. Ümit ediyorum, resmi açılış olmasa bile camimizi Ramazan ayına yetiştireceğiz. Çok büyük bir sıkıntı olmazsa camimizde teravih namazını bu Ramazan ayında kılacağız. Caminin yapımı süresi olarak 2012 yılından bu yana devam ediyor. Öğrencilerin özellikle cami özleminin belki de sonucu olarak bir gecikme şeklinde yorumlanıyor. Ancak üniversite öğrencilerimiz şunu iyi bilsinler ki bu tür yapılarda hassasiyet çok önemli. Herhangi bir bina yapılmıyor. Hastane mimarisinde olduğu gibi caminin mimarisi ve teferruatı da çok ince düşünülmesi gerekir. Geciktiğini düşünmek konusunda, devletin bütün destekleri ve Cumhurbaşkanının özel ilgisine rağmen İstanbul’da 5 senede yapılan Çamlıca Camiini referans gösterebilirim. Bunu dikkate alırsak, bizim caminin ve bu şekilde bir eserin normal süresi içerisinde bittiğini düşünmek mümkündür” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ GSİM’den, Ziraat Türkiye Kupası finali için resmi başvuru Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 23 Mayıs tarihinde oynanacak olan Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinin Elazığ Atatürk Stadyumu’nda oynanması için resmi başvuruda bulundu. Beşiktaş - Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağı ve saati henüz belli olmazken, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Elazığ’da oynanması halinde şehrin; kültür, sanat, spor ve coğrafi olmak üzere birçok yönden tanıtımına büyük katkı sunacağı düşüncesi ile TFF’ye başvurdu. Elazığ’ın en büyük yatırımlarından biri olan ve 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Elazığ Atatürk Stadyumu, Türkiye’nin futbol oynamaya müsait en kaliteli zeminlerinden biri. Türkiye - Litvanya arasında kadın kutbol milli maçına ev sahipliği yapan 18 bin 423 seyirci kapasiteli Elazığ Atatürk Stadyumu, karşılaşması sonrasında kamuoyundan birçok tebrik mesajları almayı başardı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, maçın Elazığ’da oynatılması için TFF’ye resmi başvuruda bulunduklarını belirterek, "Şehrimize ve diğer çevre illerimize canlılık getirmek amacıyla, 23 Mayıs 2024 tarihinde Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak olan Ziraat Türkiye Kupası final maçının doğunun incisi Elazığ Atatürk Şehir Stadyumu’nda oynatılması için harekete geçtik. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak TFF’ye resmi dilekçe yazarak, maçın Elazığ’da oynanmasını talep ettik. Depremlerden etkilenen şehrimizde maçın oynatılması hem futbolseverlere psiko-sosyal destek sağlayacaktır hem de şehrimizin tanıtımına önemli katkı sunacaktır" dedi.
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.