YEREL HABERLER - 12 Nisan 2012 Perşembe 10:06

DES ERZURUM İL BAŞKANI MEHMET ZÜLFİKAR KOTANLI:

A
A
A
DES ERZURUM İL BAŞKANI MEHMET ZÜLFİKAR KOTANLI:

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Erzurum il Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, önümüzdeki günlerde başlayacak olan toplu sözleşme öncesi yaptığı açıklamada, yetkili sendikalara; "Her yıl oturduğunuz toplu görüşme masasından hep mağlup ayrıldınız" toplu sözleşme masasında da yine nakavt olmayın uyarısında bulundu.
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Erzurum il Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, Kamu-Sen ve Memur-Sen Konfederasyonlarının taleplerini ortaklaştırarak hükümetin karşısında Toplu Sözleşme Masasına oturması gerektiğini belirterek, "Taleplerinin arasında yüzdelik zamlar yerine kamu çalışanlarının sosyal, ekonomik ve özlük hakları ağırlıklı olmalıdır" diye konuştu.
Bu yıl ilk kez yapılacak olan Kamu Çalışanları Toplu Sözleşmesi öncesinde Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) olarak bizim taleplerimiz Toplu sözleşmelerde; 2012 yılı için yüzde 22 + yüzde 8.5 Türkiye`nin 2011 yılı büyüme oranı kadar zam, 2013 için ise yüzde 20 + büyüme oranında zam talep ettiklerini söyleyen Kotanlı, ``Maaşlarımıza yapılmasını istediğimiz bu zam oranları, özellikle son aylarda elektrikten, doğal gaza kadar vatandaşın zorunlu ve zaruri ihtiyaçlarına yapılan yoğun zamlar neticesinde oluşan zam göstergelerine göre milimize edilmiş makul ve meşru rakamları ifade ediyor. Öte yandan, kamuda ``˜eşit işe eşit ücret` ayarı olarak lanse edilen fakat çoğu kamu çalışanını mağdur eden 666 sayılı KHK düzenlemesinden faydalanamayan verilmiş olana hakları ellerinden alınan tüm çalışanların taban aylığına 2012 yılı için 150, 2013 yılı içinse 120 TL artış istiyoruz`` dedi.
Kotanlı, ``Doğuda görev yapan tüm kamu çalışanlarına Elektrik, Kömür ve Doğalgazda indirim uygulamasına gidilmeli ve KDV oranı kaldırılmalıdır. Üniversitelerde görev yapan okutman, öğretim görevlisi ve yardımcı doçentler daimi kadroya atanarak kadro güvencesi sağlanmalıdır. Yardımcı doçent kadrosunda çalışanların birinci dereceye kadar yükselmesi temin edilmelidir. Araştırma görevlilerinin görev tanımı ayrıntılı olarak yeniden belirlenmeli, araştırma görevlilerinin keyfi uygulamaya muhatap olmaları engellenmelidir. Bunun sağlanabilmesi için araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, okutman, uzman gibi görevler için tüm üniversiteleri kapsayacak şekilde objektif bir düzenleme yapılmalıdır. Üniversitelerde görev yapan akademik kadrodaki personele de öğretmenlerde olduğu gibi askerliklerini asker öğretmen olarak yapmalarına imkan sağlanmalıdır. Kurumların hizmetli kadrolarında her türlü işi yapan personelin sosyal ekonomik özlük hakları daha detaylı ele alınarak Yardımcı Hizmetler Sınıfı kadrosunda çalışan personelin yaptığı görevler günümüzde taşeron firmalardan hizmet alınarak yürütmekte olduğundan Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personelin görev tanımları yeniden yapılmalıdır`` diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."