YEREL HABERLER - 19 Nisan 2012 Perşembe 14:33

ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ÇÖZÜM BEKLİYOR

A
A
A
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ÇÖZÜM BEKLİYOR

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi`nin ev sahipliğinde düzenlenen ``Sağlık Bakanlığının Yeniden Yapılandırılması ve Kamu Hastane Birlikleri`` konulu panel, Süleyman Demirel Kültür Merkezi`nde gerçekleşti. Panelde sağlık hizmetlerinde yapılan yeni düzenlemeler ve bunların uygulama alanlarına yansımaları tartışıldı.
Moderatörlüğünü Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Akgemci`nin yaptığı panelde İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın ve İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur sunumlarını paylaştı. Panele Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şahin, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yüksek, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aliye Mavili Aktaş, Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, hastane başhekimleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konya`daki hastanelerin sağlık hizmeti kalitesini artırdığını söyleyen Konya İl Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci, ``Sağlık Bakanlığı`nın yeniden yapılanmasıyla hem hasta hakları açısından, hem de halk sağlığı hizmetleri açısından önemli gelişmeler yaşandı. Bu hizmetler kuşkusuz ki sağlık alanındaki hizmetleri daha da nitelikli hale getirilecektir. İlimizde sağlık hizmetlerine ulaşmak önceki yıllara göre daha da kolaylaştı. Personel hareketliliğinin düzene girmesi ve finansal sorunların çözümüyle artık Konya`daki hastaneler hizmet kalitesini iyice artırmış oldu`` dedi.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ ÇÖZÜM BEKLİYOR
Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şahin ise, Sağlık Bakanlığı`nın kamu hastanelerine ilişkin yeni düzenlemelerini değerlendirerek, ``Kamu hastanelerinin tek çatı altında toplanarak kalitesinin artırılması, özelleştirilmesi ve yabancı personelin çalıştırılması söz konusudur. Ciddi sorunların bir araya toplanan hastaneler yoluyla çözülmesi amaçlanmaktadır`` dedi. Sağlıkta dönüşüm çerçeveleri kapsamında birçok yeni düzenleme gerçekleştirildiğinin de altını çizen Prof. Dr Şahin, ``Yeni programlar çerçevesinde sağlık hizmetlerinin yanında sağlık sektörüne finansal destek sağlayan kurumların da tek çatı altında toplanması söz konusudur. Bu programlar ile üniversite hastanelerinin personel ve finansman sorunu da çözüm bekleyen önemli bir konudur. Çünkü üniversite hastaneleri sağlık hizmetinin personel eğitimini ve sektörün bilimsel araştırmalarını yürüten kurumlardır`` şeklinde konuştu.
TÜRKİYE SAОLIK EYALETLERİNE BÖLÜNÜYOR
Sağlık Bakanlığı`nın yeniden yapılanması hakkında bilgi veren İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın ise, ``Bakanlığın geliştirdiği yeni düzenlemeler günün şartlarına uygun hale getirilmelidir. Çıkabilecek herhangi bir sorunda da kontrol edilebilir çözümlerin üretilmesi gerekir. 800 civarında kamu hastanesinin gruplara ayrılarak yönetilmesi düşünülüyor. Böyle bir bölünmeyle Türkiye sağlık eyaletleri haline gelecek ve her eyaletin kendi içinde kendine yeter hale getirilmesi planlanıyor. İllerdeki sağlık yöneticileri, kaynakların ve yatırımların dağılımı ve bunların daha verimli hale gelmesi konusunda da sorumlu kişi olacaktır`` dedi.
Prof. Dr. Aydın`ın sunumunun ardından İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur da uygulamalarda karşılaşılan sorunlar hakkında dinleyicilere bilgi verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.