GENEL - 23 Nisan 2012 Pazartesi 09:35

HAYALDİ GERÇEK OLDU YAŞLILAR MORAL BULDU

A
A
A
HAYALDİ GERÇEK OLDU YAŞLILAR MORAL BULDU

Adana Huzurevi`nde sekiz yıl barındıktan sonra hayatını kaybeden emekli öğretmen Müyesser Gürtürk`ün "küçük evler" projesi huzurevleri için model, sakinleri için de moral oldu.
Adana`da ilki 1997 yılında yapılan küçük evlerin sayısı 40`a ulaştı.
Emekli olduktan sonra kocasıyla birlikte 1994 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Genel Müdürlüğü`ne bağlı Adana Huzurevi`ne yerleşen öğretmen Müyesser Gürtürk`ün önerisi küçük evler, Türkiye`de ilk ve tek model oldu. Küçük evler projesi, yaşlıları koğuş sisteminin sıkıcı beton binalarından kurtardı. Bir zamanlar huzur evine gelmek istemeyen yaşlılar şimdilerde evlerini satıp huzurevine küçük ev yaptırıp yerleşmenin peşinde. İlki 10 yıl önce Müyesser Gürtürk tarafından yaptırılan evlerin sayısının bugün
40`a ulaştığı belirtildi.
Adana Huzurevi Müdürü Nurdan Avcı, 1994`de huzurevine giren, 2002`de de hayatını kaybeden Müyesser Gürtük`ün eserleriyle hâla yaşadığını söyledi. Avcı, Gürtürk`ün bir sabah kahvaltısında ortaya attığı "küçük evler" fikrinin bir anda Adana Huzurevi`ni sararak Türkiye`deki huzurevlerine model olduğunu ifade etti.
Avcı, sabah kahvaltısında Gürtürk`ün sohbet ederken Fransa`daki huzurevlerinde küçük evlerin bulunduğunu ve Adana Huzurevi`nin de bu sisteme uygun olduğunu söylediğini hatırlatarak şöyle konuştu: "Müyesser Gürtürk, yaşlıların koğuş sisteminden kurtulup kendilerini evinde gibi hissetmelerini sağlayacak bir sistemden bahsetti. İlk evi de kendisinin yaptıracağını söyledi. Projeyi Mimar Cennet Uyduran`a çizdirdim ve bir rapor ekleyerek onaya gönderdim. Benimde işimle ilgili bir hayalimdi. Bu Müyesser teyze
ile birlikte gerçek oldu"
Onay ile birlikte ilk evin 1997 yılında Müyesser Gürtürk tarafından emekli maaşıyla yaptırıldığına dikkat çeken Avcı, şunları söyledi: "Müyesser teyze evi yaptırıp içine geçtikten sonra kocasını doğum gününde kaybetti. Bu sırada hayırseverler küçük evler yaptırmaya başladı. Küçük evlerin sayısı artmaya bir sokak oluşmaya başladı. İlk sokağa Portakal Çiçeği adını verdik. Daha sonra emekli öğretmen Müyesser teyze 2002 yılında bir öğretmenler gününde hayatını kaybetti. Müyesser teyzenin bıraktığı eserler
şimdi bahçemizi süsleyip yaşlılarımıza umut oluyor."
Avcı, huzurevinin bahçesine tatil sitesi görünümü kazandıran küçük evlerin sayısının 40`a yükseldiğini ve burada oturan yaşlıların moral bulduğunu söyledi.
Küçük evlere her gün talebin arttığını ve Nar Çiçeği ile Limon Çiçeği sokaklarının da oluşturulduğunu vurgulayan Avcı, sözlerine şöyle devam etti: "Villa görünümlü, 60 metrekarelik evlerin bir tanesi 40 bin TL, sırt sırta yapılan iki konut ise 70-80 bin TL`ye mal oluyor. Küçük evlere yerleşebilmek için çok sayıda kişi sırada bekliyor. 200 üzerinde yaşlının kaldığı huzurevinde bahçeli konutlarda kalmak yaşlıların psikolojisini de olumlu etkiliyor. Türkiye`de ilk ve tek model olması nedeniyle her
zaman gurur duyduğumuz küçük evler, yaşlıları koğuş sisteminin sıkıcı beton binalarından kurtarıyor. İkiz villa görünümünde olan küçük evler için hayırseverlere arsa temin etmeye hazırız. Huzurevimizin bahçesi bu evlerin yapımına son derece uygun. Bu evlerde kalan yaşlılar bahçelerinde çiçek ve çeşitli bitkiler yetiştirerek mutlu oluyorlar."
İki kişinin rahatlıkla kalabildiği bu evlerde kişi başına ücretin ayda 327 TL olduğunu belirten Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küçük evlerde bir yatak odası bir oturma odası ve açık mutfak bulunuyor. Bunların yanı sıra tuvalet ve banyo var. Ayrıca, bütün küçük evlerde güneş enerjisiyle sıcak su bulmak mümkün. Talebin yoğun olduğu bu evlerin sayılarının artırılması için hayırseverlerimizin katkılarını bekliyoruz. Daha önce mahalle olan küçük evler sayının artmasıyla artık köy kadar oldu. Yaşlıların
küçük evleri seçmesinin en büyük nedeni, yemek, bakım, doktor, psikolog, diyetisyen, fizik tedavi uzmanı ve temizlik gibi imkan ve hizmetlerin sunuluyor olmasıdır."
KENDİ EVİMDEN DAHA KONFORLU
İki yıl önce huzurevine ablasının yanına yerleşen 80 yaşındaki Ayten Okuyucu, şöyle konuştu: "Çocuklarımız bize huzurevine gelirken karşı çıktı. Ancak, biz buraya geldiğimiz için çok memnunuz. Çünkü, insan belirli bir yaştan sonra bazı işleri yapamıyor. Ama burada bütün hizmet ayağınıza geliyor. Üstelik küçük evlerin evinizden hiçbir farkı yok. Burada olmaktan çok mutluyuz. Huzurevinde huzur bulurken, küçük evler huzurumuzu ikiye katladı. Ben Türkiye`deki bütün huzurevlerini gezdim, İstanbul, Ankara,
Konya, Eskişehir`de huzurevlerinde de kaldım. Ancak, bu kadar konforlu huzurevi görmedim."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Gediz’de tarhana çorbası üretim işletmesi sahibi öğrencilerle buluştu Kütahya’nın Gediz ilçesinde Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen Kariyer Günleri kapsamında, yerel lezzetlerin başarı hikâyesine dönüştüğü tarhana çorbası üretim işletmesinin sahibi Demet Bakırdemir öğrencilerle bir araya geldi. Gediz İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Aydın ve Şube Müdürü Yaşar Kandemir’in katıldığı etkinlikte, mesleki eğitimin önemi ve girişimcilik ruhu vurgulandı. Söyleşiye, Demet Bakırdemir’in eşi Fatih Bakırdemir de katılım sağladı. Okulun konferans salonunda gerçekleştirilen söyleşi öğrencilerden yoğun ilgi gördü. Programın açılış konuşmasını yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Aydın, meslek liselerinin Türkiye’nin ekonomik geleceğindeki kritik rolüne dikkat çekerek, "Sizler sadece öğrenci değil, geleceğin ustaları ve iş insanlarısınız. Bugün burada başarılı bir girişimciyi ağırlıyor olmamız, teorik eğitimin sahada nasıl büyük bir başarıya dönüşebileceğinin en somut örneğidir" dedi. Söyleşinin konuğu olan tarhana çorbası üretim işletmesi sahibi Demet Bakırdemir ise iş hayatındaki tecrübelerini ve tarhana gibi geleneksel bir lezzeti modern bir işletme modeliyle nasıl büyüttüklerini öğrencilerle samimiyetle paylaştı. Başarının anahtarının sabır ve yenilikçilik olduğunu vurgulayan Bakırdemir, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu; "Mesleğinize dört elle sarılın. Biz bu yola çıkarken geleneksel tadımızı koruyarak günümüz şartlarına nasıl uyum sağlayabileceğimizi düşündük. Sizler de okulda öğrendiğiniz teknik bilgileri zekâ, düşünce ve hayal gücünüzle birleştirirseniz aşamayacağınız engel yoktur. Kendi işinizin patronu olmak hayal değil, bir planlama meselesidir." Soru-cevap bölümünde öğrenciler, işletme kurma süreçleri, staj imkânları ve sektörde karşılaşılan zorluklar hakkında merak ettiklerini sorma fırsatı buldu. Etkinlik sonunda İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Aydın tarafından Demet Bakırdemir’e günün anısına plaket takdim edildi.
İstanbul İş Bankası’ndan ’Ödeme İste’ ve ’Dijital Tahsilat’ hizmeti Türkiye İş Bankası, tahsilat süreçlerini kolaylaştıracak yeni ürünü ’Ödeme İste’ ile ’Dijital Tahsilat’ uygulamasını müşterilerinin hizmetine sunduğunu duyurdu. İş Bankası, ’Ödeme İste’ ve ’Dijital Tahsilat’ hizmetini müşterilerine sundu. Yapılan açıklamaya göre, yeni uygulama ile işletmeler, ticari faaliyetleri sırasında tahsilatlarını kendileri talep göndererek gerçekleştirebiliyor, ödemelerinin güncel durumunu kolayca takip ederek nakit akışlarını daha etkin yönetebiliyor. Merkez Bankası’nın FAST (Fonların Anlık ve Sürekli Transferi) sistemi üzerinde çalışan - Ödeme İste ile ilk entegrasyonu Coca-Cola İçecek ve bayileri tarafından gerçekleştirilecek tahsilatlarda kullanılmak üzere; ödeme taleplerinin hızlı ve kolay şekilde iletilmesini sağlayan finansal teknoloji platformu Nakitera iş birliğiyle hayata geçirildi. Bu uygulamayla Türkiye’de yeni bir tahsilat yapısı da devreye alınmış oldu. "Teknolojiyi odağımıza alarak yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceğiz" Konu hakkında değerlendirmede bulunan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ozan Gürsoy, "Müşterilerimize ticari faaliyetlerinde kolaylık ve hız sağlayacak dijital çözümler sunma odağımız çerçevesinde Ödeme İste ile Dijital Tahsilat çözümünü Türkiye’de kullanıma sunan öncü banka olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu uygulama ile müşterilerimizin tahsilatlarını kendilerinin talep ederek takibine olanak tanıyoruz. Böylelikle işletmeler, hızlı ve kolay bir biçimde nakit akışlarını yönetebiliyor. Teknolojiyi odağımıza alarak müşterilerimizin finansal işlemlerini kolaylaştıran yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu. "Tahsilat süreçlerimizi dijitalleştirerek operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz" Coca-Cola İçecek (CCI) Türkiye Bölge Direktörü Hasan Ellialtı ise iş birliğine ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; "İş Bankası ve Anadolu Grubu iştiraki Nakitera ile gerçekleştirdiğimiz bu yenilikçi iş birliği sayesinde tahsilat süreçlerimizi dijitalleştirerek operasyonel verimliliğimizi artırıyoruz. Ödeme İste ile Dijital Tahsilat çözümü, hem iş ortaklarımız hem de müşterilerimiz için hızlı ve şeffaf bir ödeme deneyimi sunmamıza olanak tanıyor. CCI olarak, ‘En iyi Hızlı Tüketim Ürünleri şirketi olma’ vizyonumuz doğrultusunda müşteriyi ve teknolojiyi iş süreçlerimizin merkezine koyarak ekosistemimize değer katmaya ve sektörde dijital dönüşüme öncülük etmeye devam ediyoruz." "Operasyonel verimlilik ve tahsilat hızı artıyor" Nakitera Genel Müdürü Bulut Arukel de iş birliği hakkında, "İş Bankası’nın yenilikçi yaklaşımıyla hayata geçirilen Ödeme İste ile Dijital Tahsilat çözümünü platformumuza entegre ederek işletmelerin kullanımına sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Finansal akışların dijitalleşmesini hızlandıran bu iş birliği, tahsilat süreçlerinde operasyonel verimliliği ve tahsilat hızını önemli ölçüde artırıyor" dedi. Açıklamaya göre, Ödeme İste ile Dijital Tahsilat sayesinde ödeme talebi doğrudan alıcının bankasına iletilebiliyor. Tahsilat yapacak kurumlar, ödeme talebine belirli bir tarih atayarak ödemenin ne zaman yapılacağını önceden planlayabiliyor. Ödemeyi yapacak taraf ise kendi bankasının mobil uygulaması üzerinden gelen ödeme talebini görüntüleyerek hızlı bir şekilde onay verebiliyor. Uygulamaya entegre olarak kullanmaya başlamak isteyen kurumlar detaylı bilgiye İş Bankası şubeleri ve isbank.com.tr’den ulaşılabiliyor.
Samsun Sünnet, birçok hastalığın önüne geçiyor Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Levent Üstün, sünnetin hijyenin daha kolay sağlanmasına katkı sunduğunu, idrar yolu enfeksiyonu riskini azalttığını, penis kanserini önlediğini ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile serviks kanseri riskini düşürdüğünü belirtti. Medicana International Samsun Hastanesi doktorlarından Çocuk Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Levent Üstün, sünnet hakkında bilgilendirmede bulundu. Hem 3-6 yaş hem de yeni doğan sünnetleriyle ilgili bilgiler veren Uzm. Dr. Üstün, "Sünnet, insanlık tarihinin en eski cerrahisi olmasının yanı sıra bugün en sık uygulanan pediatrik cerrahi işlemdir. Tıbbi nedenlerin dışında da potansiyel faydaları vardır. Hijyenin daha kolay sağlanması, idrar yolu enfeksiyonları riskini azaltması, penis kanserini önlemesi, cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve serviks kanseri riskinin azalması bunlar arasında sayılabilir. Sünnet, çocukta beden farkındalığı ve cinsel kimliğin geliştiği fallik dönem olarak adlandırılan 3-6 yaş aralığı dışında her yaşta yapılabilir. Son yıllarda yeni doğan sünnetine ilgi artmıştır. Ancak yeni doğan dönemi hem anne hem de bebek açısından bir adaptasyon sürecidir. Bebeğin özellikle ilk 40 gün enfeksiyonlara daha açık olduğu düşünülür. Sünnet derisi ve salgısının, idrar kontrolünün olmadığı yaşamın ilk birkaç yılı boyunca idrarın yakıcı etkilerinden koruyucu olduğu kabul edildiğinde, yeni doğan döneminde sünnet yapılması konusunda soru işaretleri oluşmaktadır. Özellikle yeni doğan döneminde ve bezli çocuklarda idrar amonyağı ve dışkı, nemli bezlerle olumsuz sonuçlara yol açabilir" dedi. Sünnetin hijyenik ortamlarda yapılması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Üstün, "Sünnet aileler tarafından basit bir işlem gibi algılansa da aslında çocuğun geleceğini etkileyen çok önemli bir cerrahi işlemdir. Rahat, telaşsız ve sağlık açısından güvenli hijyenik bir ortamda yapılmalıdır. Sünnet sonrası bakım da en az işlem kadar önemlidir. Ben pansumanı genellikle ilk gün ya da ertesi gün açmayı tercih ediyorum. Peniste ödem olması çocuğa rahatsızlık vermezken, yapışmış bir pansumanın açılması daha fazla acı verir ve çocuk psikolojik olarak etkilenebilir. Yaşa ve kullanım rahatlığına göre köpük bardak ya da sünnet külodu 3-7 gün kullanılabilir. İlk 72 saat banyo yapılmamalı, üçüncü günün sonunda 10’ar dakikalık köpüklü ılık suyla, sürtme ve tahriş olmadan banyolara başlanmalıdır. Doktorun verdiği krem ve merhemler düzenli kullanılmalı, bezli bebeklerde bez sık değiştirilmelidir. İlk günlerde dar kıyafetlerden kaçınılmalı, bez gevşek bağlanmalıdır. Sünnet sonrası çocuk acı duyacağını düşünerek idrarını tutabilir; bu durumda mesane üzerine ılık bez ve hafif masajla idrar yapması sağlanır. İlk gün ağrı olabilir, ağrı kesici şuruplar ve bebeklerde fitillerle kolayca kontrol altına alınabilir. Penise dışkı bulaşırsa, ıslak bezle temizlenemiyorsa tahriş etmeden ılık suyla temizlenmelidir. Okul çocukları bir hafta sonra okula başlayabilir. Yaz aylarında deniz ve havuz için kontaminasyon riski göz önünde bulundurularak 15-20 gün beklenmelidir" diye konuştu. Cerrahi işlemin ardından dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Üstün, "Hastalar genellikle sünnetten bir hafta sonra kontrol edilir. Ancak bu süre içinde durmayan kanama, artan kızarıklık, şişlik, akıntı, ateş veya idrar yapmada zorlanma olursa doktora başvurulmalıdır. Sünnet doğru zamanda, uygun koşullarda ve tıbbi standartlara uygun şekilde yapıldığında güvenli bir işlemdir. En önemli nokta çocuğun ağrı yaşamaması ve işlemin deneyimli ellerde yapılmasıdır" şeklinde konuştu.