YEREL HABERLER - 27 Şubat 2012 Pazartesi 17:25

VERGİ HAFTASI KUTLAMALARI BAŞLADI

A
A
A
VERGİ HAFTASI KUTLAMALARI BAŞLADI

Kamuoyunda sağlıklı bir vergi bilincinin oluşturulması, verginin toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi ve vergiyi gönüllü olarak ödeme alışkanlığının artırılması amacıyla 1990 yılından buyana her yıl Şubat ayının son haftasında kutlanan Vergi Haftası etkinlikleri başladı.
23’üncü Vergi Haftası nedeniyle Kastamonu Defterdarı Yaşar Kısa ile vergi çalışanları, Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk koydu. Ardından saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Vali Erdoğan Bektaş’ı makamında ziyaret ettiler.
Ziyarette konuşan Vali Erdoğan Bektaş, Vergi Haftasını kutlayarak, “Devletin bütçesi bir aile bütçesi, bir birey bütçesi gibi geliri ve gideri var. Bu gelir ve gider birbirini dengelediği zaman sağlam bir hayat kurulabiliyor. Dengelenmediği zamanda problem yaşanıyor. Rakamlar bazı şeyleri gösteriyor, her şeyi göstermiyor tabi. Çünkü bu sizin gider hesabınız içersinde Bölge Müdürlüklerin harcamaları da var. Dolayısıyla bölge illerine yapılan harcamalarda bunun içine de gözüküyor. Ama bölge illerinin gelirleri bu rakam içersinde yok. Ayrıca siz Genel İdarenin harcamalarını dikkate alıyorsunuz. Genel İdarenin dışında da mali idarelerinin harcadıkları bu işin içinde yok. Dolayısıyla bütün fotoğrafın tüm netliğini ortaya vermiyor ama bir fikir veriyor” dedi.
Kastamonu’da vatandaşın vergi bilincinin yerinde olduğunu belirten Bektaş, “Bu güzel bir şey. Bu anlamda vatandaşımıza teşekkür ediyoruz. Herkes demek ki topluma olan borcunu, ülkeye olan borcunu, devlete olan borcunu, devletten aldığı genel hizmetlerin karşılığını ödüyor ve ödemeye çalışıyor. Bu anlamda Kastamonu olarak rahat ve huzurlu bir yerdeyiz” diye konuştu.
Ekonomide belli bir iyileşmenin olduğunu dikkat çeken Bektaş, şöyle konuştu: “Yani yüzde 28’den, yüzde 32’ye çıkması bu Kastamonu’da da artık bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyor. Umarız bu tren biraz daha ayaklanarak devam eder. Yani yüzde 32 demek bir şehir için çok gurur duyulacak bir tablo değil. Biz bu tabloyu en azından baş başa getirmemiz lazım. Onun için şehrin Ekonomisinin bir yerlere gelebilmesi lazım. Şehir toplumdan ve ülkeden aldığını, ülkeye vermesi lazım. Onun içinde zenginleşmek gerekiyor, kalkınmak gerekiyor, sanayileşmek gerekiyor ve çeşitli sektörlerin ayaklanması gerekiyor.
Vergi bilinci çok önemli. Bireyin borcu, yani sabah kalktığımızda Devletten harcamağa başlıyoruz, sokağa çıktığımızda harcamağa başlıyoruz, arabaya bindiğimizde harcamağa başlıyoruz, Yani çok çeşitli hizmetler alıyoruz toplumdan ve Devletten. Bu güvenlik hizmeti, Sağlık hizmeti, Alt yapı hizmeti, Eğitim hizmeti ve bir sürü hizmet. Bunların içinde yaşadığımız için çok farkına varamayabiliyoruz ama örneğin güvenlik sorunu olan bir ülkeye gittiğimizde güvenlik hizmetin değerini anlıyoruz. Ve yeterince sağlık hizmeti olmayan bir ülke’ye gittiğimizde, bu hizmetin ne anlama geldiğini anlıyoruz. Çok şükür ülkemiz belli bir yere geldi ve durumu hızlıca iyileşiyor. Bu konuda bir vatandaşımızda Ülkemizle, Devletimizle bir sorunumuz yok. Herkes işini yapmağa çalışıyor. Arkadaşlarımızda kendi görevlerini yapıyorlar ve bu işte aracılık ediyorlar. Biz biraz daha rakamları düzeltmek ve iyileştirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz. Yani Vatandaştan para istiyoruz ve alıyoruz. Onu üzmeden de kırmadan da yapmamız gerekir ve yapıyoruz da. Ben Kastamonu’da bu anlamda bir şikayet almadım. Üstelik vergi tahsili olanlarda artmasına rağmen bize intikal eden bir şikayet yok. Demek ki işler düzenli gidiyor”
Kastamonu Defterdarı Yaşar Kısa ise konuşmasında, 29 Şubat Çarşamba günü vergi rekortmenlerine çeşitli ödüller vereceklerini ifade ederek, “Bu ödül törenimizde ilimizde dereceye giren ilk on gelir vergisi, il on kurumlar vergisi ve ilk on gayrimenkul sermaye rekortmenlerimize ödüllerimiz var. Vergi Haftası kutlanmasının sebeplerinden birisi verginin tabana yayılması, vergiyi halka anlatmak bu bağlamda verginin öneminden, verginin önemini çocuklarımıza, öğrencilerimize anlatmak üzere etkinlikler gerçekleştireceğiz” dedi.
Okullara da verginin öneminin anlatılabilmesi için konferanslar düzenleyeceklerine dikkat çeken Kısa, “Bir ülkenin kamu kaynakları ne kadar sağlam kaynaklara dayanırsa tabi ki o ülkede istikrar o derecede olacaktır. Bu bağlamda vergi gelirlerimizde bütçemizin kamu gelirlerimizin yüzde 80’i civarında gerçekleşmektedir. Bir bütçe içerisinde ki gelirler ne kadar sağlam dayanaklara finans kaynaklarına dayanıyorsa o bütçede kamu disiplini sağlanması daha kolay olacaktır. Bu bağlamda bizim 2011 yılında Kastamonu’da 1 milyar 105 milyon 180 bin TL gider harcanmış iken tabi ki 2011 yılında bizim merkez yönetim olarak bütçe gelirlerimiz 356 milyon 342 bin TL olarak gerçekleşmiştir. Tabi ki gider olarak 1 milyar’ın üzerine çıktık, 1 milyar 105 milyon 180 bin TL’nin 375 milyon 406 Bbin TL’sini yatırım harcamaları oluşturmaktadır. 1 milyar 105 milyon 180 bin TL devlet Kastamonu’ya harcama yaparken Kastamonu’dan 356 milyon 342 bin TL gelir toplanmış bulunmaktadır” diye konuştu.
Buna göre Kastamonu’daki giderlerin gelirleri karşılama oranının yüzde 32 civarında gerçekleştiğini kaydeden Kısa, şöyle devam etti:
“Bu demek oluyor ki devlet, Kastamonu’da 100 lira harcarken ancak 32 lira gelir toplamaktadır. 356 milyon gelirimiz var dedik tahsilat oranımız yüzde 74 civarındadır. Biz 2011 yılını Gelir İdaresi olarak Maliye olarak iyi bir performans ile kapattık. Bir önceki yıl yani 2010 yılına göre gelirlerimiz yüzde 28’lerden yüzde 30’a yakın arttı. 2012 yılındaki ilk aylarda da gelirimiz yüzde 40 civarında arttı. Bu seneye iyi bir başlangıç yaptık demek ki artık Türkiye’de de bir kıpırdanma var, 2008-2009 ekonomik krizinden sonraki toparlanmayı kastediyorum. Bu anlamda Vergi Haftasını da fırsat bilerek vergi mükelleflerimize vergi yükümlülüklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Hepsinin işlerinde başarılar diliyorum ve hayırlı işler diliyorum.”
Konuşmaların ardından Defterdar Yaşar Kısa, Vali Erdoğan Bektaş’a verdiği desteklerden ötürü teşekkür ederek, çiçek ve plaket verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.