YEREL HABERLER - 27 Şubat 2012 Pazartesi 17:29

MAZLUMDER SAKARYA ŞUBESİNİN 28 ŞUBAT AÇIKLAMASI

A
A
A
MAZLUMDER SAKARYA ŞUBESİNİN 28 ŞUBAT AÇIKLAMASI

28 Şubat postmodern darbe yıldönümü nedeni ile bir basın açıklaması yapan MAZLUMDER Sakarya Şube Başkanı Turgay Etçibaşı, ’28 Şubat kimyasal bir darbedir’ dedi.
MAZLUMDER Sakarya Şube Başkanı Turgay Etçibaşı, 28 Şubat’ın yıl dönümü nedeni ile bir basın açıklaması yaptı. Etçibaşı, “Yarın daha özgür, daha bağımsız, daha adaletli bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak halkın istikameti ve kararını hedef alan bu darbe geleneğinin sona erdirilebilmesi için hesaplaşma kaçınılmazdır’’ diye konuşurken, “’28 Şubat postmodern darbe sürecinin 15. yıldönümünü yaşıyoruz. Her geçen yıl darbenin çirkin yüzü daha da netleşmektedir. Toplumumuzda gelişen hak arayışlarının yaygınlaşmasından, özgürlük taleplerinin yükselmesinden rahatsız olan elit zümre, Refahyol hükümetinin icraatlarını bahane ederek 100 yıldır Türkiye üzerindeki sultalarına yeni bir ayar çekmek istemişlerdi. Yediden yetmişe ülke insanının kimyasını bozan, her türlü mağduriyete uğramasına sebep olan, izlerinin uzun yıllar silinemeyeceği görülen bu derin ihanetin mimarlarından hala hesap sorulmaması/sorulamaması en büyük kaygımızdır. Halka rağmen, halkın değerleriyle kavgalı, halka yabancı, halkı küçük görenzihniyet, her defasında yaptıklarının halka ve ülkeye çıkardığı maliyetleri görmezden gelerek inatla bu kavgayı sürdürmektedir” dedi.
Unutturulmaya çalışılan darbe döneminde neler yapıldığını sıralayan Etçibaşı, “Halkoylarıyla seçilmiş hükümeti psikolojik olarak abluka altına alınarak çalışamaz hale getirilmişti. Demokratik teamüller ayaklar altına alınarak oligarşik anlayış ile baskı, korku ve sindirme hareketlerine girişildi. Askeri ve sivil bürokrasi kamuoyuna sürekli irtica yaygarası kopararak korku dalgası oluşturmaya çalıştı. Ulusal ve uluslararası sermaye çıkarlarını gözeterek hükümete karşı çevreleri harekete geçirmeye çalıştı. Askeri yapı sivil toplum örgütlerini ve medyayı kullanarak manipülasyonlar ile kampanyalar oluşturdu. Ülke istihbaratı bazı kişi ve kurumları kullanarak tiyatro sahnesini andıran oyunlarla halkı kendi yanına çekmeye çalıştı. Laik- dindar olarak halk kutuplaştırılmaya zorlandı. Eğitim kurumları hayali irtica tehdidinin merkezi görülerek başta imam-hatip okulları olmak üzere kapatıldı ya da etkisiz hale getirildi. Başörtüsü yasağı nerdeyse sokağa inecek kadar yaygınlaştırılmaya çalışıldı. Binlerce öğrenci okullara alınmadı, okuldan atıldı veya başı açmaya zorlandı. Fabrikalarda dahi ibadet ve başörtüsü avcılığı yapıldı. Medyada muhalif kalemler tasfiye edilmeye çalışıldı ve basın susturulmaya çalışıldı” diye konuştu.
Etçibaşı açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi: “Resmi kurumlarda çalışan akademisyen, asker, bürokrat, memur insanlar baskıya maruz bırakıldılar, işten atıldılar. Bankalar aracılığıyla ülkenin ekonomisi çökertildi. Ekonomik krizlerle ülke baş başa bırakılarak IMF aracılığıyla büyük borç yükü altında siyasi iradesine ipotek konuldu.
Muhasebe ve hesaplaşma zamanıdır. Darbe aktörleri yaptıkları yanlarına kar kalmışçasına dolaşmaktadırlar. Darbeciler yargılanmalı ve hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Darbenin sadece askeri aktörleri ile değil medya, bürokrasi ayağıyla da yüzleşilmelidir. Devletin baskı aracına dönüşen STK’ların iç yüzü görülmelidir. Darbeyi aracı kılarak halkı soyan ekonomi sömürücülerinden bedeli tahsil edilmelidir. Dönemin mağdurlarından özür dilenerek kayıp hakları iade edilmelidir. Darbe sürecinin ürünü olan yasaklar halen sürmektedir. Darbe zihniyeti ne yazık ki
hem sivil ve hem askeri irade içinde muhafaza edilmektedir. Bu darbeci zihniyetin tekrar harekete geçmesini önleyecek yeni anayasa başta olmak üzere düzenlemeler yapılmalıdır.
Halk iradesine yönelik her türlü müdahaleyi en ağır şekilde cezalandıracak düzenlemeler yapılmalıdır. Halen defaatle canlı olduğunu gösteren bu darbeci geleneği etkisizleştirecek adımlar atılmalıdır. Ergenekon dava sürecinin 28 Şubat bağlantıları ortaya çıkarılmalıdır.Yarın daha özgür, daha bağımsız, daha adaletli bir Türkiye’de yaşamak istiyorsak halkın istikameti ve kararını hedef alan bu darbe geleneğinin sona erdirilebilmesi için hesaplaşma kaçınılmazdır. Bu zihniyetin askeri ve sivil kodları çözülerek deşifre edilmelidir.’’
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremde tamamen yıkılan Emek Mahallesi, inşa çalışmalarıyla yeniden ışıl ışıl Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan ve depremde yaşanan yıkımlarla yerle bir olan Emek Mahallesi, enkazın kaldırılmasıyla boş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla Emek Mahallesi, binalarla doldu ve ışıl ışıl çehreye kavuştu. Kahramanmaraş merkezli depremde en çok yıkımın olduğu Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetti. Asrın felaketinin en çok hasara uğrayan ilçesi olan Antakya kent merkezi, depremden sonra enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kısa sürede çalışmalara başlamıştı. Depremzede vatandaşların yuvalarına kavuşmaları için gece gündüz emek veren ekiplerin çalışmalarıyla Antakya kent merkezi adeta yeni baştan inşa edildi. Depremden önce gecekondu ve harabe evlerin olduğu Emek Mahallesi’nde; asrın inşasının ardından modern, estetik ve sağlam görünümlü yeni konutlar yapıldı. Depremin ardından enkazın kalkmasıyla çorak araziye dönen mahalle, inşa çalışmalarının ardından afetzede vatandaşlarını bekleyen sıcak yuvalara dönüştü. "Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü, devletimiz gücünü burada göstererek evlerimizde ışıklar yanmaya başladı" Depremle birlikte boş araziye dönen mahallesinin yeniden inşa edildiğini söyleyen Emek Mahallesi Muhtarı Celal Sarı, "Cumhuriyet Caddesi üzerindeyiz ve arkamda bulunan yerde Emek Mahallesi. Deprem olduktan sonra bu mahallede hiçbir şey kalmamıştı. Binalarımızın çoğu ağır hasarlı veya yıkılmıştı. Mahallemde de birçok can kaybı da oldu. Mahallemizde birçok yerde sadece ağaçlarımız kalmıştı. Depremden sonra mahallemiz enkazla doluydu ve sonra enkaz kaldırılmıştı. Enkazın kalkmasıyla bomboş araziye dönmüştü. Sadece sağlam kalan ağaçlarımızdı. Devletimizin gücünü burada görülmektedir. Evlerimizin ışıkları yanmaya başladı. Allah da en kısa zamanda mahalle sakinlerimizle birlikte oturmamızı nasip etsin. İnşallah böyle acılarda yaşamayız. Bu mahalleyi deprem dümdüz boş araziye çevirdi. Devletimizin gücü o kadar güzel ki burada yapılan işler anlatmakla bitmez. Sadece görmeleri gerekiyor. Emek Mahallesi’ne gelin bakın neler yapıldığını görün. Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ederim. Depremden önce burası gecekondu ve harabe evler vardı, şimdi ise her şey yapıldı ve dört dörtlük oldu" ifadelerini kullandı.
Kocaeli YEDEP 2026 proje teklif çağrısı yayımlandı: Başvurular 1-31 ocak tarihleri arasında alınacak Kocaeli’de Yerel Destek Programı kapsamında 2026 Yılı Proje Teklif Çağrısı ilan edildi. Sivil toplumun güçlendirilmesi ve katılımcı yerel yönetim anlayışının yaygınlaştırılmasını hedefleyen program için STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitim süreci başlarken, başvurular 1 Ocak’ta başlayacak ve 31 Ocak’ta sona erecek. Yerel Destek Programı (YEDEP) 2026 çağrısı, önceki yıllarda olduğu gibi kentlilik bilincinin artırılması ve katılımcılığın güçlendirilmesi ana temasıyla hayata geçirilecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Kent Konseyi ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliğiyle sürdürülen program kapsamında; gönüllülüğün teşvik edilmesi, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi, yerel değerlerin korunması ve tanıtılması, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcılığın desteklenmesi öncelikli alanlar arasında yer alıyor. 2022 yılından bu yana kesintisiz devam eden YEDEP ile kentte daha bilinçli, katma değeri yüksek ve iş birliğine dayalı projelerin hayata geçirilmesi amaçlanıyor. STK’lara yönelik bilgilendirme ve eğitimler düzenlenecek Proje teklif çağrısının ilan edilmesiyle birlikte, Kocaeli genelinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bilgilendirme ve eğitim toplantıları düzenlenecek. Toplantılarda programın kapsamı, hedefleri ve başvuru süreçleri detaylı şekilde anlatılacak, katılımcılara rehberlik sağlanacak. Eğitimlerin yer ve tarihleri, STK’lara SMS ve e-posta yoluyla duyurulacak. YEDEP 2026 için son başvuru tarihi 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Sivil toplum kuruluşları proje başvurularını, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren online olarak yapabilecek. Kimler başvurabilir? YEDEP 2026’ya başvuracak kuruluşların; kar amacı gütmeyen tüzel kişiliğe sahip STK (dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon) olması, Kocaeli’de faaliyette bulunması, son yıla ait beyannamesini vermiş olması, Sivil Dünya Kocaeli platformuna kayıtlı bulunması gerekiyor. Program kapsamında küçük, orta ve büyük ölçekli olmak üzere üç ayrı destek alanı bulunuyor. Küçük ölçekli projeler için STK’nın 2026 yılı veya öncesinde kurulmuş olması, orta ölçekli projeler için STK’nın 2024 yılı veya öncesinde kurulmuş ve mali, proje ile idari kapasite açısından deneyimli olması, büyük ölçekli projeler için ise STK’nın 2023 yılı veya öncesinde kurulmuş ve yeterli deneyime sahip olması şartı aranıyor.