GENEL - 01 Mart 2012 Perşembe 17:56

BAŞBAKAN YARDIMCISI ATALAY: "TÜRKİYE, VAN DEPREMİNDE 1 MİLYAR DOLAR HARCADI"

A
A
A
BAŞBAKAN YARDIMCISI ATALAY: "TÜRKİYE, VAN DEPREMİNDE 1 MİLYAR DOLAR HARCADI"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye’nin Van depreminde 1 milyar dolar harcadığını belirterek, "Kalıcı konutlar kısmı bunu dışındadır. Biz 5 milyar TL olarak genel bir tahmin içerisindeyiz, kalıcı konutlarla birlikte. Belki şehir altyapıları bu tahmini biraz daha yükseltecektir" dedi.
Türk Japon Vakfı Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Deprem Zararlarının Azaltılması" seminerine Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakanlık AFAD Başkanı Fuat Oktay, Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Kiyoshi Araki, Türk Japon Vakfı Başkanı Cafer Tayyar Sadıklar, Van’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası yıkılan Bayram Oteli’nin enkazından yaralı olarak çıkarılan Japon yardım kuruluşu gönüllüsü Miyuki Konnai ile çok sayıda deprem uzmanı katıldı.
Başbakan Yardımcısı Atalay, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, "Hüzünlü ve derin acıları olan bir olayın yıldönümü vesilesiyle bir aradayız. Japonya’nın kuzeydoğusunda meydana gelen deprem ve sonrasında yaşanan tsunami afetinde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyoruz ve onların anısı önünde saygıyla eğiliyoruz" dedi.
"JAPONYA İLE YAKIN DOSTLUĞUMUZU KORUYORUZ"
Türkiye’nin Japon halkını acısını paylaştığını dile getiren Atalay, "Çok derin hatıralarla birbirine bağlı iki devlet, iki ulus. Biz daima bu yakın dostluğumuzu koruyoruz. Bu felaket anlarında karşılıklı yardımlaşmalarımız da bunu gösterdi. Yani 1999 Depremi ve sonrası, Van Depremi sonrası, tsunami sonrası iki devletin ne kadar yakın birbirinin acılarını ve dostluğu ortaya koydu" şeklinde konuştu.
"Japonya’nın kuzeydoğusunda yaşananlar ve ardından gelen tsunami ile nükleer felaket ve bizim yaşadıklarımız herkes için çok yararlı derslerin çıkarıldığı, deneyimlerin elde edildiği bir afet olarak da hafızalarımıza kaydedildi" diyen Atalay, "Geride sadece yıkım ve ölüm bırakan bu tür önemli olaylar anımsanmak istenmez ancak 23 Ekim ve 9 Kasım depremleri tükenen umutları yeniden canlandırmak, vatandaşlarımıza güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için bize
sorumluluklarımızı sürekli anımsatan bir tarih olacaktır" diye konuştu.
Atalay, Van’da yaşanan depremlerin ardından Türkiye’de bir deprem seferberliğini herkesin gördüğünü söyleyerek, "Ülkemizin her köşesindeki insanlar Van ve Erciş’teki depremzedelerin yardımına koştu. Devletle millet elele verdi. Zaten öyle olması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE, VAN DEPREMİ’NDE 1 MİLYAR DOLAR HARCADI"
Acıların ve sıkıntıların aşılmasında önemli mesafeler kaydettiklerini dile getiren Atalay, "Orta vade iskan unsuru olarak prefabrik yapılar öngörülmüştü. Şu anda Van, Erciş ve köylerimizde çadırkentler tamamen kaldırıldı. Prefabrik yapı, konteynırlar iskan ediliyor. 35 konteynır kent kuruldu. Bu kentlerde şu an 35 bin vatandaşımız kalıyor. Vatandaşlarımız bugün rahat edecek konuma getirilmiştir. Hedefimiz hem şehirlerin altyapısını yenileme, şehirleri güvenli alanlara kaydırma hem de kalıcı konutların
bitirilmesi. 2012’nin Ağustos ve Eylül aylarında o safhaya geleceğimizi zannediyorum. Buna göre planlama yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Depremin "etkisi çok boyutlu ve derin bir afet" olduğunu vurgulayan Atalay, "Onun için hem hızlı hareket etme, önce insan hayatını kurtarma ile başlayan sonra geride kalanların yaralarının sarılması, tedavisi, iskanı çok büyük mali imkanlarda gerektiren bir afet. Türkiye, Van depreminde 1 milyar dolar harcadı. Kalıcı konutlar kısmı bunu dışındadır. Biz 5 milyar TL olarak genel bir tahmin içerisindeyiz, kalıcı konutlarla birlikte. Belki şehir altyapıları bu tahmini biraz daha yükseltecektir" dedi.
Atalay, Türkiye’nin deprem konusunda daha bilinçli ve daha stratejik çalışmalar yürüttüğünü anlatarak, "Gölcük depreminden sonra biraz daha kapsamlı yol alınmış durumda. Parlamento’da bir komisyon kuruldu. Deprem riskinin araştırılarak, deprem yönetiminde alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’ydu. Bu iyi bir çalışma oldu. Kapsamlı ve derinlikli bir çalışma oldu. Bundan biz şu anda faydalanıyoruz" diye konuştu.
"YOK EDİCİ YENİ BİR AFET OLGUSU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Fuat Oktay ise, Van’da yaşanan depremde Japon halkının verdiği desteğin hafızalarda tazeliğini koruduğunu belirterek, "Günümüzde modern toplumlar boyutları hızla artan bir risk yoğunlaşması ile karşı karşıyadır. Geçmişte yaşadığımız daha dar veya daha az yoğun yerleşmelerde etkili olan afet ve acil durum olgusu yerine özellikle ekonomik boyutları çok artmış yıkıcı, yok edici yeni bir afet olgusu ile karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE İLE DEPREM RİSK HARİTASI ÇIKARILMASINA YÖNELİK İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDEYİZ"
Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Kiyoshi Araki de, "Japonya ile Türkiye arasındaki deprem zararlarının azaltılmasına yönelik işbirliği çerçevesinde, Türkiye’nin deprem risk haritasının çıkarılması konusunda bu sene içerisinde Türk hükümetleriyle yeni bir işbirliğine adım atmayı planlıyoruz" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Türk Japon Vakfı Başkanı Cafer Tayyar Sadıklar, Büyükelçi Araki’ye Japonya depremi sonrasında Türk Japon Vakfı’nda toplanan bağışları teslim etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.