YEREL HABERLER - 01 Mart 2012 Perşembe 16:07

ÇANAKKALE’DE "BİTKİ PASAPORTU" UYGULAMASINA GEÇİLDİ

A
A
A
ÇANAKKALE’DE "BİTKİ PASAPORTU" UYGULAMASINA GEÇİLDİ

Çanakkale Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü il genelinde “Bitki Pasaportu” uygulamasına başladı.
Çanakkale Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Hakkındaki Yönetmeliğin 12 Ocak 2011 tarih ve 27813 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği belirtilerek, “İlgili Yönetmelik hükümlerinin tamamı 1 Aralık 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikle zararlı organizma taşıyıcısı olabilecek bitki, bitkisel ürün ve diğer maddeler ile bunları üreten, ithalatını ve ticaretini yapan ve depolayanları kayıt altına almak, bu materyallerin hareketlerini izlemek, herhangi bir zararlı organizmaya rastlanması durumunda kaynağı bulunarak gerekli tedbirleri almayı amaçlıyor. Bu yönetmelik öncesinde 12 Nisan 2007 tarihli ve 26491 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mulga “Fidanlık, Fidelik, Süs Bitkileri ve Çiçek Soğanı Üretilen Yerlerin Ruhsatlandırılmasına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine göre işlemler yürütülmekteydi. Eski Yönetmelik çerçevesinde üretim ve ticaret yapanlara da 1 Mart 2012 tarihine kadar uyum süresi tanınmıştı. “Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Hakkındaki Yönetmelik” gereği 01 Mart 2012 tarihi itibariyle yönetmelikte yer alan tüm bitki ve bitki parçalarının üretim, ithalat, depolama ve ticareti “Bitki Pasaportu” eşliğinde ve mevzuat çerçevesinde yapılacak. Bitkilerde bulunan ve “Bitki Pasaportu” adı verilen etiketler sayesinde bitkilerde ülkemiz karantina listesinde yer alan patojenlere rastlanması halinde geri ve ileri izleme yaparak etmenlerin yayılımı engellenecek ve gerekli karantina tedbirlerinin daha kısa sürede ve etkin biçimde alınması sağlanacak” denildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Uzmanından duruş bozukluğunu önlemek için 8 kural Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi. Duruş yani postür, ayakta dururken veya otururken vücudun aldığı pozisyondur. Omurga, baş, omuzlar ve kalçaların hizalanması duruşu oluşturur. Kusursuz bir vücut olmadığı gibi, mükemmel bir duruş da yoktur. Duruş bozukluğu yerçekiminin vücut üzerindeki günlük etkileriyle ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bir yaralanma, hastalık veya genetik nedenlerden dolayı da gelişebilir. Bunlar ekseriyetle kontrol edilemeyen sorunlardır. Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğu hakkında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. “Doğru postür kas ve kemiklerin dengede olmasıdır” İyi duruşun kas gruplarının, eklemlerin ve bağların üzerlerindeki stresi azaltan, vücudu esnek tutan, yorgunluğun gelişmesini önleyen ve dengeyi korumaya yardımcı olacak şekilde hizalanan nötr bir omurga anlamına geldiğini ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “En uygun veya etkili duruş türü omurganın, başın ve uzuvların aynı hizada olmasıdır. “Dik durmak” deyimiyle kastedilen budur. Fiziksel olarak doğru omurga hizalaması, kasların ve kemiklerin dengede olmasıdır. Doğru duruş vücudu kas veya eklemlerde dejenerasyona neden olabilecek yaralanmalara veya streslere karşı korur. Yer çekimi kuvvetine karşı dik durmayı sağlayarak vücudun daha verimli çalışmasına yardımcı olur” dedi. Çağın hastalığı ’postür bozukluğu’ Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Dijital dünyanın gelişmesi, masa başı işlerin ve günlük stresin artması ile duruş bozukluğu sıkça görülmektedir. Duruş/postür bozukluğu kişinin görünümünü, özgüvenini ve günlük yaşam kalitesini son derece etkileyen bir durumdur. Ayrıca omurganın yanlış hizalanmasından kaynaklanan sırt ağrısı, omurga fonksiyon bozukluğu, eklem dejenerasyonu postür bozukluğunda sıkça karşılaşılan şikayetlerdir. Ayrıca nefes almada güçlük, baş ağrısı, denge bozukluğu da duruş bozukluğundan kaynaklanabilir. Duruş yani postür bozukluğu fark edildiğinde, duruşu iyileştirmeye yönelik düzenli egzersiz ve esneme yapmak, ergonomik mobilyalar kullanmak ve vücudun verdiği sinyallere dikkat etmek önemlidir” ifadelerine yer verdi. Doç. Dr. Ömer Bozduman, duruş bozukluğundan kaynaklanan rahatsızlıkları şöyle açıkladı: “Kifoz (kamburluk), hiper lordoz (içe eğilmesi), boyun düzleşmesi, skolyoz, ileri kafa duruşu. Duruşu düzeltmenin ilk adımı; ayakta durmayı, oturmayı veya uzanmayı etkileyen günlük alışkanlıkların farkına varmaktır. Başka bir üslupla, günlük yaşamda ne yapıldığı gözden geçirilmeli ve sorunun hangi durumlardan kaynaklandığı tespit edilmelidir. Bazen şikayetlerin giderilmesi çok basit önlemlerle olabilir.” Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğunu önlemek için ise şu uyarılarda bulundu: “Masa başı çalışıyorsanız bilgisayarınızı göz hizanıza taşıyan aparatlar kullanın. Sandalyenizi ve oturma şeklinizi değiştirin. Cep telefonunuza bakarken, başınızı eğmek yerine telefonu gözünüzün hizasına kaldırın. Yatağınızın uygun olup olmadığını kontrol edin, gerekirse omurga sağlığınıza uygun yeni bir yatak alın. Yüksek topuklu ayakkabılar yerine düz ayakkabılar, dolgu topuklu ayakkabılar veya daha destekleyici diğer ayakkabıları tercih edin. Fizik tedavi doktorundan destek alın. Yürürken duruşunuzun doğru olduğundan emin olun, kendinizi kontrol etme mekanizmasını oluşturun. Pilates, yoga gibi postür için faydalı olan sporları yapmayı tercih edin. Gözle görülür şekildeyse bir uzmana başvurun. Duruş bozukluğu rahatsız edici veya gözle görülür derecede ise soruna neyin sebep olduğunu belirlemek için zaman geçmeden ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Osteoporoz veya artrit gibi tedavi edilebilecek altta yatan herhangi bir durum olup olmadığı kontrol edilir. Eğer altta yatan önemli bir rahatsızlık yoksa, uzman doktor düzgün durmaya veya oturmaya yardımcı olacak kas gruplarını güçlendirmek için esneme ve postür egzersizleri önerir. Hatta gerekli durumlarda Doktor kontrolünde duruş bozukluğunun giderilmesi için korse, fizik tedavi aparatları gibi yardımcı ekipmanlardan da faydalanılır.”
Bursa BTÜ’de ‘Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik’ ele alındı Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde 2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi (ICOFESP) gerçekleştirildi. “Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme, Sürdürülebilir Gelecek” ana temasıyla yapılan kongreye, 14 farklı ülkeden akademisyen katıldı. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Kırklareli Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ortaklığında düzenlenen ‘2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi’nin açılışı, BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da yapıldı. 24-27 Nisan tarihleri arasında yüzyüze ve çevrimiçi gerçekleştirilen kongrede finans ve ekonomi alanında; dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm yönetimi, girişimcilik ve inovasyon, iklim değişikliği, sürdürülebilir şehirler, yapay zekâ, endüstri 4.0, toplum 5.0 gibi konular ele alındı. 150’ye yakın akademisyen kongrede, ekonomik anlamda sürdürülebilir gelecek adına fikirlerini sunarak, sorunların çözümüne yardımcı oldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yenilikçi üniversite vizyonumuza uygun olarak; üniversitemiz çatısı altında Bursa’mızın, bölgemizin ve ülkemizin problemlerinin çözümüne yönelik kongrelere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. BTÜ dönüşmede de öncü BTÜ olarak; bilgi üretmekle birlikte, bilgiyi yayma, toplumla paylaşma ve uygulamaya dönüştürme sorumluluğuna büyük önem verdiklerini kaydeden Rektör Çağlar, “Düzenlediğimiz kongrelerle, sadece akademik camiaya değil, aynı zamanda iş dünyasına, kamu kurumlarına ve tüm topluma ışık tutacak değerli bilgiler sunuyoruz. Günümüz dünyasında, ekonomik, teknolojik ve çevresel değişimler çok büyük bir hızla yaşanıyor. Üniversiteler olarak, iş dünyası ve toplumun bu değişimlere uygun dönüşümünü sağlayacak yöntemler geliştirmek ve tedbirler almak durumundayız. Kongremiz, sadece akademik alanda değil, aynı zamanda küresel düzeydeki değişim ve dönüşümleri anlamak ve yönlendirmek açısından da önemli bir misyon üstlenmektedir” diye konuştu. 16 partner üniversite 150’ye yakın akademisyen Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Çağlar, kongrenin günümüz sorunlarının çözümü noktasında önemli çıktılara ev sahipliği yapacağına inandığını söyledi. Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz ise BTÜ’nün her kesimin yararına olacak pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade etti. Kongre hakkında bilgi veren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rengin Ak, “İlkini 2023 yılında Üsküp’te gerçekleştirdiğimiz kongremizin ikincisini BTÜ ev sahipliğinde düzenliyoruz. Bu yıl ‘Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme Sürdürülebilir Gelecek’ ana temasıyla düzenlediğimiz kongremize, yerli ve yabancı 16 partner üniversite, 14 farklı ülkeden 150’ye yakın yoğun bir akademisyen katılımı söz konusu. Kongrede amacımız, ulusal ve küresel boyuttaki güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesidir. Bizler bilim insanları olarak yaşadığımız dünyada küresel problemlere dikkat çekip, buna çözüm üretmeye odaklandık” ifadelerini kullandı. “Kongrenin Bursa’da gerçekleştirilmesi anlamlı” BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, “Sürdürülemez hale gelen dünyanın sorunlarına, bu kongrede güzel öneriler geleceğini düşünüyorum” dedi. SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen, doğal kaynakların sınırlı olduğu bu iklimde, döngüsel ekonominin önemine dikkat çekerek, “Bu kongrenin Bursa’da, bu temayla gerçekleştirilmesinin özel bir anlamı var. Bursa bir sanayi şehri ve Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabilmesi için verimli ekonomiyi merkeze alması gerekiyor. Döngüsel ekonomi, Türkiye’nin ihracat gücü için önemli bir konudur. Kongrede elde edilecek sonuçların,akademisyenlere ve iş dünyasına önemli çıktılar sağlamasını ümit ediyorum” diye konuştu. Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Kaya da “BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü olarak organize ettiğimiz bu etkinliğin düzenlenmesinde ciddi bir ekip işi söz konusu. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.