YEREL HABERLER - 01 Mart 2012 Perşembe 16:42

ERZURUM, TEBRİZ’DEKİ YERİNİ ALDI…

A
A
A
ERZURUM, TEBRİZ’DEKİ YERİNİ ALDI…

İran’ın Tebriz şehrine giden Erzurum’dan 44 kişilik heyet, bu şehirde Erzurum’a tahsis edilen dükkanları düzenlenen törenle teslim aldı. Heyette Erzurum Büyükşehir Belediyesi personelleri, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ve Erzurum basını yer aldı.
Tebriz’de İpekyolu hattında bulunan bir alış veriş merkezinde iki adet işyeri, düzenlenen törenle Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edildi. İşyerlerinin anahtarları Tebriz Büyükşehir Büyükşehir Belediyesi Uluslar arası İlişkiler Şube Müdürü Ali Rıza Bağban tarafından, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu’na teslim edildi.
KARDEŞLİK İÇİN ATILACAK ÇOK DAHA ADIMLAR VAR
Erzurum Büyükşehir Belediyesi ile Tebriz Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokol kapsamında ilk adımlar atıldı. Erzurum’da Tebrizkapı Kültür Sanat Çarşısı’nda bulunan iki dükkanın İran’ın Tebriz şehrine tahsis edilmesinin ardından, Tebriz heyeti de İpekyolu hattında bulunan bir alışveriş merkezindeki iki adet dükkanı Erzurum’a tahsis etti. Tebriz’de düzenlenen törenle dükkanları teslim alan Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu, atılan bu adımların iki şehir arasındaki kardeşlik köprüsüne anlam kazandırdığını ifade etti. Tavlaşoğlu, “Erzurum’a ve Türkiye’ye gelecek olan kardeşlerimiz bütün bağlantılarını buradaki işyerlerimizden sağlayabilecek. Erzurum kültürünü yansıtan eserler teşhir edilip satılacak. Aynı zamanda Erzurum’la bağlantı noktası burası olacak. Erzurum’la Tebriz arasında atılacak daha çok adımlarımız var.” dedi
Törende Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanı Mehmet Emin Öz’de iki kadim şehir arasındaki dostluk bağının karşılıklı işbirlikleri ile daha da güçlendiğine vurgu yaptı.
KARDAŞLIK VURGUSU
Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Tavlaşoğlu’nun konuşmasının ardından bir konuşma yapan Tebriz Büyükşehir Belediyesi Uluslararası İlişkiler Şube Müdürü Ali Rıza Bağban da iki şehir arasındaki kardeşliğe vurgu yaptı. Bağban, Tebriz’de Erzurum’a ait iş yerlerinin açılmasının kendilerini mutlu ettiğini ifade ederek, en kısa sürede Erzurum’a gelerek, Tebriz şehrine tahsis edilen dükkanları teslim alacaklarını dile getirdi. Bağban, Erzurum ve Tebriz arasındaki asırlardan bu yana dostluk, sevgi ve kültür bağının güçlü bir şekilde yaşatıldığına değinerek, “Erzurumlu kardeşlerimizi Tebriz’de görmek bizleri mutlu etti. Aynı inanç ve sosyal kültürü yaşayan iki kardeş şehrin insanları hizmete giren iş yerleri sayesinde dostluklarını daha da pekiştirecek. Karşılıklı ilişkilere canlılık kazandırılmış olacak” diye konuştu.
TEBRİZ ŞAH GÖLÜ’NDE ERZURUM RÜZGARLARI ESTİ…
Tebriz’de Erzurum’a tahsis edilen işyerleri teslim almak için bulunan 44 kişilik Erzurum heyeti, Tebriz Şah Gölü’nde “Erzurum- Tebriz ses verdi” isimli kültür gecesinde Tebrizlilerle buluştu. Gecede Türkiye’den Grup Dergah ve Tebriz’den yerel bir ilahi grubu katılımcılara unutulmaz bir gece yaşattı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan geceye Doğu Azerbaycan Valisi Ali Rıza Beygi, Tebriz Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Rıza Novin, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu ile çok sayıda Tebrizli katıldı.
ERZURUM’UN MİSAFİRPERVERLİĞİ TARTIŞILMAZ BİR GERÇEK
İlahi ve türkülerin seslendirildiği gecede, Doğu Azerbaycan Valisi Ali Rıza Beygi bir konuşma yaptı. Kısa bir süre önce Erzurum’a misafir olduğunu hatırlatan Beygi, misafirliği boyunca zerre yabancılık çekmediğini söyleyerek, “Kendi evimde gibiydim. Hiç yabancılık çekmedim. Erzurumlu kardeşlerimizin ilgisi bizleri mesut etti.” dedi
Doğu Azerbaycan Valisi Beygi, Türk ve İran’ın dost ve kardeş iki ülke olduğunu söyledi. Beygi, sanat aracılığıyla kurulan dostlukların daha güçlü ve kalıcı olduğuna vurgu yaparak, “Erzurum ve Tebriz’deki potansiyeller karşılıklı ve güzel bir şekilde değerlendirilerek hayata geçirilmeli. Sahip olduğumuz değerler ve beceriler mutluluk yönünde kullanılmalı. Bizi bir birimize bağlayan birçok değer var. Erzurum Tebriz kardeşliği her geçen gün büyüyecek. Erzurumlu kardeşlerimizi Tebriz’de ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.“ diye konuştu.
Tebriz Büyükşehir Belediye Başkanı Novin de her iki kent arasındaki kültürel, ekonomik ilişkilerin asırlar öncesine dayandığını belirterek işadamlarını Tebriz’e yatırım yapmaya davet etti.
GRUP DERGAH AĞLATTI
Geceye damgasını vuran Türkiye’den gelen Grup Dergah, okudukları ilahilerle katılımcıları gözyaşlarına boğdu. Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin ile 72 arkadaşının Kerbela Çölü’nde şehit edilişlerini anlatan ‘Kerbela’ isimli ilahiyle, İran Doğu Azarbaycan Valisi Ali Rıza Beygi, Tebriz Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ali Rıza Novin, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu ve katılımcılar gözyaşlarına hakim olamadılar.
TAVLAŞOĞLU’NUN KONUŞMALARI ALKIŞ TOPLADI
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu, aynı coğrafyada, aynı kültürü ve inancı yaşayan iki toplumun mevcut ilişkilerini ileriye götürmesinin gerektiğine değinerek, “Şehriyar’ın diyarı Tebriz’de kardeşlerimizle birlikte olmaktan mutluluk duyuyoruz. Siz burada neye ağlayıp üzülüyorsanız, hangi türküyü, hangi ilahi dinliyorsanız, Erzurum’da aynı duyguyu yaşayıp, aynı türküyü, ilahi söylüyor. Aynı coğrafyanın zorluklarını ve güzelliklerini yaşayan iki dost, kardeş olarak sizleri Erzurum’a bekliyoruz. Türk hekimler başta organ nakli olmak üzere başarılı operasyonlara imza atıyor. İranlı hastaların da şehrimizdeki özel ve devlet hastaneleri ile üniversite hastanelerinin imkanlarından yararlanmasını istiyorum. Atatürk Üniversitesi’nde okuyan, doktora yapan öğrenci sayısının artması bizi mutlu eder Önümüzdeki Nevruz tatilinde sizleri Erzurum’da görmek bizleri mutlu edecektir.” dedi. Tavlaşoğlu’nun bu konuşmaları salonda bulunan Tebrizliler tarafından yoğun alkış aldı.
Program sonrasında davetlilere Erzurum’u tanıtan kataloğu, cd ile Oltu Taşı tespih hediye edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.
Afyon Emirdağ’da ‘ekranlara bir günlük ara’ verildi Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesindeki Şehit Muhammet Tufan Ortaokulu’nda düzenlenen farkındalık etkinliğinde; huzurlu aile ve güçlü toplum temasıyla ‘ekranlara bir gün ara’ verildi. Okul yönetimi, uygulamanın öğrenci ve veliler arasında dijital farkındalığı artırmayı hedefledi. Program boyunca; ailelere telefon, tablet ve televizyon kullanımını azaltma çağrısı yapıldı. Öğrenciler, gün içinde ders dışındaki zamanlarını kitap okuma ve geleneksel oyunlarla değerlendirdi. Velilere yönelik bilgilendirici içerikler paylaşıldı ve aile içi iletişim vurgusu öne çıkarıldı. Emirdağ İlçe Millî Eğitim Müdürü Gürkan Emeksiz, ‘’Dijital molalar, çocukların gelişiminde önemli rol oynadı. Aileler ve bilinçli adımlar eğitim sürecini olumlu etkiledi. Benzer çalışmaların artırılması için yeni adımlar planlıyoruz. Huzurlu aile, güçlü toplum için ekranlara bir gün ara, verdik. Bir günlüğüne: Telefonu bırakıyoruz. Kitaba sarılıyoruz. Oyuna çıkıyoruz. Hayata dokunuyoruz. Bu etkinlikler; Afyonkarahisar Valiliği’nin uhdesinde, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün koordinesinde tüm Afyonkarahisar genelinde olan bir etkinliktir’’ dedi. Okul idaresi, ‘’Ekranlarda bir günlük ara verilmesi, öğrencilerin gün içindeki davranışlarında olumlu geri dönüşler oldu ve olumlu netice aldık. Uzman görüşlerine göre: Ekran süresinin azaltılması çocukların sosyal becerilerini güçlendiriyor. Türkiye genelinde uygulanmakta olan benzer çalışmalar, aile içi iletişimin artmasına katkı sunuyor. Araştırmalar, dijital cihaz kullanımındaki düşüşün akademik başarıyı desteklediğini gösteriyor. İlçe genelinde daha önce farklı kurumlarda da farkındalık programları yapılmıştı. Düzenlediğimiz bu tür etkinlikte, velilerden gelen geri bildirimler olumludur. Uygulamanın devamı için yeni planlamalar yapıldı. Program sonunda; ekran molası, aileler üzerinde rahatlatıcı bir etki bıraktı. Etkinlik; ekran süresine dikkat çekerek aile içi iletişimin güçlenmesine katkı sundu’’ diye belirtti.