POLİTİKA - 15 Mart 2012 Perşembe 09:25

DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU:

A
A
A
DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU:

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İdlib’de kaybolan 2 Türk gazetecinin şu anda Suriye yönetiminin de elinde olduğuna dair net bir bilginin olmadığını belirterek, "Her şeyden önce vatandaşlarımızın yurt dışındaki güvenlikleri selameti bizim için bir onur meselesidir. Sonuna kadar onların güvenlikleriyle sağ salim ülkemize ailesine dönmesi yönündeki çabalarımızı sürdüreceğiz" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, TGRT Haber’de Ankara’nın Gündemi programına konuk oldu. İhlas Ankara Medya Grup Başkanı Nuri Elibol, İhlas Ankara Medya Grup Başkan Yardımcısı Murat Odabaş, Star Gazetesi Yazarı Nasuhi Güngör’ün sunduğu programda Davutoğlu, Türkiye’nin dış politikasıyla ilgili soruları yanıtladı. "Suriye’de kaybolan 2 Türk gazetecilerle ilgili bakanlık olarak neler yapıyorsunuz?" sorusuna Davutoğlu, "İlk andan itibaren böyle bir kayıp haberi bize ulaştıktan sonra sürekli yoğun bir faaliyet
içinde olduk. İç savaş olan Afganistan gibi, Irak, Suriye gibi yerlerde bu tür durumla karşılaştığınızda muhatabı bulmak onlarla gerekli temasları sağlamak tabi biraz zaman alıyor. Ama şunu söyleyeyim Elhamdülillah bugüne kadar yaptığımız bütün çalışmalarda güzel haberler aldık. Biz Suriye nezdinde hemen girişimlerde bulunduk. Hem bu diplomatik girişimler şeklinde oluyor hem de bu tür durumlarda takip edilen belirli bir mahremiyet içerisinde yürütülen çalışmalar oluyor. O çalışmaları da yürütüyoruz. Her
şeyden önce vatandaşlarımızın yurt dışındaki güvenlikleri selameti bizim için bir onur meselesidir. Sonuna kadar onların güvenlikleriyle sağ salim ülkemize ailesine dönmesi yönündeki çabalarımızı sürdüreceğiz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar" yanıtını verdi.
"SURİYE YÖNETİMİNİN GEREKLİ DUYARLILIĞI GÖSTERMESİ İÇİN GEREKLİ GİRİŞİMLERDE BULUNDUK"
Gazetecilik mesleği evrensel bir takım standartlara ve bütün dünyada kabul edilen ilkelere dayanan bir meslek olduğunu belirten Davutoğlu, "İnsani yardım kuruluşları bir de gazeteciler bu tür şartlarda en fazla korumaya mazhar olan bir gruptur. Kimsenin dokunmaması gerekir. Onların görevlerini rahat yapabilmeleri gerekir. Bu yönde de Suriye yönetiminin gerekli duyarlılığı göstermesi için gerekli girişimlerde bulunduk. Ama tabi ilkesel olarak bu böyle olmakla birlikte gazetecilerin bu çatışmalar esnasında
hayatlarını kaybettiklerine şahit olduk. İnşallah bizim gazeteci kardeşlerimizde böyle bir durum olmayacaktır. Biz elimizden gelen gayreti göstermeye çalışacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hem o bölgede hem yönetim nezdinde çalışmalarımız var. Öncelikle olayın tam olarak ne olduğunu anlamamız lazım. Bir çatışma arasında mı kaldılar, daha güvenlikli bir yere mi geçtiler, irtibat mı koptu, kimin elinde? Bunların hepsinin araştırılması yapılıyor" diye konuştu.
"ŞU ANDA GAZETECİ KARDEŞLERİMİZ SURİYE YÖNETİMİNİN DE ELİNDE OLDUĞUNA DAİR DE NET BİR BİLGİ YOK"
"Suriye ile ilişkilerimiz bu tür durumları da aleyhimize kullanacak duruma geldi mi?" sorusu üzerine Davutoğlu, "Bizim Suriye yönetimiyle şu anda sahip olduğumuz görüş ayrılıkları ilkesel görüş ayrılıklardır. Gazetecilerin korunması da ilkesel bir durumdur. Yani bir devletin, devlet onuru ve kimliğiyle beraber güvenlik algısını aşan belirli unsurlar vardır. İşte büyükelçiliklerin korunmasıdır. Yani gazetecilerin orada bulunuş sebebi herhangi bir tarafı tutmak bir tarafı diğerine karşı desteklemek değil,
bir olayı dünyaya yansıtmak şeklindedir. Açık toplumlarda bu çok ilkesel. Kapalı toplumlarda da dahi hep buna özen gösterilmiştir. O bakımdan Suriye yönetiminin bu özeni göstermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunları da kendilerine girişimlerimizde söylüyoruz. Şu anda gazeteci kardeşlerimiz Suriye yönetiminin de elinde olduğuna dair net bir bilgi yok. O yüzden spekülasyon yapmak istemem. Yani hiç kimseye haksızlık da yapmak istemeyiz. O bakımdan öncelikle tespit edip ona göre de bir çalışma yürütmemiz lazım. O
bakımdan hani mahremiyetini istinaden detayına girmek istemiyorum. Ama bir tespit edip atılacak adımlar vardır. O adımları da zaten atacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır" ifadelerini kullandı.
"İSRAİL’İN İRAN’A DÖNÜK HERHANGİ BİR ASKERİ HAREKATI KARŞISINDA İLK DURACAK ÜLKELERDEN BİRİSİ DE BİZİZ"
"Kamuoyunda sistemli bir şekilde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. ABD veya onun yanına katılmış bazı AB ülkeleri Türkiye’yi Suriye ve İran üzerinde silahlı bir müdahale açısından veya İran’a yapılabilecek silahlı müdahaleyi görmezden gelmesi veya onun lojistik altyapısına destek vermesi açından kullanıyor mu? CIA Başkanının gelişi, sizin irtibatlarınız... Türkiye kullandırıyor mu kendini, Türkiye burada silahlı saldırıya itiliyor mu? Biz bu politikaları bağımsız kendimiz mi geliştiriyoruz veya küresel
bir aktörün ileri bir karakolu gibi mi hareket ediyoruz?" sorusu üzerine Bakan Davutoğlu, "Biz İran ve Suriye konusunda farklı düşünüyoruz. Ama bu şu demek değildir: İsrail’in İran’a dönük herhangi bir askeri harekatı karşısında ilk duracak ülkelerden birisi de biziz. Bölgemizde böyle bir harekatı kabul etmemiz onay vermemiz bırakın bu harekatı olumsuz anlamda tepki de veririz. Kimsenin herhangi bir başka ülkeye bu şekilde tehditte bulunmasını doğru görmeyiz, mazur da görmeyiz. Yeni bir Orta Doğu
şekilleniyor. Nerede durursak burada daha çok stratejik sonuç elde ederiz kanaati insani kaygıların önüne geçiyor. Bugün soğuk savaş sonrası ve değişen dünyada hala bu mantığın sürüyor olması bir tarafta Rusya, Çin; diğer tarafta Amerika, Fransa, İngiltere. Biz soğuk savaşı bitti zannediyorduk. Eğer soğuk savaş bu şekilde devam ediyorsa soğuk savaşın mantığını sürdürenler bilsin ki bu hangi taraf olursa olsun mağlup olanlar tarafında yer alırlar. Hatırlayacaksınız, daha bu vetodan çok önce İran’a
giderken bölgemizde soğuk savaş çıkarmak isteyenler var. Bunu engellemek için ’Tahran’a gidiyorum’ dedim. Ve Tahran’daki dostlarımızı da söyledim" dedi.
TÜRKİYE-IRAK İLİŞKİSİ
"Türkiye’nin Irak’taki en büyük endişesi mezhep çatışmasının olabileceğinin yönündeydi. Irak’ta başlayacak bir mezhep çatışması çok tehlikeli bir şekilde bütün Orta Doğu’yu etkisi altına alabilir ve en büyük zararı Ortadoğu’daki halklar ve devletler görür. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz? Irak yönetimiyle ne durumdayız?" sorusu üzerine Bağdat’ta Dışişleri Bakanlığı’nın binası neredeyse yarısının terörist saldırısıyla berhava olduğu ay Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 bakanla Bağdat’a gittiğini
hatırlatan Davutoğlu, "Irak’a bu kadar kapsamlı ziyareti gerçekleştiren tek ülke Türkiye, gerçekleştiren tek lider Sayın Başbakanımızdır. Bizim Irak’ta herhangi bir mezhebi, herhangi bir partiyi, herhangi bir etnik grubu, herhangi bir kişiyi karşımıza almamız söz konusu olamaz" diye konuştu.
CIA BAŞKANI DAVID PETRAEUS’UN TÜRKİYE’YE ZİYARETİ
"CIA Başkanı ve Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanı Türkiye’yi ziyaret etti. Bu görüşmelerle Türkiye’nin terörle mücadelesinde ABD’yle yeni bir döneme mi giriyoruz?" sorusuna Davutoğlu, "Artık çok daha bir şeffaf dünyada yaşıyoruz. Yani CIA Başkanı Türkiye’ye gelse gizli mi geldi açık mı geldi bir çok spekülasyon yapılabilirdi. Artık bu yapılar dünyanın her yerinde daha görünür bir şekilde kendi pozisyonuyla ilgili görüşlerini kanaatlerini muhataplarına aktarıyor. MİT Müsteşarı’nın muhatabı olduğu için
Sayın Başbakanımızı birlikte ziyaret ettiler. Kendisinden gelen bir talep üzerine ve çok önceden bir planmış bir ziyarettir. Yani bugünkü Suriye ve İran gündemiyle alakası yok. Teröre karşı evet. Bu bizim her zaman Amerika ile görüşmelerimizde özellikle bu bağlamda istihbari faaliyetler konusunda her zaman gündemdedir, birinci maddedir" yanıtını verdi.
Türkiye bugün küresel birçok alanda rol oynadığını belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı’nın yapısı 10 sene önceki gibi mi dursun? Olmaz. Sadece bizim bakanlıkla ilgili bir bilgi vereyim. Son 3 yıl içerisinde 30 büyükelçilik açtık. Daha öncekine göre yüzde 30 büyükelçi sayımız arttı. Cumhuriyet tarihi boyunca açılan büyükelçilerin toplamının neredeyse üçte biri kadar büyükelçilik açtık. Böyle içe dönüp bir istihbarat değil, tek gündemli bir istihbarat değil; dışa dönük, dinamik, Türkiye’nin gücüne orantılı bilgi ve analiz kabiliyeti yüksek yeni bir
yapılanmaya ihtiyacı vardı. Sayın Başbakanımızın, son tercihinde MİT Müsteşarlığına Hakan Fidan’ı getirmesinde gerek tecrübe gerek bu anlayışı yansıtmak için bu siyasi otoriteyle bir dönem birlikte çalışmış olmanın bir rolü ve etkisi vardır. Keşke Wikileaks, İran kaynakları, Rus kaynakları bunlar da gündeme gelse...İstemeyiz ama; çünkü bu bir devlet için büyük zaaftır ama açılmış olsa şunu görürler: Türkler her yerde bir dil kullanıyor; Washington’da başka, Tahran’da başka, Şam’da başta, Tel Aviv’da
başka bir dil kullanmadık."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Rüşvetten 4 yıl 2 ay hapis alan eski daire başkanı yeniden yargılanıyor Samsun’da rüşvet aldığı iddiasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan eski Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin K. ile rüşvet verdiği iddia edilen müteahhit Y.T., Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararı sonrası yeniden yargılanıyor. Dönemin Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Mustafa Demir’in 28 Eylül 2020 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı ihbar üzerine, Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince çalışma başlatılmış, yapılan teknik ve fiziki takipler sonucunda, dönemin Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin K.’nin, müteahhit Y.T.’den çay paketleri içerisinde rüşvet aldığı, ailesiyle birlikte Rize’nin İkizdere ilçesindeki bir termal otelde konakladığı ve 5 bin 977 liralık konaklama faturasının da Y.T.’ye ait şirket tarafından ödendiği tespit edilmişti. KOM Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan takipte, Bahattin K.’nin aracında çay paketi altına gizlenmiş zarf içerisinde 30 bin lira ele geçirilmişti. Yapılan incelemelerde Bahattin K.’nin telefon görüşmelerinde Y.T.’den çok daha fazla para talep ettiği, rüşvet alışverişinin farklı tarihlerde paraların çay paketleri içine gizlenerek Bahattin K.’nin aracına bırakılması yöntemiyle sürdürüldüğü belirlenmişti. Operasyon kapsamında Bahattin K. ‘rüşvet almak’, müteahhit Y.T. ise ‘rüşvet vermek’ suçlarından 22 Aralık 2020 tarihinde tutuklandı. Y.T., savcılığa yeniden ifade vererek olayı ayrıntılarıyla anlatmasının ardından sevk edildiği sulh ceza hâkimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bahattin K. ve Y.T. hakkında Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava 20 Ekim 2021 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, her iki sanığı da 4 yıl 2’şer ay hapis cezasına çarptırırken, Bahattin K.’nin tahliyesine karar verdi. Kararın ardından Bahattin K.’nin avukatının itirazı üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi, menfaat sağlanıp sağlanmadığının netleştirilmesi amacıyla 3 Sayıştay denetçisi ve bir mali müşavirden rapor alınması gerektiğine hükmederek kararı bozdu. Bozma kararı sonrası yeniden başlayan yargılamada, Bahattin K. ve Y.T. hakkında ceza verilmesi için 3 Sayıştay denetçisinden gelecek raporların beklendiği öğrenildi. Mahkeme, yargılamayı ileri bir tarihe erteledi.
Yalova Yalova OSB’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı heyetinden saha incelemesi Yalova Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğünün ev sahipliğinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü Makine ve Elektronik Sanayi Daire Başkanı Fatih Özçınar başkanlığında gerçekleştirilen programda; Bakanlık temsilcileri ile Sanayi ve Teknoloji Yalova İl Müdürü ve ekibi bir araya geldi. Program, Yalova OSB sunumu ile başlarken devamında OSB katılımcıları olan Arı Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş., Endüstri GM Makine Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve Delfin Vinç Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. firmalarına saha ziyaretleri gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen ziyaretlerde firmaların sektörel birikimleri, pazar payları ve gelecek vizyonları; ihracat ve ithalat potansiyelleri, küresel rekabet güçleri, üretim süreçleri ile Ar-Ge faaliyetleri detaylı şekilde değerlendirildi. Ayrıca üretilen ürünlerin ithal ikamesindeki rolü, stratejik önemi ve ihracat olanakları ele alınırken ulusal ve uluslararası pazarlarda karşılaşılan sorunlar, mevzuattan kaynaklanan zorluklar ve çözüm önerileri istişare edildi. Toplantılarda sürdürülebilirlik, verimlilik ve yeşil dönüşüm odaklı çalışmaların yanı sıra firmaların yeni yatırım planları ve sektörel beklentileri de gündeme alındı. Sanayicilerin görüş ve ihtiyaçlarının yerinde dinlendiği ziyaretlerde üretim kapasitesinin artırılması, rekabet gücünün geliştirilmesi ve sanayinin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlaması hedeflendi. Programın ardından Yalova OSB yetkililerince yapılan açıklamada, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla iş birliği içerisinde, sanayicilerimizi desteklemeye yönelik çalışmalara kararlılıkla devam edeceğiz" ifadelerine yer verildi.
Erzurum Başkan Dal, "Bahis sürecinde altı oyuncumuz ceza aldı" Erzurumspor FK Başkanı Ahmet Dal, düzenlediği basın toplantısında takımın ligdeki durumu, ekonomik yapı, bahis süreci ve stat sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahis operasyonu nedeniyle 6 oyuncularının ceza aldığını ifade eden Başkan Dal, "Bu süreçte onlardan faydalanamadık. En fazla darbe yiyen kulüplerden biriyiz" dedi. Erzurumspor FK Başkanı Ahmet Dal, bugün bir otelde düzenlediği basın toplantısında kulübün mevcut durumu ve gelecek planlamasına dair önemli açıklamalarda bulundu. "Beklenmedik puan kayıplarına rağmen takımımız ilk 7 içinde" Beklemedikleri puan kayıplarına rağmen takımın ligin ilk 7 sırasında yer aldığını aktaran Dal, "Ligin en az gol yiyen 3 takımından biriyiz. Bazı şanssızlıklar yaşadık. Deplasmanda ligin lideriyiz ancak iç sahada bu başarıyı tam olarak yakalayamadık. Buna rağmen sezon sonunda iyi bir yerde bitireceğimize inanıyorum. Hafta sonu Bandırmaspor ile çok zor bir deplasman maçına çıkacağız. Salı günü kupa maçımız var. 28 Aralık’ta Çorum FK ile oynayacağımız maçla devre arasını tamamlayacağız. Her şeye rağmen bütün oyuncularım maksimum katkıyı verdi. Eren Tozlu 10 gole ulaştı. Daha önce bir sezon kiralık gönderdiğimiz Mustafa Fettahoğlu bu sezon önemli katkılar sağladı ve takım için değerli bir oyuncu oldu" ifadelerini kullandı. "6 oyuncumuz bahisten ceza aldı" Bahis operasyonu nedeniyle 6 oyuncusunun ceza aldığını ifade eden Dal,"Mert Önal, Hüsamettin Yener, Cengiz Bayrak, Murat Cem Akpınar, İlkan Sever ve Furkan Özhan. Bu süreçte onlardan faydalanamadık. En fazla darbe yiyen kulüplerden biriyiz. Mert Önal, Hüsamettin Yener, Cengizhan Bayrak ve Murat Cem Akpınar’ın cezası 25 aralıkta sona eriyor. Sakatlığı bulunan Martin Rodriguez, Çorum FK maçıyla birlikte takıma dönecek. 28 Aralık’ta 1 haftalık devre arası olacak. Transfer döneminde Erzurumspor’a mutlaka transfer yapacağız. Kulübe aidiyet duyacak ve katkı sağlayacak oyuncular alacağız. Bazı oyuncuları kiralık gönderebiliriz. Her hafta 5 altyapı takımımız iç sahada ya da deplasmanda maça çıkıyor. Gelir kalemlerimizin bir kısmı buraya gidiyor ama bu uzun vadede kulüp için önemli. Bahis sürecinden sonra TFF bazı kulüplere ek transfer hakkı sağladı" dedi. "Sözleşmeleri bitene kadar bizimle olacaklar" Soruşturma sonrası bütün futbolcuları tek tek aradığını anlatan Dal, "Sezon sonuna kadar tüm yükümlülükleri üstleneceğim. Furkan Özhan bu sezon bizimle olmayacak. Sözleşmesi devam eden oyuncular sözleşmeleri bitene kadar bizimle olacak. Önümüzdeki sezon kaldığımız yerden devam edeceğiz" dedi. "Stadyum bu şehrin en önemli sorunlarından biri" Stadyumun bu şehrin en önemli sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Dal, "Bu konuda somut adımlar görmek istiyoruz. Erzurum’da inşaat sezonu çok kısa, bir ay geç kalınırsa bir sezon kaybediliyor. Ben bu konuları hatırlatmaya çalışıyorum, yetkililer somut adımların atıldığını söylüyor ancak taraftarımız gereken sabrı gösterse de geç kalındı. Göğüs sponsorum yok, sırt sponsorum yok. Süper Lig’e çıkalım ama neyle çıkacağız. Onursal başkan Mehmet Sekmen dışında ciddi bir destek alamıyoruz" diye konuştu. "Teknik direktör değiştirmenin çözüm olduğuna inanmıyorum" Kötü gidişatı düzelttiklerinin altını çizen Dal, "Borçları kapattık ve bambaşka bir Erzurumspor oluşturduk. Kolay bir ekonomi yönetmiyoruz. Benden daha iyi başkanlık yapabilecek biri varsa buna sonuna kadar açığım. Bir oyuncuya 70 milyon TL verecek gücümüz yok. Erzurum şartları zor. 2016 ile 2025 sezonları arasında 19 teknik direktör değiştirdik. Teknik direktör değiştirmenin çözüm olduğuna inanmıyorum. 3 maç sonra ya da 10 maç sonra hoca göndermek doğru değil. Hatalarımız olacak, eksiklerimiz olacak ama kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Ne futbolcuma ne hocama ne de bu şartlar altında kulübü bu noktaya getiren hiç kimseye hakaret edilmesine müsaade etmem" diye konuştu. "Eren Tozlu 2 katı para teklif edilmesine rağmen kalmayı tercih etti" 40 dosya kapattıklarını belirten Dal, "Transfer tahtası açılmamış olsaydı yaklaşık 400 milyon TL borcumuz olacaktı. Bir dosyanın kapanması yaklaşık 1 hafta sürdü. Yerli oyuncular için 85 milyon TL, yabancılarla birlikte toplamda 120 milyon TL peşinat yükümlülüğümüz vardı, bunun 100 milyon TL’sini ödedik. Hiçbir oyuncum parayı sorun etmedi. Sezon başında Eren Tozlu’ya kazandığı paranın iki katı teklif edildi ama Erzurumspor’da kalmayı tercih etti. Teknik direktör değişikliği kolay bir süreç değil" ifadelerini kullandı.