YEREL HABERLER - 15 Mart 2012 Perşembe 11:36

ADÜ DÜNYACA ÜNLÜ OSMANLI TARİHÇİSİNİ AĞIRLIYOR

A
A
A
ADÜ DÜNYACA ÜNLÜ OSMANLI TARİHÇİSİNİ AĞIRLIYOR

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ), dünyaca ünlü Osmanlı İmparatorluğu Tarihçisi Prof. Dr. Heath W. Lowry’i ağırlıyor.
Doksanlı yıllarda Princeton Üniversitesi’nde Mustafa Kemal Atatürk Kürsüsü başkanlığı yapan, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Tahrir Defterleri üzerindeki çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren, Türkçeyi son derece iyi kullanan Prof. Dr. H.W. Lowry, 22 Mart 2012 tarihinde Adnan Menderes Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi Magnesia Salonu’nda “Bilinmeyen Türkler” isimli bir konferans verecek. Konferans halkla açık olacak.
PROF. DR. HEATH W. LOWRY KİMDİR?
23 Aralık 1942 tarihinde Oregon’un Salem şehrinde dünyaya geldi. 1964-1966 arasında barış gönüllüsü olarak Türkiye’de bulundu. 1966-1968 Portland State Üniversitesi’nden mezuniyeti müteakip 1971 sonunda California Üniversitesi’nden “MA. C.Phil.” derecesini aldı. Doktora çalışmaları için geldiği İstanbul’da 1977 senesinde Amerikan İlmi Araştırmalar Merkezi’nin Müdürü oldu. Aynı zamanda 1979 sonuna kadar Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı. 1979-1982 yıllarında Harvard Üniversitesi’nin Dumberton Oaks Merkezi’nde Bizans Devri’nin son yılları ile Osmanlı Devri’nin ilk yılları üzerine tarihi demografi alanında çalışmalar yapan uluslarası araştırıcılar ekibinin başkanlığında bulundu. Doksanlı yıllarda Princeton Üniversitesi’nde Mustafa Kemal Atatürk kürsüsü başkanı olup 1994-1997 arasında Yakın Doğu Etütleri Bölümü Başkanlığını da sürdürmüştür. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Tahrir Defterleri üzerindeki çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren H.W. Lowry’nin eserlerinden bazıları şunlardır:
Trabzon’un İslamlaşma ve Türkleşmesi 1461-1583 (İstanbul 1981), Continuity and Change in Late Byzantine and Early Ottoman Society (Cambridge / Birmingham, 1985), The Story Behind ‘Ambassador Morgenthau’s Story’ (İstanbul, 1990), Studies in Defterology: Ottoman Society in the Fifteenth and Sixteenth Centuries (İstanbul, 1992),-The Nature of the Early Ottoman State (Albany, 1998), A Social and Economic History of Ottoman Bursa: 1326-1600, Ottoman Bursa in Travel Accounts,(Indiana University: Ottoman and Modern Turkish Studies Publications) 2003 [Türkçe çevirisi; Seyyahların Gözüyle Bursa 1326-1923, Eren Yayıncılık İstanbul 2004.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”