ASAYİŞ - 20 Mart 2012 Salı 17:05

VAN`DA OLAYLI NEVRUZ

A
A
A
VAN`DA OLAYLI NEVRUZ

Van’da, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tarafından düzenlenen Nevruz kutlamaları sonrasında olaylar çıktı. Yürümek isteyen gruba polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale ederken, olaylar sırasında Van Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Doğar, 3 polis ve bir gazeteci yaralanırken, 6 kişinin de gözaltına alındığı öğrenildi.
Sabah saatlerinde, BDP Van İl Başkanlığının kullandığı çadırın önünde bir süre halay çeken BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindekiler, ardından yürüyüşe geçerek Erek Dağı Caddesi’ne geldi. Buradan İtfaiye Meydanı’na geçmek isteyen kalabalığa barikat kuran polis tarafından izin verilmedi.
Yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından, BDP’liler burada kutlamalara başladı. Abdullah Öcalan ve PKK’yı simgeleyen flamaların açıldığı miting alanında, bazı göstericiler tarafından açılan, "Bizi 7,2 yıkmadı, TC’nin ne haddine" pankartı ise dikkat çekti.
Cadde üzerinde değişik noktalarda ateş yakılarak halayların çekildiği kutlamalar sırasında, BDP Van İl Başkanı Cüneyt Caniş, BDP’li Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür birer konuşma yaptı.
"ZERRE KADAR GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ"
Son olarak otobüsün üzerinden kalabalığa seslenen Selahattin Demirtaş, özgürlüklerini kazanana kadar tüm güçleriyle direneceklerini belirtti. Demirtaş, "Şimdi Orta Doğu’da ezilen bütün halklar, diktatörlerin zulmü altında ezilen tüm halklar ’özgürlük’ diye haykırıyor. Türkiye’yi yönetenler istiyorlar ki, tam bu dönemde Kürt halkının sesi çıkmasın, Kürt halkı meydanlara çıkmasın. Bu nedenle 3 yıldır hukuksuz bir şekilde, vicdansızca her türlü kanunu ve yasayı çiğneyerek KCK adı altında siyasi operasyonlar
yapılıyor, halk sindirilmeye, korkutulmaya ve geri adım attırılmaya çalışılıyor. Bütün bunları AK Parti planlıyor. AK Parti masaya oturup bütün bunları adım adım planlıyor. Önlerinde iki seçenek var. Bu kadar örgütlü, bu kadar güçlü bir halkın ya meşru bütün demokratik taleplerini kabul edecek ya da elinde ne kadar faşizan gücü varsa hepsini bize karşı kullanacaklar. Şimdi ikinci seçeneği yapıyorlar. Bu bizim tercihimiz değildi. Ancak bu tercihte ısrar edenler karşısında zerre kadar geri adım atmayacağız.
Bu konuda kararlıyız. Özgürlüğümüzü kazanana kadar biz de tüm gücümüzle, halkımızın meşru gücüyle direneceğiz. Ve elbette ki AK Parti geri adım atacaktır. Bu halk AK Parti’ye değil, AK Parti bu halka teslim olacaktır. Bundan başka çare yok" ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ DÜNYAYA SESLENDİ
Daha sonra tüm dünyaya da seslendiğini belirten Demirtaş, "Bizim gibi haklı talepleri olan masum bir halkın artık köle statüsünü kabul etmeyeceğini bütün dünya bilmek zorundadır. Sadece AK Parti değil, onu destekleyen bütün uluslararası destekçileri de bilmek zorundadır ki, bizler bu statüsüzlüğü kabul etmiyoruz. Bu nedenle biz artık Kürdistan’a siyasi statü istiyoruz. Kürt halkının kendi ana dilinde eğitim hakkını, bütün kurumsal alanda kendi dilini kullanma, kendi kimliğiyle kültürüyle kullanma hakkını
istiyoruz. Ve elbette ki bütün cezaevinde bulunan arkadaşlarımız gibi Sayın Öcalan’ın da özgürlüğünü istiyoruz. Bu taleplerimizin artık hem hükümetçe hem de bütün dünya tarafından iyi anlaşılması ve iyi değerlendirmesi gerekir" şeklinde konuştu.
5 YARALI, 6 GÖZALTI
Demirtaş’ın yaptığı konuşmanın ardından İtfaiye Meydanı’na kadar yürüyerek oradan dağılacaklarını ifade etmesi üzerine, kalabalık polis barikatına yaklaştı. Barikatı geçmek isteyen kalabalığa polis tazyikli su ve gaz bombaları ile müdahale etti. Taş ve havai fişeklerle polise saldıran kalabalık, ardından ara sokaklara dağıldı. Olaylarda Van Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Doğar ile 3 polis ve bir de gazeteci yaralanırken, şimdiye kadar 6 kişinin de gözaltına alındığı öğrenildi. Ara sokaklarda
olaylar devam ederken, polis ekipleri kent merkezinde geniş güvenlik önlemleri aldı.
POLİSTEN GÖVDE GÖSTERİSİ
Yaşanan olayların ardından kalabalık dağılırken, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ekipleri de cadde üzerinde adeta gövde gösterisi yaptı. Bir süre uygun adımda, "Her şey vatan için" sloganları atarak yürüyen polisler, ardından Sosyal Meskenler bölgesinde olay çıkması ihtimaline karşı beklemeye başladı.
DOĞAR: "ŞU AN BEDENİMDE COP İZLERİ VAR"
Çıkan olaylarda yaralanan Van Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Doğar ise, "Yüzümüz polise dönükken özellikle taş atıp kafamızı yardılar. Şu an bedenimde cop izleri var. Kendimizi zar zor ellerinden kurtardık. Bu kadar vahşet, bu kadar barbarlık. Neden böyle yapılıyor, insan bunu anlamakta güçlük çekiyor. İsrail’i kınayanlar, Van’da Nevruz coşkusu çok iyi geçmesine rağmen kabullenemeyip Kürtlerin seçtiklerini bile linç edebiliyor. Bu şiddeti bize reva görenleri nefretle kınamak istiyorum"
ifadelerini kullandı.
Öte yandan, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da akşam saatlerinde Batman’a geçeceği öğrenildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Koca: "(Onaylı Randevu Sistemi sonrası) Randevusuna gelen vatandaşımızın oranında önemli artış olduğunu söyleyebilirim" Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz hafta başlayan Onaylı Randevu Sistemi’nin ardından 81 ilde değerlendirme yaptıklarını belirterek, "Sadakat oranında, randevusuna gelen vatandaşımızın oranında önemli artış olduğunu söyleyebilirim" dedi. Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir muhabirin geçtiğimiz hafta uygulamaya konulan Onaylı Randevu Sistemi’nde herhangi bir sorunla karşılaşılıp karşılaşılmadığını sorması üzerine Koca, "Şu anda bir sorunla karşılaşılmadığını söyleyebilirim. Özellikle sadakatsizlik ve son dakika iptalleri sebebiyle kapasitemizin yüzde 30’unu kullanamıyorduk. Bu anlamda sadakat oranında, randevusuna gelen vatandaşımızın oranında önemli artış olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. "Sorunu çözene kadar mücadeleye devam edeceğiz" Koca, bir gazeteci tarafından başlayan uygulama sonrası artış olan vatandaş oranını sorması üzerine şu ifadeleri kullandı: "Yarın Koordinasyon Kurulu Toplantımız var. Koordinasyon Kurulunda değerlendirmiş olacağız. Bir aylık sonuçları da gelecek ay açıklayacağız. Bütün medyaya açık bir şekilde değerlendirme sonuçlarını açıklamış olacağız. Buradaki esas gündemimiz, vatandaşımızı daha hızlı sağlık hizmetine eriştirmek. Tüm gayret ve çabamız bunun için. Hem illerimizde hem hastanelerimizde başta şehir hastanelerimiz ve eğitim araştırma hastanelerimiz olmak üzere teker teker ziyaret ederek değerlendirmeler yapıyoruz. Gerektiğinde klinik klinik, birim birim değerlendirme noktasına kadar iniyoruz. Amaç; vatandaşın sağlık hizmetine bütün branşlarda erişebilmesini sağlayabilene kadar çalışmaya devam edeceğiz. Burada özellikle bazı branşlarda sorunları görüyoruz ama o branşlarla ilgili de sorunları çözmek için gayret ve çaba içerisindeyiz. Sorunu çözene kadar mücadeleye devam edeceğiz." "Tüm mesaimizi çözüm için harcıyoruz" Bir gazetecinin sağlık hizmetlerine yönelik yeni projelerin olup olmayacağını sorması üzerine Bakan Koca, "Şu an en öncelikli gündemimiz sağlık hizmeti talebi olan vatandaşlarımızın tamamının talebini en hızlı ve en uygun şekilde karşılamak. Tüm mesaimizi çözüm için harcıyoruz. Bu konuyu çözene kadar daha öncelikli bir gündemimiz olmayacak. Çözüm var ve yakın zamanda daha iyi sonuçlar aldığımızı hep birlikte göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Eskişehir Beylikova Besi Organize Sanayi Müteşebbis Heyeti toplantısı gerçekleştirdi Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy başkanlığında, Beylikova Besi Organize Sanayi Müteşebbis Heyeti toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, Müteşebbis heyeti yeni üyeleri, Beylikova Belediye Başkanı Av. Hakan Karabacak ve Belediye Meclis Üyeleri de katılım sağladı. Toplantıda, Besi OSB’nin mevcut durumu, gelişmesi ve projelendirme çalışmaları görüşüldü. Konuyla ilgili açıklama yapan Beylikova Belediye Başkanı Av. Hakan Karabacak, Besi OSB’nin faaliyete geçmesiyle Beylikova’nın canlanacağını belirtti. Karabacak, Besi OSB’ye çiftlik kurmak isteyen müteşebbisler için Tarım Bakanlığı’nın yüzde 50 hibeli Kırsal Kalkınma Fonu ve Avrupa Birliği’nin yüzde 70 hibeli IPARD yatırım fonunun mevcut olduğunu açıkladı. Bunun dışında, Besi Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arsaların yüzde 80 hibe ve uzun dönem taksitlendirme satılacağını vurguladı. Yatırımcılar için Ziraat Bankası’nın faizden yüzde 15 indirimli yatırım kredisi imkânı sunduğunu belirten Karabacak, Besi OSB yatırımcılarına yurt dışından hayvan ithal etme yetkisinin de verileceğini ifade etti. OSB içinde mezbaha, et entegre tesisi ve yem fabrikası için ayrılmış sanayi arsalarının da mevcut olduğunu ve sanayi yatırımları için de aynı fonların geçerli olduğunu belirtti. Bu fonlarla birlikte Besi Organize Sanayi Bölgesi’nin çok cazip bir hale geldiğini söyleyen Karabacak, tüm yatırımcıları ilçelerine beklediklerini ifade etti. Beylikova Belediye Başkanı Av. Hakan Karabacak bu toplantının, bölgenin ekonomik gelişimi için önemli bir adım olduğunu vurguladı yatırımcıları Beylikova’ya davet etti.
Ankara Bakan Özhaseki açıkladı: Sahil şeridindeki kaçak yapılar yıkılacak, yatlara yeni düzenleme yapılacak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Mafyavari tutumlarla sahil şeritlerinde bazı bölgelerin işgal edildiğini görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Hukuk dışı yapıları, mevzuata aykırı tüm uygulamaları yani bütün kaçak yapıları yıkacağız. Yatların hepsini kayıt altına alacağız. Burada tatil yapıyorsa, onun belirlenen ücretini ödeyecek" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kabine Toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Artvin’den Hatay’a doğru bütün kıyıları denetlediklerini belirten Bakan Özhaseki, "Mafyavari tutumlarla sahil şeritlerinde bazı bölgelerin işgal edildiğini görüyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Hukuk dışı yapıları, mevzuata aykırı tüm uygulamaları, yani bütün kaçak yapıları yıkacağız. Şimdi bir de ALO ihbar hattı kuracağız orada. Vatandaş diyecek ki ’bizim burada denize ulaşmamızı şunlar engelliyor.’ Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünde bir güç, Türk devletinin üstünde bir güç yoktur. Aksini düşünüp kaçak yapılar işletenlere hukuk ile cevap vereceğiz. Tüm kaçak yapıları temizleyip milletimizin sahillere, plajlara rahat bir şekilde ulaşmasını sağlayacağız. Ben bunu söyledim ya bana bir sürü ihbar geldi. ’Şurada siteler kuruldu’ diyor. ’Bunlar zengin adamlar, oradan sahile inişimizi engelliyorlar’ diye" ifadelerini kullandı. Bu konuda devletin üzerine düşen görevi yerine getireceğinin altını çizen Bakan Özhaseki, "Bunun temel prensiplerini, altyapısını bir 15-20 gün oluşturalım. Nasıl hareket edeceğimizi, nasıl burada bir yol haritası izleyeceğimizi. Ondan sonra çıkıp devam edeceğiz. Yaz boyunca herkes bunlara şahit olacak. Oteller belki en fazla olsa olsa kendi önüne şezlong atıyor. Ama oradan gelene geçene mani olmuyor. Denize girene bir şey demiyor. Sorun orada değil. Ama asıl mesele diğer tarafta yani bir koy bulmuşlar. 3-4 kişi çökmüş oraya büfemsi bir şey koymuş. Orada ufak tefek bir şey satıyor ama bir şezlonga git otur bak kaç lira istiyor. Ailesiyle gitmiş insanlar, nasıl bu işgalcilerle muhatap olsunlar ki" diye konuştu. "Denizlerimizin kirlenmesini önleyeceğiz" Kimsenin hukuk dışı iş yapmasına müsaade etmeyeceklerini belirten Bakan Özhaseki, "O yüzden oraları temizleyeceğiz. Bir kısmını Kültür ve Turizm Bakanımızla yine konuştuk, halk plajları açacaklar. Bizim tüm Türkiye’deki kıyılara bakan MÜÇEV adında bir kuruluşumuz var. Sahillerde sorumlu olduğu yerleri işletecek. Buralarda bir iki ihtiyaç mahalli yapacağız tabii. Denizlerimizin kirlenmesini önleyeceğiz. Temiz tutacağız. Ondan sonra vatandaş kendi ihtiyacını görür zaten. Yediğini, içtiğini alıyor, götürüyor, getiriyor. Ticarete gerek yok orada" dedi. "Yatların hepsini kayıt altına alacağız, burada tatil yapıyorsa, onun belirlenen ücretini ödeyecek" Yatların hepsini denetim altına alacaklarını ’mapa şamandıra’ sistemini başlatacaklarını açıklayan Bakan Özhaseki, şunları kaydetti: "Örneğin birisi bir tekne alıyor ve teknesini üç ay koylarımıza çekiyor. Orada yaz tatili yapıyor. Yapsınlar, sorun yok ama denizleri kirletiyorlar, teknelerini ağaçlara bağlayarak ağaçları kırıyorlar. Biz de ’mapa şamandıra’ projemiz ile bunların önüne geçeceğiz. Teknelerini, kuracağımız mapa şamandıraya bağlayacaklar. Yatların hepsini kayıt altına alacağız. Burada tatil yapıyorsa, onun belirlenen ücretini ödeyecek. Sonra da yanına getirdiğimiz atık gemisine atıklarını verecek. Vermek zorunda kalacak, denize atıklarını boşaltamayacak. Hepsini denetleyeceğiz ve denizlerimizi koruyacağız."
Zonguldak Hobi amaçlı başladığı çilek yetiştiriciliği emekli madencinin gelir kapısı oldu Zonguldak’ın Devrek ilçesine bağlı Çaydeğirmeni beldesinde 27 yıl önce maden ocağından emekli olan Satılmış Baduroğlu, kurduğu çilek ve karpuz bahçeleriyle siparişe yetişemiyor. Zonguldak’ın Devrek ilçesine bağlı Çaydeğirmeni beldesinde 27 yıl önce maden ocağından emekli olan Satılmış Baduroğlu, kurduğu çilek ve karpuz bahçeleriyle siparişe yetişemiyor. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda maden işçisi olarak çalışan Satılmış Baduroğlu, 27 yıl önce maden ocağından emekli oldu. Tarıma merak saran Baduroğlu, kendi imkanlarıyla karpuz, çilek ve fındık bahçeleri kurdu. Kurduğu serada kendi çabalarıyla yetiştirdiği organik çileğin kilosunu 80 ila 100 lira arasında satışa çıkartan Baduroğlu, bir ton çilek hasadı gerçekleştirecek. Hobi olarak başladığı tarım işinde bir yandan da fide yetiştiren Baduroğlu, 11 dönüm arazisi üzerinde adeta siparişe yetişemiyor. Ürünlerinin büyük bir sevgiyle bakımını yaptığını anlatan 70 yaşındaki Satılmış Baduroğlu, "Hem üretiyoruz hem de tohum fide de yapıyoruz. Bir tonun üzerinde hasat elde edeceğiz. En büyük desteğimiz yine kendimiz. Maden ocağından emekli oldum. 27 sene oldu. Ürünlerimizde hormon kullanmıyoruz. Net organik ürünler. Toprak gübresi ve hayvan gübresi kullanıyoruz. Merak edenler oluyor. Daha önce ilk defa bu işe ben başlamıştım. Bir hobi olarak başladık. Zamanla yükselttik. Karpuzlarımız, doğal organik. Geçen sene sel den dolayı az hasat vardı. Bir önceki sene 10-15 ton arası karpuz ürettik" diye konuştu.
Ankara Bakan Göktaş: "(Aile ve Gençlik Fonu) Eğitim programlarına katılıp resmi nikahı 15-30 Nisan arasında gerçekleşen çiftlerimize yönelik ödemeler bugün başlıyor" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu’na şimdiye kadar 9 bin 38 çiftin başvurduğunu, başvuruları onaylanan 2 bin 283 çifte evlilik ve danışmanlık hizmeti vermeye başladıklarını belirterek, "Eğitim programlarına katılıp resmi nikahı 15-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen çiftlerimize yönelik ödemeler bugün itibarıyla başlıyor. İlk etapta başvurusu onaylanan ve evlilik öncesi eğitim programına katılan 450 çifte toplam 67,5 milyon lira destek vereceğiz" dedi. Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Aile ve Gençlik Fonu’ndaki son duruma ilişkin sorusu üzerine Bakan Göktaş, deprem bölgesinde pilot olarak hayata geçirilen fona şimdiye kadar 9 bin 38 çiftin başvurduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonuyla hayata geçirilen projeyle aile kurumunun desteklenmesi, güçlendirilmesi ve gençlerin sosyal risklere karşı korunmasını hedeflediklerini dile getiren Göktaş, şunları söyledi: "Projenin pilot uygulamasına Adıyaman, Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçeleri, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’dan başladık. Proje kapsamında başvurusu onaylanan çiftlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz 150 bin lira faizsiz kredi desteği sağlıyoruz. Fondan yararlanmak isteyen gençlerin Bakanlığımızın evlilik öncesi sunacağı eğitim ve danışmanlık hizmetinden yararlanması, bununla birlikte evlilik sonrasında sunacağı eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanmayı taahhüt etmesi gerekiyor. Başvurularını yapan çiftlerden şimdiye kadar başvuruları onaylanan 2 bin 283 çifte evlilik ve danışmanlık hizmeti vermeye başladık. Eğitim programlarına katılıp resmi nikahı 15-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen çiftlerimize yönelik ödemeler bugün itibarıyla başlıyor. İlk etapta başvurusu onaylanan ve evlilik öncesi eğitim programına katılan 450 çifte toplam 67,5 milyon lira destek vereceğiz." Başka bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine sonrası yaptığı açıklamada da yer verdiği Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’na yönelik sorusu üzerine Göktaş, Bakanlık olarak özellikle aileyi merkeze alan bir vizyon belgesi ve eylem planını Türkiye’de ilk defa gerçekleştirdiklerini vurguladı. "Kadını ve aileyi karşı karşıya getiren anlayışı reddediyoruz" 15 Mayıs Dünya Aile Günü’nde kamuoyuyla paylaştıkları belgenin 2024-2028 yıllarını kapsadığını, 5 stratejik amaç, 15 stratejik hedef ve 100 faaliyeti içerdiğini belirten Bakan Göktaş, "Bu belgeye yönelik çok olumlu geri dönüşler aldık. Bu geri dönüşler bize toplumun, ailenin güçlendirilmesine yönelik hassasiyetinin ve beklentilerinin yüksek olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu durum açıkçası bizleri çok memnun etti. Aile kurumunun ve kadın, erkek, çocuk, engelli, yaşlı ayrımı gözetmeksizin tüm aile bireylerinin korunması ve güçlendirilmesi Anayasamızın bizlere yüklediği bir sorumluluktur" ifadelerini kullandı. Söz konusu belge ve eylem planının ’kadını güçsüzleştirmeye yönelik" olduğu iddiasına ilişkin değerlendirmesi sorulması üzerine de Göktaş, şunları kaydetti: "Aileyi güçlendirmenin kadını zayıflattığı iddiasının hiçbir temeli yoktur. Eylem Planı ve Genelge ile tesis edilmesi amaçlanan sistem, kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadının güçlenmesi çalışmalarıyla bir tezat teşkil etmemektedir. Eylem Planı’nda yer alan faaliyetler incelendiğinde kadın haklarına gölge düşüren, kadın konusundaki çalışmalarla zıtlık barındıran herhangi bir ifadeye rastlamak mümkün değildir. Aksine Bakanlığımızın görev alanı kapsamındaki tüm hizmet alanlarında sistematik ve birbiriyle uyumlu mekanizmaların hayata geçirildiğini göstermektedir. Mesela ilgili tüm kurum ve kuruluşların görüş ve önerileri çerçevesinde kapsayıcı bir yaklaşımla hazırladığımız 2024-2028 Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planını 8 Mart 2024 Dünya Kadınlar Günü’nde kamuoyuna duyurduk. 25 Kasım 2023’te yayımlanan ‘Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele’ konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile de kadına karşı şiddetin önlenmesinde çok yönlü ve bütüncül yaklaşım ile kararlı mücadele için yapılacak çalışmaları vurguladık. Attığımız kıymetli adımlara gölge düşürmeyi, itibarsızlaştırmayı amaçlayan art niyetli söylemler, bizleri bu sorumluluğumuzu yerine getirmekten alıkoyamayacaktır." Kadını ve aileyi karşı karşıya getiren anlayışı reddettiklerini belirten Göktaş, Bakanlık olarak çalışmalarını ailenin; kadının ve erkeğin sevgi, merhamet, birlik ve beraberlikle var ettiği müessese olduğu anlayışıyla yürüttüklerini, sağlıklı aileler kurulması konusunda üzerlerine düşeni yapmaya devam ettiklerini söyledi.
Antalya Anne terliğiyle yılanı ekmeğinden ettiler, o anları anlattılar Antalya’da kurbağa avlayan yılanı, terlikli müdahaleyle avından eden ve ardından durumuna üzülüp gözleme ve su ikram eden vatandaşlardan Batuhan Dinç, "Kıymalı gözlemenin tadına baktı ama avının üzerine soğuk su içmiş gibi oldu" dedi. Görenleri şaşırtan olay, geçtiğimiz akşam Kepez Kent Ormanı’nda meydana geldi. Vatandaşlar, bir yılanın kurbağayı avladığını görünce cep telefonuyla kaydetmeye başladı. Yılan, ağzıyla yakaladığı kurbağayı yuvasına çekmeye çalışırken, vatandaşlar ise kurbağayı kurtarıp kurtarmama konusunda kendi aralarında ilginç diyaloglara girdi. Yılan, avını tam yuvasına sokacağı sırada vatandaşlardan birisi kurbağayı terlik yardımıyla kurtardı. Bir yandan kurbağanın kurtuluşuna sevinen vatandaşlar, durumuna üzüldükleri yılana da kıymalı gözleme ve su ikram etti. Yuvasından çıkan yılan gözlemeyi yemezken, suyu ise kana kana içti. Olayı yaşayanlardan Batuhan Dinç, önlerinden geçen kurbağayı yılanın bir anda yakaladığını görünce cep telefonunun kayıtlarını açtıklarını anlattı. Vicdan ve ekolojik sistem arasında gel git yaşadıklarını aktaran Dinç, "Yesin mi, kurtaralım mı derken, yengem olaya anne terliğiyle müdahale etti. O terliğin çözemeyeceği hiçbir problem yok. Kurbağayı kurtardıktan sonra ise o yılanın ekmeğini elinden aldığımızı düşünerek kıymalı gözleme ile hatamızı telafi etmeye çalıştık, su içirdik. Olayı iki tarafın da zarar görmeyeceği şekilde sonuçlandırmaya çalıştık. Kıymanın biraz tadına baktı ama avının üzerine soğuk su içmiş gibi oldu" dedi.