EKONOMİ - 22 Mart 2012 Perşembe 12:50

BAKAN ERGÜN`DEN `YENİ TEŞVİK SİSTEMİNE` İLİŞKİN DEОERLENDİRME

A
A
A
BAKAN ERGÜN`DEN `YENİ TEŞVİK SİSTEMİNE` İLİŞKİN DEОERLENDİRME

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, yeni teşvik sisteminin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın uygun bir programında takdim edileceğini belirterek, "Yani ay sonuna kadar bir uygun vakit olursa gerçekleşir. Çünkü çalışmalar tamamlandı, teşvik sistemi ile ilgili ilave bir çalışma yapmayı gerektirecek fazla bir şey yok. Belki bir iki rötuş yapılmışsa üzerinde o yapılmıştır. O nedenle tamamen Sayın Başbakanımızın programına bağlı olarak ilan edilme süreci kaldı" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye-Etiyopya 6. Dönem Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısı kapanışı ve KEK Ortak Bildirisi imza törenine katıldı. Bakan Ergün, yaptığı konuşmada, imzalanan protokolle önümüzdeki döneme ait bir eylem planının ortaya konulduğunu bildirdi. Bakan Ergün, imza töreni sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, `yeni teşvik sisteminin tarihinin netleşip netleşmediği ve teşvik sistemine ilişkin yeni bir gelişmenin olup olmadığı` sorması
üzerine Ergün, "Parlamento Muhabirleri Derneği`nde arkadaşlarımız sordular, konunun Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan tarafından takip edildiğini, Başbakanımızın uygun bir programında bunun takdim edileceğini söylediler. Yani ay sonuna kadar bir uygun vakit olursa gerçekleşir. Çünkü çalışmalar tamamlandı, teşvik sistemi ile ilgili ilave bir çalışma yapmayı gerektirecek fazla bir şey yok. Belki bir iki Rötuş yapılmışsa üzerinde o yapılmıştır. O nedenle tamamen Sayın Başbakanımızın programına bağlı olarak ilan
edilme süreci kaldı" şeklinde konuştu.
"YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE YENİ EKONOMİK VE SOSYAL GELİŞMİŞLİK ENDEKSİ ESAS ALINDI"
Yeni teşvik sisteminde yeni ekonomik ve sosyal gelişmişlik endeksinin esas alınarak illerin sıralandığına dikkati çeken Ergün, "Geçen teşvik sistemini hatırlarsanız, kalkınma ajansı bölgeleri esas alınmıştı. Bu bölgedeki ekonomik ve sosyal gelişmişlik endeksi ortalamasına göre teşvik bölgeleri 4 bölge olarak oluşturuldu. Fakat şimdi her il kendi sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi verilerine göre sıralandı" dedi.
Bakan Ergün, yeni teşvik sisteminde kalkınma ajansı bölgelerindeki bir ortalamaya göre sıralama olmadığını ve dolayısıyla bir kalkınma ajansındaki bütün illerin aynı teşvik bölgesi içerisinde yer almayacağını söyledi. Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni teşvik sisteminde, o kalkınma ajansındaki bir il ikinci teşvik bölgesinde yer alırken, öbür il 6`ncı teşvik bölgesinde yer alabilecek. Ekonomik gelişmişlik endeksleri birbirinden çok farklı olduğu için. Dolayısıyla geçen dönemin şu problemi ortadan kalkmış olacak, diyelim Kayseri ve Yozgat aynı gelişmişlik bölgesi içinde yer alıyordu, aynı kalkınma ajansında yer aldıkları için. Şimdiki sistemde Kayseri başka bir teşvik bölgesinde, Yozgat başka bir teşvik bölgesinde yer alacak. Aralarındaki
sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi farklı olduğu için teşvik bölgeleri de farklı bir hal almış olacak."
"BU TEŞVİK SİSTEMİNDE YATIRIM İNDİRİMİ SİSTEMİ GERİ GELDİ"
"Teşvik sisteminin daha çok neyi teşvik ediyor?" sorusuna Ergün, "Geçen seferkinde yatırım ve üretim süreci içerisinde teşvikler uygulanabiliyordu. O işletmeyle bağlantılıydı. Dolayısıyla bu teşvik sisteminde yatırım indirimi sistemi geri gelmiş, yaptığı yatırımdan yatırımla ilgili teşvikleri şu anda devam eden başka bir işinden de indirebilecek yatırımcılar. Bu da mevcut yatırımcıların başka teşvik bölgelerinde ilave yatırımlar yapmasını hızlandıracak. Bunu yapmasında geçen teşvik sisteminde engel
vardı, bu teşvik sisteminde bu engel ortadan kalkmış oluyor" cevabını verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."