GENEL - 08 Temmuz 2020 Çarşamba 10:43

Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü’nde tadilat yapıldı

A
A
A
Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü’nde tadilat yapıldı

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde bulunan Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü’nde başlatılan tadilat çalışmaları sona erdi.

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde bulunan Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü’nde başlatılan tadilat çalışmaları sona erdi.


Kemaliye Buğdaypınarı köyünde HES tüneli yapan firma yetkilileri köprüye bakım ve onarım yaptırarak yeni bir görünüme kavuşturdu.


Işıklandırma, tabela ve köprü demirlerini yapan firma çalışanları, “Recep Yazıcıoğlu gibi bir şahsiyetin hemşerisi olarak bizimde bir katkımız olsun diye firma yetkililerimiz burayı tadilat ettirdi” dedi.


“Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü ve hikayesi”


Süper Vali olarak bilinen Recep Yazcıoğlu’nun yaptırmak için adeta canını dişine taktığı köprünün hikayesiyle ilgili yöre halkı şu bilgileri verdi:


“1966 yılında Keban Barajının yapımına başlanılmasıyla birlikte 8 yıl sonra 1974 yılında barajda su tutulmaya başlandı ve göllenme sahası oluşmaya başladı. Daha önce Karasu üzerinde var olan ve 1957 yılında yapılmış olan Başpınar köprüsü sular alında kalmıştı. Bu köprünün su altında kalacağı baraj çalışmalarına başlanıldığı andan itibaren bilindiğinden, DSİ Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü arasında 30 Nisan 1971 tarihinde bir protokol imzalanarak Keban Barajının maliyeti çerçevesinde DSİ Genel Müdürlüğü tarafından finanse edileceği, Karayolları Genel Müdürlüğünce de yeni koda göre köprünün yapılacağı öngörülmüş ve dönemin yetkilileri tarafından yöre halkına vaat edilmişti. Bu konu yöre halkı tarafından sürekli gündemde tutulmak amacıyla yaklaşık 20 yıl Kemaliye -Ankara arası mekik dokunmuş ve köprünün daha önce yapılmış olan protokol çerçevesinde yeniden yapılması tüm ilgili kurumlardan talep edilmiş ancak bir sonuca ulaşılamamıştı. En son Bayındırlık Bakanlığının 20 Mayıs 1993 tarihli yazısında daha önceki yazılarda verilen cevaplar yerine köprünün maliyetinin yüksek olduğu ve ekonomik olmadığı gerekçesiyle yapılamayacağı kesin bir dil ile ifade ediliyordu. Ayrıca DSİ 9. Bölge Müdürlüğü 1993 Kasımında yazdığı bir yazıda bu işle hiçbir alakalarının olmadığını beyan ediyorlardı.


Alınan tüm bu cevaplar baraj gölünün bir anda ulaşım yönüyle dış dünyadan tecrit ettiği yöre halkı için bir yıkım demekti. Bu yörede yaşayan insanların tek çıkış noktaları bu güzergah olduğundan suyun azaldığı mevsimlerde karaya oturan bir feribot ile küçük kayıklara esir olmuşlardı. İlçenin en kalabalık nüfusunun bulunduğu bu yörede bilhassa gurbetçiliğin fazla olması, ayrıca iç turizm olayının hareketliliği nedeniyle kentinden köyüne ve köyünden kentine ulaşmak isteyen insanlar barajın yollarını kesmesi nedeniyle ızdırap çekmekte idiler. Konunun bir diğer boyutu da bu yöredeki köylerin terörün hedefi durumunda bulunması idi. Başbağlar Köyü katliamı bunun en canlı örneğidir. Yöredeki köylerden herhangi birinde bir olay olduğu zaman güvenlik güçlerinin müdahalesi çok zaman almakta idi. Zira ilçe merkezinden hareket edecek güvenlik konvoyunun buradaki feribotun işlevi ile orantılı olarak müdahale imkanı sınırlanıyordu. Bilhassa sonbahar ve kış aylarında su seviyesinin azalması ile feribot çalışmadığından yöre halkı kaderi ile baş başa kalıyordu. Bununla beraber yöre halkı coğrafi konum itibariyle ihtiyaçlarını sürekli kent merkezlerinden taşımak zorunda idiler. O günkü haliyle yetersizde olsa hizmet vermeye çalışan feribot Karasu ırmağının erozyon nedeniyle devamlı mil taşıması dikkate alındığında kısa bir süre sonra kenarlardaki mil ve toprak yığılmaları nedeniyle feribotun çalışması da mümkün olmayacaktı.


Tüm bu nedenlerden dolayı buraya köprü yapılması bir zorunluluktu. Kurumlarda bu işi ekonomik olmadığı nedeniyle üstlenmediğine göre iş başa düşüyordu. Devlet millet işbirliği ile bu işe başlanacaktı. İl Özel İdaresi öncülüğünde halk katılımı ile emaneten pratik çözümler bulunarak 200 metrenin üzerinde olan köprü açıklığının bir taşeron aracılığı ile dolgu yapılarak 70-80 metreye düşürülmesi ve bu açıklığın panel köprü ile geçilmesi kararlaştırıldı. Başta Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun desteği ve İlçe Kaymakamı Atilla Şahin’in gayretleri ile Başpınar köprüsünün yapımına 1993 Eylül ayında böylece başlanıldı. Ancak yıllar itibariyle gelen eskalasyonlar nedeniyle köprünün maliyeti yükseliyordu. Bu da vatandaştan ve karşılığında da İl Özel idaresinden talep edilen yardımlarla gideriliyordu.


Gerek maddi ve gerekse doğanın zor şartları altında olağanüstü gayret ve özveriler sarf edilerek ülkemizde devlet millet işbirliği ile yapılan ilk proje özelliğini de taşıyan ve 24 köyün ulaşımını sağlayacak olan Başpınar Köprüsü 1997 yılında tamamlandı ve aynı yıl Eylül ayının 13. günü zamanın Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve bakanların teşrifleri, Türkiye’nin her tarafından insanların ve medyanın yoğun katılımıyla düzenlenen büyük ve coşkulu bir şenlik ile açılışı yapıldı.


Başlangıçından bitimine kadar her aşamada hiçbir zaman maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen ve projenin fikir babası olan Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun adına izafeten köprüye “Vali Recep Yazıcıoğlu Köprüsü” ismi verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.