GÜNDEM - 13 Ocak 2025 Pazartesi 09:32

Erzincan’da adrenalin dolu macera: Kar raftingi renkli görüntüler oluşturdu

A
A
A

Erzincan’daki Ergan Dağı Kayak Merkezi’nin 2 bin 400 rakımında oluşturulan parkurda adrenalin tutkunlarının kar raftingi renkli görüntüler oluştururken, adeta izleyenlerin nefesini kesti.

Son 2 yıldır Erzincan Valiliği İl Özel İdaresi ve özel müteşebbislerin yaptığı yatırımlar ile düzenlenen değişik aktivitelerle Türkiye’nin parlayan yıldızı haline gelen Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde adrenalin tutkunları eğlenceye doyuyor.

Ergan’a çıkan vatandaşlar güneşli ve açık havada adete terapi buldu. Doğası ve gölüyle, tamamen karla kaplı pistiyle muhteşem bir manzara sunan Ergan Dağı Kayak Merkezi, Erzincan’ın yanı sıra çevre iller ve Türkiye’nin değişik illerinden gelen kayak severlerin de ilgi odağı oldu.

Erzincan’da adrenalin dolu macera: Kar raftingi renkli görüntüler oluşturdu

Ergan Dağı’nda yapılan kar raftingi ise renkli görüntüler oluşturdu. Kar üstü aracının arkasına bağlanarak belirli bir etaba çıkarılan botla aşağı kayılarak kar raftingi yapıldı. Kar raftingi yapan adrenalin tutkunlarının mutluluk çığlıkları kameralara yansıdı.

Ekstrem sporcusu İhsan Bayık, “Türkiye’de ekstrem sporuna olan ilgimizle ön plana çıktık. Ergan Dağı’nda da kar raftingini geçtiğimiz yıl hayata geçirdik. Bu sene bir kademe ileri çıkardık ve ekstrem sporunu sevenleri de ağırlamaya başladık. Çok zevkli, inanılmaz bir adrenalin var. Nabzın 170-180’lere çıktığını hissedebiliyorsun. Bu yaşanmalı. Bütün ekstrem sporcularını, macera severleri, ben yaparım diyenleri bekliyoruz” dedi.

Erzurum’dan kayak için Erzincan’a gelen Arif Arifoğulları ise, “Yaşım 42. Ben 42 yıldır böyle bir adrenalin, heyecan yaşamadım. Erzincan Ergan Dağı’nda yapılıyor bu kar raftingi. Erzurum’dan çıkıp geldim. Harikaydı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın EKODOSD’un konuğu sanat tarihçisi Serçek, Kuşadası müzelerini anlattı Kuşadası’nda Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen ’Çarşamba Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu sanat tarihçisi Ersin Serçek oldu. Serçek, Kuşadası’nın tarihî dokusunu ve kentin kültürel mirasına katkı sağlayan müzeleri anlattı. Kent belleğini koruma amacıyla gerçekleştirilen söyleşide, sunuma Kuşadası’nın eski mahallelerinden Dağ Mahallesi ile başlandı. Kentsel sit alanı içinde yer alan, ödüllü cephe projeleriyle dikkat çeken Yıldırım Caddesi üzerindeki müzelerin tanıtıldığı etkinlikte, Serçek, her müzenin kentin geçmişine ışık tuttuğunu ifade etti. KUAKMER’in karşısında açılacak olan Oyuncak Müzesi’nin, geçmişin izlerini taşıyan oyuncaklarla çocuklara ve yetişkinlere nostaljik bir yolculuk sunacağı belirtilirken, aynı cadde üzerinde yer alan Reşat Nuri Güntekin’in ’Çalıkuşu’ romanında Feride öğretmenin kaldığı evin, Kuşadası’nın edebiyatla kesiştiği simge yapılardan biri olduğu vurgulandı. Tarihi dokusunu koruyan Efe Suphi Konuk Evi’nin misafirlere geçmişle bugünü bir arada yaşattığını dile getiren Serçek, karşısında yer alan Mineral Fosil Müzesi’nin milyonlarca yıl öncesine ait örneklerle doğanın tarihini sergilediğini söyledi. Yıldırım Caddesi’nin sonunda ise sanatçı Necati Korkmaz’a ait eserlerin yer aldığı Mikro Minyatür Müzesi’nin, dünyada yalnızca üç örneği bulunan bir sanat türünü temsil ettiğini aktardı. Sunumda ayrıca Sadrazam Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı ve içerisinde yer alan Porselen Bebek Müzesi hakkında bilgi verildi. Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve Bafa Gölü Tabiat Parkı’nın korunması için çalışmalar yürüten Lady Rosemary Baldwin’in anısına düzenlenen anı evi ile üst katında yer alan Haluk Perk Kahve Evi de anlatılan diğer önemli kültürel mekânlar arasında yer aldı. Kuşadası’nın simgelerinden Güvercinada Açık Hava Müzesi’nde yer alan Haluk Perk Koleksiyonuna ait eserlerin yanı sıra, dünyanın ilk tematik müzesi olarak kabul edilen Deniz Ticaret Tarihi Müzesi’nin denizcilik ve ticaretin kültürel etkilerini çarpıcı biçimde sergilediği belirtildi. Ayrıca, iç kalede sergilenecek olan ve 1998 yılında Dilek Yarımadası’na vuran Fin Balinasına ait iskeletin de Kuşadası’nın doğa tarihine katkı sağlayacağı ifade edildi. Etkinlikte, Kuşadası’nın sadece bir turizm merkezi değil, aynı zamanda kültür ve sanat kenti olduğuna dikkat çekilirken, sanat tarihçisi Ersin Serçek’e teşekkür belgesi sanat tarihçisi Seren Erdil Serçek tarafından takdim edildi. Serçek, kentlerin kendi kimliğini yaşatmasında müzelerin önemli rol oynadığını vurgulayarak, Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi’nin bu anlamda özel bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin ilk rafine zeytinyağı fabrikasının kurulduğu Kuşadası’nda zeytin kültürünün geçmişten bugüne taşındığını belirten Serçek, doğa tarihi müzesinin de kentin zengin ekosistemini geleceğe aktarmak için önemli bir ihtiyaç olduğunu ifade etti. Kuşadası’nda hem mevcut müzelerin yaşatılması hem de yeni müzelerin kazandırılması için yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapmasının önemine dikkat çekildi.