SAĞLIK - 12 Şubat 2019 Salı 09:48

Kalem tekniği ile saç ekimi mutluluk veriyor

A
A
A
Kalem tekniği ile saç ekimi mutluluk veriyor

Dr.

Dr. Engin Sönmez DHI Saç Ekim Tekniği hakkında bilgi verdi.


Özellikle kısa zamanda sonuç almak isteyen kişilerin tercih ettiği bir yöntem olduğunu ifade eden Dr. Engin Sönmez, “Saç Ekiminde gelişen modern teknoloji ile son trend DHI Saç Ekim Tekniğidir. Hairestetik Turkey’de uygulanan bu yöntem sayesinde, saçlı deriye cerrahi bir işlem uygulamaya gerek kalmaksızın, yeni saçlara sahip olabilmektesiniz. DHI Saç Ekimi; saçlı deriden alınan köklerin, dökülme ve açıklık yaşanan kısımlara nakledilmesi işlemidir. Özellikle kısa zamanda sonuç almak isteyen kişiler, bu yöntem sayesinde sağlıklı sonuçlar elde edebilirler. DHI Yöntemi merkezimizde uzun süredir uygulanmaktadır. Bu yöntemi özellikle saçını kesmek istemeyen hastalarda sıkça kullanmaktayız. DHI Choi (saç ekimi kalemi) iğne içine yerleştirilen greftin direkt ekimi ile gerçekleştirilir. Fakat daha geniş bir ekibe ihtiyaç duyulduğu ve kullanılan CHOİ kalemi gibi ekipmanların farklılığından dolayı FUE yöntemine göre daha pahalı bir yöntemdir” dedi.


Saç ekimi yapılmadan önce önemli etkenlerin incelenmesi gerektiğini belirten Dr. Sönmez, “Saç ekimi için başvuran hastalarımıza ilk olarak çeşitli tetkikler yapılarak, ekim yapılacak saçın kalitesi belirlenir. Bu tetkikler sırasında hastanın saç yoğunluğu, saçın hammaddesi keratinin kalitesi, saç diplerinin dayanıklılığı gibi saç ekimi konusunda oldukça önemli etkenler araştırılır. Çıkan sonuçlara bakılarak, saçlı deriden alınacak kök sayısı ve ön saç çizgisi belirlenir. Saç dökülmesi yaşanan bölgeler lokal ve genel olarak iki grupta incelenir. Açıklık kafanın üst kısmının tamamını kapsıyorsa, bu durumda 4 bin ila 7 bin saç kökü donör bölgeden (ense yukarısı ve iki kulak arasında kalan bölge) çıkarılır. Köklerin çıkarılma işlemi oldukça önemlidir. Çıkan kökün sağlıklı olması için, açıklık bulunan bölgeye nakledilene kadar zarar görmeyecek koşullarda saklanması gerekir. Yani yoğun ışık altında kalmamalı ve uygun sıcaklıklarda muhafaza edilmelidir. Bu işlem alelade bir klinikte yaptırılmamalıdır. Her ne kadar neşter kullanılmadan yapılan bir işlem olsa da, olası enfeksiyon kapılma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır” şeklinde konuştu.


DHI Saç Ekimi yönteminde hem zamandan hem de saç kalitesi bakımından kazanç sağlandığını vurgulayan Dr. Sönmez, “DHI Saç Ekimi yönteminde neşter kullanılmaz. İşlem, saçlı deride delikler açılmadan sancısız olarak gerçekleştirilir. Diğer yöntemlerde saçlı deriden şeritler halinde deri parçaları çıkarılır ve yara izi kalma durumu vardır. DHI Saç Ekimi sırasında ve sonrasında ekstra koruma gerekmez ve hızlı sonuçlar elde edilir. FUT yönteminde ise işlem öncesi ve sonrası hem antibiyotik hem de ağrı kesici ilaç kullanımı gerekmektedir. DHI öncesi kullanılan yöntemlerde uzun inceleme süreleri bulunmaktaydı. Saç kökü uzun süre dış ortamda kalmaktaydı ve bu durum hasar oluşmasına neden olmaktaydı. DHI saç ekimi yöntemi sayesinde tek tek çıkarılan kökler ilgili bölgeye hemen nakledilerek, hem zamandan hem de saç kalitesi bakımından kazanç sağlanmaktadır” ifadelerini kullandı.


Dr. Sönmez, DHI Saç Ekiminin avantajlarını ise şöyle anlattı:


“Küresel dünya hızlı yaşamı beraberinde getirmektedir. İnsanlar her alanda hızlı sonuçlar elde etmek istemektedirler. DHI Saç Ekimi işte burada devreye girmektedir. Geçmişte kullanılan yöntemlerde saçların gelişme, büyüme evresi daha geç gerçekleşmekteydi. Bu yöntem ile saç kökü büyümeye hazır olarak yeni bölgeye nakledilmektedir. Saç ekimi sırasında sadece saç kökleri değil, saç gelişiminde gerekli olan yağ bezeleri ve kökün korunmasını sağlayan dış zar olarak adlandırılan kısımlar da saçlı deriden tahliye edilir. DHI Saç Ekimi sırasında bu işlemler oldukça hızlı gelişir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”