- 07 Temmuz 2019 Pazar 09:16

Erzurum nüfus en’leri açıklandı

A
A
A
Erzurum nüfus en’leri açıklandı

TÜİK Dünya Nüfus Günü, 2019 çerçevesinde Erzurum doğum ve evlilik verilerini paylaştı.

TÜİK Dünya Nüfus Günü, 2019 çerçevesinde Erzurum doğum ve evlilik verilerini paylaştı.


TÜİK Dünya Nüfus Günü, 2019 çerçevesinde Erzurum doğum ve evlilik verilerini paylaştı. Erzurum’da 2013 - 2018 yılları toplamında 89 bin 967 doğum kaydedildi. 2018 yılı bazında doğurganlık hızının 2.24 çocuk olduğu ilde anne ortalama yaşı 28.6, ortalama ilk evlenme yaşı ise erkeklerde 27.6, kadınlarda 24.0 olarak bildirildi.


ERZURUM 2013-2018 DOĞUM SAYILARI


Erzurum’da 2013 - 2018 yılları arasında doğum sayısının en yüksek olduğu dönem 2014 yılı oldu. Verilere göre ilde 2013 yılında 15 bin 692, 2014 yılında 15 bin 976, 2015 yılında 15 bin 253, 2016 yılında 14 bin 894, 2017 yılında 14 bin 624, 2018 yılında ise 13 bin 528 doğum olayı kaydedildi. İlde 6 yılda dünyaya gelen çocuk sayısı ise 89 bin 967 oldu.


ERZURUM DOĞURGANLIK HIZI 2013-2018


Türkiye İstatistik Kurumu Nüfus verilerine göre Erzurum’da 2013 yılında 2.49 çocuk olan ortalama doğurganlık hızı 2018 yılında 2.24 çocuğa geriledi. Erzurum’da doğurganlık hızı 2013 yılında 2.49 çocuk, 2014 yılında 2.60 çocuk, 2015 yılında 2.52 çocuk, 2016 yılında 2.45 çocuk, 2017 yılında 2.41 çocuk, 2018 yılında da 2.24 çocuk olarak belirtildi.


ERZURUM YAŞA ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI


İllere göre yaşa özel doğurganlık hızı 2018 verilerine göre Erzurum’da annelerin doğum hızı 15-19 yaş grubunda binde 22, 20-24 yaş grubunda binde 85, 25-29 yaş grubunda binde 139, 30-34 yaş grubunda binde 118, 35-39 yaş grubunda binde 64, 40-44 yaş grubunda binde 18, 45-49 yaş grubunda ise binde 1 olarak hesaplandı.


ERZURUM ANNENİN ORTALAMA YAŞI, 2009-2018


Erzurum’da 2009 yılında 27.1 olan anne ortalama yaşı 2018 yılı sonu itibariyle 28.6’ya yükseldi. İlde annenin ortalama yaşı 2009’da 27.1, 2010’da 27.2, 2011’de 27.4, 2012 yılında 27.7, 2013 yılında 28.0, 2014 yılında 28.0, 2015 yılında 28.2, 2016 yılında 28.2, 2017 yılında 28.3, 2018 yılında da 28.6 olarak ölçüldü.


2014-2018 yılları kapsamında Erzurum’da ilk evlenme yaşı erkeklerde 27.1’den 27.6’ya, kadınlarda ise 23.4’ten 24’e yükseldi. Erkeklerde ilk evlenme yaşı 2014’te 27.1, 2015’te 27.3, 2016’da 27.4, 2017’de 27.4, 2018’de 27.6; kadınlarda ilk evlenme yaşı ise 2014’te 23,4, 2015’te 23,5, 2016’da 23,7, 2017’de 23,8, 2018’de 24.0 yaş olarak aktarıldı.


ERZURUM 16-17 YAŞ EVLİLİKLERİ


İllere göre 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı ve oranı, 2018 verilerine göre 4 bin 887 evlenme toplamında bu yaş grubunda evlenen kız çocuk sayısı 305 gelin olarak açıklandı. TÜİK 2018 verilerine göre, Erzurum’da kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranı ise yüzde 6.2 olarak kaydedildi.


DÜNYA NÜFUS GÜNÜ, 2019


Bu seneki temayı 1994 Nüfus ve Kalkınma Konferansı hedefleri oluşturdu


Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından, 1989 yılında dünya nüfusunun 5 milyar insana ulaştığı tarih olan "11 Temmuz 1987" tarihi "Dünya Nüfus Günü" olarak kabul edilmiştir. Bu özel günde Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından nüfusun önemli konularını ele alan bir tema belirlenmekte ve bu temaya ilişkin farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır.


179 ÜLKE KABUL ETTİ


Bu yıl, UNFPA tarafından Dünya Nüfus Günü’nde, 1994 Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda, 179 hükümetin kabul ettiği "üreme sağlığı, üreme hakları ve cinsiyet eşitliğinin sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için gerekli olduğu" düşüncesinin ve bu konferansta verilen taahhütlerin yerine getirilmesinin gerekli olduğunun vurgulanmasına karar verilmiştir.


TÜİK VERİLERİ


Bu kapsamda haber bülteninde doğum, evlenme ve toplumsal cinsiyet istatistikleri konusunda temel bilgiler sunulmaktadır.


CANLI DOĞAN BEBEK SAYISI


Canlı doğan bebek sayısı 1 milyon 248 bin 847 oldu. Canlı doğan bebek sayısı, 2017 yılında 1 milyon 295 bin 784 iken 2018 yılında 1 milyon 248 bin 847 oldu. Canlı doğan bebeklerin yüzde 51,3’ünü erkekler, yüzde 48,7’sini ise kızlar oluşturdu. Bebeklerin yüzde 17,7’si İstanbul, yüzde 5,8’i Ankara, yüzde 5’i Şanlıurfa ve yüzde 4,1’i İzmir’de doğdu.


TOPLAM DOĞURGANLIK HIZI 1,99 ÇOCUK OLDU


Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade etmektedir. Ülkemizde 1970’lerin ortasında 4,33 çocuk olan toplam doğurganlık hızı, yıllar içinde azalma eğilimi göstererek 2018 yılında 1,99 çocuk olarak gerçekleşti. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10’un altında kaldığını gösterdi.


NÜFUS PROJEKSİYONU


Bununla birlikte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2018-2080 yılları için üretilen nüfus projeksiyonlarına göre, doğurganlık hızındaki bu düşme eğiliminin gelecekte de devam edeceği ve 2050 yılına gelindiğinde 1,85 olacağı öngörülmektedir.


KÜRESEL VERİLER VE TÜRKİYE


Dünya genelinde 1969 yılında 4,8 olan toplam doğurganlık hızının günümüzde 2,5’e gerilediği görüldü. Söz konusu dönemler için toplam doğurganlık hızının gelişmiş ülkelerde 2,3’ten 1,7’ye, az gelişmiş ülkelerde ise 6,8’den 3,9’a düştüğü görüldü.


Doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 4,13 çocuk ile Şanlıurfa oldu


İLLER DAĞILIMI


Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2018 yılında 4,13 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 3,60 çocuk ile Şırnak, 3,26 çocuk ile Ağrı ve 3,23 çocuk ile Muş izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,30 çocuk ile Gümüşhane oldu. Bu ili 1,43 çocuk ile Kütahya, Zonguldak ve Edirne izledi.


EN YÜKSEK YAŞA ÖZEL DOĞURGANLIK HIZI


En yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Yaşa özel doğurganlık hızı, belli bir yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir.


YAŞ GRUBUNA GÖRE DOĞURGANLIK HIZI


Yaş grubuna göre doğurganlık hızı incelendiğinde, en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Bu yaş grubundaki doğurganlık hızı 2013 yılında binde 130 iken 2018 yılında binde 128 oldu. Diğer bir ifadeyle, 2018 yılında 25-29 yaş grubundaki her bin kadın başına 128 doğum düştü.


KÜRESEL TESPİTLER


Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan 1950-2020 tahminlerine göre, dünya genelinde 1965-1970 döneminde en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı binde 258 ile 25-29 yaş grubunda görüldü. Diğer yandan 2015-2020 dönemine gelindiğinde en yüksek yaşa özel doğurganlık hızının binde 141 ile yine 25-29 yaş grubunda görüleceği öngörüldü.


ADÖLESAN DOĞURGANLIK HIZI


Adölesan doğurganlık hızı düştü. Adölesan doğurganlık hızı, 15-19 yaş grubunda bin kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade etmektedir. Yaşı çok genç olan annelerden doğan bebeklerin daha yüksek derecede hastalık ve ölüm riskiyle karşı karşıya kalmalarından dolayı adölesan doğurganlık konusu anne ve bebek sağlığının korunması bakımından oldukça önem taşımaktadır. Adölesan doğurganlık hızı, 2013 yılında binde 29 iken 2018 yılında binde 19’a düştü. Diğer bir ifadeyle, 2018 yılında 15-19 yaş grubundaki her bin kadın başına 19 doğum düştü.


BM TAHMİNLERİ


BM tarafından yapılan 1950-2020 tahminlerine göre, dünya genelinde 1965-1970 döneminde binde 80 olan adölesan doğurganlık hızının 2015-2020 dönemine gelindiğinde binde 43 olacağı öngörüldü.


Adölesan doğurganlık hızının en yüksek olduğu il Ağrı oldu


TÜRKİYE VERİLERİ


Ülkemizde 2018 yılında adölesan doğurganlık hızının en yüksek olduğu il binde 57 ile Ağrı oldu. Bu ili binde 54 ile Muş, binde 46 ile Şanlıurfa ve binde 42 ile Kilis izledi. Adölesan doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise binde 4 ile Gümüşhane oldu. Bu ili binde 5 ile Rize ve Trabzon, binde 6 ile Artvin ve Bayburt takip etti.


DOĞUMLAR


Geçtiğimiz yıl doğum yapan kadınların yüzde 1,6’sı çoğul doğum gerçekleştirdi. İdari kayıtlardan alınan veriye göre, 2018 yılında doğum yapan kadınların yüzde 1,6’sı çoğul doğum gerçekleştirirken, bu kadınların yüzde 97,6’sı ikiz, yüzde 2,3’ü üçüz ve yüzde 0,1’i dördüz ve daha fazla bebek dünyaya getirdi.


İLK DOĞUM


Geçtiğimiz yıl doğum yapan kadınların yüzde 36,9’u ilk doğumunu gerçekleştirdi


Kadınların 2018 yılındaki doğumlarının doğum sırası incelendiğinde, bu doğumların yüzde 36,9’unun ilk, yüzde 32,1’inin ikinci, yüzde 18,3’ünün üçüncü, yüzde 12,6’sının ise dördüncü ve üzeri doğum olarak gerçekleştiği görüldü.


ANNE ORTALAMA YAŞI


Annenin doğumdaki ortalama yaşı 28,9 oldu.


Ülkemizde doğum yapan kadınların ortalama yaşı, 2017 yılında 28,7 iken 2018 yılında 28,9 oldu. BM tarafından yapılan 1950-2020 tahminlerine göre, dünya genelinde 1965-1970 döneminde 29 olan doğumdaki ortalama anne yaşının 2015-2020 dönemine gelindiğinde 28,1 olacağı öngörüldü.


Diğer yandan ilk canlı doğumunu yapan kadınların ortalama yaşı, 2017 yılında 26 iken 2018 yılında 26,2 oldu. İlk doğumda anne yaşı, erken yaşlarda çocuk sahibi olmanın, daha geç doğurganlığa başlamaya göre genellikle daha fazla çocuk sayısı anlamına gelmesi nedeniyle, genel doğurganlık seviyesinin önemli bir belirleyicisidir.


ANNELERİN EĞİTİM DURUMLARI


Geçen yıl doğum yapan kadınların yüzde 32,5’ini ilköğretim mezunları oluşturdu


Ülkemizde 2018 yılında doğum yapan kadınların eğitim durumu incelendiğinde, ilköğretim, ortaokul veya dengi okul mezunu kadınların yüzde 32,5 ile ilk sırada yer aldıkları görüldü. Bunu sırasıyla yüzde 23,8 ile yükseköğretim mezunları, yüzde 19,8 ile lise veya dengi okul mezunları, yüzde 10,3 ile ilkokul mezunları, yüzde 8,3 ile okuma yazma bilen fakat bir okul bitirmeyenler ve yüzde 2,6 ile okuma yazma bilmeyenler izledi.


Yükseköğretim mezunu kadınların yüzde 57,8’i ilk doğumunu gerçekleştirdi


Geçtiğimiz yıl doğum yapan yükseköğretim mezunu kadınların yüzde 57,8’inin ilk doğumunu, yüzde 34,2’sinin ikinci doğumunu ve yüzde 7’sinin ise üçüncü doğumunu gerçekleştirdiği görüldü. Lise ve dengi okul mezunu kadınların yüzde 40,7’si ilk doğumunu, yüzde 36,2’si ikinci doğumunu, yüzde 17,7’si ise üçüncü doğumunu gerçekleştirdi.


ANNE ÖLÜM ORANI


Ülkemizde anne ölüm oranı yüz binde 14,6’ya geriledi.


Anne ölüm oranı, bir yıl içerisinde gerçekleşen yüz bin canlı doğum başına anne ölümlerinin sayısı olarak tanımlanmaktadır. Anne ölümü, gebeliğin başlangıcından doğum sonrası 42. günü kapsayacak şekilde; kaza ve tesadüfi sebeplerden kaynaklanmayan, gebelik veya gebeliğin yönetiminden kaynaklı olarak veya gebeliğin ağırlaştırdığı herhangi bir sebeple kadının ölmesidir.


CANLI DOĞUM


Ülkemizde 2010 yılında yüz bin canlı doğumda 16,4 olan anne ölüm oranının yıllar içinde azalma eğilimi göstererek 2017 yılında yüz binde 14,6’ya gerilediği görüldü. Bu oran dünya genelinde 2015 yılında yüz binde 216 olarak gerçekleşti.


Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı


16-17 YAŞ GRUBUNDA OLAN KIZ ÇOCUKLARININ RESMİ EVLENMELERİ


Evlenme istatistiklerine göre, 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2014 yılında yüzde 5,8 iken 2018 yılında bu oran yüzde 3,8’e düştü.


İLLER VE EN’LER


Bu oran, illere göre incelendiğinde, 2018 yılında Ağrı ilinin yüzde 14,8 ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldığı görüldü. Bu ili, yüzde 14,1 ile Muş ve yüzde 12,5 ile Bitlis izledi. Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller ise sırasıyla yüzde 0,7 ile Bolu, yüzde 0,9 ile Trabzon ve Artvin oldu.


KADINLAR İLK EVLENME YAŞI


Kadınlarda ortalama ilk evlenme yaşı yükseldi.


İlk evlilik yaşının doğumlar üzerinde önemli bir etkisi olup daha erken yaşlarda evlenen kadınların ortalama olarak daha fazla çocuk sahibi olma potansiyeli bulunmakta, bu da genellikle yaşam boyunca daha fazla sayıda doğuma yol açabilmektedir. Kadınlarda 2014 yılında 24,2 olan ortalama ilk evlenme yaşı 2018 yılında 24,8’e yükseldi.


İLLER DAĞILIMI


Kadınlarda ortalama ilk evlenme yaşının illere göre dağılımı incelendiğinde, 27,6 ile Tunceli’nin evlenme yaşı en yüksek olan il olduğu görüldü. Tunceli’yi, 26,4 ile Rize ve 26,2 ile Artvin izledi. Ortalama ilk evlenme yaşı en düşük olan iller ise 21,9 ile Ağrı, 22,2 ile Muş ve 22,5 ile Kilis oldu.


YAŞ GRUBUNA GÖRE İLK EVLİLİKLER


Yaş grubu 20-24 olan evli kadınların yüzde 5,6’sı 18 yaşından önce evlendi


BM İstatistik Komisyonu tarafından 2013 yılında kabul edilen "BM Toplumsal Cinsiyet Göstergeleri 52 Minimum Gösterge Seti"nde yer alan göstergelerden biri olan "20-24 yaş grubunda olup 18 yaşından önce evlenen kadınların oranı" Türkiye için 2018 yılında yüzde 5,6 oldu. Diğer yandan bu oran erkeklerde yüzde 0,2 olarak gerçekleşti.


İDEAL ÇOCUK SAYISI


Bireylerin yüzde 32’si istediği ideal çocuk sayısının iki olduğunu belirtti


Aile Yapısı Araştırması, 2016 sonuçlarına göre, bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri incelendiğinde, en fazla istenen ideal çocuk sayısı yüzde 32 ile iki çocuk oldu. Türkiye genelinde bireylerin yüzde 31,4’ü şartları uygun olduğunda üç çocuk, yüzde 18’i dört çocuk, yüzde 14,9’u beş ve daha fazla çocuk isterken yüzde 3,4’ü tek çocuk istediğini, yüzde 0,3’ü ise hiç çocuk istemediğini belirtti.


Bireylerin şartları uygun olduğunda istedikleri ideal çocuk sayısı cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 33,1 ile iki çocuk iken erkeklerin en fazla istediği ideal çocuk sayısı yüzde 31,6 ile üç çocuk oldu.


İdeal çocuk sayısını üç çocuk olarak belirten evli bireylerin oranı yüzde 31,9 oldu


AİLE YAPISI


Aile Yapısı Araştırması, 2016 sonuçlarına göre, bireylerin şartları uygun olsa kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri medeni duruma göre incelendiğinde, daha önce hiç evlenmemiş bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı yüzde 46,7 ile iki çocuk oldu. Bireylerin şartları uygun olduğunda en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı, evli bireylerde yüzde 31,9 ile üç çocuk, boşanmış bireylerde yüzde 44,2 ile iki çocuk ve eşi ölmüş bireylerde yüzde 28,4 ile üç çocuk oldu.


İlkokul mezunlarının yüzde 33,2’si ideal çocuk sayısının üç çocuk olduğunu belirtti


ÖĞRENİM DURUMUNA GÖRE DAĞILIM


Aile Yapısı Araştırması, 2016 sonuçlarına göre, bireylerin şartları uygun olduğunda kaç çocuk sahibi olmayı istedikleri öğrenim duruma göre incelendiğinde, en fazla istedikleri ideal çocuk sayısı, bir okul bitirmeyenlerde yüzde 31,6 ile beş ve daha fazla çocuk, ilkokul mezunlarında yüzde 33,2 ile üç çocuk oldu. İlköğretim mezunlarının yüzde 39,5’inin, lise mezunlarının yüzde 40,4’ünün ve yükseköğretim mezunu bireylerin ise yüzde 40,5’inin en fazla istedikleri ideal çocuk sayısının iki çocuk olduğu görüldü.


Yönetici pozisyonundaki kadın oranı yüzde 16,3 oldu.


Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı 2012 yılında yüzde 14,4 iken 2018 yılında yüzde 16,3 oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla Büyükşehir’den 13 ilçede çevre temizliği seferberliği Muğla Büyükşehir Belediyesi, çevre bilincini artırmak ve daha temiz bir kent oluşturmak amacıyla 13 ilçede eş zamanlı olarak yürütülecek çevre temizliği seferberliğinin ilk etabını geçtiğimiz haftalarda Ula Göleti’nde başlatmıştı. Seferberliğin ikinci durağı ise Yatağan oldu. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Yatağan Belediyesi koordinasyonunda gerçekleştirilen çevre temizliğine; Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık ile çok sayıda vatandaş katıldı. Temizlik çalışmalarında süpürge araçları, su tankerleri, çöp taksi araçları ve temizlik personelleri görev aldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık, "Ula’da başlattığımız temizlik seferberliğini bugün Yatağan’da, Yatağan Belediyemizle birlikte sürdürüyoruz. Amacımız Muğla’nın tüm ilçelerinde çevre temizliğini toplumsal bir harekete dönüştürmek ve çevre farkındalığını artırmak. Bugün burada bizimle birlikte olan emekçi arkadaşlarımıza ve çevre duyarlılığı gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu imkânı sağlayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’a ve Yatağan Belediye Başkanımız Sayın Mesut Günay’a teşekkür ederiz" dedi. Başkan Aras "Temiz bir çevre, ortak sorumluluğumuzdur" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Muğla’mızın doğasını, sokaklarını ve yaşam alanlarını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. 13 ilçemizi kapsayan çevre temizliği seferberliğimizle yalnızca temizlik çalışması yapmıyor, aynı zamanda çevre bilincini artırmayı hedefliyoruz. Ula’da başlattığımız bu çalışmayı Yatağan’da sürdürerek tüm ilçelerimize yayacağız. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin iş birliğiyle, vatandaşlarımızın da desteğiyle daha temiz, daha yaşanabilir bir Muğla için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Karabük KBÜ’de TÜBİTAK 2209 başvuruları 4 yılda 66’dan 755’e çıktı Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209-A ve 2209-B programlarına yapılan başvurular, son dört yılda 11 kat artarak 755’e ulaştı. Karabük Üniversitesi, proje ve araştırma temelli akademik yaklaşım doğrultusunda TÜBİTAK 2209-A ve 2209-B Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destek Programlarına yönelik başvurularda önemli bir artış kaydetti. Verilere göre KBÜ’den 2022 yılında 66 proje başvurusu yapılırken, bu sayı 2023’te 348’e, 2024’te 505’e yükseldi. 2025 yılında ise başvuru sayısı 755’e ulaşarak bugüne kadarki en yüksek seviyeye çıktı. Destek almaya hak kazanan proje sayısı da yıllar itibarıyla artış gösterdi. 2022’de 35 proje desteklenirken, 2023’te kabul edilen proje sayısı 158 oldu. 2024 yılında ise 200 proje TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı. 2025 yılına ilişkin değerlendirme süreci devam ediyor. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, başvurulardaki artışına dikkat çekerek, "Karabük Üniversitesi’nde araştırma ve proje üretimini stratejik bir öncelik olarak ele alıyoruz. Oluşturduğumuz proje geliştirme ekosistemi, akademik rehberlik faaliyetleri ve kurumsal destek mekanizmaları sayesinde öğrencilerimizin TÜBİTAK programlarına ilgisi her yıl artıyor" ifadelerini kullandı. Kırışık, lisans düzeyinde araştırma odaklı düşünme kültürünün üniversitenin bilimsel üretim kapasitesini güçlendirdiğini belirterek, "Proje temelli akademik yaklaşımımızı önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.
Kastamonu Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ‘kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadeleri kullandı. (Vİ-MK-
Ankara Palandöken: "2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor" Son yapılandırma ile devletin yaklaşık 156 milyar TL tahsil ettiğini hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Artık 2026 yılına sayılı günler kaldı. Bildiğiniz üzere vatandaşımız, esnafımız, öğrencimiz; herkes borçlu, borçsuz, harçsız 2026 yılına girebilme ümidi taşıyor. Daha önce biliyorsunuz, 2023 yılında böyle bir uygulama yapıldı. Bu yapılandırma kapsamında insanlar borçlarının belirli bir bölümünü, hatta gerçekten çok büyük bir bölümünü yapılandırdı. Yaklaşık 156 lira civarında borç yapılandırıldı" dedi. "Kapsamlı yeniden yapılandırma esnaf için nefes olacak" Esnaf ve sanatkarların yeniden yapılandırma ile 2026’ya borçsuz girmek istediğinin altını çizen Türkiye Esnaf ve Sanatkaları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Biz af falan istemiyoruz. Biz diyoruz ki borcumuzu ödeyelim. Ancak mevcut imkânlar, iş yeri kiraları ve borç yükü buna engel oluyor. Bu da bununla sınırlı kalmamalı. Her türlü kredi kurumu borçlarından, köprü geçiş ücretlerine, idari para cezalarına kadar; ana parayı yatıran ya da taksitlendirme talep eden vatandaşımız bu yapılandırmadan yararlanabilmeli. Hem esnaf rahat etsin, hem hükümetimiz geçen seferkinin belki iki katını, iki buçuk katını tahsil edebilsin. Atıl kalan bu paralar da ekonomiye yeniden girmiş olacak. Bu yapılandırma olmazsa olmazdır. 2026 yılına herkes borçsuz girmek istiyor. Yeni bir beyaz sayfa açmak istiyor. Ticaretimizi idame ettirelim istiyoruz. Bankaya gidiyoruz, kredi alamıyoruz. Bir işimiz oluyor, çözmeye gidiyoruz, tapuda çözemiyoruz. İdari para cezalarından tutun, öğrenciyken alınmış kredilerin yapılandırılmasına kadar her şeyin yeniden düzenlenmesini vatandaş da istiyor, esnaf da istiyor. Bu bir haksızlık değil. Bu bir af değil. Sadece borçların ödenebilir hâle gelmesidir" diye konuştu. "Uzun vadeli yapılandırma artık ertelenemez bir ihtiyaçtır" Uzun vadeli yapılandırmanın artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Palandöken, "Düşünün, insanlar borcunu ödemek istiyor ama imkânsızlıktan ödeyemiyor. Gayrimenkullerinde haciz var, e-haciz var. Sosyal güvenlik prim borcunu yatıramıyor. Ama böyle bir yapılandırma yapılırsa, en azından devletimiz bu paraların önemli bir bölümünü tahsil edecek. Vatandaş da önümüzdeki dönemde ekonomik düzelmeyle, enflasyonun düşmesiyle birlikte bu yüklerden kurtulmuş olacak. Bu bizim olmazsa olmazımızdır. Biz ısrarla söylüyoruz: Bu bir af değil. Bu bir yapılandırmadır ve yapılandırmanın ruhuna uygundur. Hiç kimsenin mağdur olmayacağı bir sistemdir" şeklinde konuştu.