GENEL - 04 Haziran 2020 Perşembe 09:23

90 yaşındaki yastık ustası çok sevdiği mesleğine kavuştu

A
A
A
90 yaşındaki yastık ustası çok sevdiği mesleğine kavuştu

Erzurum’da 61 yıldır yastık ustalığı yapan 90 yaşındaki Mehmet Geyik, korona virüs tedbirlerinin gevşetilmesinin ardından geçilen normal hayata dönüşte çok sevdiği mesleğine geri döndü.

Erzurum’da 61 yıldır yastık ustalığı yapan 90 yaşındaki Mehmet Geyik, korona virüs tedbirlerinin gevşetilmesinin ardından geçilen normal hayata dönüşte çok sevdiği mesleğine geri döndü. İş yerini açan Geyik, unutulmaya yüz tutan mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor.


Korona virüs tedbirleri kapsamında 65 yaş üzerinin sokağa çıkma kısıtlaması devam ediyor. Normal hayata dönüş sürecinde ise iş yerleri bulunan 65 yaş üzeri işletme sahiplerinin çalışmalarına izin veriliyor. Kısıtlamanın kalkmasının ardından Erzurum’da mütevazi dükkanında 65 yıldır yastık ustalığı yapan 90 yaşındaki Mehmet Geyik dükkanını yeniden açarak iş başı yaptı. Kısıtlama döneminde iş yerinden uzak kalan Geyik, özlemini çektiği mesleğine kavuşmanın da mutluluğunu yaşıyor.


Öte yandan, hızla gelişen teknoloji, birçok el yapımı mesleği etkilediği gibi yastık ustası Geyik’i de etkiledi. Son teknoloji dokuma aletleri kullanılarak hızlı ve ucuz şekilde fabrikalarda üretilmeye başlayan yastıklar, el emeği yastıklara olan talebi de azalttı. Yeni teknolojik aletler ise yastık ustalarına eski günlerinde ki iş temposunu aratıyor. Yeniden mesleğine kavuşan Mehmet Geyik ise küçük dükkanında mesleğini yaşatmaya devam ediyor.


Yeniden mesleğine kavuşan Mehmet Geyik, uzun süredir işinden uzak olduğunu kaydederek, “Benim iş yerinde çalışmam yasaktı. Komşularım hemen polisi arıyordu. Onlar da gelip beni uyarıyordular. Para cezası vardı. Ben de uzun süre buraya gelmedim. Bugün daha yeni açtım dükkanımı. Bu süreçte çocuklarım iş yerini açtılar” açıklamalarında bulundu.


61 yıldır kendi elleriyle yastık yaptığını ifade eden Mehmet Geyik, "Köyden Erzurum’un merkez mahallelerinden birine taşındım. Geldiğimde hiçbir şeyim yoktu ve burada dükkan açtım. 61 yıldır burada esnafım yastıkları kendi ellerimle yapıyorum. İki senedir müşteri sayım çok azaldı. Bunun sebebi ise yastıkların fabrikalarda daha hızlı üretilmesi ve daha ucuza satılması. Bizim yastıklarımız 35-45 lira arasında değişiyor. Yastığı yaparken hasır cili diye bir malzeme kullanıyorum. Bu hasır cillerini Ağrı Doğubayazıt’tan alıyorum. Karşıdaki dükkanlar koltuk ta satıyordu ama ben sadece yastık yapıp sattım. Şimdi ise yaşım 90 oldu müşterilerim sipariş veriyor öyle yapıyorum" dedi.


Mesleğini ondan başka yapan kimsenin kalmadığını da belirten Geyik, "Dört yastığı yapmak bir günümü alıyor. Bu mesleği elleriyle yapan benden başka kimse kalmadı. Üç oğlum var onlar bu mesleği yapmıyorlar kendi meslekleri var. Dükkanı açtığımdan beri buraya sadece ben bakıyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."