GÜNDEM - 16 Ağustos 2025 Cumartesi 12:44

Erzurum’da halk pazarı açıldı

A
A
A
Erzurum’da halk pazarı açıldı

Erzurum Büyükşehir Belediyesince yapımı tamamlanan Halk Pazarı, Bilgi evi ve park için toplu açılış töreni düzenlendi.


Dünya Etnospor Genel Başkanı Bilal Erdoğan’ın da katıldığı törene katılım oldukça yoğun oldu.


Toplu açılış törenine Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Erzurum Milletvekilleri Mehmet Emin Öz, Abdurrahim Fırat, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, MHP İl Başkan Vekili Cihan Aksakal, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.


Bilal Erdoğan’a teşekkür


Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, törende yaptığı konuşmada, "Öncelikle, Erzurum’un bu anlamlı gününde bizlerle olan çok kıymetli bir isme teşekkür etmek istiyorum. Dünya Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin kıymetli evladı, ilim, irfan, gençlik ve kültür hizmetlerinde önde gelen, saygıdeğer Sayın Bilal Erdoğan Bey bugün aramızda. Kendisi, yıllardır hem ülkemizin gençleri için hem de medeniyet değerlerimizin yaşatılması için büyük emekler vermektedir. Allah ondan razı olsun. Sayın Bilal Erdoğan Bey’in şehrimize olan sevgisini biliyoruz. Gençlik projelerimize, kültür ve spor yatırımlarımıza verdiği destekleri biliyoruz. Bugün de bu açılış vesilesiyle, Erzurum’un üreticisine, esnafına, hemşehrilerimize selam getirmiştir. Bizler de buradan, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve değerli ailelerine en derin muhabbetlerimizi ve şükranlarımızı iletiyoruz" dedi.


Üretici kazanacak, tüketici kazanacak, esnaf kazanacak


Göreve geldikleri ilk günden beri laf değil eser ürettiklerini söyleyen Başkan Sekmen, "Bizim siyasetimiz vitrin siyaseti değil, gönül siyasetidir. Bugün açılışını yaptığımız Halk Pazarı Yunusemre ikinci şubemiz yalnızca alışveriş yapılan bir alan değil. Burada üretici kazanacak, tüketici kazanacak, esnaf kazanacak. Çiftçimizin tarlasında yetiştirdiği ürün, aracı olmadan vatandaşımıza ulaşacak. Burada helal kazanç var, burada güven var, burada kardeşlik var. Mahalle kültürü yeniden canlanacak, komşuluk ilişkileri güçlenecek, sofralara bereket dolacak" dedi.


Necati Güllülü parkı


Halk Pazarının yanı sıra bugün iki önemli projemizi daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Başkan Sekmen konuşmasını şöyle sürdürdü; "Bunlardan diğeri de şehrimizin kıymetli siyasetçilerinden, Erzurum Belediye Başkanlığı yapmış, 4 yıl önce rahmeti rahmana kavuşan, gönüllerimizde müstesna bir yeri olan merhum Necati Güllülü ağabeyimizin adını yaşatacağımız Necati Güllülü Parkı’dır. Bu park, hemşehrilerimizin nefes alacağı, çocuklarımızın güvenle oynayacağı, ailelerimizin huzur içinde vakit geçireceği bir yaşam alanı olacak. Böylece, hizmetleri ve hatıralarıyla hafızamızda yer eden Necati Güllülü ağabeyimizin ismini, gelecek nesillere aktarmış olacağız. Bu vesileyle bir kez daha kıymetli ağabeyimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum."


Prof. Dr. Muammer Yaylalı bilgi evi


"Bir diğer projemiz ise ilim ve irfan yolunda Erzurum’a büyük hizmetleri olmuş, Erzurum Teknik Üniversitemizin Kurucu Rektörü, değerli ağabeyimiz merhum Prof. Dr. Muammer Yaylalı’nın adını taşıyan Prof. Dr. Muammer Yaylalı Bilgi Evidir. Bu bilgi evi, gençlerimizin ders çalışabileceği, araştırma yapabileceği, kitaplarla ve teknolojiyle buluşabileceği modern bir eğitim yuvası olacak.


Bizim amacımız, şehrimizin evlatlarını çağın gereklerine uygun şekilde donatmak, onları bilgiyle, kültürle, ahlakla yetiştirmektir. Bu iki eser, yalnızca beton ve tuğladan ibaret değildir; içinde vefa, hatıra, bilgi ve gelecek vardır. Erzurum’a hizmet yolculuğumuzda, her yaş grubuna dokunan, her hemşehrimizin gönlüne hitap eden projeler üretmeye devam edeceğiz."


Büyük ve güçlü Türkiye hedefine kararlılıkla yürüyoruz


AK Partinin 24’ncü kuruluş yıl dönümünü de anımsatan Başkan Sekmen, "24 yıl önce, milletimizin umudu ve özlemiyle kurulan AK Parti’miz; Dünya Liderimiz, Göz Bebeğimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin liderliğinde; istikrarın, kalkınmanın, hizmetin ve yatırımın sembolü olmuştur. Bu kutlu yürüyüşte Erzurum, her zaman davasına sahip çıktı. Türkiye’nin milli ve yerli duruşunun en sağlam kalelerinden biri oldu. Biz, milletimizin güveni ve desteğiyle; vizyonun, yerli-milli atılımların ışığında Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine kararlılıkla yürüyoruz. Nice yıllar boyunca, Erzurum’un azmi ve vefasıyla, milletin adamıyla omuz omuza yol almaya devam edeceğiz.


Sayın Bilal Erdoğan Bey, sizler gençlerimizin ufkunu açmak, onları tarihine, kültürüne, inancına bağlı nesiller olarak yetiştirmek için büyük çaba gösteriyorsunuz. Erzurum da bu gayretlere yürekten destek veren bir şehirdir. Biz bu topraklarda, sadece bina, yol, köprü yapmıyoruz; aynı zamanda gelecek inşa ediyoruz. Gençlerimizi kültürle, ilimle, irfanla donatıyor; milli ve manevi değerlerimizle buluşturuyoruz.


Ve buradan tüm gençlerimize sesleniyorum: Sizler, bu milletin umudusunuz. Sizler, yarınların mimarısınız. Üretime katılın, bilime katılın, spora katılın, kültüre katılın. Çünkü bu ülke, sizlerin omuzlarında yükselecek. Biz belediye olarak her adımda yanınızda olacağız. Sayın Bilal Erdoğan Bey’in ülke genelinde başlattığı gençlik ve kültür seferberliğini, Erzurum’da da aynı azimle sürdüreceğiz.


Bugün açtığımız bu pazar, sadece ekonomik anlamda değil; sosyal anlamda da önemli bir adımdır. Burada insanlar kaynaşacak, birbirinin halini hatırını soracak. Hizmet bizim işimiz. Bizim derdimiz koltuk değil, bizim derdimiz makam değil. Bizim derdimiz milletimizin duasıdır, şehrimizin bereketidir, gelecek nesillerimizin huzur ve refahıdır.


Erzurum’u, tarımda, ticarette, turizmde, sanayide ve kültürde daha ileri taşımak için gece gündüz çalışıyoruz." şeklinde konuştu.


AK Parti Erzurum Milletvekilleri Mehmet Emin Öz, Abdurrahim Fırat ve İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu’nun konuşmalarının ardından Dünya Etnospor Genel Başkanı Bilal Erdoğan kürsüye geldi.


Erzurum halkını tebrik ediyorum


Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’i 1990’lardan beri tanıdığını ifade eden Erdoğan, "Gerçekten Cumhurbaşkanımızın inandığı Erzurum’a hizmet edeceğine güvendiği ve gerçekten bu güveni boşa çıkarmadan buraya gelip yıllardır hizmet veren Erzurum’u nereden nereye diyorsunuz ama Türkiye için diyor Erzurum’da bunun çok güçlü bir parçası oldu maşallah. Erzurum yirmi sene önceki Erzurum nere? Bugünkü Erzurum nere? Tebrik ediyorum bütün Erzurum halkını tebrik ediyorum" dedi.


Bülbülü altın kafese koysan ah vatanım der..


Türkiye’nin yirmi dört yıl öncesine veya AK Parti’nin iktidara geldiği yirmi üç yıl öncesine göre hem ekonomik düzey olarak hem yaşam standartları olarak birçok alanda işte eğitimde Sağlıklı olsun, ulaştırmada olsun, altyapının birçok dalında bugün batı ülkelerinin birçoğuyla rekabet eder hale geldiğini anlatan Bilal Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Ben 15 yıl Amerika’da, Avrupa’da yaşamış bir kardeşiniz olarak tecrübeyle bunu söyleyebiliyorum. Ama bugün gençlerimizin kulağına fısıldıyorlar İşte Almanya’da, Amerika’da, şuralarda, buralarda öyle bir hayat var ki. Ekmek elden, su gölden. İşte git oralarda yaşa. Sonra gençler de buna inanıyorlar. Ondan sonra bir şekilde gitmeyi başaranlar da her ne hikmetse birkaç sene sonra geri dönmeye başlıyorlar. Zaten boşu boşuna Büyüklerimiz dememiş, bülbülü altın kafese koysan Ah vatanım der. Ama bunlar oraları gördükleri zaman o kafeslerin artık altın olmadığını, paslandığını gördükleri için geri dönmek durumunda kalıyorlar"


Bebekler Gazze’de açlıktan ölüyor


İsrail soykırım yapıyor. Gazze’de çoluk çocuk öldürmekten bıkmadı. Şimdi açlığa mahkum ederek onları yeryüzünden yok etmenin mücadelesini veriyor. İşte altmış bini de geçtik. Belki altmış bin aslında seksen bin doksan bin. Daha o çöküntülerin altında kimler var onu da bilmiyoruz. Ama bugün çocuklar Bebekler Gazze’de açlıktan ölüyor. Buna dünyada başkaldıran, başından beri mücadele veren, haykıran, ses çıkaran bir Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye var. Bugüne kadar bugüne kadar batı ülkelerini bu soykırımın Suç ortağı olan batı ülkelerini bu konuda en çok rahatsız eden ülke hep Türkiye oldu. Her ortamda artık buna son verilmesiyle ilgili baskıyı yapan ülke Türkiye oldu. Ve çok erken yani ekim ayında bu işleri nazaran altı ay sonra hemen hemen Türkiye İsrail’le bütün ticaretini kesti. Bugün dünyanın ülkeleri İsrail’le ticareti Türkiye’ye yaptığı gibi kesmeye başlasa, İsrail bu soykırımı yapamaz. Sadece Müslüman ülkelerin tamamı bu ticareti kesebilse İsrail’le, İsrail yine bu soykırımı yap Diplomatik ilişkileri bütün İslam ülkeleri Türkiye’nin kestiği gibi kesmiş olsa İsrail’in soykırımı yapamaz. Onun için bizim burası bir Selçuklu şehri aynı zamanda bir Osmanlı şehri olduğu gibi. Selçuklu ve Osmanlı ecdadımız ne yaptı ümmeti birleştirdi Nasıl birleştirdi? Adaletiyle birleştirdi. Ama aynı zamanda gücüyle birleştirdi. Dolayısıyla Türkiye’nin ümmeti yeniden birleştirebilmesi için niye ümmeti birleştiriyoruz ki? İşte İslam’ın onurunu izzetini ayaklar altı alamazsın bu din düşmanları diye. Bu zulümler bir daha dünyada yapılamasın Müslüman mazlumlara diye. Onun için de Türkiye’nin güçlü olması lazım. Cumhurbaşkanımızın liderliği bizim yeniden küllerimizden silkinip ayağa kalkmamıza yol açtı hamdolsun Bugün Türkiye’de doğan bir çocuk, bir genç 25 önce Türkiye’de doğan bir gencin, bir çocuğun özgüvenine göre hamdolsun çok farklı. Artık ben yapabilirim diyen bir gençlik var. Bir Teknofest kuşağından niye bugün bahsedebiliyoruz? Bir buçuk milyon çocuğumuz yarışmalarına katıldığı için yeni icatlar çıkardıkları için bugün Selçuk Bayraktar dünyanın İHA’lar SİHA’lar alanında bir numarası olduğu için gençlerimize rol model olabildiği için gençlerimiz şimdi bu özgüvenle dünyada kim bilir neler yapacaklar. Bakın biz bugün bu çocukların neler yapacağını hayal dahi edemeyiz. Çünkü bu çocukların hayalleri bizim hayallerimizi fersah fersah geçecek Allah’ın izniyle. Ama işte bunun için Cumhurbaşkanımıza minnettarız. Çünkü bir ayetiyle cesaretiyle bu milleti yeniden hamdolsun ayağa kaldırdık. Şimdi bizim bunun devamını getirecek nesillere yatırım yapmamız lazım. Okullarımız, sınıflarımız, öğretmenlerimiz, altyapımız, her şeyimiz hamdolsun en üst düzeyde. Eskiden bizim zamanımızda sınıflarda elli altmış çocuktan olmazdı. Şimdi çok sınıflarda 20-25 beş çocuğumuz var. Ortalama bir öğretmene on altı on yedi öğrenci düşüyor Türkiye’de. Birçok gelişmiş ülkeden daha iyi rakamlara sahibiz. Ve artık eğitimin sonuçlarını ölçen OECD’nin Tims ve PİSA sınav son Göre Türkiye artık eğitimde Avrupa’nın OECD ülkelerinin beşinci sırasında, yedinci sırasında ilk onuna girmiş durumda. Dolayısıyla bu yetişen çocuklarımız evelallah Türkiye’yi çok daha üst sıralara dünyada taşıyacak. Biz başka ne istiyoruz?


Biz ne istiyoruz biliyor musunuz?


Biz ne istiyoruz biliyor musunuz? Bu çocuklarımızın, bu yavrularımızın zulme sessiz durmayan, cesur, dimdik dadaş evlatları olarak yetişmelerini istiyoruz. Şu köşedeki caminin cemaatinin genç yaşlı kadın, erkek bütün Oluşmasını niye istiyoruz? İmanlı olsun. Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmesin. Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmasın diye istiyoruz. Bunu kim istemez ya? Bunu kim istemez yani? Onun için biz işte Cumhurbaşkanımızın da dünya görüşü, bütün gayreti. İşte bugün yine yaz okulu programını kapatacağımız Türkiye Gençlik Vakfı gibi vakıflarımızın İlim Yaymalarımızın önderlerimizin çalışmaları da bunun için. Bakın bunlar bize hep dediler ki dini çalışmalar, inanca dair çalışmalar, gelişmenin önünde Engeldir dediler. Dediler ki Avrupa dinden uzaklaştığı için gelişti dediler. Şimdi biz görüyoruz ki bunlar tamamen safsata. Gelişmekle, teknolojiyle, yükselmekle, refah düzeyiyle dindarlığın, inançlı olmanın hiçbir alakası yok. Biz Türkiye bunun delilidir. Çünkü inanan kadrolar, inançlı kadrolar bugün Türkiye’yi iki bin beş yüz dolar milli gelirden, on beş bin dolar milli gelire çıkarmayı başardı. Türkiye’yi dünyanın önemli referans ülkelerinden biri haline getirmeye başardı. Biz de onun için aynen İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un bize işaret ettiği gibi hem inançlı hem bilim de efende en ileride vatan evlatlarını yetiştirdik. Yetiştirmeye devam edeceğiz ve Allah’ın izniyle bu millet yirmi birinci yüzyıla damgasını vuracak. Onun için Türkiye Diyor Cumhurbaşkanımız. Evelallah yirmi birinci yüzyılı Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını dünyada Türkiye yüzyılı haline getirmenin altyapısı hazır. Bu çocuklar da bu yüzyılı inşa edecekler. Emeği geçen bütün siyasetçilerimize, bürokrat sivil toplum kuruluşlarımıza, öğretmenlerimize, öğretmenlerimize çok teşekkür ediyoruz. Bu nesli yetiştirenler, yetiştirecek olanlar, inançlı, vatanperver, azimli, çalışkan bu nesli yetiştirecek olan öğretmenlerimize özellikle teşekkür ediyorum. Bugünkü bu hizmetlerin Erzurum’umuza hayırlı olmasını ve tabii bu halk pazarının örnek alınmasını, bu nasıl yapılıyorsa diğer belediyelerimizin de yani ana muhalefet ve onun benzerleri hizmet üretmekte tabii pek mahir değiller. Hizmetten ziyade birbirlerine düşerler. Hizmetten ziyade üretiyorlar. Hizmetten ziyade iftira siyaseti yapıyorlar. Maalesef biz bunları yaşadık, bıktık. Onlar bıkmadı. Ama evelallah bu millet hizmete layık. Bu millet her şeyin daha iyisine daha güzeline layık. Bunu başaran, bunun mücadelesini veren, bunun gayreti içerisinde olan AK Parti belediyelerine ve özellikle Başkanımız Mehmet Sekmen’e, Erzurum’daki bu birlik hareketine özellikle teşekkürlerimi, takdirlerimi bildiriyorum."


Mehteran ve halk oyunları gösterisi ve konuşmaların ardından yapılan dua ile birlikte halk pazarının açılış kurdelası kesildi. Törene katılan protokol pazarı gezerek inceledi.


Dünya Etnospor Genel Başkanı Bilal Erdoğan açılış sonrası vatandaşların yoğun ilgisini gördü. Çok sayıda vatandaş Erdoğan ile öz çekim yapmak için adeta sıraya girdi.



Erzurum’da halk pazarı açıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Kadın cinayeti davasında mütalaa açıklandı: Sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet talebi Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Sevgi Gülden Yalçıner davasında, duruşma savcısı tutuklu sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ederken, mahkeme heyeti tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı başka bir tarihe erteledi. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanıklar maktulün kardeşi Y.G. ile D.U., G.F.G. ve H.U. ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan kadının kardeşi Ş.G. ile K.U. ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Cumhuriyet savcısı, esasa ilişkin mütalaasında tutuklu sanıklardan Ş.G. hakkında "iştirak hâlinde tasarlayarak akrabayı kasten öldürme", K.U. ile D.U. hakkında ise "iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Savcı ayrıca bu sanıkların "konut dokunulmazlığının ihlali" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından da cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklardan Y.G. hakkında "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan ceza talep edilirken, G.F.G. ile H.U. hakkında beraat istendi. Sanıklar savunmalarında önceki beyanlarını yineleyerek beraat ve tahliye talebinde bulundu. Sanık avukatlarının savunma hazırlamak üzere süre istemesi üzerine mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 19 Ocak 2026 tarihine ertelendi. Olayın geçmişi Çelebi ilçesine bağlı Karaağıl köyünde yaşayan Sevgi Gülden Yalçıner’den 25 Eylül 2024 tarihinde haber alınamaması üzerine ailesi tarafından güvenlik birimlerine kayıp ihbarında bulunuldu. İhbarın ardından jandarma ekipleri koordinesinde AFAD ve dalgıçların da katılımıyla köy çevresi ile Kızılırmak hattında geniş çaplı arama çalışması başlatıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından 13 Ekim 2024 tarihinde Yalçıner’in cansız bedenine, Karakeçili ilçesi Çeşnigir Köprüsü yakınlarında Kızılırmak içerisinde ulaşıldı. İlk incelemelerde cesedin vücuduna tel örgü ve taş bağlanarak suya bırakıldığı belirlendi. Soruşturma kapsamında Yalçıner’in kardeşleri Ş.G. ve Y.G. ile yeğeni G.F.G. ve K.U., H.U. ile D.U. gözaltına alındı. Şüphelilerden Ş.G., Y.G., K.U., H.U. ve D.U. tutuklanırken, G.F.G., D.U., Y.G. ve H.U. daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Ş.G. ve Y.G. hakkında "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek", G.F.G., K.U. ve D.U. hakkında ise "tasarlayarak öldürmek" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Hazırlanan iddianame, Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilerek yargılama süreci başlatıldı.
Konya Başkan Altay: "Tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek" Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camisi’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu. Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti. "Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatları yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu" Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, "Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah cumartesi günü Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor" dedi. Cami aslına uygun olarak restore edildi Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar Camisi’nin yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini, kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: "Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah cumartesi günü de fiilen açılışını Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi." "Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, Konyalılara nasip oldu" Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, "En son ahşap külahı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükretsek ne kadar hamd etsek azdır" ifadelerini kullandı. "Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır" Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, "Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhidimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler" açıklamasında bulundu. "Birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum" Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Hatay’ın sembol yapısını ayağa kaldıran Başkan Altay’a teşekkür etti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi. Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, "O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekûn bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.