- 06 Ağustos 2020 Perşembe 11:32

Palandöken Caddesi’ne Büyükşehir eli değdi

A
A
A
Palandöken Caddesi’ne Büyükşehir eli değdi

Erzurum Büyükşehir Belediyesi, halk arasında “Gavurboğan” olarak bilinen Palandöken Caddesi’ne yepyeni bir görünüm kazandırdı.

Erzurum Büyükşehir Belediyesi, halk arasında “Gavurboğan” olarak bilinen Palandöken Caddesi’ne yepyeni bir görünüm kazandırdı. Yaya kaldırımlarından bariyer bordürlerine, asfaltından peyzaj ve aydınlatma sistemine varıncaya kadar Palandöken Caddesi’ni adeta bulvara dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, söz konusu ulaşım ağına nitelik kazandırmakla kalmadı, bölgeye ayrı bir değer de kattı. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Yaptığımız her çalışmayla Erzurum’un caddelerine, semtlerine ve sokaklarına değer katıyoruz” diyerek, Palandöken Caddesi’nin de, işte bunlardan birisi olduğunun altını çizdi. Başkan Sekmen, şehrin güney ve kuzey yakasını birbirine bağlayan en önemli güzergâhlardan birisi olan Palandöken Caddesi’nin, yeni görünümüyle artık göz kamaştırdığını ifade ederek, “Caddemizin yeni hali, tıpkı ismi gibi ihtişamlı ve değerli bir hale geldi” dedi.


Palandöken caddesi göz kamaştırıyor


Palandöken Caddesi’nin yeniden dizayn edilmesi sürecinde Bitümlü Sıcak Kaplama (BSK) diye tabir edilen bin 720 ton asfalt kullandıklarını kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, güzergâhta 700 metre uzunluğunda bariyer bordür yapımı, 500 metre uzunluğunda kırlangıç zemin, 400 metrekare döşeme ve 450 metreküp taş duvar uygulaması yaptıklarını belirtti. Caddenin peyzaj ve aydınlatma sisteminin de tamamlandığı bilgisini veren Başkan Sekmen, gidiş-geliş olmak üzere çift şerit olarak yeniden dizayn edilen Palandöken Caddesi’nin, bulvardan adeta farksız yeni görünümüyle büyüleyici bir güzellik kazandığını söyledi.


Caddeler, sokaklar ve semtler değer kazanıyor


Öte yandan yerleşim yerlerine değer katan faktörlerin başında ulaşım ağlarının geldiğini vurgulayan Başkan Mehmet Sekmen, Büyükşehir Belediyesi’nin bu manada yürüttüğü her çalışmanın yapıldığı mekâna sadece görsel bir güzellik değil, aynı zamanda ekonomik bir değer de kazandırdığını belirterek, “Erzurum’da hizmete sunduğumuz ulaşım ağlarının her birisi, aynı zamanda ekonomik bir değeri de ifade ediyor. Dolayısıyla Erzurum’un caddeleri, semtleri ve sokakları, Büyükşehir Belediyesi olarak yaptığımız çalışmalarla hem güzelleşip nitelik kazanıyor, hem de değerleniyor. İşte bu değerli çalışmalarımıza Palandöken Caddemizi de eklemiş olduk. Hayırlı olsun, uğurlu olsun” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Elazığ GSİM’den, Ziraat Türkiye Kupası finali için resmi başvuru Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 23 Mayıs tarihinde oynanacak olan Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak Ziraat Türkiye Kupası finalinin Elazığ Atatürk Stadyumu’nda oynanması için resmi başvuruda bulundu. Beşiktaş - Trabzonspor arasındaki Ziraat Türkiye Kupası finalinin nerede oynanacağı ve saati henüz belli olmazken, Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Elazığ’da oynanması halinde şehrin; kültür, sanat, spor ve coğrafi olmak üzere birçok yönden tanıtımına büyük katkı sunacağı düşüncesi ile TFF’ye başvurdu. Elazığ’ın en büyük yatırımlarından biri olan ve 2023 yılında hizmet vermeye başlayan Elazığ Atatürk Stadyumu, Türkiye’nin futbol oynamaya müsait en kaliteli zeminlerinden biri. Türkiye - Litvanya arasında kadın kutbol milli maçına ev sahipliği yapan 18 bin 423 seyirci kapasiteli Elazığ Atatürk Stadyumu, karşılaşması sonrasında kamuoyundan birçok tebrik mesajları almayı başardı. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren, maçın Elazığ’da oynatılması için TFF’ye resmi başvuruda bulunduklarını belirterek, "Şehrimize ve diğer çevre illerimize canlılık getirmek amacıyla, 23 Mayıs 2024 tarihinde Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynanacak olan Ziraat Türkiye Kupası final maçının doğunun incisi Elazığ Atatürk Şehir Stadyumu’nda oynatılması için harekete geçtik. Elazığ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak TFF’ye resmi dilekçe yazarak, maçın Elazığ’da oynanmasını talep ettik. Depremlerden etkilenen şehrimizde maçın oynatılması hem futbolseverlere psiko-sosyal destek sağlayacaktır hem de şehrimizin tanıtımına önemli katkı sunacaktır" dedi.
Erzincan Ölümcül hastalık için riskli tarih nisan ve ekim ayları arası Doç. Dr. Seyit Ali Büyüktuna, ölümlere neden olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığının (KKKAH) Nisan ve Ekim ayları arasında görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Büyüktuna, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı (KKKAH) ile ilgili açıklamalarda bulundu. “Nisan ve ekim ayları arasında görülüyor” Büyüktuna hastalığın nisan ve ekim ayları arasında görüldüğünü belirtip, “Hastalık sıklıkla kene kaynaklı, ateş, kanama ve karaciğer fonksiyon bozukluğu ile karakterize akut bir enfeksiyon hastalığıdır. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında tespit edilen hastalık Erzincan ve çevresini kapsayan geniş bir alanda görülmektedir. Hastalık mevsimsel özellik göstermektedir. Genel olarak nisan ve ekim ayları arasında ortaya çıkmaktadır. Etken virüs sıklıkla Hyalomma cinsi kenelerle bulaşmaktadır.” dedi. Sağlıkçılar ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda Büyüktuna sağlık çalışanlarının ve hayvancılıkla uğraşanların risk grubunda olduğunu belirtti. Hastalığın bulaşıcılığından bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalık, insanlara kenelerin kan emmesi ya da kenelerin elle ezilmesi esnasında bulaşabilmektedir. Virüs kenelerde ömür boyu kalmakta ve çoğalabilmektedir. Veterinerler, endemik bölgelerdeki hastanelerde görev yapan sağlık çalışanları, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar risk grubunda yer almaktadırlar.” ifadesini kullandı. Doç. Dr. Büyüktuna hastalığın belirtilerinin; ani başlayan üşüme, titreme, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğundan bununla birlikte tüm vakaların yaklaşık yüzde 75’inde kanama ortaya çıktığına değindi. Hastalığın tedavisinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Hastalığının tedavisinde ‘destek tedavisi’ esas tedaviyi oluşturmaktadır. Uygulanan destek tedavisinin düzenlenmesinde hastanın hem klinik hem de laboratuvar değerlerinin takibi önem taşımaktadır. Hastalara gerektiğinde kan ürünleri ile destek tedavisi uygulanmaktadır. Ağır ve çoklu organ yetmezliği gelişen hastalarda sıvı-elektrolit replasmanı, gerektiğinde diyaliz uygulanması, hatta yoğun bakım ve solunum desteği gerekebilmektedir.” dedi. Korunmada kontrol ve elbise tercihi önemli Hastalıktan korunma yöntemlerinden bahseden Doç. Dr. Büyüktuna, “Bütün enfeksiyon hastalıklarının kontrolünde olduğu gibi KKKA hastalığında da korunma ve izolasyon önlemleri büyük önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün (DSÖ) önerilerine göre hastanın kan ve vücut sıvıları ile korunmasız temastan kaçınılmalıdır. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınmak gerekmektedir. Bu yerlere gidenler mümkünse açık renkli elbiseler tercih etmeli, vücutta açık kısım kalmamasına dikkat etmeli, dönüşte mutlaka kene yönünden elbiselerini ve vücudunu kontrol etmelidir.” şeklinde konuştu.