GENEL - 22 Mayıs 2019 Çarşamba 10:46

Anadolu Üniversitesinde ’Engelsiz Üniversite Ödülleri’ sevinci

A
A
A
Anadolu Üniversitesinde ’Engelsiz Üniversite Ödülleri’ sevinci

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından geçen yıl ilk kez düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni’nden en fazla ödülle dönen Anadolu Üniversitesi, bu yıl ise ilk kez verilen Bireysel Ödüller kategorisinde Engelli Dostu Ödülü’nün sahibi olarak yeni bir başarıya daha imza attı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından geçen yıl ilk kez düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni’nden en fazla ödülle dönen Anadolu Üniversitesi, bu yıl ise ilk kez verilen Bireysel Ödüller kategorisinde Engelli Dostu Ödülü’nün sahibi olarak yeni bir başarıya daha imza attı. Anadolu Üniversitesi bu ödülle birlikte engellilere yönelik hassasiyetini ve bu alandaki liderliğini bir kez daha göstermiş oldu.


“Yükseköğretimde Engelsiz Ufuklar Çalıştayı” kapsamında düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni’nde, Anadolu Üniversitesinin de aralarında bulunduğu 28 üniversite, toplam 126 Bayrak Ödülü’ne lâyık görüldü. Anadolu Üniversitesi, Engelliler Entegre Yüksekokulu ile Yunus Emre Kampüsü’nde engellilere yönelik olarak; “Eğitimde Erişim”, “Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişim” ve “Mekânda Erişim” konularında yapmış olduğu düzenlemelerden dolayı “Yeşil, Mavi ve Turuncu Bayrak” adayı olmaya hak kazandı. "Öğrenci Dostu Yeni YÖK" tarafından engellilerin sorunlarının çözümü için teşvik edici çalışmalar ve projeler gerçekleştirmiş yükseköğretim kurumlarına verilen Bayrak Ödülleri’nin yanı sıra farklı engelli gruplarına erişilebilir kılan üniversitelerin ilgili programlarına “Engelsiz Program Nişanı” verildi.



Görme engellilere yönelik müze ödül getirdi


“Engelsiz Erişim” ve “Engelsiz Eğitim” sloganları ile ‘Yeni YÖK’ün bu yıl 2.’sini düzenlediği “Yükseköğretimde Engelsiz Ufuklar Çalıştayı” kapsamında gerçekleştirilen ödül töreninde Anadolu Üniversitesi, topladığı 5 ödülün yanı sıra ilk kez verilen Engelli Dostu Ödülü’nün de sahibi olarak önemli bir başarıya imza attı. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hıdır Karaduman, görme engellilere yönelik olarak Arş. Gör. Ümran Alan’la birlikte hayata geçirdikleri “3 Boyutlu Yazdırılmış Eserler Müzesi (3B-YEM)” projesi ile Bireysel Ödüller kategorisinde dağıtılan Engelli Dostu Ödülü’nün sahibi olarak büyük sevinç ve gurur yaşattı. Çalıştay boyunca Doç. Dr. Hıdır Karaduman ve Arş. Gör. Ümran Alan’ın, “Görme Engellilerin Eğitimi ve Toplumsal Katılımı İçin Üç Boyutlu Yazıcıların Kullanımı” başlıklı sergisi de katılımcıların beğenisine sunuldu. Doç. Dr. Karaduman ve Araştırma Görevlisi Alan; başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç olmak üzere çalıştaya katılanlara 3 Boyutlu Yazdırılmış Eserler Müzesi hakkında bilgilendirmelerde bulundu.



"Sergimize yönelik ilgi bizleri mutlu etti"


3 Boyutlu Yazdırılmış Eserler Müzesi ile başlayan sürecin ardından YÖK tarafından verilen Engelli Dostu Ödülü’ne lâyık görülen Doç. Dr. Hıdır Karaduman, ödüle ilişkin görüşlerini şu şekilde dile getirdi:


“Çalıştay kapsamında bu yıl ilk kez, engelli bireylere yönelik katkılarından dolayı Engelsiz Üniversite Ödülleri-Bireysel Ödüller kategorisinde Engelli Dostu Ödülleri verildi. Bu ödüle, üniversiteler tarafından engelli bireylere yönelik farklı çalışmalar yapan, engelliler ile ilgili özel çaba sarf eden ve engelli bireylerin eğitime erişilebilirliği noktasında kendi programını uyarlayan idari ve akademik personeller aday gösterildi. Üniversitemizden de, 3 boyutlu tarama ve yazdırma teknolojisi aracılığı ile görme engellilerin hem eğitsel ve hem de sosyokültürel faaliyetlerine erişimlerine yönelik sağladığım katkılardan dolayı bu yıl ilk kez verilen Engelli Dostu Ödülü’ne lâyık görüldüm. Ödül töreninin yanında görme engelli bireylere yönelik gerçekleştirdiğimiz çalışmaları sergilemek üzere Eğitim Fakültesinden Araştırma Görevlisi Ümran Alan ile birlikte Yükseköğretimde Engelsiz Ufuklar Çalıştayı’na davet edildik. Çalıştay boyunca iki sergi katılımcılarla buluştu ve biri de bizim ‘Görme Engellilerin Eğitimi ve Toplumsal Katılımı İçin Üç Boyutlu Yazıcıların Kullanımı’ sergimizdi. Bu sayede ilk defa YÖK nezdinde görme engellilere yönelik çalışmalarımızı görücüye çıkarma imkânı da bulduğumuz etkinlikte, sergimize yönelik ilgi bizleri oldukça heyecanlandırdı ve mutlu etti.”



Bakan Selçuk ve YÖK Başkanı Saraç’tan büyük ilgi


“Özellikle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’un ve YÖK Başkanımız Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın, sergimizle yakından ilgilenmeleri ve engelli bireylere yönelik çalışmalarımız hakkında bilgi almaları, önemsendiğimizin de göstergesi oldu” diyen Doç. Dr. Karaduman, sergiye gösterilen ilgiye ilişkin olarak, “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’un ve YÖK Başkanımız Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın, sergimizi ziyaretleri esnasında eserlerimiz ve görme engellilere yönelik yürüttüğümüz çalışmalar hakkında kendilerine bilgilendirmelerde bulunduk. Bakanımız da, görme engellilere yönelik çalışmalarımızı kendi programlarına alacaklarını ve bu konuda da bizimle iletişime geçeceklerini belirtti. Yine aynı şekilde sergimizi ziyaret eden YÖK Başkanımıza da görme engellilere yönelik gerçekleştirmiş olduğumuz materyal üretim süreci hakkında bilgi verdik. Kendileri de sağ olsunlar çalışmalarımıza oldukça ilgi gösterdiler ve diğer üniversitelerdeki görme engelli öğrencilere yönelik materyal üretimi de sağlayabilecek bir kurumsal yapı kurulabileceği önerisinde bulundular. Bu yöndeki öneriler ve bilgi paylaşımları bizim için çok önemli ve değerliydi. Sergimize ayrıca ülkemizdeki pek çok üniversitenden katılım gösteren akademisyenlerimizin de yoğun ilgisi oldu ve kendilerinin, bizlerden çalışmalarımızla ilgili bilgi paylaşım talepleri oldu. Hatta birkaç üniversiteyle de çalıştay sonrasında iletişime geçtik ve davet talepleri aldık. Bu tarz geri dönüşler aynı zamanda çalışmalarımızın da önemsendiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.



"Rektörümüze destekleri için teşekkür ediyorum”


Alınan ödül her ne kadar bireysel dalda verilse de bu ödülün Anadolu Üniversitesinin sağladığı desteklerle, projenin içerisinde yer alan öğrenciler başta olmak üzere geniş bir ekibe verildiğini belirten Karaduman, sözlerini şu şekilde sürdürdü:


“Ödül süreci aslında engellilere yönelik yazmış olduğumuz Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) ile gelişti. Bu konuda Rektörlüğümüzün ve Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimimizin önemli destekleri oldu. Zaten Anadolu Üniversitesinin, dezavantajlı gruplara yönelik geçmişten gelen bir birikimi ve kültürü var. Üniversitemizde çok önceden oluşturulmaya başlanan ve hâlâ da devam eden bir süreç olan engellilerin eğitimine, sosyo-kültürel katılımlarına ve erişim olanaklarının arttırılmasına yönelik çok güzel imkânlar sunuluyor. Aslında bizi bu noktaya getiren faktörün, aldığımız destekler olduğunu söyleyebiliriz. Ben başta Rektörümüz olmak üzere üniversite ve fakülte yönetimimize vermiş oldukları desteklerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, projede başından beri birlikte çalıştığımız Arş. Gör. Ümran Alan’ın da önemli katkıları oldu ve bu yüzden ödülün sahiplerinden birisi de odur. Bu ödülün öncelikli sahiplerinden biri de öğrencilerimizdir, onların katkıları kesinlikle yadsınamaz."


“Yükseköğretimde Engelsiz Ufuklar Çalıştayı” kapsamında düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni’nde; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, YÖK Engelli Öğrenci Çalışma Grubu Yürütücüsü ve YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, YÖK üyeleri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından yetkililer, rektörler ile üniversitelerdeki engelli öğrenci birim sorumluları yer aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Hakim ve savcı adaylarına “İş Hayatında İletişim ve Diksiyon” ile “Etkili ve Hızlı Okuma” kursu Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Savcılarına, hâkimlere ve hâkim-savcı adaylarına yönelik düzenlenen ve "İş Hayatında İletişim ve Diksiyon" ile "Etkili ve Hızlı Okuma" kursları tamamlandı. Cumhuriyet Başsavcısı Selman Eskiler kursların kapanış konuşmasında, "Silifke Adliyesinde görevli Cumhuriyet Savcıları, hâkimlerimiz ve hâkim-savcı adaylarımızın gönüllülük esasına dayalı olarak mesleki ve kişisel gelişim alanlarında bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmak gayesiyle çeşitli kurs planlamaları yaptık. Yargı camiasında görev yapan birçok meslektaşımız vermiş oldukları kararlar öncesi hem dijital hem de basılı materyaller ile uzun süreli ve yoğun bir şekilde okuma faaliyetinde bulunmaktadırlar. Bu nedenle okuma süreçlerinde okuma tekniklerini öğrenmeleri ve mesleki anlamda bir takım kolaylıklar edinmeleri adına planlamış olduğumuz ’Etkili ve hızlı okuma’ kursumuz ile iş hayatları boyunca protokol ilişkileri, söyleşi, konferans, ziyaret gibi sosyal ve kültürel etkinliklerine katkı sağlamasını umduğumuz ’İş hayatında iletişim ve diksiyon’ kursumuz tamamlanmıştır. Düzenlenen eğitimler sonucunda katılımcıların yeni bilgiler edinmesi ve bir takım becerilerinde belirgin bir şekilde artış gözlemlenmiş olması bizleri mutlu etmiştir. Bu vesileyle söz konusu eğitimleri veren eğitmenlerimize, eğitimleri başarıyla tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, hâkim ve hâkim-savcı adaylarımıza, ayrıca eğitime katkıları sebebiyle Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ederim" dedi. Silifke Adalet Sarayında Esra Kara ve Serdar Türe tarafından pratik ve uygulamalı toplam 72 saat ders verildi.
Aydın Filmlere konu olan incir reçelinde kullanılan ilekler tezgahları süslüyor Filmlere konu olan incir reçelinin yapımında kullanılan ilekler, pazar tezgahlarını süslüyor. Tezgahlarda çok sık bulunmayan ilekleri gören bazı vatandaşlar da merakından tezgaha geliyor. Dünyanın en kaliteli incirlerinin yetiştiği Aydın’da, “deli ilek” olarak bilinen küçük ilekler de pazar tezgahlarını süslemeye başladı. Genellikle ilekler incir ağaçlarını sineklendirmek ve kaliteli incir elde etmek için satın alınırken, bazı vatandaşlar da ilek reçeli yapmak için tercih ediyor. İncir reçeli yapımında kullanılan deli ilekler tezgahlarda yerini alırken, vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor. Gelen talepler doğrultusunda küçük ilekleri satmaya başladığını ifade eden üretici Raziye Ay; “Bu küçük ilekleri genelde reçel yapmak için alıyorlar. Biz normalde bu küçük ilekleri hep ayıklar sebzelerin içine dökerdik. Bir keresinde soran oldu getirdim. O günden sonra talep artmaya başladı. İlekleri kaynatıp, acı suyunu aldıktan sonra kabuğunu soyarak şerbet içerisinde bekletiyorlar ve reçele dönüştürüyorlar. Biz de talep olunca getirip satmaya başladık. Normalde büyük ilek satışları olur zaten pazarlarda. Çünkü bu ilekler incir ağaçlarına asılıyor ve sinek çıkarıyor. Tabi bunlar biraz daha küçük. Deli ilek olarak biliniyor. Şuan daha yeni fidanların ileklerini de getirip satıyoruz” dedi. Küçük ilekleri bilmeyen bazı vatandaşların da merak ederek tezgaha geldikleri ifade eden Ay, “Tezgahta zaten küçük ilekleri gören vatandaşlar merak edip soruyor, dikkat çekiyor. Alıp reçel yapıyorlar. Seveni de çok. Biz de talebi karşılıyoruz. Bugün sabah da pazara gelmeden isteyenler var diye topladım ve buraya getirdim. Kilosunu da piyasaya uygun şekilde 40 TL’den satıyoruz. Çok şükür işlerimiz güzel. Zaten tüm ürünlerimiz organik. Kendi bahçemizde yetiştirdiğimiz ürünleri satıyoruz” şeklinde konuştu.
Erzurum Erzurum’dan Avrupa’ya staj için gidiyorlar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nde onlarca öğrenci, farklı meslek gruplarında Avrupa’nın değişik ülkelerine staj amaçlı gönderiliyor. Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin hazırlayıp sunduğu ve Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilerek finanse edilen proje çerçevesinde; kuaförlük dalında Barselona’ya beş öğrenci bir öğretmen, motorlu araçlar teknolojisi dalında Almanya’ya yedi öğrenci bir öğretmen ve aşçılık dalında Portekiz’e beş öğrenci bir öğretmen gidecek. Adeta Avrupa’da üs kurdular Oltu Mesleki Eğitim Merkezi öğrencileri stajlarının önemli bir bölümünü Avrupa Birliği ülkelerinde yapıyorlar. Merkez Müdürü Önser Yeğin’in göreve gelmesinden sonra yaptığı AB projeleriyle gündeme gelen Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, Türkiye’de kendi türünde akredite olan iki Mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olmayı başardı. Adeta bir şubesini Avrupa ülkelerinde açan merkez, şimdiye kadar onlarca öğrencisine 14 günden bir yıla kadar sürelerle yurt dışında mesleki eğitim alma imkanı sağladı. 2 Mayıs 2024 tarihinde 5 öğrenci 1 öğretmen ile İspanya Barselona’ya kadın kuaförü dalında öğrenciler 21 günlük staj eğitimine gidecek. Motorlu Araçlar Teknolojisi alanından da ise yedi öğrenci 21 gün ile 90 günlük staj için Almanya’nın sanayi kenti olan Hamburg’da olacak. Bangkok’ta staj yapacaklar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin Müdürü ve Proje Koordinatörü Önser Yeğin, “9 Mayıs 28 Mayıs 2024 tarihleri arasında da beş öğrenci bir öğretmenimiz ile beraber Portekiz’e staj eğitimi için gidecekler. Aynı şekilde Kuyumculuk Teknolojisi alanı değerli taş işleme ve faset kesim teknikleri için 25 Mayıs -9 Haziran 2024 tarihleri arasında ise Tayland’ın başkenti Bangkok’a 2 öğrenci 3 öğretmen ile giderek burada değerli taşların işlenmesi sanatı ile alakalı eğitim alacaklar. Bu alanda bir ay içinde bir okuldan bu kadar yurt dışı faaliyeti gerçekleştirmek rekordur. Bir ayda 25 öğrenci ve beş öğretmenin yurt dışı iş ve işlemlerini gerçekleştirerek. Bu organizasyonu başarmanın sevincini tüm personel ve öğrencilerimizle haklı gurunu yaşıyoruz. Görev sürem burada 12 Temmuz 2024’te bitecek ve bu okuldan ilçemizin başka bir okuluna tayin olacağım. Bu zamana kadar en güzel hizmetleri yapmaya devam edeceğiz” dedi. 95 öğrenci staj imkanı buldu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin, “Oltu Mesleki Eğitim Merkezi özellikle Oltumuzla ismi anılan taş işlemeciliğini tüm dünyaya tanıtması ve mesleki eğitiminde bir farkındalığı oluşturması açısından Merkez Müdürü Önser Yeğin’nin olağanüstü gayretlerini takdir ediyoruz. Türkiye’de bu kadar Mesleki Eğitim Merkezi içerisinde sadece iki mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olarak Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilmesi başlı başına önemli bir başarıdır” şeklinde konuştu. Oltu Mesleki Eğitim Merkez’inden şimdiye kadar AB ülkelerinde 25 öğretmen, 95 öğrenci 14 gün, 21 gün, 90 gün , 180 gün ve 365 gün sürelerle mesleki alanlarında staj eğitimi yaptı. Bir öğrenci Londra’da istihdam imkanı bulurken, dört öğrenci de Hollanda’da iş buldu. AB Staj hareketliliğine katılan tüm öğrenciler alanlarında istihdam edilmişlerdir. 2027 yılına kadar akredite olan Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, AB ülklerine staj eğitimi için öğrenci göndermeye önümüzdeki yıl da devam edecek.
İstanbul Diş teline avantajlı alternatif: Şeffaf plaklar Hizalanmış dişlere ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmak isteyen fakat diş teli kullanmaktan çekinenlerin sıklıkla tercih ettiği şeffaf plaklara dair merak edilenleri anlatan Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plakların çocukların kullanımına da uygun olduğunu vurguladı. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Diş Hastanesi’nden Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plak tedavisinin kişiye özel planlanarak üretilen, takılıp çıkartılabilen şeffaf hizalayıcılar kullanılarak dişlerin kademeli olarak düzeltilmesini amaçlayan bir işlem olduğunu belirtti. Günde ortalama 22 saat takılmalı Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların neredeyse kimsenin fark etmeyeceği kadar ince bir yapıda olduğunun altını çizerek, “Diş yüzeyine eklenen ve ataçman adı verilen dolgu çıkıntıları üzerinden kuvvet uygulanarak dişleri düzeltir. Dişlerin hareket edebilmesi için uygulanan kuvvet devamlı olmalıdır. Bu sebeple ortodontik plakların beslenme zamanı ve diş fırçalarken çıkarılması haricinde günde ortalama 22 saat takılması gerekiyor. Şeffaf plaklar ilk takıldığında bir baskı hissedilebilir ancak kısa süre sonra alışmak mümkün” dedi. “Hem çocukların hem de yetişkinlerin kullanımına uygun” Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların diş destek dokuları sağlıklı ise hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kullanılabileceğini belirterek “Diş çapraşıklığı, dişler arası boşlukların kapatılması, gülümseme estetiği planlaması, protez öncesi hazırlıklar gibi tedavi hedefleri için uygulanıyor. Tedavi sonrasında dişlerin eski haline dönmesini engellemek için tel tedavisinden sonra yapıldığı gibi dişler arkadan ince bir telle sabitlenir, bu tel dışarıdan görünmez.” dedi. “Ortodontist yönlendirmesi çok önemli” Şeffaf plak tedavilerinde sürecin ortodontistin ağızdan ölçü alması ile başladığını anlatan Bıyıklıoğlu, “Bu aşamada geleneksel ölçü yöntemleri kullanılabildiği gibi ağız içi tarayıcılar da tercih ediliyor. Alınan ölçü bilgisayar ortamına aktarılıyor ve dişler bilgisayar simülasyonu ile hareket ettirilerek şeffaf plaklar hazırlanıyor. Dişlerin hareket etmesi istenen pozisyona göre seri şekilde üretim yapılıyor. Ölçüler alındıktan sonra plakların hastaya teslim edilmesi kullanılan sisteme göre 4 haftayı bulabilir. Şeffaf plak tedavisinde her bir plak ortalama 7-10 gün kadar takılır, tedavinin devam ettiği süreçte ortodontistin yönlendirmesiyle gerekli diğer plaklara geçilir.” ifadelerini kullandı. Ağız hijyeni için oldukça faydalı Hastaların, günlük diş temizliğinde olduğu gibi plaklarını çıkartarak dişlerini ve plaklarını temizleyebileceklerini dile getiren Bıyıklıoğlu, “Plaklar sert olmayacak şekilde fırçalanabilir. Bu nedenle hastanın ağız hijyenini sağlaması bakımından bir sorun teşkil etmez. Hastaların daha önce bir tedavi görmüş olması (ortodonti, dolgu, kanal tedavisi, kuron kaplama vs.) şeffaf plak tedavisi için bir engel oluşturmaz. Şeffaf plak tedavileri geleneksel tel tedavileriyle kıyaslandığında daha fazla hasta kooperasyonu gerektirir.” şeklinde konuştu. Şeffaf plakların avantajları saymakla bitmiyor: Tedavi sonucu önceden görülüyor, yeme içme kısıtlaması gerektirmiyor Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu, hastaların sıkça merak ettiği şeffaf plak kullanımının avantajlarını şu şekilde sıraladı: -Dijital olarak oluşturulan tedavi simülasyonu sayesinde hasta, tedavi sonucunu henüz tedavi başlamadan önce üç boyutlu olarak görülebiliyor. -Yemek yerken çıkarılabilir olması sayesinde yeme-içme kısıtlaması gerektirmez. -Diş fırçalarken çıkarılabilir olması braket tedavisine kıyasla fırçalamada kolaylık sağlar. -Spor, yüzme gibi aktivitelerde plaklar engel teşkil etmez. -Plakların varlığına alışma süreci geçtikten sonra konuşmada sorun oluşturmaz. “Uzaktan tedavi takibi sağlanabiliyor” Şeffaf plakların kontrol sürecinde hastaların genellikle 4 - 6 haftada bir rutin kontrollere çağırıldığını ve tedavi sürecine göre bu aralığın daha uzun veya kısa tutulduğu zamanlar da olabildiğini belirten Bıyıklıoğlu sözlerini, “Kontroller sırasında şeffaf plakların ağıza uyumunun kontrolü, dişlerin konumunun önceden planlanan simülasyondaki konumlarla karşılaştırılması, genel gidişatla ilgili hasta bilgilendirmesi gibi işlemler olur. Ayrıca şehir dışı/ yurt dışı hastalar için uzaktan tedavi takibi sağlanabilir.” şeklinde sonlandırdı.
Erzurum Erzurum Kadın Kooperatifi ve Köyden Gelsin’den işbirliği protokolü Erzurum’un Narman ilçesine bağlı Kilimli köyünde yöresel gıda ürünleri üzerine üretim faaliyetlerini sürdüren Köyden Gelsin ve Erzurum merkezde faaliyet gösteren Erzurum Kadın Kooperatifi örnek bir protokole imza attı. Protokolde imzalar, Erzurum Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Polat ve Köyden Gelsin işletme sahibi Ömer Karahan tarafından atıldı. Faaliyetlerinde doğal ve organik ürün üretimi ve satışını esas alan Erzurum Kadın Kooperatifi ve Köyden Gelsin, yöresel ürünlerin değerini ve kadın gücünü artırmaya yönelik yapılan anlaşmayla; köy dokusunu tüm doğallığıyla ürünlerine yansıtan Köyden Gelsin ürünlerinin Erzurum’da tek satış noktasının Erzurum Kadın Kooperatifi olacağını bildirdi. Protokolün; yerelde ticari işbirliğine destek vermek, yerel dokunun doğal ve organik standartlarda, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmasına aracılık etmek, ürün portföyünü geliştirmek, kadın istihdamını ve kadın dayanışmasını artırmak, fiziki ve dijital ortamda satış/pazarlama faaliyetlerini birlikte yürütmek adına gerçekleştiği, bu protokolün sadece iki firmanın iş birliği anlamına gelmenin ötesinde, yöresel ürünlerin ticaretiyle yerel ve bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağlayacak nitelikte olduğu belirtildi. Erzurum Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Polat; “İmzalanan protokolle Erzurum Kadın Kooperatifi üye sayısının artması ve kooperatifin faaliyetlerinin genişlemesi, bölgedeki kadınların iş imkanlarını ve gelirlerini artıracak aynı zamanda, kooperatifçilik ruhu sayesinde kadınlar arasında dayanışma ve güç birliği artacaktır” dedi. Polat; “Bu protokolle yöresel ürünlerin değerlendirmesi konusunda örnek teşkil etmesi hedefiyle, Erzurum’un yöresel ürünlerinin ulusal ve uluslararası pazarda tanınması ve Erzurum’un turizm potansiyelinin artması da beklenmektedir. Erzurum Kadın Kooperatifi ve Köyden Gelsin arasındaki bu protokol, sadece iki firmanın iş birliği anlamına gelmenin ötesinde, önemli bir sosyal ve ekonomik kalkınma projesidir” dedi. Köyden Gelsin işletme sahibi Ömer Karahan ise; “Bu iş birliği, bölgedeki diğer küçük işletmelerin ve girişimcilerin de gelişmesine ilham kaynağı olacak ve yerel ekonomiye katkıda bulunacaktır. Köyden Gelsin ve Erzurum Kadın Kooperatifi arasındaki bu protokolle, her iki kuruluşun bilgi ve birikimlerini paylaşması Erzurum’un zengin kültürü ve gastronomisinin daha geniş kitlelere tanıtılabilmesine vesile olacak, yeni ürünler geliştirilerek mevcut ürünlerin kalitesi artırılacaktır” diye konuştu.
Gaziantep MÜZSAN organizasyonu ile bağlama öğrenen depremzede kursiyerlere sertifika verildi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile bağlama çalmayı öğrenen 250 depremzede öğrenci düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ‘bağlama ve eğitim bizden, öğrenmek sizden’ projesi kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile depremden etkilenen 11 ildeki konteyner kentlerde yaşayan gönüllü öğrencilere bağlama kursu verildi. Depremzede 250 öğrencinin bağlama öğrenmesini sağlayan projenin finali ve sertifika töreni yapıldı. Gaziantep Şahinbey Kültür Merkezi’nde yapılan törene MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Selçuk Korkmaz, deprem bölgesindeki illerden gelen öğrenciler, velileri ve hocalar katıldı Onurlu’dan Bakan Ersoy ve ekibine teşekkür Törende konuşma yapan MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, “Aylarca devam eden projemizin bugün sonuna geldik ve burada finali yapıp kursa katılan kursiyerlerimize katılım belgelerini veriyoruz. Daha önce dağıttığımız bağlamaları ile bu kursiyerlerimiz bağlama çalmayı öğrendiler ve bugün de bu belgeyi almaya hak kazandılar. Bu projede bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakan yardımcısı Nadir Alpaslan, Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ve bakanlık çalışanları ile bu projede üstün gayret gösteren hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan konuşmaların ardından bağlama kursiyerlerine katılım belgeleri teslim edildi. Tören sonrası MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu ve depremzede kursiyerler ile birlikte Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi ziyaret edildi. Ziyaret sırasında Halfeti Kaymakamı Zikrullah Erdoğan ile de bir araya gelen heyet, daha sonrasında tekne turuna katıldı, sıra gecesi eşliğinde doyasıya eğlendi. Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.