- 15 Ocak 2020 Çarşamba 17:16

Türkiye’de ilk yerli ve milli motoru teslim edildi: TEI-PD170

A
A
A
Türkiye’de ilk yerli ve milli motoru teslim edildi: TEI-PD170

Türkiye’nin ilk yerli ve milli motoru olan TEI-PD170 bugün TEI’de düzenlenen tören ile teslim edildi.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli motoru olan TEI-PD170 bugün TEI’de düzenlenen tören ile teslim edildi.


TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI)’de 2012 yılında imzası atılan TEI-PD170 Operatif İHA Motor Geliştirmesi Projesi (SSB-TEI) kapsamında yapılan ve Türkiye’nin ilk yerli ve milli motoru olma özelliği taşıyan TEI-PD170’nin seri üretim ilk partisi bugün düzenlenen tören ile teslim edildi. Projenin çıktısı olan PD170 isimli 170 beygir gücündeki pistonlu turbo dizel havacılık motorunun, başta ANKA platformu olmak üzere MALE (Medium Altitude Long Endurance) sınıfı insansız hava araçlarının güç ihtiyaçlarını karşılaması hedefleniyor.


2017 yılında prototipi yapılan ve 2018 yılında ANKA platformu ile ilk uçuşu gerçekleştirilen ve tamamını TEI çalışanı, mühendisi ve teknisyen ekibi ile üretilen PD170 turbo dizel motorun teslim töreninde açılış konuşmalarını yapan TEI Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Akşit, günün öneminden bahsetti. Akşit, “Bugün aslında Türk savunma ve hava sanayii için önemli bir dönüm noktasıdır. Hep birlikte şahit olmak için buradayız. Bugün törenini yapacağımız motorlar mühendislerimizin, çalışanlarımızın kabiliyetleri ile ilk kez seri imalatı yapılmış motorların teslim törenini yapıyoruz. Bugün teslim yapacağımız motorlardan bu yıl 13 tane üretmeye söz vermiştik. Sözümüzü de tuttuk. İlk seri imalat motoru da hemen yıl bitmeden teslim ettik ki, onlarda entegrasyonu ve diğer testlere devam etsinler” ifadelerini kullandı.



“TEI, havacılık sanayisinde uluslararası düzeyde üretici ve tasarım merkezi konumundadır”


TEI Genel Müdürü Akşit’in ardından konuşan Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak ise TEI’nin havacılık sanayiinde uluslararası düzeyde bir üretici olduğunu söyleyerek, “Bugün TEI’nin motor geliştirme projesinin seri imalatı olan motorlarının teslim törenindeyiz. Bu gurur anına şahitlik etmekten büyük bir onur ve mutluluk duyuyoruz. Türkiye’nin havacılık motorları alanındaki lider firması TEI, nitelikli yöneticileri çalışanları, birlikte çalıştığı yan kuruluşları ile ilimizin, ülkemizin yüz akı kuruluşlarından bir tanesidir. Birbiri ardında başarılı projelere imza atarak, ülke insanımızı, milletimizi gururlandırmaktadır. Havacılık sanayisinde uluslararası düzeyde üretici ve tasarım merkezi konumundadır. Her geçen gün de bu konumunu bir adım ileri götürmektedir” diye konuştu.



“Dünyaya örnek teşkil edilecek bir yürüyüş ancak içinde bulunduğumuz ortama baktığımızda koşmamız gerek”


Son olarak konuşan T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, TEI’nin yapmış olduğu işlerin iyi bir yürüyüş olduğunu, ama koşmak gerektiğini söyledi. Daha çok çalışarak içinde bulunulan ortama ve ihtiyaçlara bakıldığında koşmanın gerekli olduğunu vurgulayan Demir, “Savunma sanayiimizin belli alanlarda bir noktaya geldiğini görüyoruz. Özellikle platform üretiminde artık dünyanın söz sahibi ülkelerinden biri olma yolunda yol alıyoruz. Ancak bir süredir ısrarla her fırsatta alt bileşenler ve alt ileri teknolojilerine dair yürümenin yetmediği ve koşmamız gerektiğini vurguluyoruz. Sayın genel müdürümüz 2013 yılında başlayan programla alakalı bilgi verirken yapılan motorlarla alakalı iyi bir yürüyüş diyorum. Ama koşma tanımımıza uymuyor. Sizlerden, bütün çalışanlarımızdan ülkemiz adına istiyoruz. Buna ihtiyacımız var. Evet, tebrik ediyoruz. Yürüyüşünüz başarılı, çok güzel dünyaya örnek teşkil edilecek bir yürüyüş, ancak içinde bulunduğumuz ortama ve ihtiyaçlarımıza baktığımızda koşmamız gerektiğini, günün 24 saat olduğunu unutmayalım. Motor çalışmalarımızda Türkiye’nin köklü kurumu olan ve öncüsü olan TEI’nin ve TUSAŞ şirketimiz bizim için gurur kaynağı. Tabii seri üretime geçmek çok önemli bir kavram. Özellikle havacılık platformlarında çok önemli test süreçlerinin olduğunu ve bunu başarı ile geçtiğini belirtmek isterim” dedi.



“TS1400 turbo şaft motorumuzun ilk resmi testleri başarı ile geçtiğinin müjdesini veriyoruz”


Üretilen PD170 motorunun bir kaçını Akıncı’da kullanılmak üzere gönderileceğini ifade eden Sanayii Başkanı Demir, ilk yerli helikopter motoru TS1400 motorunun da ilk resmi testlerini başarı ile geçtiğinin müjdesini vererek, “PD170’in Akıncı’larda kullanılacağını belirtmek isterim. Akıncı’nın belirli modelleri olacak bu modellerden bir tanesini inşallah PD170 ile uçuruyor olacağız. Genel müdürlerim bu arada buradaki PD170’lerin birkaç tanesini alıp akıncıya göndereceğiz. Temel bey birazcık bekleyeceksiniz bazı motorlar için. Akıncıya motor gönderiyoruz. Hayırlı olsun. Milli uçağımıza milli motor. Ülkemiz motor çalışmalarının kalbi olan TEI’nin üzerinde çalıştığı bir diğer motor olan TS1400 turbo şaft motorumuzun ilk resmi testleri başarı ile geçtiğinin müjdesini veriyoruz. Burada da hep beraber bunu kutlamak istiyoruz. TUSAŞ’ın ürettiği T70 Genel Maksat Helikopterimize TEI’nınimal ettiği ilk iki motor takılarak başarı ile çalıştırıldı. 2020 yılı içerisinde 25 adet daha motor teslim edilecek. Toplamda bilindiği üzere 236 adet T70 motoru üretilecek.” diye belirtti.



“Herhangi bir gerilimden veya tek taraflı adımdan kaynaklanacak kayıpların her iki taraf için de söz konusu”


Demir, "TEI’nin stratejik ortağı olan General Electric (GE) firması yetkililerinin de bu başarıda önemli bir payının olduğu ve içinden geçtiğimiz bu dönemde Türkiye Amerika ilişkilerinde aslında burada çok güzel bir örneğin olduğunu, iki ülke arasında gerilimden çok iş birliği alanlarının çok fazla olduğunu, herhangi bir gerilimden veya tek taraflı adımdan kaynaklanacak kayıpların her iki taraf için de söz konusu olduğunu vurgulamak istiyorum. Demek ki iş birliğinde bir fayda ve rahmet var. O anlamda iplerin gerilmesini isteyen taraf hiçbir zaman biz olmadık. Olmamaya da devam edeceğiz. Umarız ki aklıselim galip gelir ve karşılıklı kazan-kazan ilişkisinin daha da ileri boyutlarda devam ettiğini görürüz" şeklinde konuştu.


Sanayii Başkanı İsmail Demir’in ardından üretilen motorların teslim töreni gerçekleştirildi. Törene; Eskişehir Vali Özdemir Çakacak, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, bazı milletvekilleri, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, protokol üyeleri ve TEI çalışanları katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Pembe Zakkum çiçeklerinden görsel şölen Adana’nın Kozan ilçesinde her yıl nisan ve mayıs ayında açmaya başlayan zakkum çiçekleri dağlarda görsel bir şölen oluşturuyor. Memi Mahallesi’nde dağ yamaçlarını saran zakkumların çiçek açmasıyla kartpostallık görüntüler ortaya çıktı. İlçede açık hava stüdyosuna dönen yamaçlar fotoğraf ve doğa tutkunlarının akınına uğruyor. Dağ yamacında ormanlık alanda yetişen zakkum çiçekleri pembe ile yeşilin buluşmasıyla farklı bir güzellik ortaya çıkarıyor. Çocukları ile birlikte fotoğraf çekimi ve öz çekim için bölgeye geldiklerini aktaran Bestami Akgöç, "Her yıl baharda bu güzel şöleni izlemeye geliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanından buraya fotoğraf çektirmeye geliyorlar. Bu çiçek zehirli ama görüntüsü çok güzel. Kuran’da da ismi geçen bir çiçek. Ölüm çiçeği, cehennem çiçeği olarak biliniyor. Bunu koparmıyoruz ve sadece görsel güzelliği ile fotoğraf çektirmeye geliyoruz. Doğa harika herkesi buraya bekliyoruz. Belediyemizde destek verirse burası doğa turizmine kazandırılır diye düşünüyoruz” dedi. Ailesi ile bölgeye gelen Reyhan Akgöç ise, "Babam ile fotoğraf çekimi için geldim. Her yıl buraya geliyorum ve pembe çiçekler çok güzel" diye konuştu. Doğaya hayran kaldığını ve Mersinden bölgeye geldiğini söyleyen Seda Can Ulaş, “Fotoğraf çekimine geldik. Harika bulduk. Keşfedilmeye değer" ifadelerini kullandı.
Trabzon Yeni Zigana Tüneli 4 mevsim sürücülere kesintisiz ulaşım sağlıyor Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerindeki Yeni Zigana Tüneli hizmete girmesinin üzerinden geçen 1 yılda kesintisiz ulaşım imkanı sağlarken, 15 binin üzerinde araç tüneli kullanarak geçiş yaptı. Yapımına Nisan 2016’da başlanan tünel, 3 Mayıs 2023’te hizmete girmişti. Sürücülerin korkulu rüyası haline gelen Zigana Geçidi’nde keskin virajlar ve rampaların yanı sıra kar, sis, taş düşmeleri gibi risklerin bulunduğu Trabzon-Gümüşhane karayolu Zigana Tüneli’nin hizmete girmesiyle sorunları ortadan kaldırmış oldu. Doğu Karadeniz ve Kafkasları, Ortadoğu ve İran’a bağlayan Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerinde bulunan Tarihi İpek Yolu güzergahındaki Yeni Zigana Tüneli açılışının ilk senesinde 15 binden fazla aracın geçişine ev sahipliği yaptı. Gümüşhane’nin Torul ilçesi Köstere köyü mevkisi ile Trabzon’un Maçka ilçesi Başarköy köyü arasında her biri 14,5 kilometre uzunluğunda inşa edilen çift tünelle Türkiye ve Avrupa’nın en uzun, dünyanın ise 3. en uzun tüneli olan Yeni Zigana Tüneli ile Trabzon-Gümüşhane arasında mesafe yaklaşık 30 dakika azaldı. Zamandan 60 milyon TL’ye yakın, akaryakıttan 150 milyon TL’ye yakın olmak üzere 200 milyonun üzerinde tasarruf da sağlayan tünel, ayrıca karbon salınımının da azaltılmasına katkı verdi. Keskin virajlar ve rampalar projeyle ortadan kalktı Türkiye’nin en uzun karayolu tüneli olan Zigana Tüneli hizmete girmesiyle Gümüşhane, Trabzon Limanı’na daha da yaklaştı ve yolun geometrik standardı daha da yükselmiş oldu. 100 kilometre olan güzergah 10 kilometre kısaltarak 90 kilometreye düşürülürken, özellikle kış aylarında yağışın ve karın yoğun olduğu geçitte keskin virajlar ve rampalar da bu projeyle ortadan kalktı. Zigana Tüneli ile birlikte sürücülere konforlu, güvenli ve ekonomik bir ulaşım imkanı sağlanırken, dik yamaçlardan taş düşmesi gibi olayların da yaşandığı Trabzon-Gümüşhane karayolunda yeni Zigana Tüneli ile bu problemler tarih oldu. Yeni Zigana Tüneli’nin hizmete açılmasıyla binlerce aracın geçiş sağladığı Zigana Geçidi artık sessizliğe bürünürken, sürücüler Zigana Tüneli ile 4 mevsim rahat ve konforlu ulaşım yaşamaya başladı. “Çok çilemiz vardı” Zigana Tüneli ile artık rahat bir ulaşım sağladıklarını belirten Okay Reis, “Güzel bir tünel oldu. Önceden Zigana Dağını kullanıyorduk. Zorlu bir yoldu. Şimdi ise duble yolda gidiyoruz” derken, Yunus Ayar ise Trabzon-Gümüşhane karayolunun tünel ile kısaldığını kaydederek “Zaman zaman tüneli kullanıyoruz. Yolumuz kısaldı. Daha rahat bir yolculuk yapıyoruz. Zorluk kalmadı. Eski Zigana yolunda zorlu çekiyorduk. kardan dolayı buz oluyordu. Sürekli inip çıkamıyorduk. Şimdi çift şeritli yok. Hem biz hem araçlarımız rahatladı” şeklinde konuştu. Özellikle kış aylarında zorluk yaşadıklarını vurgulayan Erkan Yılmaz da “Çok güzel bir yol oldu. Hem yolumuz kısaldı hem de kış aylarında zorluk çekiyorduk. Araçlarımız kardan dolayı kayıyordu. Artık tünele giriyorsun 10 dakikada Torul’dan çıkıyorsun” diye konuştu. Zigana Geçidi’nde kış aylarında araçlarına zincir bağlayarak yola çıktıklarını dile getiren Abdurrahman Köprü ise “Gümüşhane Zigana dağı yolunu çok kez kullandım. Artık çok rahat. Önceden zincir bağlayıp yola çıkıyorduk. Yapanlardan Allah razı olsun. Önceden çok çilemiz vardı” ifadelerini kullandı.
Van Urartuların mühendislik harikası 2 bin 800 yıllık Keşiş Gölü eski günlerine kavuşuyor Urartu Kralı tarafından 2 bin 800 yıl önce yaptırılan Keşiş Gölü, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlanarak yaban kuşlarına ev sahipliği yapmaya başladı. Son 4 yıldır ülke genelinde yaşanan kuraklık, birçok göl ve barajlar kurumaya neden olurken, bu göllerden biri de milattan önce 685-645 yıllarında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından Erek Dağı’nın eteklerinde akarsu vadisinin önünü kapattırmasıyla oluşturulan Turna (Keşiş) Gölü idi. Geçtiğimin son yıldır yaz mevsimlerinin yağışsız ve kurak geçişi sebebiyle kurumaya yüz tutan Gürpınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve Erek Dağı eteklerindeki 2 bin 500 rakımlı Keşiş Gölü, karların erimesi ve son yağışların etkisiyle tekrar canlanarak göçmen kuşların konaklama ve üreme alanı oldu. “Suları çok verimli kullanmamız lazım” Konuyla ilgili bilgi veren Van YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Van Gölü havzası son yılların en yağışlı dönemini geçiriyor. Bu yağışların neticesinde havzada yıllarca karada olan sulak alanların birçoğu artık suyla buluştu. Özellikle Karasu Sulak Alanı olsun, diğer sulak alanları olsun ve şu andaki bulunduğumuz Erek Dağı’nın doğusundaki keşiş Gölü olsun buraların hepsinin suyla dolduğunu görüyoruz. Bu çok çok sevindirici bir durum. Çünkü dünyadaki her şey su ile başladı, su varsa devam edecek. Bu suları bizim çok verimli kullanmamız lazım. Özellikle şehir merkezinden geçerek Van Gölü’ne dökülen Akköprü Deresi’nin yıllardır hiç olmadığı kadar gürül gürül aktığını görüyoruz. Artık yağışların azaldığı ve daha çok güneşli havaların olduğu yaz mevsimine giriyoruz. Bu sebepten dolayı özellikle gölet ve barajlardaki suyu peyder pey çok yavaş bir şekilde kullanılması lazım. Van Gölü’ne giden her bir damla su kullanılabilir su olmaktan çıkıyor. Göletlerde, barajlarda ve sulak alanlarda biriken suların mümkün olduğunca bu alanlarda tutularak yavaş bir şekilde Van Gölü’ne bırakılması lazım. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki yıllar yine böyle yağışlı geçer ve havzada yıllardır kuru olan sulak alanlar daha da bol su ile dolar” dedi. “Buradaki suyun varlığı havza için ümit veriyor” Şu andaki bulundukları alanın Erek Dağı’nın doğusundaki Keşiş Gölü olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Geçen sene buralara geldiğimiz zaman gölünün kıyı çizgisinin çok daha gerilerde olduğunu ve içerisindeki adacıklar olduğunu görüyorduk. Şu anda su neredeyse yol kenarında kadar gelmiş durumda. Bu durum adeta Keşiş Gölü’nün etrafına da yansımış. Biyoçeşitliliği çok daha canlı, etraf kuş sesleriyle dolu. Buradaki suyun varlığı havza için ümit veriyor” diye konuştu.