GENEL - 19 Şubat 2020 Çarşamba 11:47

Uluslararası mutfak mezunlarını verdi

A
A
A
Uluslararası mutfak mezunlarını verdi

Eskişehir’de, Tepebaşı Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından hayata geçirilen Uluslararası Mutfak Projesi kapsamında Türk ve yabancı kursiyerler ‘Pasta Çırağı’ kursunda başarılı olarak sertifikalarını almaya hak kazandı.

Eskişehir’de, Tepebaşı Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından hayata geçirilen Uluslararası Mutfak Projesi kapsamında Türk ve yabancı kursiyerler ‘Pasta Çırağı’ kursunda başarılı olarak sertifikalarını almaya hak kazandı. Kursiyerler, sertifika töreni öncesi hazırladıkları tatlıları kendi aralarında yarışma düzenleyip jüriye de tattırarak puanlarını aldı.


Eskişehir’de, Tepebaşı Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından 2019 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Ofisinin desteğiyle hayata geçirilen Uluslararası Mutfak Projesi ile Türk ve yabancı uyruklu sığınmacı vatandaşlar Pasta Çırağı kursunda bir araya geldi. Yaklaşık 3 ay süren kurs kapsamında, uluslararası mutfaklarda kabul görmüş tatlı ve pastalar öğrenen kursiyerler, hem meslek öğreniyor hem de uyum içinde çalışmayı öğreniyor.


Türkiye başta olmak üzere İran, Irak, Afganistan ve Suriye gibi birçok ülkeden 25 kişinin katıldığı kursta, verilen eğitimlerin ardından Pasta Çırağı sertifikası verildi.



“Projemiz hem sosyal bir ortam sağlanması hem de bir istihdam oluşturulması anlamında çok ciddi katkılar sağlıyor”


Uluslararası Mutfak projesi ve Pasta Çırağı kursu hakkında bilgi veren Tepebaşı Kaymakamı Erdinç Yılmaz, “Burada hem yabancı uyruklu hem de kendi vatandaşlarımı, bütün yemek çeşitlerini, pasta yapmayı öğreniyorlar. Bugün de öyle bir noktaya geldik ki, arkadaşlarımız kendi aralarında yarışma yaptılar, jüri oluşturdular. Çok güzel yemekler, pastalar yaptıklarını görmüş olduk. Projemiz hem sosyal bir ortam sağlanması anlamında hem de bir istihdam oluşturulması anlamında çok ciddi katkılar sağlıyor. Kursta, özellikle uluslararasında geçerli olacak, kabul görmüş tüm yemekler ve tatlılar öğretiliyor. BM tarafından hibe edilen Uluslararası mutfağımız bulunmakta. Bu mutfakta, vakfımıza ait aile destek projesi bulunmaktadır. Kursun amacı, Türk ve sığınmacı göçmen vatandaşların birbirleriyle sosyal uyumu ve kültürel entegrasyonu. Ve kursta aldıkları sertifikaları mesleki anlamda kullanabilmektedirler” ifadelerini kullandı.



“Bugüne kadar mutfakta 227 arkadaşımız başarı göstererek sertifikayla mezun oldu”


Tepebaşı Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı Müdürü Tolga Gülmez, “Bugün burada sertifika törenini yaptığımız kurs, bizim kurs serimizin bir devamı niteliğinde. 2019 yılı itibariyle açtığımız aile destek merkezimizle birlikte, mutfak dersleri de vermeye başladık. Bugüne kadar mutfakta 227 arkadaşımız başarı göstererek sertifikayla mezun oldu. Bu kursumuzdan da bugün 25 kişi mezun oluyor. Biz Birleşmiş Milletlerle (BM) işbirliği yapmak suretiyle, BM Türkiye Ofisinin desteklediği 2 projeden birisi olduk. Buradaki mutfağa destek verdiler. Buraya Uluslararası Mutfak adını vermemizin nedeni Eskişehir’de bizimle birlikte yaşayan yabancı vatandaşlar da katılabiliyor ve sertifika alabiliyorlar. Biz onları İŞKUR’un da desteğiyle, çeşitli yardımlarla destekliyoruz. Türk ve yabancı vatandaşlar burada birlikte eğitim alıyorlar. Hem sosyal anlamda birbirleriyle uyum sağlama açısından güzel bir örnek oluyor. Hem de meslek edindirme kursu olduğu için işsizlik sorununun çözümüne en azından bir katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Ağırlıklı olarak da aslına bakarsanız İran ve Iraklı kursiyerlerimiz daha ziyade biz başvuruyorlar. Onlar için bir sosyal etkinlik, aynı zamanda meslek edindirme aktivitesi ve bizim için de vatandaşlarımıza hizmet etmenin farklı bir yöntemi” dedi.


Öte yandan yapılan konuşmalar akabinde başarılı 25 kursiyer, Pasta Çırağı sertifikalarını Kaymakam Erdinç Yılmaz’ın elinden aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul Digital Art Festival’e geri sayım başladı Türk Telekom, teknoloji ve sanatı buluşturan etkinliklere katkı sunmayı sürdürüyor. Dünya çapındaki sanatçıları ve dijital sanat eserlerini bir araya getiren İstanbul Digital Art Festival bu yıl şirketin teknoloji desteğiyle 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleşecek. Türk Telekom, ana destekçisi olduğu Atatürk Kültür Merkezi’nde yüksek teknoloji ve dijital dönüşüm deneyimini kültür-sanat alanına da aktarmayı sürdürüyor. Teknoloji ve sanatı buluşturan birçok etkinliğe katkı sunan şirket, bu yıl 4’üncüsü düzenlenen İstanbul Digital Art Festival’de (IDAF) teknoloji sponsoru oldu. 2-5 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile düzenlenen IDAF, dijital sanatlar alanında yurt içinden ve yurt dışından önemli isimleri sanatseverlerle buluştururken, çocuk ve gençlik atölyelerine, panellere, görsel ve işitsel performanslara ev sahipliği yapacak. Fiber kablolar sanat eserine dönüşüyor Bu yıl ‘Search Reality’ (Gerçekliği Ara) temasıyla düzenlenen festivalde yaklaşık 55 sanatçının dijital sanat eserleri sergilenirken, şirket sanatseverlere farklı bir dijital deneyim sunmayı amaçlıyor. Festival boyunca AKM’nin içinde bir buluşma ve deneyim noktası olarak kurgulanan Türk Telekom Lounge alanında her gün paneller düzenlenecek. Ziyaretçiler, artırılmış gerçeklik ile hazırlanan Yeşilçam sergisinde teknolojik bir nostalji yaşayacak. Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) iş birliği ile gerçekleştirilecek Fiber İleri Dönüşüm Atölyesi’nde atık fiber kabloları kullanarak bir sanat eseri yapılacak. Yapay zekâ destekli moda tasarımı ve çocuklara özel tiyatro IDAF süresince, yapay zekâ destekli moda tasarımları festivalde sergilenecek. Uygur Tiyatrosu’nun da yer alacağı festivalde, birçok önemli sanatçıyla podcast yayınları gerçekleştirilecek. Festival süresince, şirket, uluslararası dijital sanat festivalinde sanatseverlerin dijital dünyayı keşfetmeleri için sergi alanları başta olmak üzere tüm teknolojik ihtiyaçlarını karşılayarak farklı bir deneyime katkı sağlayacak.
Muğla Minik Cansu’nun İstiklal Marşı sevgisi Muğla’nın Yatağan ilçesine bağlı Bahçeyaka İlkokulu’nda anasınıfı öğrencisi olan 6 yaşındaki Cansu Şimşek, okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ezberledi. Cansu’nun 9 yaşındaki ablası Defne Şimşek İstiklal Marşı yarışmasına hazırlandığı sırada, minik Cansu ablasının yanında söylediklerini tekrar etmesi sonucunda İstiklal Marşı’nı ezberledi. Minik Cansu’nun henüz okuma yazma öğrenmeden İstiklal Marşı’nı ezberlemesi, ailesinin ve çevresinin takdirini kazandı. İstiklal Marşı’nı ezbere bilen Cansu Şimşek, "Ablam İstiklal Marşı yarışmasına gidecekti, sonra ben de çalıştım ve öğretmenim beni görünce bana İstiklal Marşı’nı okuttu" dedi. Ablası Defne ise, "Ben önce İstiklal Marşı yarışmasına gitmek için çalışıyordum, kardeşim de çok sıkılıyordu ve yanıma geldi. Ben okurken hep o da dinledi, sonra o da okumaya başlayacağı zaman ben de onu hep çalıştırdım, bu sayede İstiklal Marşı’nı ezberledi" şeklinde konuştu. Cansu’nun annesi Burcu Şimşek, "Benim çocuğumun zaten küçüklüğünden beri bir hevesi vardı, o da bayağı iştahlı ve istekli okuyor. Çocuğumla gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. Baba Şükrü Şimşek ise, "Ben de her baba gibi çocuğumla gurur duyuyorum, bu bize mutluluk veriyor. Başta ablası, sonra annesi ve öğretmenleri olmak üzere hepsine teşekkür ediyorum" dedi.
Van Van’da yayla sezonu başladı: Besiciler ile çobanların sıkı pazarlığı başladı Küçükbaş hayvan varlığında Türkiye’nin ilk sırasında yer alan Van’da, baharın gelişiyle birlikte besicilerle çobanlar arasında sıkı pazarlıklar yaşanıyor. Havaların ısınmasıyla beraber Van’da koyunlar yaylaya çıkmaya başladı. Besiciler, 30-40 bin TL’ye sürülerine bakacak çoban bulamıyor. İpekyolu ilçesi Bahçıvan Mahallesi Hacı Osman Camii’nin önünde toplanan çobanlar, gelen sürü sahipleriyle uzun süren bir pazarlığa giriyor. Gün boyu cami ve çevresinde gruplar halinde bekleyen çobanlar ile besiciler uygun şartlarda anlaşmaya çalışıyor. Birçoğu Van’ın ilçeleriyle çevre illerden geldiklerini belirten çobanlar, istedikleri fiyatların çok görülmesine anlam veremiyor. Çobanlar, güvenceleri olmadan koyun sürülerine aylarca dağlarda baktıklarını, yaşanan olumsuzluklara rağmen istedikleri rakamın çok görülmesine dikkat çekti. Besiciler ise 30-40 bin TL vermelerine rağmen çoban bulamadıklarını fazlasını vermenin de zor olduğunu dile getirdi. “Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın” Sürüsüne çoban arayan Besici Tayyip Karabalık, Özalp’ın Hacıali Mahallesinde 300 koyun 300 de kuzusunun olduğunu belirtti. Çobanların kendisinden 65 bin istediğini ifade eden Karabalık, “Ben de çobanlara o parayı size nasıl vereyim dedi. Koyunların yarısını sana vereyim yarısı da bana kalsın. Bu böyle olmaz ki. Ben ayda 30-40 bin veririm. 5-6 ay boyunca yaylaya çıkaracak. Oğlum da yanında gidecek, yardım edecek” dedi. Besicilerin tekliflerinin çok düşük bulduğunu dile getiren Şeref Teke ise “Biz 70 bin diyoruz, 65’e anlaşırız ama onlar fazla buluyor ve bize 30 bin teklif ediyor. Tabii biz de kabul etmiyoruz. Yarı yarıya bir fark var. Dağda, yaylada kalıyoruz, devamlı dışarıdayız. O fiyata gitmeyiz. Sigorta yok, izin 6 ayda 7 gün veriyor. 2 çoban gidiyoruz ama hasta olduğumuz zaman bir kişi kalıyor. 20 günde bir elbiselerimiz yıkanıyor. Yani çok zor bir meslek” diye konuştu. Öte yandan, besiciler; çobanların süt, peynir, sigara ve yemek gibi ihtiyaçlarını da karşılıyor.