SAĞLIK - 15 Eylül 2020 Salı 11:33

ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özden temel ilk yardım uygulamalarını anlattı

A
A
A
ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özden temel ilk yardım uygulamalarını anlattı

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden, sertifika sahibi olmayan ilk yardımcıların tehlikeye neden olabileceği uyarısında bulunarak, vatandaşları sertifika edinme konusunda uyardı.


Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Özden ilk yardımın, eğitim almış kişiler tarafından hasta ya da yaralıya mevcut araç gereçlerle sağlık ekibi gelinceye kadar yapılan müdahaleler olduğunu belirterek şöyle konuştu:


“İlk yardımın öncelikli amacı hasta/yaralının yaşamsal fonksiyonlarının devam ettirmesine yardımcı olmak, durumunun kötüleşmesini önlemek, iyileşmesini kolaylaştırmaktır. İlk yardım koruma, bilgilendirme ve kurtarma aşamalarından oluşur. Koruma ve bilgilendirme olaya tanık olan kişilerce, kurtarma ise mutlaka ilk yardım eğitimi almış kişilerce yapılmalıdır. Öncelikle yapılması gereken, olay yerinde olası tehlikelere karşı güvenliği sağlamaktır. Örneğin trafik kazası olayında kontak anahtarı kapatılmalı; gaz sızıntısı durumunda vana kapatılmalı, ortam havalandırılmalı ve kıvılcım oluşturacak araç gereçlerin kullanılmasına izin verilmemelidir. Olay yerinin işaretlenmesi, kalabalığın uzaklaştırılması, sigara içilmesinin engellenmesi, hasta/yaralının yerinden kımıldatılmaması oldukça önemlidir. Yaşam bulgusu yönünden değerlendirmede bulunarak en hızlı şekilde yardım kuruluşlarına (112) haber verilmesi hayati önem taşımaktadır. Bilgilendirmede bulunurken adres tarifi doğru yapılmalı, olay açıkça tanımlanmalı, hasta/yaralıların ne durumda oldukları aktarılmalıdır.”



İlk yardım eğitimi alarak hayat kurtarabilirsiniz


Kurtarma aşamasının mutlaka ilk yardım eğitimi almış kişilerce yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özden, bilinçsiz müdahalenin yaralının hayatını kaybetmesine neden olabileceği uyarısında bulundu. Müdahale sırasında alan kontrolü yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özden, “İlk yardım eğitimi almamış kişiler hasta/yaralıyı kesinlikle kıpırdatmamalı, bulunduğu yerden çıkarmaya çalışmamalıdır. Hasta/yaralıya dokunmamalıdır. Müdahale ilk yardım eğitimi almış kişiler tarafından yapılacaksa müdahale sırasında sakin, hızlı ve bilinçli davranılmalıdır. Bu aşamada durum değerlendirilmeli, hasta/yaralıya olumlu telkinde bulunulmalı, hasta/yaralı panikleyebileceği durumlardan uzak tutulmalı, alan kontrolü sağlanarak etraftaki kişiler yardım etmeye teşvik edilmeli, hasta/yaralıya gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Kanamalı olaylarda beş ila sekiz dakika içerisinde ölüm gerçekleşebilir. Ambulans bu kadar kısa süre içerisinde olay yerine varamayacağı için orada bulunanlar, yaralı/yaralılara ilk yardımda bulunarak hayat kurtarabilir. İstatistiklere göre ilk 5 dakika içerisinde yapılacak müdahale ile mağdurların yüzde 10’u yaşamlarına devam edebilmektedir. Sağlık Bakanlığının İlk Yardım Yönetmeliğine göre ilk yardımcı olabilmek için Temel İlk Yardım Eğitimi almış olmak, ilk yardımcı sertifikası ve kimlik kartına sahip olmak gereklidir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”