SAĞLIK - 15 Temmuz 2025 Salı 15:39

Anadolu Üniversitesi’nden ilaç ve bilimsel inovasyona güçlü dokunuş

A
A
A
Anadolu Üniversitesi’nden ilaç ve bilimsel inovasyona güçlü dokunuş

Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, dünya çapında yaygın olarak kullanılan yama kelepçe elektrofizyoloji yöntemi üzerine yapılan çalışmalarla bilim dünyasında öne çıkıyor.


Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Feyza Alyu Altınok ve Eczacılık Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Öztürk’ün imzasında ayrı laboratuvar görüntüleme ve uluslararası iş birlikleriyle güçlendirilmiş durumda. Anadolu Üniversitesi proje destekleriyle hayata geçirilmesi, kurulum sürecinin bu yana laboratuvarın teknik olarak sunulması, cihaz donanımı ve deney düzeneği ekip tarafından oluşturuldu. Yüksek kırılganlık bu teknik altyapının kurulumunda, topraklama elektrot düzeneklerine, primer hücre kültürüne kadar her aşamada özel mühendislik ve araştırma bilgisiyle tasarlandı. Standardize edilmiş protokoller ise yakın zamanda ikinci çeyrekte yer alan bir dergide yayınlandı. Lisansüstü sertifika Abderouf Boubekka, Ahmed Hasan ve doktorasını laboratuvar bünyesinde gerçekleştirmesi sonrasında Leuven Katolik Üniversitesinde göreve öğrenim gören İlhem Dallali laboratuvar ekibinde yer alarak aktif rol üstlendi. Ulusal ve uluslararası bilgilendirme toplantıları ile alanda önde gelen isimlerin danışmanlık yönteminde standartlaştırılmasının yapılması.



İlaçların doku ve hücre düzeyindeki sonuçlarına odaklanıyor


Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu (EMBO) bursuyla İtalya Camerino Üniversitesi’nde Prof. Roberto Ciccocioppo ile yürüttüğü doktora tezi deneylerinin yanı sıra, Ukrayna’da bu alandaki dünya düzeyindeki kuruluşlarından olan Prof. Alexander Zholos ile gerçekleştirilen çalışmalarla bu yöntemle farklı araştırma modellerinde uygulama yöntemini kullanarak Dr. Öğr. Üyesi Alyu Altınok’un edindiği bilgi birikimini Türkiye’ye taşıyarak Anadolu Üniversitesi’nde yöntemin daha ileri seviyede tutulması sağlandı. Laboratuvarda yürütülen çalışmalar, özellikle ilaçların hücre düzeyindeki etkilerinin elektrofizyolojik ölçümlerle analizine odaklanıyor. Uyarılabilir hücrelerin elektriksel aktivitesi, hücre zarından geçen iyon akımlarındaki değişimler aracılığıyla takip ediliyor. Bu yöntemle ilaç moleküllerinin etki mekanizmaları, farmakolojik ve toksikolojik yönleriyle detaylı biçimde değerlendirilebiliyor. Çalışmalar, ilaçların mevcut endikasyonlarının ötesinde yeni kullanım alanları için bilimsel veri sunabiliyor. Hastalıkların patofizyolojisi ve sağlıklı durumlarda biyolojik yolakların incelendiği fizyolojik çalışmalar da gerçekleştirilerek tıp alanında literatüre bilimsel katkılar sunuluyor.



Eczacılık alanında nadir merkezlerden biri


Laboratuvarın teknik kapasitesi, yalnızca doku ve hücre düzeyinde değil, gelecekte canlı hayvan modelleri üzerinde yapılacak elektrofizyolojik kayıtları da destekleyecek şekilde geliştirilirken ayrıca yurt dışında yaygın olarak uygulanan bir yöntem olan hasta kaynaklı hücrelerle yapılan deneylere de altyapı oluşturuluyor. Böylece klinik verilere dayalı, kişiye özgü ilaç etkilerinin incelenmesi mümkün hale geliyor. Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’nin destekleriyle yürütülen projelerle donanımı güçlendirilen laboratuvar, Türkiye’de eczacılık alanında bilimsel araştırmaların derinliğini artıran nadir merkezlerden biri olarak konumlanıyor. Patch clamp yöntemiyle sürdürülen bu çalışmalar, hem yeni ilaç geliştirme süreçlerine katkı sağlıyor hem de mevcut ilaçların farklı endikasyonlara yönelik ruhsatlandırılmasına bilimsel dayanak oluşturuyor.



"Bilim dünyasında büyük önem taşıyor"


Eczacılık Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Feyza Alyu Alntınok laboratuvar hakkında yaptığı konuşmada şu ifadelere ver verdi:


"Bu laboratuvarın hikayesi aslında Prof. Dr. Yusuf Öztürk ile başladı ve 43 yıl öncesine dayanıyor. Hocamız bizi davet etti, genç araştırmacıları, fikrinden bahsetti. Sonrasında eğitimim Ankara’da başladı. Yöntemi ilk orada öğrenmeye başladım. Daha sonra European Molecular Biology Organization (EMBO) bursuna başvurdum ve İtalya’da, Camerino Üniversitesi’nde Prof. Roberto Cicacioppo ile deneylerimizi gerçekleştirdik. Orada yöntemi pekiştirdim. Ardından Ukrayna’da da deneyim kazandım. Bütün bu iş birliklerinden ve kolaborasyonlardan sonra laboratuvarımızın malzemelerinin ve cihazlarının alınması için projeler yazdım. Biz burada hücrenin elektriksel aktivitesini ölçüyoruz. Hücre zarından geçen iyon akımını ölçerek değerlendirme yapıyoruz. Bu, ilaçların etki mekanizmasını aydınlatmamızı sağlıyor. Hücrenin bulunduğu ortama ilaç molekülünü verdiğimizde, iyon akımındaki değişiklikler ilacın etki mekanizmasını bize gösteriyor. Literatüre dayalı, yıllarca birikmiş çeşitli fizyolojik yaklaşımlarla ilacın hangi yolaklarda etkili olduğunu ortaya koyabiliyoruz. Laboratuvarımızda hem eğitim hem de deneysel süreçler kapsamında birçok yüksek lisans projesi ve mezun öğrencimiz oldu. Doktora öğrencimiz oldu. Yurt dışında şu an hoca olan bir öğrencimiz var. Ayrıca, doktorasını sürdüren arkadaşlarımız mevcut. Laboratuvarımızın kurulumunda Anadolu Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’nden yazdığımız genel amaçlı projelerle destek aldık. Burada geliştirdiğimiz yöntemle bir yayın hazırladık ve Q2 klasmanındaki bir dergide yayımladık. Patch-clamp elektrofizyoloji yöntemi, zaman alan, emek isteyen ve teknik olarak öğrenmesi uzun süren bir yöntem, ancak sağladığı veriler ve bilimsel yaklaşım, bilim dünyasında büyük önem taşıyor. Patch-clamp yöntemiyle genellikle tıp fakültelerinde, biyofizik anabilim dalı altında fizyoloji ve patofizyoloji çalışmaları yapılıyor. Ülkemizde Patch-clamp laboratuvarları genelde tıp fakültelerinde kurulmuş durumda. Eczacılık fakültelerinde, burası hariç, Patch-clamp düzeni kurulmuş bir yer yok. Eczacılıkta Patch-clamp’in olmasının avantajı, ilaç geliştirme çalışmalarına katkıda bulunabilmemiz. Bu, bizim için büyük bir fark oluşturuyor."



Anadolu Üniversitesi’nden ilaç ve bilimsel inovasyona güçlü dokunuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş: "Kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Her konuyu bizzat kendi davamız gibi, kendi kadınımız gibi bizzat çok yakından takip ediyoruz. Bu hususta da bütün kadınlarımız müsterih olsun, kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" dedi. TBMM Genel Kurulu’nda bütçe teklifinin 11’nci maddesi üzerine görüşmeler devam ederken Bakan Göktaş, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmalarına ilişkin yaptığı konuşmada, "Bu konuda her zaman ifade ettiğim gibi, tek vaka bile bizim için fazla. Burada ben sayılardan bahsetmekten hicap duyuyorum. Asıl yapmamız gereken vakaları önleyebilmek ve burada bütün toplum üzerinde bir sorumluluk var. ’Sıfır tolerans’ ilkesinden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz de. Bu hususta Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı biz yakından takip ediyoruz. Davalara bizzat müdahil oluyoruz avukatlarımızla beraber. Zaten 6284 sayılı yasa, bize davalara müdahil olma görevi de veriyor. Dolayısıyla burada herhangi bir ihmal, herhangi bir ihbar veya bir iddia dahi olsa biz o vakada varız. A’dan Z’ye bütün süreci yakından takip ediyoruz. İl müdürlüklerimizde sadece psikososyal destek sunmakla kalmıyoruz, aynı zamanda hukuki destek de sağlıyoruz. Gerektiğinde takipsizlik olsa bile biz itiraz ediyoruz. Burada da tekrar bunu ifade etmek istiyorum. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Davalara sadece merkezden müdahil olmuyoruz, 81 ilimizdeki avukatlarımızla davalara müdahil oluyoruz" diye konuştu. 2025 yılında 2 tane kadın konukevinin ihtisaslaştırıldığını söyleyen Bakan Göktaş, "Bu hususta sadece bu sene 2 tane kadın konukevimizi ihtisaslaştırdığımızı belirtmek isterim. İhtisaslaşmış kadın konukevi nedir? İhtisaslaşmış kadın konukevi, kadınların çocuklarıyla birlikte bir arada kalabilecekleri ortamları sağlamaktır. Bakın, Türkiye genelinde 150 kadın konukevi var, 112 tanesi bizim bakanlığımıza bağlı. Diğer kuruluşlara da gerekli destekleri bu kapsamda sağlıyoruz. Kadın konukevi doluluk oranı şu anda yüzde 69. Bunu özellikle söylemek istiyorum; çünkü biz oraya gelen kadınlara sadece bakmıyoruz, aynı zamanda onları güçlendiriyoruz, hayata tekrar kazandırıyoruz, çocuklarının eğitim hayatlarına yönelik çalışmaları yerine getiriyoruz. Dolayısıyla, orada güçlendirdiğimiz her kadın tekrar hayata bağlanabilme imkanına da sahip oluyor. Bunun da altını özellikle çizmek istiyorum. Bugün buna rağmen kapasitenin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. 4 yeni kadın konukevini daha inşa edeceğiz; çünkü ister istemez bir kadının bile, ’Ben istedim ama yer bulamadım’ demesini istemiyoruz. Biz gerekli bütün süreçlerle kadınların yanındayız. Bakın, sadece psikolojik danışmanlıkla değil, Alo 183 ihbar hattımızla, GAMER’le, KADES uygulamasıyla anında vakaları takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Kadına şiddet konusunda sıfır tolerans göstermeye devam edeceklerini kaydeden Bakan Göktaş, "Bu konuda, bakın, bütün veriler entegre ve tek bir şekilde çıkıyor. Veri karmaşasının önüne geçmiş olduk. Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadın sivil toplum kuruluşlarıyla beraber düzenli olarak da bizzat benim başkanlığımda, 2 ayda 1 bakanlığımızda bir araya geliyoruz. Neden biliyor musunuz? Çünkü konularımız bir. Eğer varsa bir ihtiyaç, düzenleme yapılması gereken konular varsa, bunu da düzenlemek için elimizden gelen gayretle çalışıyoruz. Bunu istişareyle yapıyoruz ve karar alma mekanizmalarında varsa bir eksiğimiz tamamlamak adına yapıyoruz. Çünkü kadına yönelik şiddetle mücadele asla rehavet kabul etmez. Bu konuda bizim tutumumuz da duruşumuz da nettir. Bu yolda her türlü öneriye, katkıya ve iş birliğine de her zaman açık olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Bakın, burada da hiçbir milletvekili bu hususlarda bana ulaşamadığını ifade edemez. Çünkü her konuyu bizzat kendi davamız gibi, kendi kadınımız gibi bizzat çok yakından takip ediyoruz. Bu hususta da bütün kadınlarımız müsterih olsun, kadına şiddete sıfır tolerans gösterme yaklaşımına devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Kadınlar için 2026 yılında ayrılan bütçenin 287 milyar 36 milyon lira olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, "Bu bütçe, kadınları koruyan bir bütçedir. Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesinde kadınlar için ayrılan tutar 287 milyar 36 milyon liradır. Bu rakam, bakanlığımızın bütçesinin yüzde 53’üne tekabül ediyor. Evde bakım, SED, koruyucu aile, doğum yardımları, eşi vefat eden, engelli ve 65 yaş üstü kadınlara verilen destek, ADEM ve SODAM projeleri, genel sağlık sigortaları primleri gibi birçok kalemde kadınların yanında olmaya devam ediyoruz. Bakınız, 2022 bütçesinde kadın erkek eşitliğine duyarlı 39 gösterge bulunuyorken 2026 bütçesinde bu sayıyı 60’a yükselttik. Böylece OECD’nin eşitlik temelli bütçeleme uygulayan 23 ülkesinden biri olduk. Kadına ayrılan bütçeyi tek bir kalemle sığdırmak doğru bir yaklaşım değil. Zira, eşitlik temelli bütçelemede aslında pek çok bakanlığın kadınlara yönelik, kadınları güçlendirmeye yönelik de projelerini ele aldığını özellikle ifade etmek isterim. Dolayısıyla kadınları gözeten, önceleyen bu yaklaşımımızı sadece kendi bakanlığımızın bütçesinde değil, bütün bütçeleri de doğru okuyarak kadınları güçlendirmeye yönelik okumakta fayda olduğunu özellikle ifade ediyorum" dedi. Son 23 yılda sosyal yardımların 4 kalemden 58 kaleme yükseldiğine dikkati çeken Göktaş, "Bakın, biz özellikle son 23 yılda sosyal yardımları 4 kalemden 58’e yükselttik. Bu kapsamda, özellikle 17 günle 27 günü bulan bir başvuruyu e-Devlet üzerinden birkaç dakika içerisinde her vatandaşımıza ulaşılabilir kıldık. Dolayısıyla, bu sosyal yardımlarla ilgili siz fahiş rakamlar vererek aslında olayı şişiriyorsunuz. Bu rakamlarımızla çok stratejik bir şekilde, tamamen şeffaf bir şekilde kamuoyunu bilgilendiriyoruz. İhtiyaç sahibi olan her vatandaşımızın yanındayız. Zaman zaman tek seferlik yardımlarımız da bu kapsamda ele alınıyor. Afet zamanlarında, acil durum zamanlarında verdiğimiz tek seferlik destekleri de bu kapsamda alıyoruz. Dolayısıyla bir acil afet durumlarında dahi tek seferlik desteklerle vatandaşımızın yanındayız. Onlar da sosyal yardım alan haneler kapsamına girmekte. Dolayısıyla, AK Parti hükümetleri olarak 23 yıldır vatandaşlarımızın refahını artıracak her türlü politikanın ve projenin öncüsü olduk. Sosyal yardımlar da bu alanların başında geliyor" dedi.