SAĞLIK - 18 Nisan 2024 Perşembe 10:47

Dr. Necip Tolga Özbay: “Çocuklar anne karnından ergenliğe kadar sıkı takip edilmeli”

A
A
A
Dr. Necip Tolga Özbay: “Çocuklar anne karnından ergenliğe kadar sıkı takip edilmeli”

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, “Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır” diyerek anne karnından ergenliğe kadar çocukların büyümesinin gram gram ve santim santim takip edilmesi konusunda anne babaları uyardı.


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay, 15 Nisan Büyümenin İzlenmesi Günü’ne atıfta bulunarak çocukluk döneminin en temel özelliğinin dinamik bir büyüme dönemi olduğunu; büyümenin döllenme anından başlayıp erişkin boya ulaşıncaya kadar devam eden, doku farklılaşmasını, gelişmesini ve olgunlaşmasını düzenleyen birçok mekanizmanın yer aldığı kompleks bir süreç olduğunu dile getirdi. Çocuğun büyüme ve gelişmesinin normal ve düzenli olabilmesinin ilk şartının sağlıklı bir genetik yapıya sahip olması gerektiğini vurgulayan Dr. Özbay, genetik dışında beslenme, hormonlar, hastalıklar, psikososyal nedenler ve çevresel nedenlerin de büyümeyi etkilediğini anlattı.



"Erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır"


Büyüme hızının en yüksek olduğu dönemlerin bebeğin anne karnında bulunduğu dönem, süt çocukluğu dönemi ve ergenlik dönemi olduğunun altını çizen Dr. Özbay, “Sağlıklı yaşam için büyümenin belirli aralıklarla izlenip, standart büyüme eğrilerinde değerlendirilmesi yoluyla normalden sapmaların erken tanınarak çocukta kalıcı etkiler yapmadan önlenmesi amaçlanır. İlk bir ay bebekler haftada bir, 1- 6 ay arası ayda bir, 6 ay-2 yaş arası üç ayda bir, 2 yaş- 6 yaş arası altı ayda bir, sonrasında da yılda bir kontrollerle büyümenin izlenmesi önerilir” dedi.



“Bebeklerin kilosu ilk 6 ay her gün 20-30 gram artar”


Büyümenin değerlendirilmesinde vücut ağırlığı ve ağırlık artış hızı, boy uzunluğu ve boy uzama hızı, baş çevresi ve artma hızı, vücut bölümlerinin birbirlerine oranları gibi parametreler kullanıldığını belirten Dr. Özbay, “Vücut ağırlığı ilk 6 ay günde 20-30 gram, ikinci 6 ay günde 15-20 gram, 12-24 ay haftada 50 gram, 24 ay üzeri ise yılda 2-2,5 kilogram olarak artar. Boy uzama hızı 1-2 yaş arası yılda 10-12 santim, 2-4 yaş arası yılda 7 santim, 4 yaşından ergenliğe kadar yılda 5-6 santim, ergenlik öncesi yılda 3-4 santim artar. Ergenlikte toplam kazanılan boy kızlarda ortalama 25 santim, erkeklerde ise 28 santim olarak beklenir. Baş çevresi büyüme hızı ilk 3 ay boyunca ayda 2 santim, 3-6 ay arası yılda 1 santim, 6-12 ay arası ise her ay 0,5 santimdir. Özellikle büyüme geriliğinden şüphelenilen durumlarda, baş-pubis uzunluğu, pubis-ayak uzunluğu, oturma yüksekliği, kulaç uzunluğu gibi vücut bölümlerinin birbirlerine oranları da kullanılır" diye konuştu.



“Çok iyi takip edilmeleri gerekir”


Büyüme ölçümlerinin birbirleri ile karşılaştırılma yöntemleri sonucunda yaşa göre boy ya da ağırlık temelli büyüme eğrileri geliştirildiğini anlatan Dr. Özbay, sözlerine şöyle devam etti:


“Bu eğriler çocuğun aynı yaş ve cinsiyetteki yaşıtlarına göre büyüme durumunu gösterir. Büyüyememe, yaşıtlarına göre büyümesi geri kalmış çocuğu tanımlar ve olguların genelinde beslenme problemi vardır. Birbiri ardına birden fazla kez büyüme eğrisinde yaşa göre ağırlığın 3’üncü ya da 5’inci persantilin altında olması, büyüme eğrisinde 6 aylık dönemde 2 major persantilden fazla düşüş olması, boya göre ağırlığın 3’üncü ya da 5’inci persantilin altında olması durumunda çocuğun büyümesinde sorun vardır.. Yaşa göre vücut ağırlığı yetersiz beslenmeyi, boy uzunluğu uzun dönemli beslenme yetersizliğini, boya göre ağırlık oranı ise akut dönemdeki yetersiz beslenmeyi gösterir. Baş çevresi, üst kol çevresi, deri altı kalınlığı, üst kol ve baş çevresi oranı, göğüs ve baş çevresi oranı, beden kitle endeksi, z skoru beslenme durumunun değerlendirilmesindeki diğer ölçümlerdir” ifadelerini kullandı.



Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Necip Tolga Özbay son olarak, büyümede sorunu olan çocukların tedavisinde varsa altta yatan hastalıkların tedavi edilmesi, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yakalama büyümesi yapabilmeleri için yüksek kalorili diyet verilmesi, multivitamin desteği sağlanması ve duygusal gelişiminin takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.