EĞİTİM - 19 Aralık 2025 Cuma 10:39

Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor

A
A
A
Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor

ESKİŞEHİR(İHA) – Eskişehir’de bulunan Anadolu Üniversitesi bünyesindeki Türkiye’de tek olan Engelliler Entegre Yüksek Okulu barındırdığı 4 bölüm ile işitme kayıplı öğrencileri çalışma hayatına kazandırıyor.


Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nde bulunan Engelliler Entegre Yüksek Okulu, Türkiye’de tek olma özelliği taşıyor. Grafik ve Seramik Anasanat Dallarının yer aldığı Güzel Sanatlar Bölümü, Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları olmak üzere 4 bölümde eğitim veren okul, çeşitli şehirlerden işitme kayıplı öğrencileri seçtikleri alanlarda eğitim ve çalışma hayatına hazırlıyor. Geçtiğimiz yıl 23 öğrenci mezun veren okulda, hâlihazırda 107 öğrenci bulunuyor. Sınıf kontenjanları en faza 11 kişiyle sınırlı ve özel eğitim için uygun sınıf, laboratuvar ve atölyelerde eğitim veriliyor. Alınan eğitim sonrasında staj programları ve çalışma hayatlarında da okul tarafından öğrenciye yardım ediliyor. Yüksekokulun yaptığı araştırmalarda mezun işitme kayıplı öğrencilerden 2021 yılında yüzde 80’i işe girdi. İşe başlayan bahse konu öğrencilerden yüzde 57’si alanlarında kariyerlerine devam ediyor.



"Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumu"


Okulun Türkiye’de tek oluşundan bahseden Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Zehranur Kaya, "Şu anda Türkiye’nin ilk ve tek özel eğitim yükseköğretim kurumunda bulunuyorsunuz İleri ve çok ileri derecede işitme kayıplı bireyler sınavlara girip diğer bölümlerdeki çok yüksek puanları almakta zorlandıklarında, o zaman bizim okulumuz devreye giriyor. En az 50 desibel işitme kaybı olan ve üniversite sınavına girip yüksekokulun taban puanlarını alan öğrencilere bir yükseköğretim fırsatı sunuyoruz. Yüksekokulda şu anda hâlihazırda 4 tane programda eğitimlerimizi veriyoruz. 2 programımız lisans düzeyinde eğitim veriyor: Grafik ve Seramik Güzel Sanatlar Bölümü altındalar. 2 programımız ön lisans düzeyinde eğitim veriyor: Yapı Ressamlığı ve Bilgisayar Operatörlüğü programları. Yüksekokulun diğer yükseköğretim birimlerinden ayrılan bir yanı da Temel Türkçe hazırlık sınıfının bulunması. ‘Neden bu sınıf var?’ diye düşünebilirsiniz. Çünkü işitme kayıplı bireyler, bizim öğrencilerimiz özellikle doğuştan işitme engelli olup yeterli okuma, anlama, dil gelişim becerilerinde sınırlılıklar yaşıyorlar. Öğrencilerimizin Türkçe okuma, anlama, yazma, dinleme becerilerinin geliştirilmesi ve bölümlerde verilen mesleki bilgiyi anlayabilmeleri, onları içselleştirebilmeleri için Temel Türkçe Hazırlık Sınıfı çok önemlidir" dedi.



"Toplam mezun sayımız ise 728"


Okuldan mezun olan, mevcut ve iş hayatına atılan öğrenciler hakkında Doç. Dr. Kaya, "Şu anda hâlihazırda 107 öğrencimiz var. Geçen yıl 23 öğrenci mezun ettik. Toplam mezun sayımız ise 728. 32 yıldır yüksekokul eğitim-öğretim hayatına devam ediyor. "Öğrenci sayılarımız, geçen seneki mezun sayımız neden az" diye sorabilirsiniz. Neden az? Çünkü biz özel eğitim yükseköğretim kurumuyuz ve özel eğitim çerçevesi içerisinde derslerimizi yapıyoruz. Okul kontenjanları 11 ile sınırlı; yani her sınıfta maksimum 11 öğrencimiz var. Dolayısıyla mezun sayılarımız, öğrenci sayılarımız da bununla orantılı olarak değişiyor. Buradan çıkan öğrenci, kendi özgüvenine sahip, güçlü bir CV’si olan, kendini ifade edebilen birey olarak çıkıyor ve bu gözle görülür bir değişim. Sadece bizim bildiğimiz değil, dışarıdan da gözle görünür bir deneyim. Ailelerden aldığımız güzel dönütler, mezunlardan aldığımız güzel dönüşler. Bizim yaşadığımız birçok başarı hikâyesi var. Bunlar, öğrencilerimizin gözle görülür değişimini çok net gösteriyor" diye konuştu.



"Çok şükür, ben de kazandım geldim"


Aydın’dan Eskişehir’e gelen 19 yaşındaki işitme engelli öğrenci Selim Evren, "Sınava giriyorsun, geçiyorsun, kazanıyorsun. Çok şükür, ben de kazandım geldim. Çok mutluyum. Üniversite hocalarım bizlere derslerini anlatıyor ve başarılı olacağız. Hedefim; üniversiteden mezun olmak, memur olmak ve sporcu olmak. Branşım atletizm. Arkadaşlarımla, işiten insanlarla iletişim kurmak çok zor. Bazıları rahatsız hissediyor ama işitme engelli insanlarla konuşmak daha çok rahatlatıyor. Bilgisayarla ilgili dersleri, yazılım bölümünü çok seviyorum. Öğrencilerin hepsi bilmeyebilir, olsun. Pozitif yaklaşımlar ve yardımlar sayesinde hepimiz başarılı olacağız. Bilgisayarda birkaç arkadaşlarımız bilmiyor ama destek olacağız, başarılı olacağız" dedi.



Engelleri kaldıran Türkiye’nin ilk ve tek yükseköğretim kurumu 32 yıldır hizmet veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de Alzheimer hastalığı detaylı ele alındı Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği seminerde Alzheimer hastalığının evreleri, korunma yolları ve hukuki boyutu ele alındı. Seminerde, vasi tayini, hukuki ehliyet ve yaşlı istismarına karşı alınması gereken yasal önlemler de paylaşıldı. Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen, "Alzheimer hastalığı ve hukuki süreç" konulu seminer Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin’in de takip ettiği seminere ilgi yoğun oldu. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Mustafa Bakar’ın yaptığı seminerde nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay ve avukat Muzaffer Baran konuşma yaptı. Nöroloji uzmanı Doç. Dr. Demet Yıldız, Alzheimer’ın genellikle yaşlılıkta ve çeşitli zihinsel bozukluklarla ortaya çıkan bir beyin hastalığı olduğunu söyledi. Şikâyetlerin genellikle unutkanlık ile başladığını dile getiren Yıldız, erken evrede tespit edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Hastalığın ruhsal belirtileri de olduğunu ifade eden Yıldız, "Huzursuzluk, uyku bozukluğu, depresyon gibi ruhsal belirtileri de olabiliyor. Başlangıç evresinde yolu, tarihi şaşırma, kelime bulamama gibi belirti verirken, orta evrede kişileri tanıyamama başlar ve yıkanma ile beslenme konusunda yardım gerekir. Kişi, ileri evrede ise yakınları tanıyamaz" dedi. Demansa yakalanmamak için genetik faktörlerin önemli olduğuna işaret eden Yıldız, eğitim ve sağlıklı yaşamın koruyucu bir faktör olduğunu dile getirdi. İstismara dikkat Adli tıp ve nöroloji uzmanı Dr. Elif Nalan Tolgay, Alzheimer’da yaşlı istismarı konusuna değindi. Hastaların kandırılmaya ve telkine açık hale geldiğini ifade eden Tolgay, "Hastalığın başlangıç dönemlerinde yasal danışman uygun olurken, ilerleyen dönemlerde hastanın vesayet altına alınması gerekir" dedi. Erken evre demansta, hukuki ehliyetin raporlanmasında, kararın ve zamanın spesifik olduğunu anlatan Tolgay, "Evini satmaya kalkan kişinin bugün için hukuki ehliyeti tam olabilir ancak bu durum ertelenirse yeniden raporlama yapıldığında aynı olaya ehliyeti olmayabilir. Mesela, araç satabilir ama her şeyini çocuğuna devretmek için hukuki ehliyeti olmayabilir. Raporun hangi hukuki işlem için verildiği önemlidir" diye konuştu. Vasiler harcamaları rapor etmeli Avukat Muzaffer Baran, söz konusu hastalıkta vasi tayin edilebileceğini ve bunun önemli bir sorumluluk olduğunu söyledi. Bu tip konularda beraber yaşadığı çocuğu varsa öncelikli olduğunu dile getiren Baran, "Birinci derece yakını önceliklidir. Ancak yoksa, mahkeme bazen uzak akrabaları vasi tayin edebilir" dedi. Vasinin sadece hastanın günlük harcamaları yapmakla sınırlı olduğunu vurgulayan Baran, "Vasi tayin olan kişi, vasi tayin edilen kişinin tüm varlığını harcayabileceğini düşünüyor. Ancak harcayamaz. Mesela evini satamaz. Yıl sonunda harcamaların gelir gider raporunu vermelidir" diye konuştu. Baran, hastanın suiistimal edildiği düşünülüyorsa hemen bildirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Tedavide gelişmeler var Mustafa Bakar, Alzheimer hastalığında tanı yöntemleri ve tedavide gelişmelerin olduğunu söyledi. Genellikle yaşlılarda görülse de son yıllarda 30’lu yaşlardaki kişilerde de rastlandığına dikkat çeken Bakar, "Hastalık ne kadar erken başlarsa maalesef o kadar hızlı ilerliyor. Bir ailede böyle bir öyküsü varsa kontrol edilmesi gerekiyor. Tedavilerdeki gelişmeler daha çok hastalığın ilk aşamalarında etkili" dedi. Mustafa Bakar, kişinin tansiyon, şeker, kalp rahatsızlığı varsa sürekli kontrol edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, kişinin beynini çalıştırmasının hastalıktan koruyacağını söyledi.
Muğla Bodrum trafiğini rahatlatacak projeler hayata geçiyor Bodrum Belediyesi, ilçe genelinde sürdürdüğü yol yenileme çalışmalarının yanı sıra trafiği rahatlatmaya yönelik projeleri de hayata geçiriyor. Bu kapsamda Müskebi Mahallesi’nde, zaman zaman trafik karmaşasına neden olan Cumhuriyet Caddesi ile Düzalan Caddesi kesişiminde kavşak çalışması başlatıldı. Bodrum Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince kasım ayında başlatılan çalışmalar, asfalt dökümü aşamasına gelinirken sona yaklaştı. Çalışmaları yerinde inceleyen Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, yeni kavşak düzenlemesiyle birlikte trafik güvenliğinin artırılacağını belirtti. Başkan Mandalinci, "Cumhuriyet Caddesi’nde yeni bir kavşak tasarımı yaptık. Bu kavşakla birlikte hem Düzalan Caddesi’nden Cumhuriyet Caddesi’ne bağlanan bölgede hem de Cumhuriyet Caddesi’nden ’U’ dönüşü yapmak isteyen vatandaşlarımızın trafikteki güvenliğini sağlamış olduk" dedi. Peyzaj ve heykel çalışması yapılacak Bölgedeki çalışmaların peyzaj düzenlemesi ve kavşağa yerleştirilecek mandalin heykeliyle tamamlanacağını ifade eden Mandalinci, ilçe genelinde trafiği rahatlatacak projelerin planlı şekilde hayata geçirileceğini söyledi. Asfalt çalışmalarının Bitez Mahallesi’nde devam edeceğini kaydeden Mandalinci, MUSKİ, AYDEM ve Telekom ekiplerinin altyapı çalışması yürüttüğü Bergamut Caddesi’nde sıcak asfalt serimi yapılacağını belirtti. Mandalinci, "O bölgede yaklaşık bin 500 ton sıcak asfalt uygulaması yapacağız. Ekiplerimiz buradan Bitez Bergamut Caddesi’ne geçiyor" ifadelerini kullandı. Yaz sezonu öncesinde Bodrum’un ihtiyaç duyulan tüm mahallelerindeki sokak, caddeler ve bulvarların sıcak asfaltla vatandaşların, tatilcilerin ve turizmcilerin kullanımına en iyi şekilde hazırlanacağını vurgulayan Mandalinci, çalışmaların belirlenen plan doğrultusunda sürdürüleceğini dile getirdi. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Fen İşleri Müdürlüğü tarafından Müskebi Mahallesi’nde devam eden yol açma çalışmalarını da yerinde inceledi. Bekiroğlu Caddesi ile Müderris Caddesi’ni birbirine bağlayacak çalışmayla bölgede oluşan trafik güvensizliğinin ortadan kaldırılacağı belirtildi. Mandalinci, "Buradaki amacımız, D330 Karayolu’na binen trafik yükünü yan ve tali yollara bölerek Bodrum yönüne giden istikametteki trafik yükünü azaltmak. Müderris Caddesi’nin ilerisindeki 550 metrelik kısmında da genişletme ve sıcak asfalt çalışmamız var. Böylelikle kentimizin trafik sirkülasyonunun en yoğun olduğu Müskebi Mahallemizde yan yolların genişlemesi, açılması ve ardından yeni asfaltlama çalışmalarının yapılmasıyla birlikte hem trafik güvenliğini hem de trafikte geçirilen zamanda tasarruf sağlayacağız" diye konuştu. Çalışmaların yaklaşık bir hafta içinde tamamlanmasının planlandığı bildirildi. Saha incelemelerinde Başkan Mandalinci’ye Başkan Yardımcısı Ahmet Yıldızhan, Müskebi Mahalle Muhtarı Hürriyet Gergin ve ilgili birim müdürleri eşlik etti.
Eskişehir ’Toprağın Altından Sofranın Üstüne: Küllüoba’da Ekmeğin Arkeolojisi’ başlıklı seminer düzenlendi Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü tarafından, Doç. Dr. Duygu Yetgin Akgün’ün Türkiye’nin Müze ve Ören Yerleri dersi kapsamında ’Toprağın Altından Sofranın Üstüne: Küllüoba’da Ekmeğin Arkeolojisi’ semineri gerçekleştirildi. Turizm Fakültesi Amfi 2’de yapılan seminerde konuşan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Türkteki, Küllüoba’nın 5 bin yıllık ekmek kültürünü ve bu mirasın günümüze kazandırılma öyküsünü anlattı. Prof. Dr. Türkteki, ekmeğin günümüze kadar ulaşmasını sağlayan en önemli faktörün odanın yanmamasına rağmen ekmeğin bilinçli olarak yakılması olduğunu belirtti. Bu durumun sıradan bir mutfak kazası değil, evin terk edilmesi veya mühürlenmesi sırasında gerçekleştirilen manevi bir ritüel olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Türkteki, ekmeğin bulunduğu konumun da tesadüf olmadığını ifade etti. Ekmeğin kapı eşiğine yakın bir noktada bulunmasının, antik dünyada eşiğin kutsallığı ve bereketle olan ilişkisini simgelediğini vurguladı. "Ekmeğin kavılca buğdayından yapıldığını ve içerisinde mercimek bulunduğunu saptadık" Prof. Dr. Türkteki, Küllüoba’da bulunan ekmeğin günümüze ulaşmasını sağlayan karbonize yapısını ve içeriğini detaylı bir şekilde anlattı. Arkeolojik verilerin sadece birer nesne değil, yaşam biçimi sunduğunu belirten Prof. Dr. Türkteki, antik ekmeğin analiz sonuçlarına şu şekilde dikkat çekerek, "Geçen yıl burada paylaştığımız buluntu için henüz çok erkendi, ancak bugün o ekmeğin öyküsünü tüm detaylarıyla paylaşabiliyoruz. Analizler sonucunda bu ekmeğin ’gernek’ yani kavılca buğdayından yapıldığını ve içerisinde bir miktar mercimek bulunduğunu saptadık. Mikroskop altındaki incelemeler, hamurun mayalandığını kanıtlayan hava boşluklarını net bir şekilde gösteriyor" dedi. "Arkeoloji turizm için yapılmaz ama turizm bizim toplumla bağ kurmamızı sağlayan en güçlü araçtır" Küllüoba kazılarında ulaşılan iskeletlerin, Anadolu’nun o dönemdeki sosyal tabakalaşması hakkında bilgiler sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Türkteki, "Arkeoloji turizm için yapılmaz ama turizm, bizim toplumla bağ kurmamızı sağlayan en güçlü araçtır. Bu 5 bin yıllık ekmeğin hikayesi; insanların geçmişe dokunmasını, kokusunu almasını ve tadına bakmasını sağlayarak arkeolojiyi hissedilebilir kıldı. Odunpazarı’ndaki büfelerde bu ekmeğin gördüğü yoğun ilgi, antik değerlerin nasıl modern birer kültürel ürüne dönüşebileceğinin en güzel örneğidir" ifadelerini kullanıldı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yılmaz’ın, Prof. Dr. Murat Türkteki’ye teşekkür belgesi takdimiyle sona erdi. Programa; Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Türkteki konuk oldu. Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Yılmaz ile Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saadet Pınar Temizkan’ın katılım sağladığı seminere; Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökçe Yüksek, Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Duygu Yetgin Akgün, Turizm Fakültesi öğretim elemanları Prof. Dr. Sibel Önçel Güler ve Doç. Dr. Aysel Kaya ile çok sayıda öğrenci katıldı.
İstanbul Sultangazi’de çöp bırakma yasağı genişliyor Sultangazi Belediyesi Çevre kirliliğinin önüne geçmek için örnek bir uygulama başlatan Sultangazi Belediyesi, çöp bırakma yasağını genişletmeye devam ediyor. Bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakmanın yasak olduğu mahallelerin sayısı 10’dan 12’ye yükseltiliyor. Daha temiz bir Sultangazi için çalışmalarını sürdüren Sultangazi Belediyesi, örnek bir uygulamayı hayata geçirmişti. Bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakmanın yasak olduğu uygulamanın geçerli olduğu mahallenin sayısı 10’dan 12’ye yükseltildi. Kısa zamanda yasağın tüm mahallelerde uygulanması planlanıyor. Yasağa uymayana idare para cezası Uygulamanın geçerli olduğu mahallelerde bina önlerine, kaldırımlara ve boş arsalara çöp bırakılamıyor. Vatandaşlar çöplerini sokaklara sık aralıklarla bırakılan konteynerlere atıyor. Aksi halde çöpünü dışarıya atana idari para cezası uygulanıyor. Yasak daha da genişleyecek Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, "Uygulamanın geçerli olduğu 10 mahallemizde ekiplerimiz çöp yasağına uyup uyulmadığını sürekli denetliyordu. Yasağın uygulandığı mahallenin sayısı 12’ye yükseltildi. Yunus Emre ve Esentepe Mahallelerimize de çöp konteynerlerimizi sık aralıklarla yerleştirdik. Kısa zamanda 15 mahallemizin tamamında uygulamamız geçerli olacak. Vatandaşlarımızdan ricamız komşularımızın çöp yasağı konusunda daha duyarlı olmaları"dedi.